Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/567 E. 2023/553 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/567
KARAR NO : 2023/553

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket tarafından davalı tarafça iletilen ilan görsellerinin 25.07.2018, 27.07.2018, 28.07.2018, 29.07.2018, 30.07.2018 ve 01.08.2018 tarihlerinde …Gazetesi’nde yayınlandığını, buna ilişkin sayfa görüntülerini de dava dilekçesi ekinde sunduklarını, 28.07.2018 tarihli, … sıra nolu, 6.966,72 TL tutarlı faturadan bakiye 1.966,27 TL, 31.07.2018 tarihli … sıra nolu 2.888,64 TL ve 07.08.2018 tarihli … sıra nolu 1.840,80 TL tutarında reklam faturalarından kaynaklanan alacağının tahsili amacı ile … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak, takibe konu edilen borca ve tüm ferilerine alacağın tahsilinin geciktirilmek için itiraz edildiğini, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varılamadığını belirterek, itirazının iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesinin 15.08.2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari hizmet satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 2. İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyası ile 16/04/2019 tarihinde, davalı aleyhine, dava dilekçesinde belirtilen üç adet faturaya dayanarak, 6.695,71.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, icra müdürlüğünün 26.01.2023 tarihli cevabi yazılarından da tebliğ tarihinin bildirilemediği, belge bulunamadığı ancak davalı borçlunun 24/09/2019 tarihli borca itiraz dilekçesinde tebliğ tarihinin dilekçe tarihi olarak beyan edildiği, UYAP kayıtlarında borca itiraz dilekçesinin havale ve gönderme tarihi 26.01.2023 görünmesine rağmen müdürlükçe borca itiraz tarihinin 24/09/2019 olduğunun bildirildiği, borçlunun hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, böylece itirazın süresinde olduğunun kabulü gerektiği, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 08/08/2022 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 6.695,71.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı kabul edilmiştir.
Davalı davaya cevap vermediğinden, taraflar arasında uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının dava ve icra takibine konu ettiği fatura içeriğindeki hizmeti davalıya teslim edip etmediği, teslim etmiş ise alacağının miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapmaya ihtiyaç bulunduğundan ve bu iş uzmanlık gerektirdiğinden, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacının ibraz ettiği defter ve belgeler incelendiğinde, 2018 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, e-defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, e-beratların alındığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıya ilgili tarihlerde düzenlediği e-arşiv faturalardan kalan 6.695,71 TL tutarında alacak kaldığı ve bunun karşılığında herhangi bir ödeme yapmadığı ve 31.12.2018 tarihli kapanış yevmiye kaydında davacının davalıdan 6.695,71 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu takibinde bu tutar üzerinden başlatıldığı, davacının BS bildiriminde vergi dairesine dava konusu faturaları bildirdiği tespit edilmiştir.
Davalı defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
6100 sayılı HMK.nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222.maddesi gereğince; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davacı kayıtlarına göre taraflar arasında yıllara sirayet eden bir ticari ilişki olduğu, davacının 2018 yılına davalıdan 17.66,55.-TL alacak bakiyesi devir aldığı, 2018 yılı içerisinde davalının zaman zaman ödemeler yaptığı, mal alımının devam ettiği, davacının usulüne uygun defter kayıtlarına göre davalıdan toplamda yıl sonu itibariyle 6.695,71.-TL faturalardan kaynaklı bakiye alacağı bulunduğu, davalının defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşıldığından davacının davalıdan 6.695,71.-TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturalara dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının …. 2. İcra Müdürlügünün… sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin 6.695,71-TL asıl alacak üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (6.695,71-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 1.339,14-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 457,38-TL olup, peşin alınan 80,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 376,51‬-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 66,00-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL’den oluşan 2.066,00-TL yargılama gideri ile 80,70-TL başvuru harcı, 80,87-TL peşin harç toplamı 2.227,57‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 6.695,71-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK m.341/2 hükmü gereği miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/06/2023

KATİP

HAKİM