Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/694 E. 2023/502 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/694 Esas
KARAR NO : 2023/502

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili müflis banka ile davalı arasında akdolunan Sözleşme hükümleri uyarınca borçluya kredi kartı kullandırılmış olup, kartın kultarımı ile meydana gelen borcun ödenmemesi sebebiyle borçluya ihtar gönderilerek borcu olduğu ve ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiğini, Borçlu davalı tarafındanı ihtara rağmen müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen borç nedeniyle müvekkil tarafından davalı aleyhine … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıile icra takibi başlatıldığını, dosya barçlusu … tarafından ilgili dosyaya itiraz edilmiş olup, itiraz neticesinde icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili alacağını halen tahsil edememiş olup yapılacak incelemeyle sabit olacağı üzere borçlunun itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, akdedilen ve davalının imzasını içeren sözleşmeler, ihtarnameler, banka kayıtları ve bilirkişi incelemesi ile toplanacak deliller çerçevesinde yapılacak yargılama ile davamız sübut bulacağını, müvekkili ile davalı-borçlu. … arasındaki hukuki ihtilafın çözülmesi amacıyla … Arabuluculuk Bürosu’na … başvuru numarası ile yapıldığını, …nolu arabuluculuk dosyasında taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, Borçlunun; haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle duran icra dosyasına vaki itirazın iptali, takibin kaldığı yerden devam etmesi ve haksız itiraz nedeniyle borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi için iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu açıklanan nedenlerle borçlunun … 28. İcra Mü; ürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile duran icra takibinin kaldığı yerden devamını, borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalı-borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu-davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, davacı banka ile davalı arasında kredi kartı sözleşmesi gereğince ödenmeyen kredi kartı borcu üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Huzurdaki davanın ilk olarak tüketici mahkemesine açılmış … 6. Tüketici Mahkemesi … esas, … Karar sayılı kararıyla asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizce kredi kartı sözleşmelerinde 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun uygulanması gerektiğinden bahisle kanun 73/1 maddesi ve 83/2 maddesi gereğince tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği kararın davacı tarafça istinaf edildiği; mahkememiz İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 07/09/2022 tarih, 2022/1923 Esas, 2022/1726 sayılı kararı ile kaldırılmakla yukarıdaki esasa kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
… 28.İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı banka tarafından 7.630,71 TL Asıl Alacak, 6.191,31 TL Takip Öncesi İşlemiş Kar Payı, 309,57 TL Kar Payının BSMV’si, 13,00- TL Masraf olmak üzere toplam 14.144,59 TL alacak için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesinin incelenmesinde, davalı ile davacı banka arasında 02.06.2012 ve 23.02.2013 yıllarında iki adet Bankacılık Hizmetleri ve Kredi Kartı Sözleşmesi imzalandığı , herhangi bir kefalet imzası tespit edilemediği, sözleşmeye istinaden davalı adına dava konusu kredi kartının tahsis edildiği anlaşılmıştır. Taraflarca imzalanmış Bankacılık Hizmetleri ve Kredi Kartı Sözleşmesi’nin 19.16.3.Maddesinde borç tutarı ya da asgari ödeme tutarının son güne kadar ödenmemesi halinde, hiçbir ihtar keşidesine lüzum kalmadan borçlunun temerrüde düştüğünü kabul edildiği belirtilmiştir.
Dava konusu alacak ile ilgili dava dosyası içinde sunulan belgeler, dilekçeler ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle, BAM ilam kararı da gözetilmek suretiyle rapor sunmak üzere bankacılık konusunda uzman bilirkişi …’a dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 05/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; ” ödeme kayıtlarından davalının ekstre borç tutarından haberdar olduğu ve zaman zaman min.ödeme tutarlarının ödendiği anlaşılmıştır. Banka tarafından 14.02.2021 tarihinde başlatılan – icra tal işlemlerinde asıl alacak rakamına, 2016 yılındaki akdi kar payı oranlarının işletildiği görülmüştür. Tarafımca bu çerçevede borçluya, herhangi bir temerrüt kar payı uygulanmadan 2016 yılından takip tarihine kadar, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. Maddesince değişen oranlarda akdi kar payı oranı üzerinden hesaplama yapılmış ve talep edilen tutarın üzerinde bir alacak hesaplanmış olması sebebiyle, talebe bağlılık ilkesi gereği (7.630,71 TL Asıl Alacak, 6.191,31 TL Kar Payı,309,57 BSMV,13 TL Masraf) teyit edildiği şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/2 ve 3’üncü maddesi “Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz, asgarî tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise gecikme faizi uygulanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklar.” hükmünü içermektedir.
Kredi kartı borçları yönünden 5464 sayılı Kanun’un 26. maddesinde özel bir faiz düzenlemesi getirilmiştir.
Bununla birlikte hesabın kat edilmesiyle birlikte alacak muaccel hale gelip ihtarnamenin tebliğ edilip edilmemesi TBK’nın 117. maddesindeki temerrüt koşullarının oluşup oluşmamasına etki eder. (Yargıtay 19. HD’nin 2018/562 Esas – 2019/3255 Karar sayılı ilamı) Başka bir anlatımla hesap kat edilmesiyle birlikte kredi kartı borcu muaccel hale gelip ayrıca ödeme için mehil verilmesi gerekmez. Kat ihtarnamesinin tebliği ve davacı tarafından ödeme için herhangi bir süre verilmesi halinde o sürenin geçmesiyle temerrüt oluşur. (Yargıtay 19. HD’nin 2016/19458 – 2018/4877 Karar sayılı ilamı)
Dosya kapsamında davalının kat ihtarının tebliği ile temerrüt haline ilişkin bir evrakın bulunmadığı, bu nedenle bilirkişi tarafından herhangi bir temerrüt kar payı uygulanmadan 2016 yılından takip tarihine kadar, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. Maddesince değişen oranlarda akdi kar payı oranı üzerinden hesaplama yapılmış ve talep edilen tutarın üzerinde bir alacak hesaplanmış olduğu, hesabın kat edilmesiyle birlikte alacak muaccel hale geldiği de görülmekle takip tarihine kadar akdi faiz oranı ile yapılan hesaplamaya denetime açık niteliği ile itibar edilmiştir.
Zira uyuşmazlık niteliği itibariyle 5464 sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiş olan kredi kartı borcundan kaynaklanmakta olup, anılan Kanun’un 26. maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunduğu dikkate alındığında, somut olayda 5464 sayılı Kanun’a göre genel Kanun niteliğinde olan TBK’nın 88 ve 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-3129 E., 2021/1041 K. sayılı kararında da değinilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/(19)11-87 Esas, 2022/1081 Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı ve denetime açık bilirkişi rapor içeriğine göre, davalının … 28. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Davaya konu banka alacağının ödeme kayıtlarından davalının ekstre borç tutarından haberdar olduğu ve zaman zaman min.ödeme tutarlarının ödendiği bu haliyle alacak yönünden likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla takip konusu yapılan ve kabul edilen alacak tutarı üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile,
Davalının … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına,
2-Kabul edilen 14.144,59 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri (14.144,59-TL) üzerinden alınması gereken 966,21 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Kaldırma öncesi davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 212,50 TL posta ve tebligat masrafı yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kaldırma sonrası davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 119,00 TL posta ve tebligat masrafı ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.119,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/06/2023

Katip …

Hakim …