Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/660 E. 2023/167 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/660
KARAR NO : 2023/167

DAVA : ALACAK (Elektirik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen ALACAK davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … adresinde bulunan yeri (boş arsa) kiraladığını, elektrik hattı da bulunmadığından başvuru yaparak elektrik hattı ve aboneliği aldığını, elektrik sayacını bağlandığını, bu işlemlerinden ardından, “…” adı altında ticari faaliyete başladığını, 06.05.2022 tarihinde davalı … A.Ş.’nin saha personeli tarafından kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile tutanak tutulduğunu, toplamda 95.133,00 TL iki adet fatura tahakkuk ettirildiğini, faturaları ödemek zorunda kaldığını, oysa elektrik hattının davalı kurum ekiplerince havadan ve yanlış çekildiğini belirterek, davalı kurumun müvekkili aleyhine haksız olarak gerçekleştirmiş olduğu işlemin iptaline, müvekkilinden haksız şekilde tahsil edilen toplam 95.133,00.-TL bedelin şimdilik 100,00 TL’lik kısmının, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK.nun 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı tarafın kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğine yönelik yapılan tespitte ve buna istinaden yapılan tahakkuk işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını, yapılan kontrolde; “sayacı okuma dönemi dışında devre dışı bırakarak direkt bağlı şekilde kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirildiği” hususunun tespit edildiğini, yapılan hesaplamaların mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; abonelik sözleşmesine aykırılık (Kaçak elektirik kullanmak) nedeniyle tahakkuk ettirilip, tahsil edilen fatura bedelinin, kaçak elektirik kullanılmadığı iddiasına dayanarak istirdatı istemine ilişkindir.
Öncelikle mahkememizin davaya bakmakta görevli olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Zira 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Huzurdaki dava; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 09.10.2022 tarihli cevabi yazılarına göre “… Dairemiz … (TC …) vergi kimlik numaralı mükellefi …’ın tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarının tetkikinde; Mükellefin 23/01/2012 tarihinden itibaren dairemiz mükellefi olduğu, faaliyet konusunun “ARABA YAĞLAMA, YIKAMA, CİLALAMA VE BENZERİ FAALİYETLER”olduğu ve faaliyetine devam ettiği İşletme Hesabı Esası’na göre defter tuttuğu tespit edilmiştir. Mükellefin 2022/01-03 dönem gelir geçici vergi beyannamesinde ( Üç aylık ) dönem içinde elde edilen hasılatının 9.5S7,97-TL ,dönem içinde satın alınan emtia tutarının 4915,25-TL olduğu ve giderlerinin 29.719,81-TL olduğu ; … dönem gelir geçici vergi beyannamesinde (Üç aylık) dönem içinde elde edilen hasılatının 21.908,84-TL, dönem içinde satın alınan emtia tutarının 23.233,25-TL olduğu ve giderlerinin 141.887,78-TL olduğu tespit edilmiş olup ilgili beyannameler yazı ekimizde sunulmuştur.” denilmiştir.
213 sayılı VUK m.177 uyarınca 2022 yılı bakımından:
(1)Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 400.000 lirayı veya satışlarının tutarı 570.000 lirayı aşanlar;
(2) Yukarıda (1)’de yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 200.000 lirayı aşanlar;
(1) ve (2)’de yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2’de yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 400.000 lirayı aşanlar; Birinci sınık tacir sayılırlar.
Davacının tacir olmadığı esnaf büyüklüğünde, II.Sınıf tüccar sıfatıyla işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde Gelir Vergi Beyannameleri ile eki performans bilgileri tablosu ve işletme hesap özetlerine göre VUK 177/1-3 madde hükümleri uyarınca 1. sınıf tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutan kimselerden olmadığı, yıllık alış satış hadlerine göre esnaf olduğu anlaşılmıştır.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Açıklanan nedenlerle huzurdaki dava, davacının esnaf olması nedeniyle ticari bir dava değildir. Davada, mahkememiz görevli olmayıp, genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ılup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/02/2023

KATİP

HAKİM