Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/695 E. 2023/207 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/695
KARAR NO : 2023/207

DAVA : SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen KAYIT KABUL davasının mahkememizde yapılan yargılaması neticesinde verilen 28/12/2018 tarih ve 2018/550 E. 2018/1451 K.sayılı kararın İstinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 14/09/2022 tarih ve 2020/1030 E. 2022/930 K.sayılı kararı ile iadesi üzerine yeniden yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Bankası A.Ş.’nin … müşteri no’lu, … A.Ş.’nin … Yatırım Hesap no’lu müşterisi olduğunu, … A.Ş.’de … Merkezi Kayıt Kuruluşu kodlu 65.000.000 LOT … Bankası A.Ş. hisse senedi sahibi olduğunu, Müflis … Bankası A.Ş.’den olan 65.000.000 LOT’luk karşılığı iflasın açıklandığı tarih olan 16/11/2017 tarihi itibariyle 56.500,00-TL alacaklı olduğunu, 27/12/2017 tarihinde alacaklarının kaydı için … 1.İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına müracaat edildiğini ve .. kayıt numarası ile iflas masasına alındığını, İflas İdaresince alacaklarının reddedildiğini, reddedilen alacaklarının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; İcra ve İflas Kanununun 235.maddesine göre, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açma mecburiyeti olduğunu, bu kapsamda, şayet davacı taraf işbu davayı hak düşürücü süre içerisinde açmamış ise davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 22.07.2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun 21.07.2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. Maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, bunun üzerine, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyasından … tarafından açılan iflas davasında, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106.maddesi uyarınca müvekkil Bankanın iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin Fon tarafından yerine getirilmesine karar veridiğini,Müflis Bankanın iflas tasfiyesi, … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden … tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, davacının müflis bankadan 56.550,00-TL tutarında alacaklı olduğu gerekçesiyle … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına … kayıt numarasıyla alacak kayıt talebinde bulunduğunu, İcra ve İflas Kanununun 206.maddesine göre, teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından belirli bir sıra ile verilmek üzere kaydolunduğunu, davacı tarafın alacak talebinin hisse senedine dayandığını, iflasta iflas masasına alacak yazdırabilecek olan kişiler müflisten alacaklı olan üçüncü şahıslar olduğunu, Müflis Bankanın iflas tasfiye işlemlerinin halen devam ettiğini, iflas tasfiyesi neticesinde sıra cetveline kayıtlı tüm alacaklar ile sukuk alacakları ödendikten sonra tasfiye bakiyesi kalması halinde, hisse senedi sahiplerine garameten ödeme yapılabileceğini, bu kapsamda davacı tarafın müflis şirketin hisse sahibi olduğu dikkate alındığında hisse senedine dayalı olarak iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, bu nedenle alacak kayıt talebinin hisse senedine ilişkin kısmının reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığını belirterek, davanın İİK 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ise öncelikle usulden reddine karar verilmesini, dava süresi içinde açılmış ise izah edilen nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
2004 sayılı İİK’nın 235/1. Maddesi gereğince Sıra cetveline itiraz edenler cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. … 1.İflas Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasında davacının alacağının masaya kayıt talebinin kısmen reddine dair kararın ve sıra cetvelinin davacı vekiline 08/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da 20/06/2018 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla;
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2017 tarih ve … E. … K. Sayılı kararı ile davalı …Bankası A.Ş.nin 16/11/2017 tarihi itibariyle iflasına karar verilmiş, hükmün istinafı üzerine verilen İstanbul BAM 17.HD.nin 2018/629 E. 2018/829 K.sayılı kararının Yargıtay 23.HD.nin 27/01/2020 tarih ve 2018/1539 E. 2020/406 K. Sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Mahkememizin 28/12/2018 tarih ve 2018/550 E. 2018/1451 K.sayılı görevsizlik kararı ile davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu düşüncesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün istinafı üzerine İstanbul BAM 45. Hukuk Dairesinin 14/09/2022 tarih ve 2020/1030 E. 2022/930 K.sayılı kararı ile davaya bakma görevinin adli yargı mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile mahkememize ait kararı kaldırarak dosyayı mahkememize göndermiştir.
Gerçekten benzer pek çok davada mahkemelerce görevsizlik kararı verilmiş, İstanbul BAM hukuk daireleri bu görevsizlik kararına karşı yapılan istinaf taleplerini reddetmiş, temyiz üzerine yapılan incelemede de Yargıtay 23.Hukuk Dairesi temyiz itirazlarını reddederek istinaf kararlarını onamıştır. Bunun üzerine idare mahkemeleri karşı görevsizlik kararları vermişler ve dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Uyuşmazlık Mahkemesi’de 07/06/2021 tarih ve 2021/310 E. 2021/350 K.sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Adli Yargı yerine ait olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle görev noktasındaki tartışma sona ermiştir.
Davacının, müflis bankanın 65.000.000 adet hissesine sahip olduğu, bu hisselerin karşılığı olan (16.11.2017 iflas tarihi itibariyle) 56.500,00.-TL’nin iflas masasına alacak kaydı talep ettiği, talebin reddedildiği hususlarında taraflar arasında anlaşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının elinde bulundurduğu müflis …. Bankası hisse senetlerinin bedelini talep edilip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacının dava dilekçesine eklediği belgeden de anlaşılacağı üzere davacı, davalı müflis bankanın 65.000.000 adet hissesine sahiptir. Davacı böylelikle bir nevi müflis bankanın ortağı konumundadır. Bu hisseler, davalı iflas idaresinin cevap dilekçesinde de emsal olarak gösterdiği Yargıtay kararlarında da işaret edildiği üzere; Ortakların payları için ödediği hisseler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflası halinde hisse senedi sahipleri kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, hisse senedinin değerini iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler (Pekcanıtez, Hakan; Anonim Ortaklıkların İflası, Ankara 1991, sh. 68; Atalay, Oğuz; Anonim Ortaklıkların İflası, İzmir 1996, sh. 204ekcanıtez, Hakan; Anonim Ortaklıkların İflası, Ankara 1991, sh. 68; Atalay, Oğuz; Anonim Ortaklıkların İflası, İzmir 1996, sh. 204 ). Hisse senedi sahipleri kanununda yazılı şartların bulunması halinde kar payı, hazırlık dönemi faizi, yan edim yükümlülüklerinin karşılıkları ve sermaye azaltılmasında iadesine karar verilmiş, sermaye pay miktarı için doğmuş alacaklarını iflas masasına alacak olarak yazdırabilirler.
Yine TTK.nun 480/3.maddesi gereğince “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına müteallik hakları mahfuzdur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, anonim şirket ortağı ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nun 196’ncı maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür (Emsal; Yargıtay 19. HD.nin 1996/2968 E. 1996/4360 K. İle Yargıtay 23. HD.nin 29.03.2012 tarih ve 2011/4362 E. 2012/2455 K.).
Açıklanan nedenlerle, dava ve usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi raporu aldırmaya gerek görülmediğinden talebin reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile 144,00-TL eksik karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İİK’nın 363/1.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/03/2023

KATİP

HAKİM