Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/39 E. 2022/36 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/39 Esas
KARAR NO : 2022/36

DAVA : Sigorta (Kasko Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kasko Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sigorta Anonim Şirketi tarafından…KASKO POLİÇE numarası ile sigortalı olan müvekkiline ait …plakalı araç 29.01.2020 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın giderimi için taraflarınca 17.11.2021 tarihli ihtarname ile davalı yan sigortalı şirketine başvuru şartı taraflarınca yerine getirildiğini ve müvekkilinin aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin kasko poliçe limitleri dahilinde tazmin edilmesi talep edildiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasara ilişkin davalı sigorta şirketine gönderilen ihtarname ile; …Sigorta Ekspertiz Hizmetleri tarafından hazırlanan ekspertiz raporu uyarınca müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedeli KDV dahil 14.115,10 TL tespit edildiğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin maddi kayba uğradığını, bu nedenle müvekkilinin aracından meydana gelen hasar onarım bedelinin kasko poliçe limiti dahilinde hesap edilerek 2918 Sayılı Kanununun 97. maddesi uyarınca 15 gün içerisinde yazılı cevap verilmesinin aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtaren bildirilerek zararın tazmini talep edildiğini, davalı yanın sigorta şirketi tarafından iş bu huzurdaki davanın açıldığı tarihe kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, iş bu açıklanan nedenlerle müvekkilinin aracının uğramış olduğu gerçek hasar bedelinin tespit edilerek müvekkilinin gerçek zararının karşılanması gerektiğini beyanla haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne, müvekkilinin aracının uğramış olduğu hasar bedelinin alanında uzman bilirkişi marifetiyle tespitine, müvekkilinin uğramış olduğu gerçek zararın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, her türlü, yargılama gideri, bilirkişi ücreti ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Kasko sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, 17/11/2021 tarihili hasar başvuru dilekçe örneği, kaza tespit tutanağı, aracın trafik tescil kayıtları ve ruhsat örneği, kaza sonrasına ait fotoğraflar, aracın tramer kayıtları ve sigortalı aracın resimleri celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı… ile davalı… Sigorta A.Ş. arasında 25/11/2019 – 25/11/2020 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin düzenlendiği, kasko poliçesi uyarınca davacı…’ya ait … plaka sayılı aracın sigortalandığı, sigortalı aracın 29/01/2020 tarihinde trafik kazası sebebiyle hasara uğradığı ve tamir için servise götürüldüğü, davacının poliçe süresi içinde iken gerçekleşen kaza sebebiyle davalı sigorta şirketine hasar ihbarında bulunduğu, ancak davalı sigorta şirketinin hasar tazminatını ödemediği, davacının trafik kazasında hasara uğrayan araç için bağımsız ekspertiz şirketi tarafından tespit edilen hasar bedeline yönelik eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Kasko sigorta sözleşmesinde davacının sigortalı, davalı sigorta şirketinin ise sigortacı olup, sigortalanan …plaka sayılı aracın celbedilen trafik tescil kayıtları ve araç ruhsatında HUSUSİ (ÖZEL) kullanım amacına özgülendiği görülmüştür. Başka bir anlatımla davaya konu sigorta sözleşmesinde davacının tüketici olduğu, aracın da ticari araç olmadığı kayıtlardan tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Ancak, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/10687 E. 2017/4979 K. sayılı, İstanbul BAM 9 H.D. 2018/2601 E. 2020/3559 K. sayılı, İstanbul BAM 9. H.D. 2018/3852 E. 2020/3908 K. sayılı, İstanbul BAM 37. H.D.’nin 2020/1092 E. 2020/2223 K. sayılı, İstanbul BAM 9. H.D. 2018/2039 E. 2020/736 K. sayılı ve daha pek çok emsal içtihadında da vurgulandığı üzere; somut olayda, davanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasadan sonra açılması, aracın ticari araç olmaması, 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı tüketici konumunda olup davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması, tüketici işleminden kaynaklanan eldeki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinin anlaşılması ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) ve davanın her aşamasında dikkate alınması (tarafların adalete mümkün olduğu ölçüde hızlı ulaşması ilkesi gereğince, dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin görevsizlik kararı verilebileceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/4-2247 Esas 2013/1667 Karar sayılı emsal içtihadı ile, yargıda hedef süre kriterleri, HMK’nın 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi göz önünde bulundurularak)) zorunlu olmakla, davaya konu uyuşmazlık için Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın görev yönünden dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: ( Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı üzere;)
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
2-HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin , bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten , süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde karar verildi.20/01/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.