Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/507 E. 2022/546 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/507 Esas
KARAR NO : 2022/546
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 05/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 27/07/2020 tarihli, Araç Takip Sistemleri Yetkili Satıcı Sözleşmesi tanzim edilmiş ve imzalanarak yürürlüğe konulduğunu, Müvekkili şirket, ilgili sözleşme kapsamında düşen yükümlülüğü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı, üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, müvekkil şirketi ekonomik olarak zor durumda bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından, davalıya cari hesap ekstresi düzenlenmiş, bu doğrultuda, sözleşme uyarınca ödenmesi gereken ancak ödenmemiş olan bedellere ilişkin alacak miktarı tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından, …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyası ile 37.940,87 TL tutarındaki cari hesap alacağı tutarındaki borca istinaden davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı taraf, 15.11.2021 tarihinde, icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz etmiş; başlatılmış olan icra takibi durdurduğunu, davalının, taraflar arasında akdedilen işbu sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde, Madde 7’ye aykırılık teşkil edecek şekilde üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçındığını, davalının itiraz dilekçesinde yer alan tamamen borçtan kurtulma amacıyla ileri sürülmüş olan asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarının kabul edilmesi mümkün olmadığını, davalı, ödeme emrine itiraz dilekçesinde müvekkil şirkete olan borcunu ifa ettiğine dair hiçbir somut delil sunmamış, yalnızca sözde “alacaklı görünen yana borcu olmadığını” iddia ettiğini, 325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 17 ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 5/A uyarınca, 2021/ … arabuluculuk numarası dosya kapsamında, taraflar açık ve net bir şekilde anlaşamadıklarını ve yeni görüşmenin ve sunulan önerinin sonucu değiştirmeyeceğini beyan ederek 07.04.2022 tarihinde anlaşamama yönündeki tutanağın düzenlenmesini ve son tutanağa böyle geçmesini talep ettiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme uyarınca, davalı şirket tarafından davacı müvekkile ödenmesi gereken borcç likit olduğunu, davalı şirket, başlatılan takibe, haksız olduğunu bile bile, borcu ödemeyi sürüncemede bırakmak amacıyla, kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulünü, davalının itirazının kaldırılmasına, haksız itiraz sonucu durmuş olan icra takibinin devamına ve ilgili kira sözleşmesine konu taşınmazın tahliyesini, davalının hükmolunacak meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde; davalı olarak ” … (Vergi No: … )” şeklinde bir isim grubunun yazıldığı görülmekle mahkememizce 07/07/2022 tarihli ara karar ile dosya ele alınmış; HMK m.119/1-b bendi uyarınca “Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.” dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan olduğundan dava dilekçesinde davalının adı, soyadı ve adreslerinin bulundurulması gerektiği, ancak yapılan tetkik sonucu dava dilekçesinde davalı olarak,
” … (Vergi No: … )”
İfadesinin bulunduğu, dava dilekçesi ekinde yer alan arabuluculuk tutanağındaki kişi ismiyle uyuşmadığı gibi, ilgili ismin özensiz ve hatalı yazılmış olmasının muhetemel olduğu, ayrıca T.C. Kimlik numarasının da gösterilmediğinden davalı herhangi bir kişinin uyap kaydının yapılamadığı anlaşılmakla, davacı vekiline davalı olarak gösterdiği kişinin HMK m.119/1-b uyarınca “davalının adı, soyadı”nı tereddütten uzak şekilde göstermesi için 1 hafta kesin süre verilmiş; kesin sürede eksiklik giderilmez ise HMK m.119/2 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarı tebligat yoluyla usulüne uygun olarak yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından ara kararın gereği amacıyla sunulan 26/08/2022 tarihli beyan dilekçesinde aynen ve bire bir “Açıkça ortada olduğu üzere, ” … ” “… ” vergi numarası ile tüm evraklarımızda yer almaktadır. Bu kapsamda, arabuluculuk evrakında yer alan “Adı ve Soyadı(Ünvanı) : … T.C. / MERSİS NO / VD : … VD / … ” ifadesinin, davalı ” … ” olduğu şüphesizdir.” ifadeleri ile davalı olarak gösterilen isim grubu hakkında hüküm verilmesi talep edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesinin (b) bendinde “Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri” dava dilekçesinde bulunması zorunlu hususlardan biri olup; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır” hükmü bulunmaktadır. Bu haliyle davalının adı, soyadının dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan olduğu noktasında herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes: Medenî Usûl Hukuku, 14. b., Ankara 2013, s.511-512 ). (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2021/3488 Esas, 2022/260 Karar sayılı ilamı)
Huzurdaki davanın itirazın iptali davası niteliğinde ve takibe sıkı sıkıya bağlılığı nedeniyle yapılan incelemede davaya konu icra takip evrakları içeriğinde takip talebi ve ödeme emrinde de borçlu olarak “… ” şeklinde borçlu isminin yer aldığı görülmektedir. İİK’nun 58/2. maddesi gereğince takip talebinde; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri belirtilmeli ise de bu husus icra organları aracılığıyla incelenecek bir husus olup; itirazın iptali davasının genel dava niteliği ile şekli dava teorisine tabi olduğu da gözetilerek mahkememizce öncelikle taraf teşkili işlemlerini yürütebilmesi için gerçek veya tüzel kişi olarak bir kişinin davalı olarak gösterilmesi zorunludur.
Dava dilekçesinde açıkça davalı olarak bir gerçek ya da tüzel kişinin gösterilmediği sabit olmasına karşın, eksikliğin tamamlanması için verilen süre de sunulan beyan dilekçesinde de davanın “…” isim grubuna yöneltildiği, herhangi maddi hata bulunmadığı, ayrıksı olarak HMK m.124 kapsamında bir taraf değişikliği talebinin de tespit edilemediği açıkça anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ekinde sözleşme suretlerinde dava dışı ” … ” isimli kişinin bulunduğu, bu kişinin takibe itiraz eden konumunda olduğu ve ilaveten dava öncesi arabuluculuk görüşmelerine de katıldığı sabit olmasına karşın; davaya konu takipte ve dava dilekçesinde davalı olarak bu kişi gösterilmemiş ve verilen sürede de davanın bu kişiye yöneltildiğine yönelik bir beyan sunulmamıştır.
Bu haliyle HMK m.24’deki tasarruf ilkesi ve m.26 taleple bağlılık ilkeleri de işletilmek suretiyle davanın 6100 sayılı HMK m.119/1-b bendi uyarınca hakkında karar vermeye müsait bir gerçek veya tüzel kişiye yöneltilmiş bir şekli anlamda davanın bulunmadığı, verilen sürede HMK m.31 ve m.119 hükümlerinin gereği de yerine getirilmediğinden, taraf teşkili işlemleri yürütülebilecek bir davalı barındırmadığından, tebligat ve taraf denetimi yapılamayacak olan davanın HMK m.119/2 gereğince açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın 6100 sayılı HMK m.119/2 gereğince açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harçtan başlangıçta peşin alınan 458,24 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 377,54 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE.
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin HMK m.331/3 hükmü uyarınca ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/09/2022

Katip …

Hakim …