Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/161 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/388
KARAR NO : 2023/161

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlatıldığını, davalı borçluya ödeme emri örnek no:12 nin 24.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibinin kesinleşmiş olduğunu, icra takip borcunun halen ödenmemiş olduğunu, davalı borçluya borcunu, icra takip masrafları ve reeskont avans faizi ile birlikte ödemesi ya da Mahkeme veznesine depo etmesi için borcun depo edilmesi kararı verilmesini; borç ödenmez ya da mahkeme veznesine depo edilmezse davalı borçlunun iflasına kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesinde; ticari ilişki kapsamında cari hesabın sıfırlandığını, müvekkil şirketin davacıya borcu bulunmamakta olduğunu, ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin icra konusu bonolara ilişkin borcu olmadığının görüleceğini, cari hesap sıfırlanmış olduğunu, müvekkile ait şirket fiilen ve hukuken faaliyetine devam etmekte olduğunu, müvekkil şirketin iflasının istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, ekonomik açıdan bu kadar gelir kaynağı olmakla beraber çalışmalarına devam eden şirketin iflasının istenmesi kötü niyetten ibaret olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çeklere ilişkin alacaklı ile protokol imzalamış olduğunu, bu protokole ilişkin olarak alacaklıya ödemeler yapmış olduğunu, müvekkil şirketin iflasını gerektirir bir durum bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin dünyanın en büyük 250 taahhüt şirketi sıralamasında 193. sırada yer almakta olduğunu, müvekkil şirketin iflasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil edeceğini, davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yapılan iflas takibine yönelik itiraz olmaması karşısında takibin kesinleşip kesinleşmediği, bu çerçevede kesinleşen iflas takibi sonucu iflas kararının verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacının kambiyo senedine dayalı takip başlattığı, icra dosyası içinde itiraz dilekçesi bulunmadığı, ödeme emrinin tebliğine dair herhangi bir şikayet veya başkaca bir itirazın da halihazırda mevcut olmadığı, ödeme emrinin gerekli unsurları içerdiği, davalıya tebliğ olunduğu, halihazırda ödeme savunması noktasında davacıyı bağlayan bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren hak düşürücü süre içinde bu davanın açıldığı ise tartışmasızdır.
Dosyamız davacısı tarafından davalı aleyhine iflas yolu ile adi takip yapıldığı, bu çerçevede iflas talep olunduğu, mahkememizin yetkili bulunduğu tartışmasız olup davacı tarafından davalı aleyhine doğrudan kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip yapılmıştır.
İİK m.155 hükümüne göre, iflas yoluyla yapılan takipte ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren borç ve takip giderlerinin, kambiyo senedine dayalı takip olması nedeniyle beş gün içinde ödeme emrini gönderen icra dairesindeki hesaba yatırılması, bu süre içinde borcun olmadığına veya iflasa tabi şahıslarından olunmadığına dair bir itiraz var ise icra dairesine bildirilmesi ve aynı süre içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının ticaret mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği açıktır.
Nitekim somut olayda İİK m.156 hükmü çerçevesinde ödeme emrindeki müddet içerisinde borçlu tarafından gerekli itirazın yapılmadığı, tebliğ tarihinin ise 24/06/2021 tarihi olduğu, esasen ödeme emrinin tebliğine dair herhangi bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki Yargıtay dairelerinin yerleşik uygulamalarında da kabul olunduğu üzere tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, somut olayda olduğu üzere muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Ancak, Kanunun 21/1.maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını somut olayda olduğu üzere tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmış olup ayrıca adreste bulunmama nedeniyle, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de en yakın komşularından birine bildirmiş, komşunun ismini yazmış, ancak imzadan imtina nedeniyle imzasını alamamıştır. Bu suretle artık takibin usulüne uygun olarak kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre iflas yoluyla takibin şeklen kesinleştiği, icra müdürlüğü dosyası içeriğiyle bu durumun sabit olduğu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde de mahkememizde iflas davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
İflas takibinin kesinleşmiş olması karşısında ise İİK m.166/f.2 hükmü çerçevesinde gerekli ilânlar, TTSG ile trajı 50.000 geçen ulusal bir gazetede yapılmıştır. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Yapılan ilanlara göre mahkememize süresi içinde müdahale olunmuş ise de iflas kararı verilmesine engel somutlaştırılmış bir vakıa ve delil durumu yoktur.
Mahkememizce yapılan yargılama aşamasında halihazırda borcun ödenmediği, gerekli iflas avansının davacı vekili tarafından depo olunduğu, iflas takibinin kesinleştiği ve gerekli ilânların dahi yapıldığı anlaşılmakla bu defa depo emrine esas miktar Yargıtay uygulamasına uygun şekilde mahkememizce atanan bilirkişi marifetiyle hesaplanmıştır.
Bu hesaplama sonucunda, depo emrine esas olan miktar ile ilgili davalı vekiline, tebliğden itibaren yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte ifa olunması veya o miktar meblağı mahkeme veznesine depo etmesi İİK m.158 hükmü uyarınca emredilmiştir. Usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren ödeme emrinin davalı vekile tebliğ olunmasına rağmen herhangi bir şekilde ödeme yapılmamış ve herhangi bir beyan sunulmamıştır. Bu durum karşısında davalı şirket hakkında iflas kararı verilmesinin yasal şartları oluşmuştur.
Kaldı ki ödemeye dair davalının bu noktadaki savunması ispatlanamamıştır. İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir(…) Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 792).” Oysaki davalının ödemeye ilişkin savunmasıyla ilgili Mahkemede kanaat oluşturmaya yetecek somutlaştırılmış herhangi bir delili mevcut değildir.
Esasen”borçlu faiz ve giderleri ile birlikte borcunu alacaklıya öder veya mahkeme veznesine depo ederse,mahkeme iflas davasının reddine hükmeder.Borçlu,bunlardan birini yapmazsa,asliye ticaret mahkemesi, depo kararından sonraki ilk oturumunda iflas kararı verir.”(Prof.Dr.Mehmet Helvacı, Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları, İÜHFM C, L, XXI,S.2.Sayfa 186,2013) Nitekim somut olayda takibin şeklen kesinleştiği,davalı şirketin alacaklıya ödeme yapmadığı, mahkeme veznesine de belirtilen miktarı ödemediği ve borcun ödendiğini de ispatlayamadığı sabit olup iflas davasının kabulü gerekir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numaralı … Şirketi’nin iflasına, iflasın 23/02/2023 günü saat: 15:58 itibarıyla açılmasına, iflasın açıldığının … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine, İflasın açıldığının … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numaralı … Şirketi’nin iflasına,
2-İflasın 23/02/2023 günü saat: 15:58 itibarıyla açılmasına,
İflasın açıldığının … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
İflasın açıldığının … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL peşin harçtan peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından harcanan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvuru harcı toplamı olan 161,40TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 323,00TL tebligat-posta gideri, basın ilan kurumu masrafı 1.338,12TL ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.661,12‬‬TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin, HMK m.327/f.1 gereği gereksiz yere yapılmasına sebebiyet verenin davacı taraf olması, ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren on gün içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip