Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/492 E. 2023/33 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/492
KARAR NO : 2023/33

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/01/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E…. K. sayılı dosyası ile görülen tapu iptal ve tescil davasında, vekaletin kötüye kullanılması ve muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat talep edildiği, yargılama sonunda davaya konu 4 adet daire vasfındaki taşınmazın 03.05.2012 tarihinde davalı borçlu … adına muvazaalı olarak oldukça düşük bedelle geçirildiğinin tespit edilerek Tapu İptal ve Tescil kararı verildiğini, hükmün Yargıtay 15.HD.nin 23.11.2020 tarih ve 20/2707 E. 2020/3048 K. sayılı ilamı ile onandığını, karar düzeltme talebinin de 22.04.2021 tarih ve 2020/3353 E. 2021/1887 K. sayılı ilamı reddedilerek hükmün aynı tarihte kesinleştiğini, 4 adet bağımsız konutun mülkiyetinin 13.07.2021 tarihli tapu tescil işlemi ile müvekkili firmaya geçtiğini, 03.05.2012 – 13.07.2021 tarihleri arasında geçen süre boyunca kiraların davalı borçlu tarafından tahsil edildiğini, müvekkilinin bu bağımsız konutların kirasından 9 yıl 2 ay yani 110 ay boyunca haksız tescille mahrum bırakıldığını, güncel kira bedelleri sürekli değiştiği için belirsiz alacak davası açtıklarını, arabuluculuk başvurularının anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek, öncelikle kesin hüküm ile sabit olan zararlarının güvenceye alınması ve davalının menkul ve gayrimenkullerinin kötüniyetli devirlerini önlemek için acele tedbir kararı verilmesini, müvekkili firmanın mahrum kaldığı 9 yıl 2 ay yani 110 aylık zararın fazlaya ilişkin tüm hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi kira kaybı zararının hesaplanacak güncel kira bedellerine 03.05.2012 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile ödenmesine karar verilmesini veya karar tarihi itibariyle hesaplanacak güncel kira bedellerine işletilecek EYBM Faizi ile ödenmesi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davaya vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari dava olmaması nedeniyle mahkemenin görevsiz olduğunu, talebin bir nevi ecrimisil istemine ilişkin olduğunu, bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kira kaybı alacağı olarak değerlendirilir ise Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, kira ve ecrimisil alacakları için TBK.nun 14. Maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, haksız fiile dayanılıyor ise 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu, belirsiz alacak davasının HMK 107. Maddesinde düzenlenmiş olup istisnai bir dava türü olduğunu, bu nedenle belirlenebilir bir alacak davası için belirsiz alacak davası açılamayacağını, kısmi dava açılabileceğini, tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesinden sonra müvekkili tarafından konutta ikametin devam etmesi halinde kira talep hakkı doğacağını, kesinleşme kararından önceki dönemlere ilişkin olarak bir hak doğmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; dava konusu 4 adet taşınmazın vekaletin kötüye kullanılması yoluyla ve muvazaalı olarak davalı adına devir ve tescilinin kesinleşen mahkeme kararıyla davacı adına tekrar geri alınarak tapuya tescil edilmesi nedeniyle, haksız devir ve yeniden tescil arasında geçen süre boyunca mahrum kalınan kira bedellerinin tazmini talebine ilişkin olup, dava özü itibariyle haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
… 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve …. K nolu dosyasında görülen tapu iptal ve tescil davasında, vekaletin kötüye kullanılması ve muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının yargılaması sonunda, davaya konu 4 adet taşınmazın 03.05.2012 tarihinde dava dışı …’un vekalet görevini kötüye kullanarak davalı … (…) adına muvazaalı olarak tapuda devredildiği kabul edilerek mahkemece Tapu İptal ve Tescil kararı verildiği, hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek 22.04.2021 tarihinde kesinleştiği, söz konusu taşınmazların 13.07.2021 tarihinde tekrar tapuda davacı adına kayıt ve tescil edildiği hususları tartışma dışıdır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının dava ve icra takibine konu ettiği 4 taşınmazın muvazaalı devir tarihi olan ve 03.05.2012 tarihi ile mahkeme kararı ile yeniden davacı adına tescil gördüğü 13.07.2021 tarihleri arasındaki mahrum kalınan kira bedellerini isteyip isteyemeyeceği, isteyebiliyor ise miktarının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Öncelikle mahkememizin davaya bakmakta görevli olup olmadığının üzerinde durmak gerekir. Zira 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunundan doğan hukuk davalar ticari dava sayılmıştır. Huzurdaki dava anılan maddede belirtile; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise TTK.nun 5.maddesinde düzenlenmiş olup, her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 16.02.2022 tarihli cevabi yazılarına göre davalının tacir olmadığı esnaf büyüklüğünde radyo, TV, PTT yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret işi ile iştigal ettiği, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde Gelir Vergi Beyannameleri ile eki performans bilgileri tablosu ve işletme hesap özetlerine göre VUK 177/1-3 madde hükümleri uyarınca 1. sınıf tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutan kimselerden olmadığı, yıllık alış satış hadlerine göre esnaf olduğu anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarihli cevabi yazılarından davalının ticaret siciline kayıtlı olmadığı görülmüştür.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Açıklanan nedenlerle huzurdaki dava, davacının esnaf olması nedeniyle ticari bir dava değildir. Davada, mahkememiz görevli olmayıp, genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ılup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK.nun 345.maddesi gereğince, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2023

KATİP …

HAKİM …