Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/652 E. 2023/73 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/652
KARAR NO : 2023/73

DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/01/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten 26.08.2019 tarihinde motosiklet kiralama sözleşmesi ile …ve … plakalı 2 adet motosiklet kiraladığını, kira sözleşmesi ile birlikte teslim edilen motosikletlere karşılık malen içerikli görüldüğünde ödemeli, 20.08.2019 tanzim tarihli, her biri 9.400,00.-TL miktarlı olan iki adet teminat senedi düzenlediğini, kira ilişkisinin 09.05.2022 tarihli faturanın kesildiği tarihe kadar devam ettiğini, sözleşmeye konu 2 Adet motosikletin 09.04.2022 tarihinde davalıya iade edilip teslim edildiğini, kira ilişkisi sonucunda, taraflar arasında, 03.09.2019- 09.05.2022 tarihleri arasında kira bedeli, motor, bakım-tamir giderleri, trafik cezaları açıklamasıyla kesilen faturalardan kaynaklanan cari besap ilişkisi oluştuğunu, çeşitli tarihlerde, müvekkil tarafından davalıya ödemeler yapıldığını, borç bakiyesi olarak kalan 1.390,28 TL’den 955,80.-TL depozito bedelinin mahsup edilmesi sonucunda, müvekkili şirketin 434,45.-TLgerçek bakiye borcu kaldığını, 29.08.2019 tanzim tarihli, her biri 9.400,00.-TL miktarlı olan iki adet teminat senedinin davalı tarafça, … 26. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe konulduğunu belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2019 yılında Motosiklet Kiralama Sözleşmesi ve ek sözleşme imzalandığını, sözleşmeler uyarınca davacının 2 adet motosiklet kiraladığını, önce … plakalı aracın kiralandığını, sonrada 39 AAS 285 plakalı araca ilişkin ek (kira) sözleşme yapıldığını, davacının borcunun bulunduğunu belirterek iddiaları reddederek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Huzurdaki dava; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 05/07/2017 Tarih ve 2014/22319 E. 2017/7227 K.sayılı kararında, yine Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 18.04.2017 tarih ve 2016/982 E. 2017/2214 K.sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere 6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. Maddesinde; “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklandığı, yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira sözleşmesine dayanan uyuşmazlıklarda mahkememizin görevsiz, sulh hukuk mahkemesinin görevlidir. Kambiyo senedine mahsus takip yapılması davayı “Kambiyo senetlerinden kaynaklanan Menfi Tespit Davası” yapmamaktadır. Zira buradaki bonoların dayanağı kira sözleşmesidir ve onun hükümleri gereği verilen senetlerdir. Ticari mal ve hizmet alımına karşılık verilmemiştir. Davalı da bu senetlerin kira sözleşmesinden bağımsız, başka bir ticari iş için alındığını söylememektedir. Senetler burada kira sözleşmesinin edimi için verilmiştir. Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir.
Benzer bir olayda, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi nedeniyle açılan Menfi tespit davasında, Yargıtay 3. HD. 12.06.2019 tarih ve 2017/8954 E. 2019/5334 K.sayılı kararında Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna işaret etmiştir (Emsal; Yargıtay 3.HD.nin 18.04.2019 tarih ve 2017/7495 E. 2019/3614 K.ile 16.02.2017 tarih ve 2017/2425 E. 2017/1505 K.ile Yargıtay 13.HD.nin 26/01/2017 tarih ve 2016/3083 E. 2017/535 K.ile Yargıtay 20. HD.nin 13/06/2016 tarih ve 2016/4920 E. 2016/6859 K.).
Açıklanan nedenlerde dava bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu sonucuna varıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK.nun 345.maddesi gereğince, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2023

KATİP

HAKİM