Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/565 E. 2022/658 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/565
KARAR NO : 2022/658

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 05/08/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan tanıma ve tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret Mahkemesinin 02.09.2021 tarih, … sayılı kararının aynen tanınması ve tenfiz edilmesini, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişideki hak ve alacaklarının şimdilik16.916,32 ABD Doları, 16.986,28 Avro ve 81.411,-Rus Rublesi bedel üzerinden HMK madde 392 ve İİK madde 259 ve devamı yasal düzenlemeler gereği takdiren teminatsız olacak şekilde ihtiyaten haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevine yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle itiraz ettiklerini, davacının ihtiyati haciz talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Rusya Arbitraj Mahkemesince alınan kararın, Türk hukukuna, kamu düzenine aykırı olması, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edilmesi sebebi ile tenfizi mümkün olmadığını, davalı müvekkil şirketin, davacıya borcu bulunmadığını, MÖHUK 51, 6102 s TTK 4-5 maddeleri birlikte değerlendirilerek, davacının Rusya devletine ait bir kamu kurumu olduğu ve bu sebeple tacir kabul edilemeyeceği dikkate alınarak, HMK 114/1/c uyarınca, “mahkemenin görevli olması” bir dava şartı olarak düzenlenmesi sebebi ile HMK 115/2 gereğince görevsizlik kararı verilerek “dava şartı noksanlığı” sebebi ile davanın usulden reddini, tanıma ve tenfiz kararı verilmeyen yabancı mahkeme kararı sebebi ile ihtiyati haciz talep edilmesi hukuka uygun olmadığından şartları oluşmayan ihtiyati haciz taleplerinin reddini, müvekkili şirketin, hükmü veren yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmeyerek kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş olması, tenfizi istenen yabancı mahkemede sürdürülen yargılama esnasında müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanının Türkiye’de tutuklu şekilde cezaevinde olması sebebi ile savunma ve hukuki dinlenilme hakkını kullanamamış olması birlikte değerlendirilmesi ile MÖHUK’un 54. maddesindeki şartları taşımayan, Türk kamu düzenine açıkça aykırı … Mahkemesi’nin 02.09.2021 tarih, … sayılı kararının tanıma ve tenfizine yönelik davanın reddini savunmuştur.
Davacının tanımasını ve tenfizini istemiş olduğu dayanak ilamın resmi tercüme ve içeriğine göre dosyamız davacısının dosyamız davalısına sağlanan hizmetler ile ilgili yabancı mahkemede dava açtığı, hizmete ilişkin faturaların düzenlendiği, bu hizmet çerçevesinde ilamda açıklandığı üzere davacı tarafından davalı lehine bir takım gemi, sınıf ve rutin, denetim, onay (sürvey) işlemlerinin yapılacağının öngörüldüğü, yine davacı tarafından sözleşmede belirtilen gemilerle ilgili davalı lehine olmak üzere sözleşmelerde isimleri belirtilen gemilerin sertifikalarının doğrulanıp onaylatılması, ara denetim onay işlemlerinin yapılması, yıllık denetim ve onay işlemlerinin yapılmasının öngörüldüğü, davacının Rusya Fedarasyon’undaki milli düzenlemelere göre vergi numarası bulunan ve şirketler sicilinde kayıtlı bulunan konumunda bulunduğu, davacının faaliyet alanının isminden anlaşılacağı üzere gemiler ile ilgili sicil işlemlerini ücret mukabili yürüten, bu nedenle gemiler lehine sağlanan hizmetler nedeniyle ücret talep eden tüzel kişi konumunda bulunduğu kayden anlaşılmaktadır.
Davacı iddiası karşısında ve öncelikle Mahkememizin görevli olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Buna göre davacının alacağının gemilere verilen hizmet mukabili doğan ücretlerden kaynaklanması, yabancı Mahkeme ilamının ise bu ücret alacağına konu edilmesi karşısında bu alacağın öncelikle niteliği üzerinde durulmalıdır.
6102 sayılı TTK’nın “c) gemiler hakkında” başlıklı, “ı – ihtiyati haciz”, “”1. deniz alacakları”,alt başlıklı 1352. maddesinde;
(1) “deniz alacağı”; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir:
a) geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar.
(…)
l)geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.
m)geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.
n)liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar.
o)ülkelerine getirilme giderlerini ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma paylarını da içererek, gemi adamlarına, gemide çalışmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istemler.
p)gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar.
r)geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri.
s)geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri.(…)
Yukarıda belirtilen düzenlemelerin (l) bendi “geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler” (s) bendi “geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretlerini ve (p) gereği gemi için yapılan harcamalar deniz alacakları kapsamında kalmakla davacının davalı lehine vermiş olduğu hizmetlerden kaynaklanan alacağın deniz alacağı niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK m.5/2 hükmü uyarınca bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulunda, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Bu görevlendirmeye göre ise halihazırda İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi ise görevli mahkeme konumundadır.
Deniz ticareti TTK’nın Beşinci Kitabının sekizinci kısmında deniz alacaklarının düzenlendiği, somut olayda tenfiz ve tanımaya ilişkin ilamın ise bu çerçevede deniz alacağından kaynaklı bir ilam niteliği taşıdığı, açıklanan 6102 sayılı TTK m.5/f.1 hükmüne göre uyuşmazlığın bu itibarla deniz ticaretinden kaynaklı uyuşmazlık niteliği olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusunun tanıma ve tenfiz olduğu dikkate alındığında denizcilik ihtisas mahkemesince bu davanın görülmesinin gerekip gerekmediği ise ayrıca ele alınmalıdır.
Emsal Yargıtay uygulamasına göre;
“Davacı vekili, müvekkilinin Almanya vatandaşı olduğunu ve Almanya’da yaşadığını ve hakkında … Sulh Mahkemesinin 09.11.2012 günlü ve … sayılı kararla iflas kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini ileri sürerek iflas kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Almanya Federal devleti ile Türkiye arasında mütekabiliyet anlaşmasının olduğu, istemcinin iflas ettiği ve iflasına karar verildiği gerekçesiyle tanıma ve tenfiz kararı verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yabancı mahkeme kararlarının tanınması, MÖHUK’un 58/1. maddesinin yollamasıyla, aynı Yasa’nın 51/1. maddesi uyarınca asliye mahkemesinin görevinde ise de somut olayda istem, iflasa ilişkin olduğundan yargılama görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir (İİK.m.154/son).
Bu nedenle mahkemece, HMK’nın 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir” (Yargıtay 23. HD 2016/8949E. 2019/5469K:sayılı ilamı)
Yukarıda anılan Yargıtay uygulaması gereği tanıma ve tenfiz konusu eğer iflas olduğu takdirde, iflas davası olması nedeniyle davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği kabul olunduğundan, ihtisas mahkemesi olarak bu tip davalar yani iflas konulu tanıma-tenfiz davaları Mahkememizce görüldüğünden dolayı kıyasen tanıma ve tenfize konu uyuşmazlık deniz alacağından doğmuş ise ihtisas mahkemesi durumundaki denizcilik ihtisas mahkemesi tarafından davanın görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir. O halde somut olayda denizcilik ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17.ATM somut davada görevlidir.
İhtiyati haciz kararı ancak görevli Mahkemece hükme bağlanabilir. Mahkememiz görevli olmadığından ise ihtiyati haciz talebinin bu nedenle reddi gerekir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 maddesi gereğince usulden reddine, Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 hükmü gereğince USULDEN REDDİNE,
Mahkememiz görevli olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine,
2-Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine,
3-Bu suretle dosyanın akabinde denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal sürede istinaf başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.20/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip