Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/613 Esas
KARAR NO : 2023/583
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline genişletilmiş artı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 12.03.2021 tarihinde …’nun idaresindeki … plakalıl aracın çarpması sonucunda hasarlandığı, düzenlenen anlaşmalı trafik kazası tespit tutanağından ve yazılı beyanından …’nun %100 kusuru ile zarara sebebiyet verdiği, yapılan ihbar sonucu … numaralı hasar dosyasında görevlendirilen sigorta eksperi tarafından hasar miktarının KDV dahil 1.884,64 TL olduğunun belirtildiği, 19.04.2021 tarihinde 1.884,64 TL tazminat ödenerek TIK 1472. made uyarınca sigortalının haklarına halef olunduğu, borçlu davalıya karşı rücu hakkı doğduğu, … plakalı aracın ZMM sigortacısı …Sigorta Şti.’nin poliçe limitleri içinde kalan hasardan KTK 97 madde, ZMS Genel Şartları A.3. madde gereği sorumlu olduğu, rücu başvurusunda bulunulmasına rağmen davalı tarafından… ve … Sigorta Şti.’ne … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin itirazı üzerine durduğu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığı, alacağın tahsili için itirazın iptal davasının açılması zarureti doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçlulardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin araştırılarak sürenin geçmesi durumunda davanın usulden reddini talep ettikleri, 12.03.2021 tarihli kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete … ‘numaralı ZMM poliçesi ile sigortalı olduğu, öncelikle kusur tespiti yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettikleri, hesaplamanın yürürlükte olan ZMS genel şartlar ekine göre yapılması, hasar gören parça onarımı mümkün değilse eşdeğer veya yeniden kullanılabilir parça ile değiştirilmesi, bu parçalarla değişimine imkan yok ise orijinali ile değiştirilmesi, sigorta şirketinden onay almadan orijinal parça ile onarımın sağlanmaması gerektiği, parçanın orjinaliyle eğiştirilmesi sebebiyle ortaya çıkan zarardan sorumluluk bulunmadığı, sigortacının sorumluluğunun eşdeğer veya yeniden kullanılabilir parça bedeli ile sınırlı olduğu, aracın önceki hasarlarının incelenerek değerlendirme yapılması, daha önceden hasar uğramamış parçaların, onarım veya yenileme işleminden geçmemiş olması gerektiği, anlaşmalı olunan serviste onarılması durumunda uygulanacak parça, tedariki işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedelden sorumlu olabileceği, tazminat hesaplamarındaki belirsizliğin 7327 sayılı Kanun ile ortadan kalktığı, huzurdaki davada uygulanması gerektiği, 18. Ve 19. maddelere atıf yapıldığı, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, haksız takip ve dava nedeniyle %20’den az olmamak üzere davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine diğer hususlarla birlikte karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia olunan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Davaya konu …. 5. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 1.938,08-TL rücu alacağı için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumunun ve % (yüzde) olarak kusur oranının belirlenmesi, dosya kapsamında davacının aracında kaza nedeniyle oluşan onarım bedeli zararı bulunup bulunmadığı, tazminat miktarının tespiti amacıyla Sigorta Uzmanı …ve İ.T.Ü Makine Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis …’ den oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 06/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … Sigorta Şti.’ye ZMS (Trafik) poliçesi ile sigortalı … plaka numaralı motosikletin sürücüsü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, Davacı … Sigorta A.Ş.’ye kasko poliçesi ile sigortalı … plaka numaralı hususi otomobilin sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, yönündeki kusur değerlendirmesi, mevcut dosya kapsamındaki raporların bilimsel ve yargısal denetime açık niteliği de gözetilerek bilirkişi raporlarına yapılan itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında bulunan rapor içeriğine göre de araç onarım bedeli tazminatı yönünden ” Kaza döneminde…’a ait … plaka ve (…) şasi numaralı hususi otomobilin olay tarihinde yetkili servis ortamında, tamamı orijinal vasıfta parçalar kullanılarak gerçekleştirilmesi mümkün kadri maruf, haddi layık onarım bedelinin iskontolu KDV dahil 1.884,64 TL olduğu, hasar onarım bedeli ile ilgili olarak kasko sigortacısı davacı … Sigorta A.Ş. tarafından onarımı gerçekleştiren marka yetkili servisine yapılan 1.884,64 TL tutarındaki hasar tazminatı ödemesinin uygun olduğu,” tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Rücuen tazminat davaları; gerçek zararın giderilmesi amacına yöneliktir. Ödemesi gereken miktardan fazlasını ödeyen davacı,diğer sorumlulara rücu edebilecektir. Zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı,ödediği meblağın tamamını değil ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı,zarar sorumlusundan isteyebilir. Davacının, rücu edebileceği tazminat tutarı sürücünün kusur oranı ve zarar görenlerin gerçek zararı kadar olabilecektir(Yargıtay 17 HD 2019/3161E- 2021/85 K sayılı ilam). Bu nedenle,zarar görene yapılması gereken gerçek ödeme miktarı tespit edilerek, davacı tarafça yapılan ödeme miktarı daha fazla olsa da davalının gerçek zarar miktarıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekir (Yargıtay 17 HD 2020/2303 E- 2021/3171 K sayılı ilam). Başka bir ifade ile rücuen tazminat davaları, ödenmesi gerekenin tespiti amacı güder.
Rücu hakkı, başkasına ait borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik tazminat niteliğinde talep hakkı olup, davacının malvarlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleşmekle, faiz başlangıç tarihi de ödeme tarihi olacaktır. Davacının faiz talep edebilmesi için ayrıca bir ihtar ile temerrüde düşürülmesine gerek bulunmamaktadır.(Yargıtay HGK 2017/3-393 E- 2018/202 K sayılı ilam). Her ne kadar heyet raporunda davalının 24.04.2021 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek , takip tarihinin 12.08.2021 olduğu, takip gün sayısının 108 olduğu ve faiz oranının %9 olarak kabul edilmesi halinde takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarı hesaplanmış ise de davacının davalı sigortacıya tazminat talebi ve gerekli evrakları tebliğ ederek 14.04.2021 tarihinde başvuruda bulunduğu, davacı … Sigorta A.Ş. tarafından hasar onarım bedeli ile ilgili olarak onarımı gerçekleştiren yetkili servise 19.04.2021 tarihinde ödeme yaptığı faiz başlangıcının ise bu tarih olduğu; işlemiş faiz talebi yönünden de takip çıkışındaki bedelin uygun olduğu rapordaki bu farklılığın ayrıca inceleme gerektirmediği kanaati ile davacı şirketin kasko sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararı sigortalısına ödeyerek TTK m. 1472 kapsamında dava ve talep hakkı bulunduğu, davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden takip talebindeki aynı koşullarda devamına, karar vermek gerekmiş; icra inkar tazminatı talebinin alacak miktarının kusur tartışması gerektirmesi gereği reddine; kötü niyet tazminatı talebinin ise hükmün niteliği gereği şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile,
Davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden takip talebindeki aynı koşullarda devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Kabul edilen dava değeri (1.938,08 TL) üzerinden alınması gereken 132,39 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 51,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 84,00 TL, bilirkişi ücreti 3.500,00- TL olmak üzere toplam 3.745,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.938,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/07/2023
Katip
Hakim