Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/541 E. 2022/608 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/541
KARAR NO : 2022/608

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili müvekkil şirkete ciro ile teslim edilen 10/10/2010 tarihli 79.470,00-EURO bedelli çekten kaynaklanan alacağın tahsil edilmemesi sebebiyle …nün …İflas sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yapıldığını, iflas masasına kaydı için yapılan başvuruya rağmen alacağın uzun süre yasal takibe konu edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle red karar verildiğini, yatırılan masraf ile 27/06/2018 tarihinde tarafına tebliğ edildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 361.413,66-TL alacağın iflas masasına alacak olarak kaydını talep etmiştir.
Davalı davayı inkar eden konumdadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Yargıtay uygulaması dahi gözetildiğinde kayıt kabul davasına konu çekin tek başına delil olarak kabul edilemeyecek olması karşısında, çeke dayalı temel ilişkinin ve temel ilişkiye dayalı belgelerin taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarında ne şekilde gözüktüğü, tarafların ticari defterlerinde çekin ait olduğu alt ilişki ile ilgili lehe veya aleyhe kayıt olup olmadığı, buna göre HMK m.26 gereği davacının kayıt kabule konu ettiği miktar ile bağlı kalınarak iflas tarihi itibariyle ferileri ile birlikte takip masraflarının ulaştığı miktarın ne olduğu noktada toplanmaktadır.
Davanın iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen ve sıra cetveline yönelik kayıt kabul davası olarak açıldığı, dava dilekçesine göre davanın süresinde açıldığı tartışmasızdır.
Mahkememizce kayıt kabul davasının açıldığı tarihte davalı şirketin iflas eden şirket konumunda olduğu, esasen davalı şirket hakkında … 16.ATM’nin 28/12/2017 gün ve …E.sayılı dosyasına istinaden iflas kararı verildiği, buna mukabil Mahkememizde görülen kayıt kabul davasının ise 20/02/2019 tarihi itibariyle ile açıldığı, mahkememizde kayıt kabul davası ile ilgili yargılamanın devam ettiği aşamada ise adı geçen davalı şirket hakkındaki iflas kararının Yargıtay 17.HD 2018/1205E. 2019/26K.sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma ilâmına ise ilk derece mahkemesi tarafından uyulduğu, hatta uyulan bozma ilamı çerçevesinde tahkikat işlemlerine devam olunduğu açıktır.
İflas kararının bozulmuş, kaldırılmış olması ve bu kararın kesinleşmiş olması halinde, iflasın açılmış olmasının sonuçları son bulur ve iflastan önceki duruma geri dönülmüş olur. Örneğin icra takiplerine ve hukuk davalarına kaldığı yerden devam edilir. İflas idaresinin görevi son bulur. (Mahmut COŞKUN, Konkordato ve İflas, 2.baskı, Ankara, Sayfa 490)
Hal böyle olunca iflas kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılması veya somut olayda olduğu üzere Yargıtayca ilâmın bozulması sonrası bu bozmaya uyulmuş olması halinde, bir başka deyişle iflas kararının hukuken ortadan kalkması halinde artık kayıt kabul davası o an itibariyle konusuz hale gelecektir. Bu noktada iflas kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya iflas kararının Yargıtayca bozulması sonrası bozma ilamına uyulması anı ile akabinde yeniden iflas kararı verilmesi arasında, bir gün ile bir yıl geçmesi arasında da usul hukuku tekniği açısından hiçbir fark olamayacaktır. Zira iflas kararı, belirtilen hukuki durumun gerçekleşmesi sonrasında, yani kaldırma kararı veya bozma kararına uyulması sonucunda artık hukuken ortadan kalkmış olacağından iflasa bağlı olarak açılan kayıt kabul davası da ortadan kalkacak, konusuz hale gelecektir. Sonraki aşamalarda iflas kararı verilmesi ise kayıt kabul davasının yeniden eski hale dönmesini, yani kayıt kabul davasının devam etmesini sağlayamayacaktır.
Doktrinde de iflas kararının bozulmasının, iflastan önceki duruma geri dönülmesi sonucunu doğuracağı ifa olunmaktadır. (Prof. Dr. Baki KURU, İflas – Konkordato, İstanbul, Sayfa 92) İflastan önceki duruma geri dönüldüğü kabul olunduğu takdirde ise artık kayıt kabul davasının devamı aşamasında iflasın bulunmadığı, bu suretle dava tarihi itibari ile iflasa dayalı olarak açılmış olan kayıt kabul davasının konusuz kalmış olduğu mahkememizce benimsenmiştir. Kaldı ki dilekçelerin verilme aşamasında davalı olan tarafın iflas masası olup şirket tüzel kişiliği olmadığı, iflasın kalkmasına rağmen şirketin taraf konumuna getirilmesinin ise şirketin HMK m.27 gereği hukuki dinlenilme hakkını açıkça ihlâl edici sonuçlara yol açacağı gerçeği karşısında davaya devam edilmesi de adil yargılama ilkelerine uygun olmayacaktır.
Esasen Yargıtay’ın son yıllardaki uygulaması da iflas kararının kaldırılması veya bozma ilamına uyulması durumunda açılmış olan kayıt kabul davalarının konusuz kalması gerektiği yönündedir. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2108E. 2021/2386K.sayılı ilamı, kapatılan ve 23.HD 2017/1908E. 2020/3039K.sayılı ve 2012/459E. 2012/2652K.sayılı ilâmı, bu Yargıtay uygulamasını benimseyen İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2021/894 E.-2021/1502 K.sayılı ilâmı dikkate alındığında, iflas kararının bozulması ve bozma ilâmına ise uyulması sonrası veya iflas kararının BAM tarafından kesin olarak kaldırılması halinde açılan kayıt kabul davasının konusuz kaldığı kabul edilmektedir. Bu nedenle de somut dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Bilindiği üzere davanın konusuz kalması durumunda HMK m.331 hükmü uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılması gerekir. Esasen haklılık durumunun araştırılması sonrası tarafların lehine veya aleyhine kısmen veya tamamen yargılama gideri takdir edilecektir. Ne var ki hükmün verildiği tarih itibariyle iflas masasını temsil etmekte olan iflas idaresinin görevi son bulmuştur. Bir başka deyişle kayıt kabul davasında doğal olarak davalı konumunda bulunan iflas masasının bu davada taraf olma durumu sona ermiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle davalı sıfatına haiz olan tarafın bu sıfatının sonradan kalkması durumunda, artık verilecek hükmün infaz kabiliyeti olamayacağından davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılmasında hukuki yarar dahi yoktur.
Bir başka deyişle HMK m.331 hükmü gereği davanın konusuz kalması nedeniyle tarafların haklılık durumunun araştırılması ve buna göre taraflar lehine veya aleyhine yargılama giderinin takdiri ancak bu yargılama giderine hükmedildiği aşamada tarafın mevcut olması durumunda uygulanabilecek bir hükümdür. Oysaki davalı tarafında bulunan iflas masasının görevi sona ermiştir. Nitekim mahkememizce kabul edilen bu uygulama başkaca ilk derece mahkemeleri ve BAM uygulamalarında da kabul görmüştür. “Artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan, bir an için davacı lehine yargılama giderlerine karar verilmesi halinde, kararın infazı mümkün olmayacaktır. Bu nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir.” (İstanbul BAM 17.HD 2021/894E 2021/1052K.sayılı ilamı, Mahkememizin aynı yöndeki 2019/722E. 2022/307K., 2021/257E. 2022/308K.sayılı ilâmları)
İflas kararının hukuken ortadan kalkmış olduğu tarih sonrası konusuz kalan davada artık sonradan davalı şirket adına vekaletname sunulması dahi gerek açıklanan usul hükümleri gerek usuli hakkaniyet kaidesi gereği, davacı aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesini imkansız kılmaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında İilas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-İflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsup edilerek bakiye 44,80 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Müflis şirketin iflas durumunun kalkmış olması nedeniyle infaz edilebilecek bir taraf bulunmadığından davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İflas sıfatı sona eren şirket sonradan davada taraf konumuna erişemeyecek olmakla iflas durumu kalkmış olan şirket lehine yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.29/09/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …