Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2023/673 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/545 Esas
KARAR NO : 2023/673
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/09/2015
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KANUN YOLU : İSTİNAF

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların oğlu … …’ ın 22/08/2014 günü motosikletiyle … Sahilyolundan Kartal yönüne geçmek isterken, 3573 sayılı trafik ışıklarında … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, olay sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında davacıların oğlu … …’ ın yer işaretlemeleri ve cihazlarla belirtilen ve gösterilen hususlara uymayarak 2918 sayılı kanunun 47/1-c maddesine aykırı davrandığından dolayı kusurlu bulunduğunu, kazayla ilgili …. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, davanın 2014/… Esas sayılı dosyada görüldüğünü, davacıların oğlunun sahibi olduğu … plakalı motosikletin ZMMS sigortası olmadığını, davacıların oğullarının kazada ölmesinden dolayı, 3. Kişi olarak oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, …nın söz konusu zarardan sorumlu olduğunu, davacılara ölen oğullarının baktığını ve vefatı neticesinde desteğinden yoksun kaldıklarını beyan ederek, davacı … … için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava sonucunda davalı kurum aleyhine hüküm kurulup tazminat ödenmesi halinde, davalı kurumun ödeyeceği tazminatın mevzuat gereği, söz konusu sigorta yaptırılmamış aracın maliki ve sürücüsü konumunda olan müteveffanın varisi davacılara rücu edeceğinden, davacıların aynı zamanda borçlu konumuna geleceğini, somut olayda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmiş olacağını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davacıların aynı zamanda tazminatın nihai sorumlusu konumunda olduklarını, bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davalı kurumun rücu hakkının sigorta şirketlerinden farklı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı kurumun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, bu nedenle öncelikle Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davacıların maddi zararlarının ancak aktüeryal inceleme sonucunda tespit edilebileceğini, yapılacak incelemede yetiştirme Giderleri de dahil tüm denkleştirme sebeplerinin nazara alınması gerektiğini, dava tarihinden itibaren ancak yasal faiz işletilebileceğini beyan ederek, sair hususlar hakkındaki beyan hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya cevaplarının sunumu ile davanın usul ve esasa ilişkin olarak sundukları gerekçeler dikkate alınarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 09/12/2017 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dosyaya gelen bilirkişi raporuna göre müvekkili … …’ın alacağının 22.064,38 TL olarak diğer müvekkili … …’ın alacağının 29.285,26 TL olarak hesaplandığı, bu nedenle davalarını 50.349,64 TL arttırdıklarını ve toplam 51.349,64 TL tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde;
“… Dava, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 22/08/2014 tarihinde davacılar desteği … idaresindeki ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı motosiklet ile dava dışı … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacılar desteğinin vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde davacılar desteğinin asli (%85), dava dışı araç sürücüsünün tali (%15) kusurlu olduğu, davacılar , destek şahsının kusurunun davacılara yansıtılamayacağı gerekçesi ile ZMMS poliçesi bulunmayan araç işleteninin sorumluluğu kapsamında destek tazminatı talebinde bulunmuşlardır.
Hukuk Genel Kurulunun 2017/17-1315 E, 2017/1239 K sayılı emsal ilamı uyarınca; somut olayda, 22/08/2014 tarihinde tarihinde ZMMS poliçesi bulunmayan motosikleti ile seyir halinde iken meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde davacılar desteğinin vefaat ettiği,kazanın meydana gelmesinde müteveffanın asli kusurlu olduğu, destekten yoksun kalma tazminatının yansıma zarar olması nedeniyle destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat isteminin MK 2. maddesi kapsamında objektif iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmakla davanın reddine dair oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Hukuk Dairesi 23/06/2022 tarih ve 2020/… Esas – 2022/… Karar sayılı ilamında;
“…Dava,ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından; 22.08.2014 günü saat 19.00 sıralarında dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken trafik ışıklarını geçtiğinde,istikametine göre sağ tarafından kaldırımda bulunan bisiklet yolundan gelip sahil yolu ışıklarından sağa doğrultu değiştirme manevrasıyla geçmek isteyen maktul … … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin arka sol kısımlarına çarpması ile meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü olan desteğin vefat ettiği, bu vefat nedeni ile davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K, HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları)
Somut olayda davaya konu trafik kazası 22.08.2014 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi genel şartlar ve kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların murisin kullandığı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücününve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varıldığından, davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Kabule göre de; EHLİYETSİZ ARAÇ KULLANMA HALİ SÜRÜŞ KUSURLARINDAN OLMADIĞI, BİLİRKİŞİ RAPORUNUN DOSYADAKİ BİLGİ VE BELGELERE UYGUN, GEREKÇELİ VE DENETLENEBİLİR OLDUĞU kanaatine varıldığından kusur raporuna; MÜTEVEFFANIN SOSYAL EKONOMİK DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI İÇİN YAZILAN MÜZEKKERE YANITININ GELMİŞ OLMASINA GÖRE MÜTEVEFFANIN SOSYAL DURUMUNUN ARAŞTIRILMAMIŞ OLDUĞUNA; davacılar vekilinin 06/12/2017 tarihli oturumda asgari ücretle yapılan bilirkişi hesaplamasına bir itirazının olmadığı ve her ne kadar yazılı itirazlarımızda ücrete ilişkin araştırma yapılmasını istemiş ise de bu araştırmadan vazgeçtiğini beyan etmiş olması sonucu davalı lehine oluşan USULİ KAZANILMIŞ HAK nedeni ile destek … …’ın gelirine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı yönündeki içtihatları (2019/2559 E. ve 2020/2414 K. sayılı kararı) doğrultusunda desteğin bekar ve çocuksuz olmasına göre iki çocuğu olacağı varsayılarak yapılan hesaplamada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından hesaplama yöntemine ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Ne var ki desteğin kullandığı motosikletin ZMMS poliçesi bulunmaması nedeniyle dava açıldığı halde davalı …nın sorumluğunun belirlenmesi için dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ZMMS bulunup bulunmadığı araştırılmış ancak destek … … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir…” denilerek;
Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbul ili, … ilçesinde 22/08/2014 tarihinde saat 19:00 sıralarında dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken, istikametine göre sağ tarafından kaldırımda bulunan bisiklet yolunda gelip sahil yolu ışıklarından sağa doğrultu değiştirme manevrasıyla geçmek isteyen müteveffa … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin sol arka kısımlarına çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, motosiklet sürücüsü olan … …’ın vefat ettiği anlaşılmıştır. Davacılar müteveffanın anne ve babası olup, destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedirler.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacılar ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığından ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, KTK ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kazaya karışan motosikletin zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından davalı …nın, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı … destekten yoksun kalma zararından sorumlu olacağından, davacılar destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK’nın 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 E. – 411 K.; YHGK’nın 22/02/2012 gün 2011/17-787 E. 2012/92 K.; YHGK., 16/01/2013 gün, 2012/17-1491E., 2013/74 K.).
Nitekim, yukarıda yer verilen istinaf ilamında davacıların bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmüş, Bölge Adliye Mahkemesince “…davacıların murisin kullandığı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri…” vurgulanmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi ilamı uyarınca, davacıların desteği olan … …’ın kullandığı … plaka sayılı motosikletin kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığı noktasında araştırma yapılmıştır. Buna göre, 22/08/2014 kaza tarihi itibariyle … plaka sayılı motosikletin geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Nitekim, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi Başkanlığı’nın 04/04/2023 tarihli cevabi yazısında; … plaka sayılı motosikletin 22/08/2014 kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin bulunmadığı / kayıt olmadığı bildirilmiştir. Ayrıca, …nın yazı cevabı uyarınca; … plaka sayılı motosikletin 22/08/2014 kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesinin bulunmadığı anlaşılmış, kaza tarihinden sonra 25/08/2014 tarihinde ZMMS poliçesinin yapıldığı tespit edilmiştir.
Öte yandan; davaya konu trafik kazasına karışan … plaka sayılı motosikletin zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigorta yaptırılması gereken motorlu araçlar kapsamında olup olmadığı hususunda tahkikat mahkememizce genişletilmiş, bu kapsamda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3. maddesi hükmü uyarınca kaza tarihi olan 22/08/2014 tarihi itibariyle motosikletin azami tasarım hızı, silindir kapasitesi, motor hacmi, motor gücü net ağırlığını içeren trafik tescil ve ruhsat kayıtları celp edilmiş, yapılan incelemede; motosikletin azami tasarım hızının 50 cm3 den fazla olduğu, başka bir anlatımla KTK’ nın 3. maddesi gereğince sigorta yapılması zorunlu olan motorlu bir araç olduğu tespit edilmiştir. Yapılan açıklamalar karşısında; … plaka sayılı motosikletin kaza tarihi olan 22/08/2014 tarihi itibariyle hem davalı …ndan hem de …ndan yapılan araştırmalar sonucunda, kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik sigorta (ZMMS) poliçesinin bulunmadığı celp edilen yazı cevaplarıyla tereddütsüz olarak belirlenmiş olup, davalı …nın zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce istinaf ilamı öncesinde kusur raporu alınmış, müteveffanın sosyal ve ekonomik durumu araştırılmış, aktüerya raporu tanzim ettirilmiştir. Davacılar vekili ücrete ilişkin araştırma yapılmasını ve aktüer rapora itiraz ettiklerini bildirmiş ise de; daha sonrasında 06/12/2017 tarihli celsede açıkça artık bu itirazlarından vazgeçtiklerini, asgari ücret üzerinden hesaplanan aktüerya raporuna itirazlarının olmadığını bildirmiştir. Hatta, bu kapsamda aktüer rapor doğrultusunda davacılar vekili 09/12/2017 tarihinde (istinaf ilamı öncesinde) davasını ıslah dahi etmiştir. Şu halde, eldeki dava yönünden araştırmalar tamamlanmış bulunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, istinaf ilamı sonrasında davacılar vekili kusur oranlarına bakılmaksızın asgari ücret üzerinden yeniden aktüeryal hesaplama yapılmasını talep etmiş ise de; 06/12/2017 tarihli celsede asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya ilişkin itirazlarından vazgeçmişleridir. Bu itibarla, bozma öncesinde alınan 16/10/2017 tarihli aktüerya raporu davalı için usuli kazanılmış hak teşkil etmektedir.
Nitekim, Mahkememizce 23/05/2023 tarihli Ara Karar ile “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/1491 Esas-2022/1359 Karar sayılı ilamında aynen; “…Kabule göre de; ehliyetsiz araç kullanma hali sürüş kusurlarından olmadığı, bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından kusur raporuna; müteveffanın sosyal ekonomik durumunun araştırılması için yazılan müzekkere yanıtının gelmiş olmasına göre müteveffanın sosyal durumunun araştırılmamış olduğuna; Davacılar vekilinin 06/12/2017 tarihli oturumda asgari ücretle yapılan bilirkişi hesaplamasına bir itirazının olmadığı ve her ne kadar yazılı itirazlarımızda ücrete ilişkin araştırma yapılmasını istemiş ise de bu araştırmadan vazgeçtiğini beyan etmiş olması sonucu davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak nedeni ile destek … …’ın gelirine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı yönündeki içtihatları (2019/2559 E. ve 2020/2414 K. sayılı kararı) doğrultusunda desteğin bekar ve çocuksuz olmasına göre iki çocuğu olacağı varsayılarak yapılan hesaplamada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından hesaplama yöntemine ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir…” şeklindeki karar içeriği doğrultusunda davacılar vekilinin destekten yoksun kalma tazminatının yeniden hesaplanmasına ilişkin talebinin istinaf ilamı uyarınca reddine karar verilmiştir.
Esasen, davacılar vekilinin bu husustaki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında; davacılar vekilinin 09/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davacıların destekten yoksun kalma tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak ıslah dilekçesinde her ne kadar reeskont faizi talep edilmiş ise de; sigortasız aracın / … plaka sayılı motosikletin celp edilen ruhsat kayıtlarından ticari araç olmadığı, aksine hususi araç olduğu, bu bağlamda hükmedilmesi gereken faiz türünün yasal faiz olduğu, ayrıca kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de; somut olayda davalı … yönünden temerrütün kaza tarihi itibariyle gerçekleşmediği, dava öncesinde yazılı başvuru yapılmadığından davalı … için temerrütün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği nazara alınarak dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davacılar vekilinin 09/12/2017 tarihli Islah dilekçesi doğrultusunda;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı … … için 22.064,38 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın dava tarihi tarihi olan 12/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı … … için 29.285,26 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın dava tarihi tarihi olan 12/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (51.349,64 TL) üzerinden alınması gereken 3.507,69 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 5,54 TL ve 743,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.759,15 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacılar tarafından yargılama nedeniyle yapılan 5,54 TL peşin harç, 743,00 TL ıslah harcı, 765,93 TL posta ve tebligat masrafı ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.414,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı … … (ihtiyari dava arkadaşı / ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiği takdiri) yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı … … (ihtiyari dava arkadaşı / ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiği takdiri) yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır