Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/500 E. 2022/565 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/500 Esas
KARAR NO : 2022/565
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 09/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile aralarında sözleşme serbestisi ilkelerine dayanarak 01/04/2017 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi ile otogaz (lpg) 09/03/2017 tarihli yatırım sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında sözleşme serbestisine dayanarak imzalanan, yatırım, çerçeve sözleşmesinin 6.maddesinde açıklanan otogaz tesis ikmal ve satış maddesi hükmüne göre otogaz satışının karının taraflar arasında %50-%50 oranında paylaşılacağını, davalı ile imzalanan sözleşmenin ilgili maddesinde açıklanan kar oranına davalının uymadığının düzenlediği satış faturalarında açıkça görüleceğini, davalının sözleşme hükmüne uymadığının … Noterinin 30/03/2022 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile bildirildiğini, davalının düzenlediği faturalarda kar oranlarının davalı lehine %80-%20 oranında olduğunu, davacının kar oranını %20’ye düşürerek sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini ve gelir kaybına sebebiyet verdiğini belirterek, fazlaya ve ıslaha dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının, kar oranından eksik ödediği 1.982.200,00-TL’nin şimdilik 10.000,00-TL’sini, davalı ile yapılan sözleşmelerin teminatı olarak verilen … A.Ş.’ye ait 28/02/2022 tarihli 140.000,00-TL miktarlı teminat mektubunu, cari hesap borcu olmamasına rağmen paraya çevirerek hesaplarına alacak kaydeden davalıdan şimdilik 10.000,00-TL’sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe;
Dava, bayilik sözleşmesine aykırılık iddiasından kaynaklı alacağın tahsili ve teminat mektubunun haksız paraya çevrilmesinden kaynaklı alacak istemine dayanan kısmi davadır.
Davanın tarafları tüzel kişi tacir konumunda olduklarından huzurdaki davanın ticari dava olduğu noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır.
TTK’nın 5/A maddesindeki düzenlemeye göre, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava dilekçesi incelenmesi neticesinde; davanın 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesi hükümlerine göre, dava öncesi dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu tespit edilmiş olup; mahkememizce 06/07/2022 tarihli tensip zaptı ile Davacı tarafa; dava öncesi zorunlu arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığının bildirilmesi, başvurulduysa arabuluculuk son tutanağı aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmak üzere 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi ve HMK 115/2 maddeleri gereği 1 hafta kesin süre verilmesine, kesin sürede sunulmazsa davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtarını içeren tensip hükmü tesis edilmiş;
Davacı tarafından ara kararın 18/07/2022 tarihinde elden tebliğ alındığı, HMK m.104’deki “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmü uyarınca davacı tarafın yasal süresinin uzadığı görülmekle; her ne kadar Mahkememizce düzenlenen 06/07/2022 tarihli tensip tutanağı ile 02/09/2022 tarihi itibariyle dosya üzerinden dava dilekçesindeki eksikliklere yönelik inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de HMK m.104 hükmü uyarınca uzayan süre de dikkate alınarak incelemenin 09/09/2022 tarihinde yine dosya üzerinden yapılmıştır.
Kesin sürede “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini” elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmediği (Emsal içtihat Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair Yargıtay 9. HD’nin 2020/932 Esas 2020/5773 Karar sayılı ilamı) anlaşılmıştır. Davacı tarafa verilen ve uzayan süre içerisinde; davacı tarafça ön büro aracılığıyla arabuluculuk son tutanağının arabulucu tarafından onaylanmış nitelikte olmayan sureti sunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemeleri arasında, son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğin dava dosyasına ibraz olunmaması haline ilişkin uyuşmazlığın giderilmesine yönelik denetim yapan Yargıtay 9. HD’nin 2020/932E. 2020/5773K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere;
“Uyuşmazlık, davacı vekilince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya ibraz edilmemesi halinde bu belgelere UYAP sisteminden ulaşılabilmesi nedeniyle suretinin (fotokopisinin) yeterli olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan bu hükümle kanun koyucu, davacının arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını “dava şartı” olarak kabul etmiş, bu şartın gerçekleşmemesi halinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına almıştır. Bu yönüyle norm emredici nitelikte olup, hakime takdir yetkisi tanımamıştır.
Yine bu Kanun’un yürürlüğe girmesinden evvel 06.08.2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasların da düzenlendiği, “Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik” ile de UYAP üzerinden dava açılabileceği, taraf ve vekillerinin güvenli elektronik imzayla imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceğini kabul etmiş, bunlara ilişkin usul ve esasları detaylı olarak düzenlemiştir.
Dolayısıyla, 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde aranan arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin elden veya UYAP üzerinden sunulabileceği açıktır.
Aksi halin kabulü, yani salt elden ve fiziki olarak bu belgenin ibrazının gerekeceği şeklindeki lafzî bir yorum, kanun yapım tekniğinin göz ardı edilmesi nedeniyle yapılacak isabetsiz bir yorum olacaktır.
Yukarıda zikredilen hükümler ve yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlığın giderilmesine konu kararlar incelenecek olur ise;
Somut uyuşmazlıklarda ilk derece mahkemelerince, davacı vekillerinin dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunmadıklarından mahkemece taraf vekillerine verilen bir haftalık kesin süre içinde de bu son tutanağın sunulmaması nedeniyle davaların usulden reddine karar verilmiş, bu kararlara karşı davacı vekillerince istinafa başvurulması üzerine de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince 7036 sayılı Yasanın 3/2.md ile öngörülen bir haftalık kesin süre emredici nitelikte olduğu ve Mahkemece değiştirilemeyeceği, dosya kapsamından yasa gereği yapılan ihtarat ve verilen bir haftalık kesin süre içinde arabuluculuk tutanağının aslının veya arabulucu tarafından tasdik edilmiş suretinin dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle davanın usulden reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilir iken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesince esasen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklendiği, davanın UYAP üzerinden açıldığı, arabuluculuk faaliyetine ilişkin belgelere ve son tutanağa, herkese açık ve ulaşılabilir hale getirilen UYAP sistemi üzerinden erişebilmenin mümkün bulunduğu dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, böylelikle Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık doğmuştur.
Uyuşmazlığa konu ilk derece mahkemelerinin yargılama safhasında, taraf vekillerince dava dilekçesi ekinde veya verilen bir haftalık kesin süre içinde 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde aranan şartları haiz arabuluculuk tutanağının sunulmadığı sabittir.
Uyuşmazlık sonucunu doğuran asıl nedenin … Mahkemesi … Hukuk Dairesince davanın UYAP üzerinde açılması ve bu belgeye hakimin UYAP üzerinden ulaşabilmesi nedeniyle fotokopisinin/suretinin yeterli kabul edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle Dairemizce yukarıda değinildiği üzere mer’i mevzuatımızda taraf ve vekillerinin güvenli elektronik imzayla imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceği kabul edildiğinden, kanun ile öngörülen şartları haiz bir belgenin UYAP üzerinden gönderilmesinin de, elden fizikî olarak sunulması ile aynı hukukî sonuçları doğuracağı kabul edilmekle birlikte, uyuşmazlıklardaki dava dosyalarına UYAP üzerinden gönderilen arabuluculuk tutanaklarının fotokopi/suret olduğu, bu nedenle kanun ile öngörülen şartları taşımadığı anlaşılmıştır.
O halde uyuşmazlıkta hakimin UYAP üzerinden bu belgeye erişebilir olması nedeniyle belgenin fotokopisinin sunulmasının yeterli olup olmayacağı hususu üzerinde özellikle durulması gereklidir.
7036 sayılı Kanunda öngörülen belgenin dosyaya ibraz yükümlülüğü taraf ve vekillerine aittir. Bu meyanda, iş yargılamasında resen araştırma ilkesi de geçerli olmadığından, araştırma mükellefiyetinin hakime yüklenmesi de yerinde olmayacaktır. Aksi halin kabulünde UYAP sistemi üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hakimlerce toplanması sonucu ortaya çıkar ki bu durumun da mevcut yargılama sistemi ile bağdaşmayacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle; taraf veya vekillerinin 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini” elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmemesi halinde, bu belgelere UYAP sistemi üzerinden erişebilme imkânının olmasının sonuca etkisinin bulunamayacağı cihetle, bu durumda davanın dava şartı yokluğunda usulden reddinin gerekeceği kabul edilmekle, uyuşmazlığın … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilmiştir”.
Zikredilen Yargıtay kararından anlaşılacağı üzere öncelikle belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin ibraz edilmesi yeterli olmasına karşın; arabulucuk son tutanağının aslı olmayan sureti eğer olayımızda olduğu gibi arabulucu tarafından onaylanmamışsa dava şartının yerine geldiğinden bahsedilemeyecektir. Bu haliyle arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, dava dilekçesi ile davalı yönünden 7155 sayılı Kanuna eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi hükmü uyarınca eldeki davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olması ve 6325 sayılı HUAK 18/A maddesi hükmü gereğince “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini” dava dilekçesinin ekinde ve verilen kesin sürede sunulmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-6102 sayılı TTK m.5/A, 6325 sayılı HUAK m.18/A-f.2, HMK m.114/f.2, HMK m.115/f.2 hükümleri karşısında davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 341,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 260,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davaya konu uyuşmazlıkla ilgili … Dosya No: 2022/… , Başvuru No: 2022/… olan ve 30/05/2022 düzenleme tarihli, “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculukta Son Tutanağı” başlıklı belge nedeniyle tahakkuk eden 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda -ileride tahsilde tekerrür olmamak üzere- 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Kararın tebliğ giderleri yatırılan avanstan karşılandıktan sonra, kalan ve kullanılmayan avansın yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/09/2022

Katip …

Hakim …