Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/415 E. 2022/708 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/415 Esas
KARAR NO : 2022/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilnin … (…) üyesi olduğunu, 20-28 Şubat 2021 tarihleri arasında düzenlenmesi taahhüt edilen “…”, müvekkilinin üyesi olduğu … (…) ile … A.Ş. arasında 29.5.2018 tarihli “…” ve bu Sözleşmeye dayanak alınarak imzalanan 20.8.2020 tarihli “…’nın Yapımına İlişkin Ek Sözleşme”yle belirlenen fuar tarihinin, fuar katılım sözleşmelerinin pandemi nedeniyle ifasının imkansızlığının tespiti ile bu sözleşmelerin Borçlar Kanunu uyarınca uyarlanması istemiyle açılan ve davalının kabulü nedeniyle konusuz kalan davalar sonunda, yine davalı tarafın tek yanlı iradesiyle belirlediği 19-27 Şubat 2022 tarihleri arasına ertelendiğini, ancak bu sözleşlemelerih, … tarafından: Fuar Koordinasyon Komitesinin yetki ve sorumluluğunda olan ve her biri gündeme alınmak suretiyle değerlendirilmesi gereken fuar süresi, fuar öncesi ve sonrasında tarafların yetki ve sorumluluklarında değişiklikler, fuar katılım ücretlerinde uyarlama gibi bir çok hususta davalı tarafın tek yanlı irade açıklamalarının olmasına rağmen, davalı tarafın Fuar Koordinasyon Komitesi toplantısının yapıldığına, gündemine ve toplantının sonucuna ait tutanakları imzadan kaçınarak Fuar Koordinasyon Komitesini işlevsiz bıraktığı, Davalı tarafın fuar yerini yine tek yanlı olarak “…”, fuar tarihini ise 5-13 Mart 2022 tarihleri olarak değiştirdiği, bu durumun ise davalının bünyesinde bulunduğu … resmi web adresinde ilan edildiği, Bu durumun müvekkili davacının üyesi olduğu … tarafından … 60. Noterliği nezdinde düzenlenen … günlü, … ve … yevmiye numaralı e-tespitler ile tutanak altına alındığı, davalı şirketin ilan ettiği yeni fuar yeri ve fuarın ifa tarihlerine ait tek yanlı değişikliklerin hukuksal geçerliliği olmaması nedeniyle fuarın 19-27 Şubat 2022 tarihleri arasında … Kavşağı, …, … Merkezi (yeni adıyla …) 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı salonlarda gerçekleştirileceğini ispatlayıcı mahiyette … Fuarcılık A.Ş ile … A.Ş arasında imzalı kira sözleşmesi / yer tahsisi belgesi ile desteklenen … A.Ş. kanuni temsilcileri tarafından imzalı garanti taahhütnamesinin …’e iletilmesinin noter aracılığıyla ve ihtarnameyle talep edildiği, Bu ihtarnameyle davalı tarafa tebliğ olunan hususların da yerine getirilmemesi üzerine bu defa 19-27 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılması gereken fuarın süresinin kısaltılarak, hatta önceki deneyimlerle sabit olduğu üzere fuardan faydanın yoğunlukla sağlanacağı 27 Şubat Pazar gününün fuar süresinden çıkarılıp, fuarın 19-26 Şubat 2022 tarihlerinde gerçekleştirileceğinin duyurulduğu, Bunun da sözleşmeye aykırı olduğu, Fuarın gerek sözleşmeyle belirlenmiş 19-27 Şubat, gerek tek taraflı olarak ve usulsüz şekilde değiştirilen 19-26 Şubat tarihlerinde yapılacağının “Yurt İçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar” kapsamında ilan edilen fuar ana takviminde gösterilmediği gibi ilan tarihi itibariyle sözü edilen takvime alınmasının ilgili mevzuat karşısında olanaksız olduğu, ayrıca … A.Ş ile davalı arasında imzalı kira sözleşmesi / yer tahsisi belgesinin olmadığı, istenilmesine karşın davalı tarafça üyesi olduğumuz …’e ısrarla sunulmadığı, fuar alanı işleticisi olan … A.Ş.nin ilan ettiği fuar takviminde sözleşmeye konu fuardan söz edilmediği, esasen 2021 yılında gerçekleşmesi gerekirken 2022 yılına ertelen fuar için her şeyden önce basiretli tacir sıfatıyla zamanında ve uygun koşullarla fuar alanın tahsisinin bile sağlanmadığı tespitlerine dayanan nedenlerle … ile … A.Ş. ile davalı arasında akdedilen tüm sözleşmelerin … tarafından tek yanlı olarak feshedildiğini ve müvekkilinin şirketinin de arasında olduğu … üyelerine duyurulduğunu, … ile arasındaki sözleşmeleri sonlanan davalı tarafın bu kez de adeta basiretsiz bir tacir gibi hiçbir haklı nedeni olmaksızın, 2022 yılının Şubat ayında düzenlemesi gereken fuarı bu defa 2022 yılının sonuna ertelediğini açıkladığını, Müvekkili ile davalı taraf arasındaki katılım sözleşmesinin 19-27 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılacak fuara ait olduğunu, bu sözleşmenin kural olarak sözleşmenin katılımcının tek taraflı iradesiyle feshedilmesini engellediğini, bu durumun fuar organizasyonun zorunlu bir gereği olduğunda şüphe olmamakla birlikte, katılımcıya düzenleyicinin değiştirdiği tüm koşullara katlanmak yükümlüğü vermediğinin de açık olduğunu, nitekim sözleşmeyle katılımcının fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, katılımcının fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, unvanı gibi hususlarda “sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya düzenleyicinin kendi takdiriyle” yapılan değişiklikleri peşinen kabul ettiğinin belirtildiğini, sözleşmede gösterilen bu hallerin veya düzenleyicinin ancak yine bu koşullara dayanan takdiri dışında yapılacak değişikliklerin ise katılımcı tarafından itirazsız olarak kabulünün olanaklı olmadığını, tam bu nedenle sözleşmeyle katılımcının “fuardan çekilme hakkı” kabul edildiğini, diğer yandan davalı tarafın müvekkilinin üyesi olduğu … ile arasında olup, … tarafından feshi ihtar edilen Sözleşmenin; 11.3 maddesinde, bir sonraki yıl yapılacak olan fuar ile ilgili olarak herhangi bir neden ile fuarın yapılamaması, gecikmesi, yer ve tarih değişikliği gibi zorunluluklar ortaya çıktığı takdirde, fuar açılma tarihinden en az 90 gün (3 ay) önce davalının bu hususu ve alternatif önerilerini gecikmeksizin yazılı olarak Fuar Koordinasyon Komitesine bildirmesi, Komitenin bu yeni durumu görüşüp, değerlendireceği, oluşacak kararı ve alternatif yer ve tarih seçeneklerini sözleşmenin taraflarına bildireceği, bu tavsiye kararına göre …’in sözleşmeyi tek taraflı fesih dahil, sözleşmeyi devam ettirip, ettirmeme kararını yazılı olarak bildireceği, …’in sözleşmeyi sona erdirmeyi tercih etmesi ve iptal, gecikme veya değişikliğin ancak haklı ve kabul edilebilir nedene dayanması durumunda müvekkilinin hak ve alacak talebinde bulunamayacağının açıklandığını, 11.4 maddesinde, davalının fuarı yapmama kararı alması durumunda katılımcılardan topladığı tüm bedelleri geri ödemeyi taahhüt ettiği, katılımcılar ile arasındaki sözleşmelerin bu hükme aykırılık oluşturmadığı, katılımcılar tarafından ödenen bedellerin iade edilmemesi durumunda …’in cezai şart dahil maddi ve manevi zararını talep hakkının bulunduğunu, 11.5 maddesinde, davalının fuarın yapılamayacağı bilgisini fuar açılış tarihine 120 günden (4 ay) az süre kala bildirmesi durumunda ise … üyesi katılımcıların sözleşme karşılığı yaptığı ödemelerin yanı sıra masraflarının karşılığı olarak sözleşme tutarının %10’unu geçmeyecek oranda tazminat ödemeyi taahhüt ettiğinin ifade edildiğini, bu haliyle davalının katılımcılara karşı üstlendiği kimi yükümlülüklere ait kuralları içermesi, ayrıca Dernek üyeleri ile üye olmayanların fuar katılım ve diğer ücretlerini belirlemesi nedeniyle “…” ile “…’nın Yapımına İlişkin Ek Sözleşme”nin müvekkili ile davalı arasındaki “katılımcı sözleşmesi”nin hem dayanağını, hem tamamlayıcı bir parçasını oluşturduğunun açık olduğunu, Müvekkilinin, üyesi olduğu … ile davalı arasındaki sözleşmelerin feshine neden olan haklı tespitler ve esasen bu sözleşmelerin ayrılmaz parçası niteliğinde bulunan “Katılmcı Sözleşmesi” gereğince, Davalının fuarın gerek sözleşmeyle belirlenmiş 19-27 Şubat, gerek tek taraflı olarak ve usulsüz şekilde değiştirdiği anlaşılan 19-26 Şubat tarihlerinde yapılacağının “Yurt İçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar” kapsamında ilan edilen fuar ana takviminde dahi gösterilmemesi, kaldıki davalı yanca ilgili değişikliğin gerçekleştirildiği tarih itibarıyla sözü edilen takvime alınmasının da ilgili mevzuat karşısında olanaksız olması, ayrıca …A.Ş ile davalı şirket arasında imzalı kira sözleşmesi / yer tahsisi belgesi olmaması nedeniyle üyesi olduğu …’e anılan belgenin sunulamaması, fuar organizasyonunun taahhüt edilen yer ve zamanda, kurulumu ve boşaltılması dahil tüm aşamalarının verimli ve etkin şekilde gerçekleşeceğine ilişkin olarak, ticari hayatın gerektirdiği olağan öngürüleri bile ortadan kaldıracak ağırlıkta şüpheye yol açması, ayrıca ve esas olarak “sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdirine” dayanmadan, 19-27 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılması gereken fuarın süresinin de kısaltılıp, hatta önceki deneyimlerle sabit olduğu üzere fuardan faydanın yoğunlukla sağlanacağı 27 Şubat Pazar gününü fuar süresinden çıkarıp, bu fuarın 19-26 Şubat 2022 tarihlerinde gerçekleştirileceğini duyurması ve yine davalı yanın yine kendi hür iradesi ile; fuar tarihinin bu kez aralık/2022 sonuna ertelemesi, anılan tarihin ise … fuar merkezinin en az talep gören tarihini içermesi ve bu nedenle fiyatlama olarak en uygun tarih olması nedeniyle davalı yanın kendi çıkarlarına, katılımcıların ise zararına davrandığının açık karinesi olması, keza bahse konu tarihin yurt dışından gelebilecek ziyaretçiler yanında yurt dışı tedarikçilerin dini bayramlarına rastlaması nedeniyle katılımlarının çok sınırlı olduğunun fuarcılık ile ilgili asgari bilgi seviyesine haiz her bireyin bilgisi dahilinde olduğu dikkate alındığında fuara ait ticari amaç ve beklentimizle hiç bağdaşmaması karşısında müvekkilinin “fuardan çekilme hakkı” kullandığını … 12. Noterliği .. tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalı tarafa duyurduğunu, ayrıca davalının fuar katılım bedeli olarak tahsil ettiği 22.416,47 TL’nın bu ihtarnamenin tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde müvekkilinin banka hesabına iade edilmesi, aksi takdirde bu tutarın tahsili için gerekli yasal takip yollarına başvurulacağını, haklı nedenlerle fuardan çekilme nedeniyle “Katılımcı Sözleşmesi”ne dayanarak taraflarından cezai şart veya diğer bir yükümlüğün ifasının talep edilemeyeceğini, bu sözleşmeden doğan hak ve alacakları ile maddi ve manevi tüm zararlarımızın tazminini talep hakkı saklı olmak üzere belirtildiğini, davalının bu ihtara yanıt vermediği gibi, tahsil ettiği katılım bedelini iade etmediğini, bu durum karşısında müvekkili tarafından davalıya ödemiş olduğu çekişme konusu olmayan katılım bedeli ve ihtarname masrafının icra yoluyla davalıdan geri alınması için ilamsız icra takibi başlatıldığını, açıklanan tüm bu maddi ve hukuki duruma göre, davalı tarafın tahsil ettiği katılım bedelini müvekkiline iade borcu bulunduğunu, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini haksız itirazının iptali ile takibe devam edilmesine karar verilmesi istemiyle bu davanın açılması zorunlu olduğunu, ayrıca … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.2.2021 tarihli, E:…, K:…sayılı kararıyla fuar tarihinin fuarı düzenleyenin tek yanlı iradesiyle değiştirildiği belirlenerek, katılımcının sebep olmadığı bu durumdan sorumlu tutulması hakkaniyete aykırı bulunup, katılımcının fuar düzenleyicisine verdiği çek bedelinin tahsili istemi yerinde görüldüğünü belirtmek gerektiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu şirketin %20 icra inkar tazminatı ödemesine, Mahkememizin uygun göreceği teminat mukabilinde yargılama sonuna kadar alacağımızın teminat altına alınabilmesi için ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalıdan alınıp taraflarına verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin davasını yetkisiz mahkemede ikame ettiğini, mahkememizin yetkisine açıkça itiraz ettiklerini, taraflar arasında imzalı Yetki Sözleşmesi gereğince tarafların tacir olduğu da dikkate alındığında Yetkili Mahkeme Ve İcra Daireleri Bakırköy Mahkemeleri Ve İcra Daireleri olduğunu, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, öncelikle davacı şirketin dava dilekçesinde … adlı derneğe üye olduğundan bahisle birtakım iddialar öne sürse de davacının tek başına basiretli bir tacir olduğunu, işlem ve eylemlerinden tek başına sorumlu olduğunu, bu kapsamda davacı şirketin dava dilekçesinde haklılığını kanıtlamayı bırakarak … adlı derneği yaptığı işlemleri vs açıklamaya çalıştığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşmenin sadece tarafları bağlayan bir sözleşme olduğunu, sözleşmede söz konusu derneğe ilişkin tek bir atıf dahi bulunmadığını, bu kapsamda dava dilekçesinde söz konusu dernek ile ilgili kısımların dikkate alınmaması, bu hususların ayrı bir yargılamaya muhtaç olduğunun izahtan vareste olduğunu, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, davacı şirket ile yapılan “Fuar Katılım Sözleşmesi”nin 2. Maddesinde; “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak işbu Form’da belirtilen Düzenleyici’nin organize ettiği sergi veya fuara katılmayı kabul eden katılımcı, bu imzadan sonra fuara katılmayı reddetse dahi Katılımcı’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. Katılımcı, fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, Katılımcı’nın fuar alanındaki yeri, DÜZENLEME TARİHLERİ, unvanı vb. hususlarda, Düzenleyici’nin, sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri (fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir. Katılımcı’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. Katılımcı, ancak Düzenleyici’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. Düzenleyici, Fuardan 3 gün öncesine kadar, hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve Katılımcı’yı fuardan çıkarabilir.” hükmü yer aldığını bu duruma katılımcının itiraz etme hakkı olmadığı gibi, bu durum bir fesih sebebi de olamayacağını, bu sebeple davalı şirketin, Fuar Katılım Sözleşmesini feshetme ve yapmış olduğu ödemeleri talep hakkı bulunmadığını, sadece bu hususun dahi davanın reddini gerektirdiğini, taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, dava konusu fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin açık olduğunu, katılımcıya fesih yetkisi vermediğini, sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestisi anlamına geldiğini, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacağını, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşmenin (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olduğunu, davacı şirketin basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip olduğu hususunun ise izahtan vareste olduğunu, bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olduğunu ve geçerli olduğunu, haksız şart olarak kabulünün mümkün olmadığını, kaldı ki söz konusu fesih hakkının olmadığına yönelik düzenlemenin sadece 2. Maddede değil sözleşmenin ön yüzünde de mevcut olduğunu, tarafların bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden müvekkili şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğunu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiğini, yapılacak inceleme ve yazılacak müzekkereler sonucunda da Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin yapıldığının ortada olduğunu, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesinin talep hakkının olmadığını, ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkının da tanımayacağının düzenlendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yine aynı şekilde katılımcıya fesih yetkisi verilmediğinin ilk sayfada da açıkça yazıldığını ve kararlaştırıldığını, müvekkili şirkete karşı yine benzer fuarlar ile ilgili katılımcıların açmış oldukları davaların yerel mahkemelerce reddedildiğini, davacı şirket davasını ikame ederken söz konusu … fuarının müvekkili şirket tarafından iptal edildiğini, yapılmayacağını, hiçbir hazırlık yapılmadığını ve tüm bunlara rağmen ödenen bedelin iade edilmediğini savunmuşsa da söz konusu fuarın müvekkili şirket tarafından iptal edilmediğini, müvekkili şirket edimlerini yerine getireceğini, söz konusu fuarın davacı şirkete de bildirilen tarihlerde aynı yerinde yapılacağını, söz konusu fuarın alalade bir fuar olmadığını, bu yıl 16ıncısı yapılacak olan katılımcısının ağırlıklı yabancı olduğu uluslararası bir fuar olduğunu, ancak söz konusu … fuarının yapılacak olduğu ilk tarih davacının da belirtmiş olduğu üzere 20-28 Şubat 2021 olsa da bu süreçte hem sektörden gelen hem de siyasi otoriteler tarafından alınan kararlar doğrultusunda erteleme süreci yaşandığını ve bugünlere gelindiğini, yargılama konusu uyuşmazlığın çözümünde en önemli hususun bu sürecin doğru anlaşılması olduğunu, müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertelenmesinin talep edildiğini, hatta bu hususta dava dilekçesinde adı sıkça geçen söz konusu derneğin erteleme talep ettiği ihtarnameyi de sunduklarını, müvekkili şirketin sektörden gelen talepler doğrultusunda fuarı 19-27 Şubat 2022 tarihine ertelediğini, bahse konu fuarın taraflarca alınan ortak karar neticesinde ertelenmek durumunda kalınmasının sebebi olan ve ülkemiz de dâhil olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (CoViD-19) pandemisi (salgın hastalığı) sürecinin hayatın tüm yönlerine ve özellikle ticari faaliyetlere olan olumsuz etkisinin ne denli büyük olduğunun malum olduğunu, nitekim söz konusu pandemi sürecinin tüm dünya genelinde olduğu gibi taraflar arasında akdedilen sözleşme bakımından da açık bir mücbir sebep teşkil ettiği gerçeği üzerinde, fuar erteleme yönündeki ortak sektör iradesi ile de mutabık kalındığının açık olduğunu, bu kapsamda söz konusu fuarın ilk olarak 19-27 Şubat 2022 tarihine ertelenmişse de pandeminin belirlenen tarihte halen daha devam etmesi ve yüz binleri bulan vakalar sonucunda söz konusu fuarın bir kez da 17-24 Aralık 2022 tarihine ertelendiğini, fuarın iptalinin kesinlikle söz konusu olmadığını, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde görülen Covid-19 vakaları ile birlikte başlayan süreçte sokağa çıkma yasakları nedeniyle ülke genelinde tüm toplantı, gösteri, konser vb. organizasyonların yasaklanması ve sektörden gelen talep doğrultusunda söz konusu fuar müvekkil şirket tarafından yapılamadığını bu sebeple fuarın 19-27 Şubat 2022 tarihine ertelendiğini, bu tarih her ne kadar henüz gelmemiş olsa da ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin etkilerinin devam etmesi, Amerika, Avrupa ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin Türkiye’yi kırmızı listeye alması yani Türkiye’ye seyahat kısıtlaması getirmesi, yine pandemi kaynaklı seyahat prosedürlerinin zorlaşması, aşı zorunluluğunun getirilmesi, karantina süreçleri, bu dönemde bilet fiyatlarının fahiş oranda artması gibi sebeplerden dolayı bu durumun fuara katılacak şirketlere bildirilerek fuara yurt dışından misafirlerin katılmasının çok önemli olduğunu, fuarların yapılış amacının yurt dışından müşteri kazanmak, yurt dışı pazarına açılmak olduğundan fuarın 17-24 Aralık 2022 tarihine ertelendiğini, hizmetin ertelenmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusurun olmadığını, kaldı ki ilk seferde direkt olarak dernek tarafından talep edilen ertelemenin müvekkili şirket tarafından onaylandığını, halen daha erteleme nedenlerinin ortadan kalkmaması nedeniyle fuarın bir kez daha ileri bir tarihe ertelendiğini, söz konusu fuarın 17-24 Aralık 2022 Tarihinde … gerçekleştirileceğini, davacı şirketin iddia ettiği gibi bu ertelemenin keyfi sebeplerle yapılmadığını, dönemin gerektirdiği tedbirlerin müvekkili şirket tarafından alındığını, bu kapsamda tüm dünyada da aynı tedbirlerin alındığını, Müvekkili şirketin söz konusu fuarları yapabilmek için fuar alanını en az 1 yıl önceden kiraladığını, bunun için reklam ajanslarıyla anlaşmalar yapıldığını, personel alımı gerçekleştirildiğini, ses ve görüntü sistemleri için anlaşmalar yapıldığını, temizlik şirketleriyle anlaşmalar yapıldığını, bir fuarın organize edilme bedelinin milyonlarca lirayı bulduğunu, ayrıca Ticaret Bakanlığı, TOBB, Belediye ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan prosedür gereği izinlerin alındığını, söz konusu fuarın Covid-19 kaynaklı nedenlerle yapılamaması müvekkili şirketi de telafisi oldukça zor zararlara uğrattığını, fuarın sanki keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan müvekkili şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edip müvekkili şirkete kusur ve kötüniyet hamledilmesinin mümkün olmadığını, bu hususta mahkemenin taraflar arasındaki menfaatler dengesini göz önünde bulundurması gerektiğini, bu hususta pandemi nedeniyle sıkışan fuar takvimi de dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu ” fuar alanının tahsisinin bile sağlanmadığı” iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu kapsamda TOBB, İTO ve İFM’ye yazılacak müzekkereler sonucunda söz konusu fuarın fuar takviminde yer aldığının ve kiralama bedellerinin açıkça ödendiğinin anlaşılacağını, ilgili fuar için tarihlerin belirlendiğini, kiralama bedellerinin ödendiğini, tüm harcamaların aylar öncesinden yapıldığını, ertelenen fuarlar, sıkışık fuar takvimleri ve artan maliyetlere tarafların iştiraki ile katlanmasının sözleşme gereği olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kusurundan kaynaklanmayan ertelemenin getirmiş olduğu külfetlere binaen katılımcıların ödedikleri bedellerin iadesi veya zarara uğramayan derneğe fahiş ödemelerin yapılması sonucunda bu durumun müvekkili şirketin mahvına yol açacağını, söz konusu fuarların ertelenmesinin tüm dünya genelinde geçerli bir sorun olduğunu, bununla ilgili 2022 yılında yapılması planlanan sektörün avrupadaki en büyük fuarı olan …Fuarının da 2023 yılına ertelendiğini, davacı taraf fuarın ertelendiği tarih olan 17-24 Aralık 2022 tarihi için en az talep gören tarihi şeklinde bahsetmişse de dünyanın en büyük … 21-29 Ocak 20233’e bir diğer uluslararası fuar olan … 3-6 Kasım 2022 tarihi olarak kış aylarına ertelendiğini, bu nedenle davacının bu iddiasının haksız davasına mesnet oluşturmak amacı taşıdığını, Ticaret Bakanlığı sitesinde yayınlanan covid-19 fuarlara ilişkin yazıdan da anlaşılacağı üzere 2022 başlarındaki tüm fuarların ertelendiğini, tüm bu nedenlerle davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yapılması planlanan fuar ile ilgili ilk erteleme talebinin sektördeki firmalardan geldiğini, fuarın iptal edilmediğini, ertelendiğini, sözleşmenin ayakta olduğunu, ilk başta ertelemeye sebep olan nedenlerin aynen ve daha ağır bir şekilde devam ettiğinden son olarak bir ertelemenin yapıldığını, fuarlar ile ilgili hususun sadece ülkemizde değil Dünya genelinde var olduğunu, müvekkili şirkete kusur atfedilemeyeceğini, ilgili sözleşme gereği müvekkili şirketin fuar tarihlerini düzenleme yetkisinin olduğunu, tarafların tacir olarak bunu özgür iradeleri ile kararlaştırdığını beyanla yetkisizlik itirazının kabulü ile, dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın esastan reddine, davacı taraftan %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının alınarak müvekkiline verilmesine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 14. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası, taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, ödeme belgeleri, … 12. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, noter makbuzu, … 12. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, davacının “…”na katılım bedeli olarak davalıya ödediği fuar katılım bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi davalı tarafa 11/06/2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili dosyaya vekaletname ibraz ettikten sonra 07/06/2022 tarihli dilekçesi ile ek cevap süresi talep etmiş, bu talebi mahkememizin 09/06/2022 tarihli ara kararı ile kabul edilmiş, davalıya cevap dilekçesinin sunulması noktasında cevap süresinin bitiminden itibaren 2 haftalık ek süre verilmiştir. Mevcut halde; dava dilekçesi davalıya 11/06/2022 tarihinde tebliğ edildiğinden yasal cevap süresinin 25/06/2022 tarihinde sona erdiği, ancak mahkememizce 2 haftalık ek cevap süresi talebi kabul edildiğinden cevap dilekçesinin yasal olarak son verilme gününün 09/07/2022 tarihi olduğu, davalı vekili tarafından cevap dilekçesinin 06/07/2022 tarihinde dosyaya sunulduğu, başka bir anlatımla cevap dilekçesinin yasal süre içinde mahkememize ibraz edildiği tespit edilmiştir.
Davalı yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi gereğince … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen ve varlığı tartışmasız olan 15/10/2020 tarihli “…” sözleşmesinin 32. maddesinde “Her türlü uyuşmazlık durumunda Bakırköy Mahkemeleri yetkilidir” şeklinde yetkili mahkemenin belirlenmesine yönelik yazılı yetki şartı kararlaştırılmıştır.
Yetki ilk itirazı usule ilişkin savunma sebeplerinden biri olup davanın esasına geçilmeden evvel, öncelikle yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve somut olayda Mahkememizin yetkili olup olmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi zorunludur.
Yetkiye ilişkin yasal düzenlemeler bakıldığında:
HMK 17. maddesi “tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”. Somut olaya bakıldığında; HMK 17.maddesi uyarınca yazılı yetkili şartı geçerli olduğundan ve taraflar için sözleşmenin yetki şartına ilişkin bu hükmü bağlayıcı nitelikte bulunduğundan yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.
Nitekim, davacı vekili tarafından sunulan 27/09/2022 tarihli dilekçede; davalı vekili tarafından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisi olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğunu beyanla yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Aynı yöndeki beyanlar, mahkememizin ön inceleme duruşmasında tekrar edilmiş, davacı vekili yetkisizlik itirazını kabul ettiklerini, dosyanın yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Açıklanan nedenler karşısında, davalının yetki ilk itirazının kabulüne, dosyanın davalının seçim hakkı ve bu seçim hakkını tasdik eden / yetki itirazını kabul eden davacı tarafın beyanları nazara alınarak davayı görmeye yetkili olan Bakırköy (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile; HMK 116/1-a madde yollamasıyla HMK 114 ve 115 madde hükümleri uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine,
2-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili Bakırköy (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karara karşı kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştirilmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesine,
4-Başka mahkemede davaya devam edilmesi söz konusu olmadığında dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine,
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderlerine bu aşamada hükmedilmemesine,
6-Harç ve tüm yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/11/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *