Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/60 E. 2023/833 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/60
KARAR NO : 2023/833

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı işi yaptığını, davalı ile yapılan özel kargo taşımacılığı sözleşmesi üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde davalı borçludan 11.635,40-TL tutarında alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine … 2. İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca,masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, %20 ’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin 2019 yılı Ekim ayında …’ın … şehrinde bulunan müşterisi … firmasına duvar kağıdı numunesi göndermek üzere davacı firmadan fiyat teklifi aldığını, kg başına 3.34 Euro/kg üzerinden anlaşıldığını, bu fiyat teklifi alınırken davacı firmanın müvekkile herhangi bir ayrımdan da (…) söz etmediğini, müvekkilinin davacı vasıtasıyla göndermiş olduğu … numaralı gönderisinin, davacı firmanın pervasızlığı/özensizliği nedeniyle …’daki müşterisine teslim edilemediğini, müşterisi nezdinde zor duruma düştüğünü, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, bu ürünlerin yine davacı tarafın ihmali ve kusuru nedeniyle gümrükte yaklaşık 5 ay bekletildikten sonra kullanılamaz/çöp vaziyette müvekkili şirkete iade edildiğini, ürünlerin bedelinin yaklaşık 2.000,00 USD olduğunu, bu taşımalarla ilgili olarak davacı firmanın, 09.11.2019 tarihli 9.327,65 TL bedelli …’a kargonun taşınması ve yine 10.12.2019 tarihli 9.530,00 TL bedelli bu kez …’dan Türkiye’ye kargonun taşınması ile ilgili faturaları keserek müvekkiline gönderdiğini, yapılan incelemede söz konusu faturaların davacı şirketle anlaşılan 3.34 Euro/kg olarak kesilmediğini, daha fazla olarak kesildiğini anlayınca iletişime geçildiğini, davacı tarafın, tarafların anlaştığı … ile değil … firması ile taşıma yaptığından bahisle fahiş bir fatura kestiğini ifade ettiğini, müvekkilinin davacı şirkete ödemesini anlaşmaları üzerinden yaptığını, faturaların düzeltilmemesi nedeniyle 04.03.2020 tarihli 5.895,177 TL bedelli, 20.02.2020 tarihli 5.739,89 TL bedelli fiyat farkı faturalarını da keserek davacı şirkete gönderdiğini, buradan anlaşılacağı üzere davacının talebin olan 11.635,40.-TL’nin bu farktan kaynaklandığını, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davacının TTK.nun 875.maddesi gereğince ziya veya hasar ile gecikmeden doğan zarardan sorumlu olduğunu, zarar ziyan def’inde bulunduklarını, taşıyıcının kayıp, hasar ve gecikmeden kaynaklanan sorumluluğunun hukuki niteliği bir kusursuz sorumluluk hali olup, bu sorumluluktan kurtulabilmesi için ancak kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir somut olgunun varlığını ispat etmesi gerektiğini (Emsal: Yargıtay 11. HD.nin 2015/8586 E. 2016/6870 K.) belirterek, davanın reddine, zarar ziyan def’ilerinin kabulü ile taşıma ediminin sözleşmeye uygun olarak ifa edilmediğinin tespitine, hukuka aykırı takip ve dava nedeniyle davacının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari taşıma sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 29/07/2020 tarihinde, davalı aleyhine, açık hesaptan kaynaklanan alacak sebebine dayanarak, 11.635,40.-TL asıl alacak (Yıllık (10,00) oranında ve değişen oranlarda işleyecek Reeskont – Avans Faizi ile birlikte) üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 05/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/09/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 21/01/2022 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 11.635,40.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı ve taşıma hizmetinin verildiği hususlarında tartışma yoktur.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının verdiği taşıma hizmetinin kusurlu ve ayıplı olup olmadığı, gereken özenin gösterilip gösterilmediği, fiyatlandırma yapılırken anlaşmanın dışına çıkılıp fazla ücret istenip istenmediği hususlarında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Davacının ibraz ettiği 2019 ve 2020 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Yine davalının ibraz ettiği 2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, 2019 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin ibraz edilmediği, davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle 2020 yılı ticari defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu, 2019 yılı defterlerinin sahibi lehine delil oluşturma vasfının olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının ticari defter kayıtlarına göre, davalı yandan icra takip tarihi olan 29/07/2020 tarihi itibariyle 11.635,40 TL alacaklı olduğu SMM bilirkişisi tarafından tespit edilmiştir.
Davalının ticari defter kayıtlarına göre, davacı yana icra takip tarihi olan 29.07.2020 tarihi itibariyle herhangi bir borcunun bulunmadığı yine SMM bilirkişisi tarafından tespit edilmiştir.
Kayıtlar arasındaki farkın nedeni;
Davalı şirketin düzenlediği 20.02.2020 tarihli … numaralı 5.739,89 TL tutarlı ve 04.03.2020 tarihli … numaralı 5.895,17 TL tutarlı fiyat farkı faturalarından kaynaklandığı, bu faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı SMM bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Davacı, taşıma sözleşmesine göre düzenlediği faturalardan bakiye alacağı bulunduğunu iddia etmektedir. Davalı ise borcu bulunmadığını savunmaktadır. Bu savunmasına dayanak olarak ise 20.02.2020 tarihli … numaralı 5.739,89 TL tutarlı, 04.03.2020 tarihli … numaralı 5.895,17 TL tutarlı fiyat farkı faturalarını göstermektedir. En azından kayıtlarda bu şekilde görülmektedir.
Sektör bilirkişisi Nitelikli Hesaplamalar Uzmanının raporda işaret ettiği üzere; Bilindiği gibi, bir mal veya hizmetin satışında veya sözleşme kapsamında öngörülen fiyat ile gerçekleşen fiyat arasındaki farkın fatura üzerinde gösterildiği belgeye fiyat farkı faturası denir. Genellikle inşaat sektörü ve kamu ihaleleri gibi uzun vadeli projelerde kullanılan bir uygulamadır. Fiyat farkı faturası, sözleşme süresi boyunca ortaya çıkabilecek maliyet artışlarını veya düşüşlerini karşılamak amacıyla kullanılır. Özellikle uzun süreli projelerde, malzeme fiyatları, işçilik maliyetleri, nakliye masrafları gibi faktörlerde değişiklikler yaşanabilir. Bu durumda, taraflar arasında önceden belirlenmiş bir fiyat farkı formülü bulunabilir ve sözleşme şartlarına göre bu fark, belirli bir süre veya durumda faturaya yansıtılır.
Davalının savunması ise; 2019 yılı Ekim ayında …’ın … şehrinde bulunan müşterisi … firmasına duvar kağıdı numunesi gönderdiğini, kargonun müşterisine teslim edilmediğini, yaklaşık 5 ay sonra kullanılamaz/çöp vaziyette kendilerine iade edildiğini, faturaların danlaşmaya uygun olarak 3.34 Euro/kg olarak kesilmediğini, daha fazla tutar üzerinden düzenlendiğini savunarak söz konusu faturaların düzenlendiğini söylemektedir. Görüldüğü üzere savunma ile fatura içerikleri birbiri ile çelişkilidir. Buna rağmen faturaların amacının söz konusu beyanlara dayandığı kabul edilse dahi, raporda da işaret edildiği üzere, bu faturaları düzenlemeden önce mutabakat sağlaması mahkememizce de önemli görünmektedir. Aksi halde bu türden fark fatura veya yansıtma faturası tanzim eden tarafın konusu zararı ispat etmesi gerekir. Somut olayda, davacının taşımalarında düzenlediği faturalar davalı yan ticari defterine kaydedilmiştir. Bu faturalara ve fatura içeriğine TTK.nun 21/2. Maddesi gereğince yapılmış bir itiraz yoktur. Uygulamaya ve yasa hükmüne göre fatura içeriği karine olarak kabul edilmiş durumdadır. Davalının düzenlediği faturalar ise davacının defter kayıtlarında yoktur.
Yine aynı şekilde taşıma sözleşmelerinde, TTK.nun 889.maddesi gereğince ve yine tüm uluslararası konvansiyonlarda, zararın taşıma süreci bitimini takiben belirli hak düşürücü bildirim süreleri içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Gecikme zararları için TTK.nun 889.maddesi gereğince 21 gün, zayi ve hasar zararları için 7 gün, Montreal Konvansiyonunun 31.maddesi gereğince gecikmede 21 gün, zayi veya hasar zararlarında 14 gün içinde zarar bildirimi ve tazminat talep edilmesi gerekmektedir. Bu sürelere uygun zarar tazmin talepleri sabit olmadığından, salt iade-yansıtma-fiyat farkı faturası tanzim edilmesi, davacının taşıma sürecinde zarar verdiği şeklinde yorumlanamaz. Bilirkişinin bu görüş ve tespitine mahkememizce de iştirak edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. Ekim-2019 tarihinde yapılan Yurt dışı taşıma nedeniyle bir zarar oluşmuş ise bu konuda düzenlenen faturalar davacıya iade edilmeli, zararın davalı tarafça belgelendirilmesi gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yeni bir bilirkişi raporu aldırılması yönündeki itiraz ve görüşlerine iştirak edilmemiş, HMK.nun 31.maddesinde belirtilen dava ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeni bir bilirkişi heyet görüşü almaya gerek görülmemiştir.
Davalının likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturaya dayalı asıl alacak üzerinden haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … 2. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (11.635,40-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 2.329,08-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 794,81-TL olup, peşin alınan 140,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 654,28-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 122,00-TL, bilirkişi ücreti 4.000,00-TL’den oluşan 4.122,00-TL yargılama gideri ile 80,70-TL başvuru harcı, 140,53-TL peşin harç toplamı 4.343,23‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 11.635,40-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341/2 hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/11/2023

KATİP

HAKİM