Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/422 E. 2022/920 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/422
KARAR NO : 2022/920

DAVA : İflas İçi Konkordato
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan konkordato iflas içi konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis (iflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde ….Şirketi, … Vergi Nolu, yetkili: (… TC Kanlikli) vekili … tarafından … 1.İflas Dairesinin … iflas dosyası üzerinden iflas tasfiyesinin devam ettiği, İİK.nun 206 maddesi 4.sıra alacaklılar yönünden iflas içi konkordato teklifi ile … 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve ..e.sayılı yazıları ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … numarasına kayıtlı … adresinde mukim … İhracat Limited Şirketinin (vergi kimlik no: …-mernis no …) saat 15:10 itibari ile iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin Müdürlüğün … İflas dosyası üzerinden yürütüldüğü, iflasın açıldığının Türkiye genelinde yayın yapan ve trajı 50.000 üzerinde olan … Gazetesinin 18 Ekim 2020 gün ve Ticaret Sicil Gazetesinin … günü ve … yevmiye ile ilan edildiğini, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün …gün ve … sayılı cevabi yazısından müflis şirketin yetkilisinin … olduğunun bildirildiği, adı geçene sorguya davet muhtırası, sorgu zaptı, teslim edildiği, İİK m.310 ve m.311 hükmünde taksirli ve hileli iflas durumlarının mevcut olmadığı yönünde SMMM bilirkişiye tevdi edildiği, “hileli iflas halinin mevcut olduğu” rapor edildiği, savcılığa suç ihbarı olduğunu, iflasın açılması üzerine mahkemece bildirilen adreste ve ticaret sicil adresinde işlem yapılmış ve müflisin herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, şirketin ana para borçlarının tamamını faizsiz olarak ödemeyi teklif ettiğini, bu ödemeleri konkordatonun tasdikinden itibaren 18 aylık ödemesiz dönemden sonra başlamak üzere üçer aylık taksitler halinde üç yıl içinde ödemeyi teklif ettiğini, müdürlüğün … iflas dosyasında İİK’nın m.206 hükmü 4.sıra alacaklılar tarafından 23/05/2022 tarihi itibariyle İİK’nın m.309 hükmüyle m.302 maddesinde “çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır” hükmü de dikkate alınarak bu kapsamda çekişmeli alacak kaydı bulunmadığını, yine aynı kanunda “konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur”…düzenlemesine riayet edildiği, 30/05/2022 tarihi itibariyle iflas masasına yazdırılan tüm alacaklar yönünden gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sıra cetveli ve ek sıra cetvelleri tanzim edilerek Türkiye genelinde yayın yapan ve trajı 50.000 üzerinde bir gazetede ve Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilân edilerek taraflara ve davacıya ayrıca tebliğ edildiğini, müflis iflas nedeniyle Tasfiye Halinde …Şirketi yetkilisi … vekili … tarafından teklif edilen ve … 1.İflas Dairesinin … İflas dasyağı üzerinden İİK.nun 240 maddesi kapsamında yapılan olağanüstü alacaklılar toplantısı ve bunu toplantıyı takip eden yedi günlük iltihak süresi içerisinde İİK.nun 206 maddesi 4.sıra alacaklıların çoğunluğu tarafından iflas içi konkordato teklifi kabul edildiğinden teklif edilen iflas içi konkordato teklifin kabulü ile “… 1. İflas Dairesinin … dosyası üzerinden teklif edilen iflas içi konkordato teklifinin tasdikine, konkordato kapsamındaki borç tutarı olan 3.819.180.36 TL’nin tamamının tamamının faizsiz olarak konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden itibaren ana para barçlarının tamamını faizsiz olarak ödemeyi, bu ödemeleri, konkordatonun|tasdikinden itibaren sekiz aylık ödemesiz dönemden sonra başlamak üzere üçer aylık taksitler halinde 3 yıl içinde alacaklılara faizsiz olarak ödenmesine karar verilmesini “, İİK.206 maddesi 4.sıra alacaklılarının %100’e tekabül eden alacaklarına iflasın açılmasından sonraki dönemde işleyecek faizden vazgeçmiş sayılmalarına, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gözetim, denetim ve tasfiye tedbirlerini almak için konkordato komiseri görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, 2004 sayılı İİK m.309. maddesine dayalı olarak iflas içi konkordatoya yöneliktir.
Mahkememizce daha önce talepte bulunan şirketin iflasına karar verilmiş olup akabinde İİK 309 maddesinde düzenlenen iflas için konkordato hükümlerine göre talep sunulmuştur.
Talep, İİK 309 maddesi uyarınca müflis şirketin iflas içi konkordato teklifinin tasdiki talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davacı müflisin iflas içi konkordato talebinin kabulü açısından yasal koşulların oluşup oluşmadığı, konkordato teklifinin tasdikinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
İİK 309.maddesi uyarınca “İflasına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işleminin başlatılmasını isterse iflas idaresi görüşü ile beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir, konkordatonun tasdikine kadar olan tüm işler ve konkordatonun hükümleri burada da geçerli olacaktır. İflastan sonra konkordatoda komisere ait görevler iflas idaresi tarafından yapılır, konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi işlemleri durur ve bu süre altı ayı geçemez. İflastan sonra konkordato iflas tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir”.
Doktrinde ve uygulamada genel olarak kabul olunduğu üzere iflas içi konkordatoda, konkordato mühleti ve konkordato komiserine ilişkin hükümler uygulanmaz. Bu nedenle iflas için konkordatoda konkordato mühleti verilmesi, komiser atanması söz konusu olamayacaktır.
Yargılama sırasında şirketin temsilcisi ve iflas müdürü ayrı ayrı dinlenmiş, ayrıca gerek ulusal gazetede gerek ticaret sicil gazetesinde ayrı ayrı duruşma gün ve saati ilan edilmiştir.
İflas içi konkordatoda adi konkordatoya ilişkin hükümler kıyasen uygulanabileceğinden Mahkememizce oluşturulan 14/06/2023 tarihli ara kararda:
“3-İflas idaresinin sunmuş olduğu gerekçeli ve ayrıntılı nihai rapor içeriği karşısında;
a-İflas idaresinin tasdikini uygun gördüğünü açıkladığı projenin tarihini,
b-Söz konusu proje tasdikinin mahkemenin kısa kararını verdiği tarih itibariyle yürürlüğe girmesine engel herhangi bir anlaşma olup olmadığını, hangi tarihte yürürlüğe gireceğini,
c-Müflis şirketin konkordatoya tabi olan borç miktarının ne olduğu ve hangi miktarın hangi tarihte ve ne şekilde ödenmesi gerektiğini,
ç-Çekişmeli alacak kalemleri açısından, tasdik tasdikin uygun bulunduğu tarih itibariyle çekişmeli olup da kesinleşmiş bir icra takibi alacağı olup olmadığını; buna göre depo kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız bir sonuçla karşılaşılabilecek çekişmeli alacak olup olmadığını,
d-Rehinli malın iadesi ve satışın ertelenmesi ile finansal kiralamasına söz konu mal iadesi talebi olup olmadığını,
e-“Müflis borçlu şirketin alacaklı lehine tesis ettiği alacaklardan müflisin yapılandırma teklif edip etmediği ve rehin alacaklılar ile yapılmış bir anlaşma olup olmadığını,
f-Konkordatoda gerçekleşen nisap oylamasına katılan veya iltihak süresi içerisinde katılan ve kabul oyu verenlerden vekil yoluyla katılan var ise alacaklı ile vekilin kim olduğu, bu vekilin HMK m.74 uyarınca “konkordato teklifine muvafakat” noktasında yetkisinin olup olmadığı, bu noktada herhangi bir eksikliğin mevcut olup olmadığını; buna göre nisap çoğunluğunun değişip değişmediğini,
ğ-Eksiklik var ise asilden veya vekilden bu noktada muvafakat alınıp alınmadığını, alınamayacak ise nisap oylamasındaki sonuca olumsuz bir etkisinin olup olmadığını,
h-Özellikle 3.kişi malının rehni suretiyle alacağı temin edilen alacaklı olup olmadığı, var ise bu alacaklının konkordato nisabına dahil olunmaması durumunda alacak ve alacaklı açısından nisap çoğunluğunun azalmasına yol açacak etkisinin olup olmadığı,
Sonuç olarak iflas içi konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığını,
Buna göre iflas idaresinin İİK m.309 hükmü gereği ve açıkça “konkordato projesinin kabul edilip edilmediği” ve “tasdikin uygun olup olmadığı”na dair görüşlerini yeniden ve çok özet iki hafta içinde ifade etmeleri,
için iflas idaresinin ek olarak görevlendirilmesine,
4-İflas idaresinin, yapılacak bilirkişi denetimine elverişli olması açısından en son sunmuş oldukları nihai raporun;
a)İİK m.305/f.l bend(a),(b), (d) ve (e) düzenlemeleri başta olmak üzere adı geçen hükümde belirtilen şartların iflas içi konkordato talebi yönünden kıyasen müflis şirket lehine ne şekilde oluştuğunu, özellikle müflis şirketin konkordatoya tabi olmayan imtiyazlı alacakları, rehinli alacakları, kamu alacaklarının ve gerekir ise düşümü mümkün olan başkaca alacakların borçlunun aktifinden düşürülerek müflis şirketin net aktifinin ne olduğunu, bu suretle sonuç itibariyle mevcut kaynaklar gözetildiğinde alacaklılara teklif edilen oranın,konkordatoyu kabul etmeyen diğer alacaklılar yönünden de kabul edilebilir olup olmadığı, davacı borçlunun mal varlığı ve kaynaklarının teklif edilen meblağ ile ne şekilde orantılı olduğu hususları ile ilgili nihai raporda eksiklik olup olmadığını son defa incelemeleri amacıyla iflas içi konkordato talebi nedeniyle iflas idaresinin görevlendirilmelerine,
Bu amaçla iki (2) hafta içinde gerekçeli ve denetime elverişli açıklama yapmalarına, aksi halde mevcut rapora göre bilirkişi incelemesi yapılmasına,
b)İflas idaresinin nisaba giren ve girmesi mümkün olmayan alacaklı adını, alacak miktarını dahi iki hafta içinde sunmasına,
5-Yapılacak tasdik duruşması öncesi, İİK m.309 hükümleri ve yine maddede belirtilen kanun hükümleri dikkate alındığından konkordatonun tasdiki açısından sonuca etkili ve değişen bir durum olup olmadığını dahi içerecek raporlarını ve mutlak şekilde iflas idaresinin sunmasına” şeklinde ara kararlar oluşturulmuştur.
Mahkememizce atanan bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 23/09/2022 tarihli raporda “iflas idaresinin konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporlarını, İİK m.302/VIII hükmünde düzenlenen sürede Mahkemenize sunmuş olduğu, dosyada yapılan incelemede, alacak kayıtları için müflisin beyanının alındığının tespit edilemediği, bu bakımdan doğru bir nisap oluşturulduğundan bahsetmek mümkün olmadığından İİK m. 302’de öngörülen çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığı hakkında bir değerlendirme yapılamadığı, HMK m.74 hükmüne göre konkordatoya muvafakat verilmesinin, davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren hallerden olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede konkordatoyu vekil aracılığıyla kabul ettiğini bildiren alacaklılar vekillerinin (…Tic. AŞ vekili… ve …AŞ vekili …) HMK. 74 uyarınca konkordatoyu kabul konusunda açıkça yetki içeren vekaletnamelerine dosyada rastlanmadığı, dosyaya sunulan proje incelendiğinde, şirketin, borcunu, konkordatonun tasdikinden sonraki on sekiz aylık ödemesiz dönem akabinde üçer aylık taksitler halinde üç yıl içinde ödemeyi teklif ettiği, ancak projede, bu borç ödemesi için kaynakların nasıl yaratılacağının ve ne şekilde kullanılacağının belirtilmediği, bu sebepten “teklifin müflisin kaynakları ile orantılı olması” şartı bakımından bir değerlendirme yapılamadığı, kaynaklar projede net bir şekilde açıklanmadığından, “iflas içi konkordatonun, iflas tasfiyesine nazaran daha avantajlı olması” şartı bakımından da bir değerlendirme yapılamadığı, 297.571,31 TL işçi alacağının teminata bağlanması gerektiği, ancak dosyadan bu alacaklar için herhangi bir teminat gösterildiğinin tespit edilemediği, yerleşik uygulamaya göre harç nisaba mesnet teşkil eden tutar üzerinden hesaplandığından ve nisap oluşturulmasında eksiklikler bulunduğundan harç hesaplaması yapılamadığı” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Adı geçen kök raporun taraflara tebliğ olunması sonrası rapora karşı sunulan beyan dilekçeleri karşısında bu defa söz konusu dilekçedeki hususların incelemesi açısından ek rapor alınmasına dair ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi kurulu ise bu defa hazırlamış olduğu 08/12/2022 tarihli ek raporda “İİK m. 309 hükmünün İİK m. 305 hükmüne yaptığı atıf uyarınca, iflas içi konkordatonun tasdiki şartlarının detaylı bir şekilde incelendiği, raporda bir kısım
eksikliklerin giderilmesi akabinde tasdik şartlarının sağlanıp sağlanmadığı konusunda değerlendirme yapılabileceği, bunun üzerine müflis vekili tarafından birtakım itirazlarda bulunulmuş ise de eksiklerin giderildiğine dair herhangi bir belge ibraz edilmediği, konkordato talep eden vekili, rapora karşı itiraz dilekçesinde müflis şirket yetkilisinin iflas dosyasındaki tüm kayıtları incelediğini ve iflas müdürünün alacaklar hakkında verdiği kararlara tam olarak katıldığı için ayrıca müflis yetkilisinin beyanına gerek kalmadığı, ancak dosyada, müflisin bu şekildeki bir beyanına ya da iflas müdürünün müflis şirket yetkilisinden beyan aldığını gösterir herhangi bir tutanağına rastlanılmadığı, rapora karşı itiraz dilekçesi ekinde de böyle bir belge ibraz edilemediği, konkordato talep eden vekili, rapora karşı itiraz dilekçesinde iflas içi konkordatonun Mahkemece tasdik edilmesi halinde müvekkilinin ödemelerini garanti edebilecek üçüncü kişiler olduğu ve bu hususta Mahkeme gerek görürse bu üçüncü kişilerin de beyan ve taahhütlerini dosyaya sunabilecekleri, kök raporda belirtilen eksikliklerden birisinin projede kaynakların nasıl yaratılacağının belirtilmediği, kaynaklar konusunda “mahkeme gerek görürse bu üçüncü kişilerin beyan ve taahhütlerinin dosyaya sunulabileceğinin” beyan edilmesi ve bir somutlaştırma yapılmaması sebebiyle kök rapordaki kanaatte bir değişiklik olmadığı, kök raporda belirtildiği üzere, projede borç ödemesi için kaynakların nasıl yaratılacağı ve ne şekilde kullanılacağı belirtilmediğinden “teklifin müflisin kaynakları ile orantılı olması” şartı bakımından bir değerlendirme yapılmadığı, kök rapordan sonra projede belirtilen eksiklikler giderilmediğinden kök rapordaki görüşten bir değişiklik olmadığı, kaynaklar projede net bir şekilde açıklanmadığından, “iflas içi konkordatonun, iflas tasfiyesine nazaran daha avantajlı olması” şartı bakımından da bir değerlendirme yapılamadığı, kök raporda belirtilen eksiklikler iflas içi konkordatonun tasdiki için önem arz ettiğinden ve müflis şirket vekili tarafından bu eksiklikler giderilmediğinden kök raporda herhangi bir değişikliğe gidilmediği” şeklinde görüş bildirmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 28/2/2018 tarih ve 7101 sayılı yasanın 30. maddesi ile değişik İİK 302. madde de düzenlenmiştir.
Madde 302- (Değişik: 28/2/2018-7101/30 md.) “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi; a)Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” hükmünü içermektedir.
İİK m.309/f.2 hükmü “302 ilâ 307 nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflâs idaresi tarafından yapılır” şeklinde olup bu hüküm iflastan sonra konkordatoda uygulanacak dayanak hükümlere ilişkin açık bir kanuni düzenlemedir. Söz konusu kanun kıyasının somut talep açısından ele alınması gereceği açıktır.
Bilirkişi kurulunca sunulan gerek kök rapor gerek ek rapor içeriği dikkate alındığında, iflas içi konkordato talep eden müflis şirketin alacak kayıtlarıyla ilgili beyanının alındığının tespit olunamadığı, bu çerçevede doğru bir nisap çoğunluğunun sağlandığının dahi tespit edilemediği, daha önemlisi konkordatoyu kabul noktasında beyanda bulunanların yetki içeren vekaletnamelerinin dahi mevcut olmadığı,özellikle ek rapora göre müflis şirket yetkilisinin açıklanan beyanı ya da iflas müdürlüğünün şirket yetkilisinden beyan aldığına dair tutanağın mevcut olmadığı, borç ödeme için kaynakların ne şeklide kullanılacağı ve nasıl yaratılacağının soyut ve denetime elverişli nitelik taşımadığı, işçi alacağının teminata bağlanması gerektiği halde bu yönde dahi herhangi bir açıklık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Söz konusu atfa rağmen somut olayda konkordato nisabının borçlu ve alacaklı beyanları ile çekişmeli alacak ile ilgili eksiklik giderilmemiştir. Bu eksikliğin giderilmemesi karşısında bu hal dahi tek başına iflas içi konkordatonun reddolunması sonucunu doğuracaktır.
Nitekim doktrinde de kabul olunduğu üzere “bu kapsamda iflas idaresi sıra cetveli ile bağlı olmaksızın müflisin hangi alacakları kabul, hangilerini reddettiğini özenli bir biçimde saptamak zorundadır. Borçlunun kabul ettiği alacaklar kendiliğinden konkordato nisaba dahil edilecek, itiraz ettiği alacaklar ise iflas idaresi tarafından çekişmeli alacaklara ilişkin prosedüre göre nisaba dahil edilip edilmeyeceği konusunda karar verilmek üzere ticaret mahkemesine sunulacaktır. Mahkemenin kararına göre çekişmeli alacakların nisaba dahil edilip edilmeyeceği belirlenecektir”. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2019, Ankara, Sayfa 288)
Oysaki somut olay yönünden iflas idaresi tarafından müflisin hangi alacakları kabul, hangilerini reddetmiş olduğu, çekişmeli alacaklara ilişkin prosedürün ne şekilde uygulandığı noktasındaki eksiklik giderilememiş, kök raporun tebliğ olunması sonrası dahi bu noktadaki eksikliğin giderildiği noktasında bir tespit yapılamamıştır. Özellikle müflisin şirket yetkilisini iflas dosyasındaki tüm kayıtları incelediği ve müflis şirket yetkilisinden beyan alındığı noktasındaki eksiklik kök rapor sonrası dahi giderilememiştir.
Öte yandan niteliğine uygun düştüğü ölçüde iflas içi konkordato projesinin hazırlanması aşamasında yapılan teklifin müflisin kaynakları ile orantılı olması raporda da irdelendiği üzere vazgeçilmez bir unsurdur. Hatta bir anlamda bu husus “olmazsa olmaz bir” şart durumundadır. Aksi düşünce iflas içi konkordatonun amacı ile dahi uyumlu olmayacaktır.
Konkordatonun tasdiki açısından İİK m.305/f.2 hükmü gereği projeyle teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması önem arz etmektedir. 4949 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi borçlunun teklifinin mevcudu ile orantılı olması gerekmekte iken “mevcut” ifadesi yerine daha geniş bir kavram olan “kaynakları” sözcüğü maddeye konulmuştur. (Talih Uyar, Alper Uyar, Cüneyt Uyar, İİK Şerhi, Cilt 2, 2010, Sayfa 3154) Buna göre borçlunun kaynakları ibaresini sadece mevcut olan değil ileride mevcut olması muhtemel gelirleri de kapsayabileceği mahkememizce kabul olunmuştur. Zaten yeni düzenlemede, mahkemenin beklenen hakları dahi dikkate alabileceğinin düzenlenmesi bu düşüncenin doğruluğunu ortaya koymaktadır. Gerek dava öncesi hazırlanan rapor içeriği gerek bilirkişi kurulu raporları bir bütün olarak dikkate alındığında, teklif edilen tutarların şirketin borçlarının kaynaklarıyla orantılı olduğu muhasebesel ve finansal açıdan ispatlanamamış durumdadır. Bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarına itibar etmeye engel durum ise yoktur.
Bilindiği üzere HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir… Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 4, 64). Bu şartlarda sonuç olarak iflas içi konkordato talep edenin, lehine yasal koşulların gerek vakıa ve gerek delil açısından yeterli şekilde açıklanamadığı, tamamlanamadığı, ek raporla dahi bu hususun giderilemediği açıktır. İflas içi konkordatonun yukarıda açıklanan ve belli periyoda dayalı talep niteliği taşıması dahi dikkate alındığında, iflas içi konkordato talep eden şirket lehine somut koşul vakıaların ve ispat durumunun oluşmadığı, davacının iflas içi konkordato kurumuna layık olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının iflas içi konkordato talebinin sübut bulmadığından reddine, iflas içi konkordato talebinin red olduğunun … 1.İflas Dairesinin … iflas sayılı dosyasına bildirilmesine, konkordato iflas talebinin red olunduğunun ilan edilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının iflas içi konkordato talebi sübut bulmadığından reddine,
2-İflas içi konkordato talebinin red olduğunun … 1.İflas Dairesinin … iflas sayılı dosyasına bildirilmesine,
3-Konkordato iflas talebinin red olunduğunun ilan edilmesine,
4-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren ve itiraz eden alacaklılar yönünden ise ilan tarihinden itibaren on gün içinde içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekili ve şirket temsilcisinin … 1. İflas Müdürünün huzurunda diğerlerinin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip