Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/56 E. 2022/115 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/56
KARAR NO : 2022/115

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının 2019/389E.sayılı dosyasında yapılan ayırma sonucunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İİK m.285 ve devamı maddeleri gereğince, konkordato taleplerinin kabulü ile öncelikle davacılar hakkında tensiben üç ay geçici mühlet kararı ile birlikte İİK m.287 ve m.294 gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamı ile yargılama sonrası kesin mühlet kararı verilmesini, yargılama neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK m.285 vd.hükümlerinden kaynaklanan adi konkordatoya ilişkindir.
Bilindiği üzere kesin yetki 6100 sayılı HMK m.114 hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup öncelikle bu hususun ele alınması, buna göre diğer işlemlerin halli gerekir. Bu nedenle gerçek kişiler aleyhine açılan Mahkememizin 2019/389E.sayılı dosyasında ayırma kararı verilmiş olup yeni numara ise 2022/56E.sayılı dosya olmuştur.
Konkordato davalarında yetkili ve görevli mahkeme; iflasa tabi borçlu için 154’üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Bu noktada davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu gözetildiğinde herbir davacı açısından dava şartının ayrı ayrı takdir ve değerlendirilmesi gerekir. Bilindiği üzere dava açılmasının usul hukuku açısından doğan sonuçlarından biri, her davanın dava açıldığı tarihteki durumuna göre usuli hususlar ele alınmıştır.
Bu çerçevede davacı gerçek kişilerin, davanın açıldığı tarih itibariyle yerleşim yerinin kayden “…”olduğu, esasen davacı gerçek kişilerin yerleşim yerinin dava tarihi itibariyle başka bir yer olduğu noktasında da dosyada başkaca bir veri bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava tarihi itibariyle davacıların yerleşim yeri olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan davanın açıldığı tarihten öncesi dahi davacı gerçek kişilerin “…” olarak kaydı karşısında bu yerin mahkememizin yetki alanı dışında bulunduğu ve bu nedenle mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Zira önemli olan dava tarihindeki yerleşim yeri adresidir.
Yargıtay uygulamasında dahi gerçek kişiler yönünden sadece dava tarihi öncesi adres değişikliğinin yeterli görülmeyip adres değişikliğinin ilanının dahi dava tarihi öncesi yapılması ve bu işlemin tamamlanmasının kabul olunması dahi, gerçek kişiler yönünden kıyasen değerlendirildiğinde, önemli olanın dava tarihi itibariyle davacıların yerleşim yerinin kayden neresi olduğudur. Buna göre davacıların dava tarihi itibariyle yerleşim yeri Mahkememizin yargı çevresi dışındadır.
Kaldı ki İstanbul BAM Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca yapılan başvuru sonucunda Yargıtay 6.HD .2021/4808E.2021/1790K.sayılı ilamında: “Ayrıca konkordato talebinin incelenmesi aşamasında kanun koyucu, çok kısa ve kesin süreler öngörmüştür. Kanun koyucunun amacı konkordato sürecini bir an önce sonuçlandırmaktır. Konkordato uyuşmazlıklarında mahkemelerin yetkisi kanun koyucu tarafından kesin yetki olarak belirlenmiş olmasına rağmen yetkisiz mahkemenin bu durumunu gözeterek vermemesi gereken ihtiyati tedbirleri kaldırmaması, yetkisizlik kararına karşı kanun yollarına başvurulması halinde süreci uzatacak, alacaklıları mağdur edecek, borçluya kanunun tanıdığı sürelerin çok üzerinde bir hukukî koruma sağlayacaktır. Bu durumun kanun koyucunun konkordato sürecindeki amacına uygun olmadığı açıktır. Bu nedenlerle, kesin yetki nedeniyle davanın usulden reddi kararıyla birlikte alınan konkordato tedbirlerinin de kaldırılması gerekmektedir. Zira kararın tebliği, kesinleşmesi, yetkili mahkemeye gönderilmesi, talepte bulunmanın geciktirilmesi gibi usulî işlemlerin alacağı zamanın, konkordato talebinde yasa ile belirlenen kesin süreleri bertaraf edeceğinin gözönünde bulundurulması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle konkordato talebi üzerine, HMK’nın 114/1-ç ve 115/2’nci maddeleri gereği, kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi durumunda, mahkemece, HMK’nın 20’nci maddesinde belirtilen sürede talep olması hâlinde, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi ve İİK’nın 287’inci maddesi gereği konkordatoya yönelik alınan tedbir kararlarının re’sen kaldırılmasına karar verilmesi gerekli olup, bölge adliye mahkemesi hukuk daireleri arasındaki uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir” gerekçesi nedeniyle davacı gerçek kişiler yönünden verilen tedbir kararının dahi kaldırılması gerekmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacıların açmış olduğu davanın HMK m.114/f.1 bend (ç) hükmü ve HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra yasal süresi içinde dosyanın talep halinde yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine (1.,2.,3.) gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda yazılan nedenlerle;
1-Davacıların açmış olduğu davanın HMK m.114/f.1 bend (ç) hükmü ve HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan ve usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra yasal süresi içinde dosyanın talep halinde yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine (1.,2.,3.) gönderilmesine,
3-Karara karşı kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştirilmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesine,
4-Başka mahkemede davaya devam edilmesi söz konusu olmadığında dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin ihtarına,
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderlerine bu aşamada hükmedilmemesine,
6-Davacı borçlular … T.C. kimlik numaralı …, … T.C. kimlik numaralı … yönünden Mahkememizce verilmiş olan kesin mühlet dahil tüm tedbirlerin 17/02/2022 günü saat 10:31 itibariyle tümden kaldırılmasına,
7-Adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, 17/02/2022 günü saat 10:31 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine ayrı ayrı son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine,
8-Adı geçen davacı gerçek kişiler yönünden, konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
9-Davacı gerçek kişilerin konkordato taleplerinin kesin yetki nedeniyle usulden reddolduğunun, tüm mühlet ve tedbir kararlarının kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17/02/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …