Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2023/899 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/770 Esas
KARAR NO : 2023/898

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili tarafından sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, taraflar arasında geçmişten süre gelen cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının takip tarihi itibari ile müvekkiline 9.240,31-TL cari hesap borcu bulunduğu, davalının alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini ileri sürerek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; davalı, taraflar arasında imzalanmış ve kaşelenmiş herhangi bir ticari hizmet sözleşmesi bulunmadığını, kendisine herhangi bir mal ve hizmet teslim edilmediğini, ödenmediği iddia edilen fatura ve irsaliyelerin kendisine iletilmediğini, kendi bilgisi dışında oluşturulan ve teslim edilmeyen fatura ve ticari belgelere ait sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi’nin 2019/695 Esas 2021/1335 Karar sayılı ilamı ile kaldırma kararı verilmekle ticari ilişkinin başladığı tarihten itibaren defter ve kayıtların ibrazı sağlanarak bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan Deliller:
… tarafından hazırlanan 09/09/2022 tarihli ve … tarafından hazırlanan 20/07/2023 tarihli bilirkişi raporları ayrı ayrı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesap bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için:
1-İlamsız takip yapılmış olması,
2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3-Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra mahkemesine başvurmaması,
4-İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran, itirazla duran takibin devamınını amaçlayan bir dava olup yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır.
Somut olayda, … 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından borçlusu davalı aleyhine, 9.240,31-USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya 04/05/2017 tarihinde tebliği üzerine yasal süresinde olan 09/05/2017 tarihli itirazı ile takibin durduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, taraflara buna ilişkin tebligat yapılmadığı, eldeki itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde olan 05/06/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı öncesi yapılan incelemede, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 18.714,27-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise alacak ve borç bakiyesi bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, tarafların ticari defterleri arasındaki uyumsuzluğun davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların davalının defterlerinde; bir kısım ödemelerin ise davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki alacak ve borç durumunun tespiti için ticari ilişkinin başladığı tarihten itibaren defter ve kayıtların ibrazı sağlanmak suretiyle tanzim edilen bilirkişi raporları ile, davacı şirkete ait ticari defterlerin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği ve lehine delil niteliği bulunduğu, davalı tarafın işletme defterleri incelendiğinde, lehine delil niteliği bulunduğu, davacı tarafın 2012 yılında 6.317,99-TL alacaklı olduğu, alacağın 2013 yılına devrolduğu, davacının 2013 yılında davalı tarafa 61.402,44-TL’lik faturalar tanzim ettiği, bu faturalara karşılık farklı tarihlerde toplam 56.335,87-TL ödeme yapıldığı, davalı tarafın bu durumda 11.384,56-TL alacaklı olduğu, 2014 yılına devrinin akabinde tanzim edilen 29.482,29-TL’lik fatura sonrası 2014 yılında davacının 40.866,85-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın farklı tarihlerdeki toplam 22.152,58-TL’lik ödemesi sonrası takip tarihindeki bakiye borcun 18.714,27-TL olduğu; davalı tarafın ticari defterlerine göre davacı tarafa borcu bulunmadığı hususlarında kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosyada ibraz edilen 2014 yılına ilişkin faturaların Türk Lirası karşılığı gösterilmek suretiyle USD üzerinden düzenlendiği ve yine bu faturalardan 07/07/2014 tarihli 264,15-TL bedelli ve 22/08/2014 tarihli 540,27-TL bedelli faturalar dışındaki faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Faturaların yabancı para birimi üzerinden düzenlenmesi ve karşı tarafça defterlere işlenmesi taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğunu ispata yeterlidir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 05/12/2019 Tarih 2018/965 Esas 2019/5447 Karar) Bahse konu faturaların davalı tarafından defterlerine ihtirazi kayıt gösterilmeden işlenmesi nedeniyle alacağın USD üzerinden talep edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan kur farkı talepleri kur farkı faturası düzenlenmesine bağlı değildir. Şayet taraflar arasında yabancı para birimine endeksli bir ticari ilişkinin varlığı halinde kur farkı faturası düzenlenmeden de kur farkı alacağı talep edilebilir. Bu durumda kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekir (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 11/09/2018 tarih 2017/3549 Esas 2018/4033 Karar).
Dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, tanzim edilen bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın ticari defterlerinin davalının borçlu olduğunu doğruladığı, bahse konu faturaların davalı tarafından defterlerine ihtirazi kayıt gösterilmeden işlenmesi nedeniyle alacağın USD üzerinden talep edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, yürütülen takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bunlarla birlikte takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/6380 Esas, 2022/5655 Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan cari hesaba dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine yürütülen … 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİNE, takibin 9.240,31-USD asıl alacak üzerinden aynı koşullarla DEVAMINA,
2-9.240,31-USD alacağa takip tarihi olan 03/04/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi hükmünce, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işletilmesine,
3-İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (9.240,31-USD) üzerinden % 20 oranında hesaplanan 1.848,06-USD icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.230,93-TL harçtan peşin alınan 389,38-TL’nin mahsubu ile 1.841,55-TLharcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 389,38-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.795,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 1.560,00-TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, e-duruşma ile katılan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023

Katip … Hakim …