Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/462 E. 2022/874 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/462
KARAR NO : 2022/874

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe ticari yarar amacıyla tahsis edilen “…” plakalı aracın, 22.06.2019 tarihi saat 06:00 sıralarında”…” seyir halinde iken; …’un’ maliki olduğu, …’nın sevk ve idaresindeki “…” plakalı aracın kusurlu şekilde çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucu mağdur aracın onarım için 7 gün tamirhanede kaldığını, onarım sürecinde aracın kullanılamaması neticesinde 7 günlük kazanç kaybı zararı oluştuğunu, müvekkil şirket kazanç kaybı zararının giderilmesi ve mağduriyetin maddi karşılığı hesabı için bilirkişiye başvurduğunu, bilirkişinin araştırmaları sonucu günlük kazanç kaybı bedeli olarak günlük 500,00-TL öngörüldüğünü ve 7 günlük tamir süresi için 3.500,00-TL’lik zarar tespit ettiğini, ayrıca zarar gören aracın hasar durumu tespiti için ekspertiz raporu hazırlandığını ve 198,31-TL’lik masraf yapıldığını, müvekkili şirket bünyesinde oluşan 7 günlük kazanç kaybından oluşan zararın giderilmesive alacağın tahsili için kazaya sebep olan kusurlu araç maliki … ve sürücü …’nın taraflarınca şifahen arandığını, yapılan aramalardan sonuç alınamadığı için … 19.İcra Müdürlüğünün… E.sayılı takip dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlulara ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafların süresi içerisinde sadece borca ve fer’ilerine itiraz ederek, takibin durmasına neden olduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline ve 4.273,94-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine, bu miktar üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 08/03/2022 tarih ve …E. … K.sayılı kararıyla tarafların tacir olduğu, kazaya karışan aracın ticari işletmede kullanıldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
CEVAP:
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davalı … vekili 08/03/2022 tarihli duruşmada, müvekkilinin icra dosyasına yapmış olduğu itiraz beyanlarını tekrar ettiklerini, ayrıca davacıya ait olduğu iddia edilen aracın ticari araç olup olmadığının araştırılmasını ve yaptırılacak bilirkişi incelemesinde bu hususun dikkate alınmasını talep ettiklerini, zaman aşımının geçtiğini, kaza tespit tutanağında aracın park halinde olduğunun belirtildiğini, dava dilekçesinde ise seyir halinde olduğunun belirtildiğini, bu hususun çeliştiğini, aracın gerçekten yatıp yatmadığı, yatmışsa nerede yattığı hususunda herhangi bir beyan ve delil olmadığını, kazadan iki yıl sonra düzenlenen belgelere muvafakatlerinin olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 19. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 21/04/2021 tarihinde, davalılar aleyhine, 22/06/2019 tarihlide meydana gelen trafik kazası olayına dayanarak, 3.500,00.-TL kazanç kaybı, 575,63.-TL işlemiş faiz, 198,31.-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 4.273,94.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalı …’e 03/05/2021, diğer davalıborçlu …’ye 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu …’in 04./05/2021, diğer borçlu …’nin 05.05.2021 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurdukları, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 31/05/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 4.273,94.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Davalılar davaya cevap vermediğinden, taraflar arasında uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; kazadaki kusur durumu ve tazminat miktarı konusunda toplanmaktadır.
Olaya ilişkin hasar dosyası, trafik kazasının oluşumuna ilişkin tutanaklar, ekspertiz raporları, icra dosyası toplanan sair deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı …’un ticari taksi işletmeciliğinden vergi kaydının bulunduğu, kazanın diğer tarafı olan bu aracın (…) ticari taksi plakalı olduğu, her iki tarafın da tacir olması nedeniyle davanın ticari bir dava olduğu kabul edilmiştir.
Öncelikle zorunlu arabuluculuk dava şartının huzurdaki davada gerçekleşmesinin gerekip gerekmediği, diğer bir anlatımla bu dava şartının görevsizlikle gelmesi nedeniyle, görevsiz mahkemede şart olmamasına rağmen, görevli olan mahkememizde aranmasının gerekip gerekmediğini tartışmak gerekmektedir.
Davacı taraf, Asliye Hukuk Mahkemelerinde arabuluculuğa başvurmak zorunlu olmadığından, arabuluculuğa gitmeden dava açmıştır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü mevcuttur.
Nitekim somut dava dilekçesindeki talep, bir miktar para ödenmesine dönük ve alacağa ilişkin bir ticari dava niteliğindedir.
6325 sayılı Kanunun m.18/A.2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Açıklanan hüküm karşısında davacının, arabuluculuğa tabi olan bu davayı açtığı tarih itibariyle arabuluculuğa başvurmadığı ve nitekim arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmasını dava tarihi itibariyle imkansızdır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle zorunlu arabuluculuğa başvurulmamış durumdadır. Bu dava şartının yasanın emredici düzenlemesi karşısında sonradan tamamlanabilir bir eksiklik olarak kabulü de mümkün değildir. Aksinin kabulü durumunda, zorunlu arabuluculuk dava şartını dolanabilmek için bu şartın aranmadığı asliye hukuk mahkemelerinde dava açıp, görevsizlikle ticaret mahkemelerine dosyanın gönderilmesini sağlamak mümkün hale gelebilir. Bu nedenle dava öncesi dava öncesi arabuluculuk nihai tutanağı mevcut olmadığından dava şartı eksikliğinin bu aşamada giderilmesi mümkün değildir (Emsal;Yargıtay 17. HD 2021/3187 E. 2021/762 K.)
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde de belirtilmiş olduğu üzere belirtilen eksiklik, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın herhangi bir işlem yapılmaksızın usulden reddini gerektirmektedir.
6100 sayılı HMK m.114/f.2 hükmü ve 6325 sayılı HUAK m.18/A.2 hükmü dikkate alındığında HMK m.115/f.1 hükmü gereği ise bu eksikliğin taraf teşkili olmasa dahi “her aşamada” ele alınması yasal olarak gerekli ve mümkündür.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacının arabulucuya başvurmaksızın bu ticari davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK.m.5/A hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/A hükmü nedeni ile dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının arabulucuya başvurmaksızın bu ticari davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK m.5/a hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/a hükmü nedeniyle dava şartı yokluğundan dolayı DAVANIN USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gereken karar ve ilam harcı 80,70-TL olup, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın DAVACIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davalılardan … vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.273,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALILARDAN …’YA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/12/2022

KATİP …

HAKİM …