Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/365 E. 2022/669 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/365 Esas
KARAR NO : 2022/669

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı ve 18.03. 2021 tarihli konkordato projesinin tasdik kararı ile alacaklı davacı karşı davalı bankanın çekişmeli hale geldiğini iddia ettiği alacaklarının kayıt kabulü ile tespiti hususunda İcra İflas Kanunu’nun 308/b maddesi uyarınca dava açıldığını, şirket olarak davaya cevap verirken aynı zamanda haksız olarak açılan davaya karşı dava açtıklarını, şirketi ile davacı banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereği lehine kredi açılarak kullandırıldığını, …Ltd Şti.’nin Banka ile imzaladığı kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilerin teminatı olarak Banka lehine Maliki …olan … İli, … İlçesi, … mahallesinde/köyünde bulunan 1586 ada, 1 parsel 2.kat A3 Blok 18 numarada bulunan taşınmaz üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye numarası ile müvekkili banka lehine 1.dereceden 160.000 TL limit ile ipotek tesis edildiğini, Maliki … Tic Ltd Şti olan, … İli … ilçesi, … mahallesinde/köyünde bulunan 45 ada, 4 parsel Zemin Kat C-11 Blok 4 numarada bulunan taşınmaz üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarih … yevmiye numarası ile müvekkili Banka lehine 2.dereceden 2.100.000 TL ile limit ipotek tesis edildiğini, şirketin kredi borcunu vadesinde/geri ödemesi gereken tarihte ödememesi üzerine kredi hesabı kat edildiğini ve borçluya hesabın kat edildiğini gösterir … 6. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarı gönderilmiş olduğu halde kat ihtarı tebliğ mazbatasına bakıldığında tebligatın usulsüz yapıldığını, tebligatın 05.02.2019 tarihinde … adında bir şahsa tebliğ edildiğini, fakat bu kişinin şirketi ile ilgisi olmayan tanıdıkları biri dahi olmadığını, bu nedenle hesap kat ihtarının tebligatının geçersiz olduğundan hesabın temerrüt durumuda söz konusu olmaması gerektiğini, bu süreçte Şirketin … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunulduğunu, … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada, şirketi hakkında 17/10/2018 tarihinde üç ay geçici mühlet kararı, 07.01.2019 tarihinde ise konkordato bir yıl kesin mühlet kararı verildiğini, müteakiben 07.01.2020 tarihinde bitmesi gereken kesin mühlet süresinin 06.01.2020 tarihinden itibaren 6 ay daha uzatıldığını, görüldüğü gibi usulsüz tebliğ edilen kat ihtarının mühlet içinde tebliğ edildiğini, dolayısıyla zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceğinin de göz önünde bulundurulduğunda hesap kat ihtarının yok hükmünde olup temerrüt durumuna itiraz ettiklerini, dolayısıyla alacaklı davacı bankanın tüm işlemlerinin hukuken butlan ile hükümsüz olduğunu, hatta davalı alacaklı bankanın bu süreçte tüm takip işlemlerinin yok hükmünde olduğunu, bu nedenle haklarında açılan davayı kabul etmediklerini, banka tarafından, nakdi ve gayri nakdi alacağı diye bildirilen rakam 2.600.793,66 -TL olarak komiser heyetine yazdırılmış ise de bu miktarın taraflarınca kabul edilmediğini, konkordato dosyasında komiser raporları incelendiğinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, alacaklı davacının iddialarının sebepsiz zenginleşme girişimi olduğunu, 18/05/2021 tarihinde konkordato dosyasına sunulan kayyım raporunda da görüleceği gibi bankaya olan tüm borcunun 1.897.856,00 TL olduğunu, komiser raporları incelendiğinde banka ile şirket arasında 702.937,66 TL çekişmeli alacağın söz konusu olduğunu, konkordato yargılama sürecinde firmalarının kabul/ret beyanı gereği, Bankanın rehinli alacak olarak 1.053.000,00-TL, adi alacak olarak 1.497.043,66 TL nisaba esas miktarlar açısından ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek şartıyla … 1.ATM … nolu dosyada 10.06.2020 tarihli ara karar ile hüküm altına alındığını, dolayısıyla söz konusu rakamların farazi rakamlar olup bankanın alacağının çekişmeli alacak olduğu komiser raporları ile de açık olduğunu, banka tarafından konkordato projesine karşı olumsuz oy kullanılmış olmakla birlikte firma hakkında … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarihli … E. sayılı kararı ile konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, dolayısıyla bankanın alacağının 1.497.043,66 TL si konkordatoya tabi olarak taksitlendirildiğini, davacı bankaya tüm borcun güncel kayyım raporundanda anlaşılacağı üzere 1.897.856,00 TL olduğuna göre davacı bankaya rehinli borcu 400.812,34 TL olduğunun açık olduğunu, hesap açıkça ortadayken bankanın dava açmasının haksız bir işlem olduğunu, bu nedenle karşı davada davacı bankaya tüm borcunun 1.897.856,00 TL olduğunun tespitini talep ettiklerini, tasdik edilen proje gereği, alacaklılara ilk taksitin 2022 yılı Mart ayının son iş gününden itibaren başlamak üzere 60 aylık süreçte eşit taksitlerle ödenmesine ve İİK’nun 308/B maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğunu, davacı karşı davalı söz konusu tasdik kararının muhatabı olup faiz alacağından adi alacak yönünden vazgeçilmiş sayıldığını, anılan hüküm ile alacaklı Bankanın menfaatinin zedelenmesini önleyecek hukuki enstrümanların hiçbirinin kullanılmaması sonucunu doğuracak şekilde usul ve yasaya aykırı olarak tesis edildiği alacaklı banka tarafında iddia edilmiş se de bu durumun müracaat yeri ayrı bir dava açmak olmadığını, davacının konkordato tasdik kararını bu yönden istinaf etmesi gerekirken dava açmasının yargılama hukukuna aykırı olduğunu, bu yönü ile davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu m.308/b uyarınca, alacakları itiraza uğrayan alacaklıların bir aylık yasal süre içinde dava açması gerektiğine hükmedildiğinden mezkur hüküm uyarınca işbu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur denilmiş ise de bu durum dahi kararı veren … ATM … Nolu dosyada istinaf edilmesi gerekirken huzurdaki davanın açılmasının yersiz ve isabetsiz olduğunu, bu nedenle davacının açtığı davanın reddini karşı davanın da kabul edilerek Davacı bankaya tüm borcun güncel kayyım raporundanda anlaşılacağı üzere 1.897.856,00 TL olduğuna göre davacı bankaya rehinli borcun 400.812,34 TL olduğunun açık olduğunu, hesabın açıkça ortadayken bankanın dava açmasının haksız bir işlem olduğunu, bu nedenle karşı davanında davacı bankaya tüm borcunun 1.897.856,00 TL olduğunun tespitini talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu 308/b maddesi; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.”hükmünü içerse de anılan hususta komiser heyeti tarafından haksızlığa uğrayanın şirketi olduğunu, zaten bu uyuşmazlığın temelli olarak davacı-karşı davalı bankaya … 3.İHM …Esas nolu dosyada dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, alacaklı bankanın, hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu davalı şirketi için detayı verilen alacak kalemlerinin kayıt kabulü ile tespiti ve anılan borç tutarının İcra İflas Yasası’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato tasdik kararı veren … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından belirlenecek bir bankaya borçlu davalı tarafından yatırılmasını teminen tespitini talep etmesinin maddi kanuni ve hukuki bir dayanağı olmadığını, söz konusu talebin yersiz ve isabetsiz bir talep olduğunu, tümden reddi gerektiğini, bunun aksine karşı davanın kabul edilerek gerçek borcun 1.897.856,00 TL olduğunun tespitini talep ettiklerini, konkordato tasdik kararına istinaden bankanın adi alacak olarak vasıflandırılan kısmı için faiz talep edilemeyeceğinin açık olduğunu, dolayısıyla davalının talep ettiği miktarların kabulünün olanaksız olduğunu, bankanın gerçek alacağının dilekçe ekinde sunulan güncel kayyım raporundan da açıkça görüldüğünü, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, …E. sayılı dosyasından alacaklı kurum adına kabul edilen adi alacak olarak tutarı 1.497.043,66 -TL, rehinli alacak olarak tutarı 1.053.000 TL olsa da bu rakamlar komiser raporları incelendiğinde mutabık kalınan miktarlar olmadığını, bankanın şirketi beyanı esas alınmak suretiyle reddedilen alacağının 286.538,34.-TL olduğu kabulünün mümkün olmadığını, aksine şirketlerine haksızlık yapıldığını, zaten bu rakamların mahkeme ara kararından da anlaşılacağı üzere yüzeysel olarak ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek kaydı düşülerek nisaba esas miktarlar için farazi olarak kesin hükme bağlandığını, İİK. 294. maddesinde “rehinle temin edilmiş her türlü alacağa faiz işlemesi devam eder.” ifadesinin sabit olduğunu, bankanın faiz işletilebilecek miktarının da 400.812,34 TL olduğunu, bu alacağa da usulsüz tebligat nedeniyle temerrüt faizi işletilemeyeceğinin açık olduğunu, zaten temerrüt faizi uygulamak konkordato hukukuna da aykırı olduğunu, davacı bankanın tanzim edilen işbu davanın niteliği alacak olmayıp Konkordato tasdikine ilişkin ilama konu borçlu tarafından kabul edilmeyen alacağının tespitine yönelik kayıt kabul davası olduğu iddia edilse de bu uyuzmazlık ancak kararı veren mahkeme ye şikayet yolu ile talep edilmesi gerekirken açılan huzurdaki dava usul ve yasaya aykırı olduğundan aktif dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, TBB risk merkezinden alınan 21.04.2021 tarihli risk raporu ile konkordato dosyasında tasdik edilen adi alacaklar sıra cetveli yönünden bakıldığında ve delil olarak değerlendirildiğinde şirketinin haklı olduğunun davacı karşı davalı kurumun haksız olduğunun taraflarından belgelendirildiğini beyanla fazlaya – ıslaha ilişkin hakları saklı kalmak üzere; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03. 2021 tarih ve …E. sayılı kararla konkordato talebinin tasdikine karar verilen şirketlerinin, alacaklı davacı Bankaya 19.05.2021 tarihi itibarıyla toplam 1.897.856,66.- TL nakdi alacağının bulunduğu, bu tutarın adi alacak olarak 1.497.043,66 -TL, rehinli alacak olarak 400.812,34 TL olduğunun tespit edilmesini talep ettiklerini, davacı karşı davalının maddi hukuki ve kanuni dayanağı olmayan taleplerinn red edilerek davanın reddi ile karşı davanın kabul edilerek gerçek borcunun tespitini talep ettiklerini, konkordato mahkeme kararının açık olamayan hükümleri istinaf edildiğinden İİK 36 uyarınca davacı banka tarafından satışa çıkarılan şirket taşınmazlarının ayni hak ile ilgili olduğundan satış işleminin karar kesinleşinceye kadar satış yönünden ihtiyati tedbir talep konularak durdurulmasını talep ettiklerini, ayrıca şirketlerinin konkordato ile iflas arası süreci yaşadığından ve mahkemeler arası çelişkili kararlara sebebiyet verilmemesini teminen adli yardım talebimizin kabul edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı-borçlu… Ltd Şti. ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereği borçlu lehine kredi açılarak kullandırıldığını, … Tic Ltd Şti.’nin müvekkili Banka ile imzaladığı kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilerin teminatı olarak müvekkili Banka lehine, Maliki… olan … İli, … İlçesi, … mahallesinde/köyünde bulunan 1586 ada, 1 parsel 2.kat A3 Blok 18 numarada bulunan taşınmaz üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye numarası ile müvekkili banka lehine 1.dereceden 160.000 TL limit ile ipotek tesis edildiğini, Maliki … Ltd Şti olan, … İli … ilçesi, … mahallesinde/köyünde bulunan 45 ada, 4 parsel Zemin Kat C-11 Blok 4 numarada bulunan taşınmaz üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğünün… tarih .. yevmiye numarası ile müvekkili Banka lehine 2.dereceden 2.100.000 TL ile limit ipotek tesis edildiğini, borçlu firmanın kredi borcunu vadesinde/geri ödemesi gereken tarihte ödememesi üzerine kredi hesabı kat edildiğini ve borçluya hesabın kat edildiğini gösterir … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarı gönderildiğini, bu süreçte borçlu firma tarafından … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunulduğunu, … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada, borçlu firma hakkında 17/10/2018 tarihinde üç ay geçici mühlet kararı, 07.01.2019 tarihinde ise konkordato bir yıl kesin mühlet kararı verildiğini, müteakiben 07.01.2020 tarihinde bitmesi gereken kesin mühlet süresi 06.01.2020 tarihinden itibaren 6 ay daha uzatıldığını, yine bu süreçte müvekkili Banka tarafından, nakdi ve gayri nakdi alacağının 2.600.793,66 -TL olarak bildirildiğini, ancak borçlu firmanın kabul/ret beyanı gereği, müvekkili Bankanın … Ltd. Şti ile üzerinde rehinli alacak olarak 1.053.000,00-TL, adi alacak olarak 1.497.043,66 TL alacağının bulunduğunun kabul edildiğini, Müvekkili alacaklı Banka tarafından konkordato projesine karşı olumsuz oy kullanıldığını, firma hakkında … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarihli… E. sayılı kararı ile konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, tasdik edilen proje gereği, alacaklılara ilk taksitin 2022 yılı Mart ayının son iş gününden itibaren başlamak üzere 60 aylık süreçte eşit taksitlerle ödenmesine ve İİK’nun 308/B maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğunu, anılan hüküm, müvekkili alacaklı Bankanın menfaatinin zedelenmesini önleyecek hukuki enstrümanların hiçbirinin kullanılmaması sonucunu doğuracak şekilde usul ve yasaya aykırı olarak tesis edildiğini, İcra İflas Kanunu m.308/b uyarınca, alacakları itiraza uğrayan alacaklıların bir aylık yasal süre içinde dava açması gerektiğine hükmedildiğinden mezkur hüküm uyarınca işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, İcra İflas Kanunu 308/b maddesi gereğince müvekkili alacaklı banka olarak, hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu davalı şirket için aşağıda detayı verilen alacak kalemlerinin kayıt kabulü ile tespiti ve anılan borç tutarının İcra İflas Yasası’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato tasdik kararı veren … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından belirlenecek bir bankaya borçlu davalı tarafından yatırılmasını teminen tespitini talep ettiklerini, Nakit alacak yönünden; dilekçe ekinde sunulan kredi sözleşmeleri uyarınca, hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu şirketin müvekkili alacaklı banka nezdinde 16.04.2019 tarihi itibariyle; 2.550.043,66.- TL nakit alacağı bulunduğunu, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, …E. sayılı dosyasından müvekkili alacaklı adına kabul edilen adi alacak olarak tutarı 1.497.043,66 -TL, rehinli alacak olarak tutarı 1.053.000 TL müvekkili Bankanın borçlu davalının beyanı esas alınmak suretiyle reddedilen alacağı ise 286.538,34.-TL olduğunu, İİK. 294. maddesinde “rehinle temin edilmiş her türlü alacağa faiz işlemesi devam eder.” ifadesinin sabit olduğunu, görüleceği üzere asıl alacaklarıyla birlikte faiz alacağının dikkate alınması gerektiğini, bu sebeple alacağına faiz işletilmesinin yasal olarak uygun olup konkordato nisabında alacak kaydı talebinde bildirilen faizli alacağının tamamının dikkate alınması gerektiğini, bu itibarla; hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu şirketin, müvekkili alacaklı Bankaya 16.04.2019 tarihi itibarıyla , nakdi ve gayri nakdi alacağının toplam 2.600.793,66 -TL olarak bildirilen alacağının adi alacak olarak 1.497.043,66 -TL, rehinli alacak olarak 1.053.000 TL’lik kısmının kabul edildiği, rehinli alacaklı olmamız sebebiyle bildirilen alacağına faiz işletilmesi hakkı bulunmasına rağmen 286.538,34 TL’lik kısmının borçlunun beyanı esas alınarak haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiği dikkate alınarak müvekkili bankanın reddedilen alacağının İcra İflas Yasası’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato tasdik kararı veren … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından belirlenecek bir Bankaya borçlu tarafından yatırılmasını temini tespitini talep ettiklerini, taraflarınca tanzim edilen işbu davanın niteliği alacak olmayıp Konkordato tasdikine ilişkin ilama konu borçlu tarafından kabul edilmeyen alacağının tespitine yönelik kayıt kabul davası olduğunu, işbu davanın kayıt kabul davalarına benzer şekilde bir alacağın tahsili isteğinden ziyade konkordato projesi kapsamında müvekkili bankaya ne nispette pay ayrılması gerektiğinin ortaya çıkartılmasını amaç edinen, tespit yönü ağırlıkta olan bir dava olduğunu, haliyle bir alacağın ödenmesine yönelik bulunmayan işbu dava için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde aranan zorunlu arabuluculuk şartı aranmaması gerektiğini, kaldı ki davalı borçlu firma konkordato tasdik tarihinden itibaren onaylanan projenin de dışına çıkamayacağını, haliyle arabuluculuk müessesesinin bu aşamada bir işlevi ve faydası da mümkün bulunmayacağını, fakat bu açıklamalara ilaveten, işbu davanın açılabilmesinde yasa ile kesin süre verilmiş olması doğrultusunda, ileride olası hak kaybının önüne geçilebilmesi için taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu ancak tarafların uzlaşamadığını beyanla fazlaya – ıslaha ilişkin hakları saklı kalmak üzere; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03. 2021 tarih ve …E. sayılı kararla konkordato talebinin tasdikine karar verilen borçlu davalı şirketin, müvekkili alacaklı davacı Bankaya 16.04.2019 tarihi itibarıyla toplam rüçhanlı olarak 2.550.043,66.- TL nakdi alacağının bulunduğu, bu tutarın adi alacak olarak 1.497.043,66 -TL, rehinli alacak olarak 1.053.000 TL’lik kısmının kabul edildiği, borçlu davalının beyanı esas alınmak suretiyle müvekkili Bankanın reddedilen alacağının ise 286.538,34 TL olduğu, çekişmeli hale gelen bu tutarın kayıt kabulü ile tespiti ve anılan borç tutarının İcra İflas Yasası’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato tasdik kararı veren … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından belirlenecek bir bankaya borçlu davalı tarafından yatırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, hakkında konkordato tasdik kararı verilen borçlu davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Genel Kredi Sözleşmesi, İhtarnameler, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası, Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası, Risk raporu, Kayyım raporu, Komiser Raporları celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, İİK 308/b maddesi hükmü uyarınca çekişmeli alacak tutarına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır (HMK 132). Karşı dava açılabilmesi için; a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması, b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şarttır (HMK 133). Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına karar verir (HMK 133/2).
Mahkememizin 2021/309 Esas sayılı dava dosyasında davacının … A.Ş., davalının …Ltd. Şti. olduğu, işbu dava dosyasında davacının İİK 308/b. maddesi hükmü uyarınca çekişmeli alacağının tahsilini talep ettiği, davalı şirketin yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesinde davaya cevap verdikten sonra ayrıca çekişmeli alacak tutarına yönelik menfi tespit istemli karşı dava ikame ettiği, karşı davası yönünden adli yardım talebinde bulunduğu görülmüştür. Ancak, aşağıda detayları ifade edileceği üzere, mahkememizce karşı davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, akabinde karşı dava yönünden dava değerine göre harçların yatırılması noktasında gerekli ara kararlar oluşturulmuştur. Ne var ki, karşı davacının adli yardım talebinin reddi kararına karşı itiraz etmesi üzerine itiraz merci tarafından itirazın reddine karar verilmesine rağmen karşı davaya yönelik usuli işlemler yerine getirilmemiş ve harçlar yatırılmamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun dava ile ilgili hükümleri, aksine özel düzenleme bulunmayan hâllerde, karşı dava hakkında da uygulanır (HMK 135). Bu bağlamda, asıl davadan bağımsız olan karşı dava yönünden, Harçlar Kanunun 30. ve 32. maddeleri uyarınca harçların ikmal edilmesi yargılamaya devam edilmesi için zorunludur. Bu duruma dikkat çekilerek yeterli süre ve imkan tanındığı halde karşı davacı vekili harçları yatıramayacaklarını beyan etmiş, asıl davada 4. celsede “karşı dava yönünden ..harçları ikmal edemedik, bu yüzden karşı dava yönünden dosyanın tefrik edilmesini davaya yalnızca asıl dosya üzerinden devam edilmesini talep ediyoruz” demiştir. Mahkememizce tüm imkan ve verilen sürelere rağmen harçlar yatırılmadığı için karşı dava hakkında işlemden kaldırma kararı verilerek dosya tefrik edilmiş, tefrik sonucunda işbu mahkememizin 2022/365 Esas sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili karşı dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Ancak, HMK 334/1 maddesi hükmü uyarınca gerçek kişilerin adli yardımdan istifadesi mümkün olup 334/2 maddesinde öngörülen kamuya yararlı dernek ve vakıflar dışındaki tüzel kişilerin kural olarak adli yardımdan yararlandırılmasının mümkün olmadığı (Y.HGK.2020/14-349 Esas 2020/754 Karar), adli yardım isteminde bulunan davacının ticaret şirketi olup 6100 sayılı HMK’nun 334/2 maddesi uyarınca adli yardımdan yararlanabilecek tüzel kişilerden olmadığı, öte yandan davacı şirket temsilcisi tarafından adli yardıma yönelik ibraz edilen emsal kararların davacı şirket hakkında değil, davacı şirket temsilcisi gerçek kişi tarafından açılan davalarda gerçek kişi lehine verildiği anlaşıldığından açıklanan nedenlerle davacının adli yardım talebi bu sebeple de yerinde görülmemiştir. Nitekim, davacı vekili tarafından mahkememizce verilen adli yardım talebinin reddi kararına karşı yasal süre içinde itiraz yoluna başvurulmuş ise de; … 3. ATM’ nin … D.iş. sayılı dosyasında bu yöndeki itirazın dahi reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 30/03/2022 tarihli 3. celsesinde Davalı-karşı davacıya karşı davası yönünden konkordato dosyasında davacı bankanın nakdi ve gayrinakdi olmak üzere toplam 2.600.793,66-TL alacak beyanında bulunduğu, ancak bu alacak tutarının doğru olmadığı, davacı bankaya olan borcun toplamda 1.897.856,00-TL olduğu, bu bağlamda çekişmeli olan 702.937,66-TL için davacı bankaya borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiğinden dava değerinin borçlu olunmayan 702.937,66-TL olduğu anlaşılmakla karşı dava için bu tutar üzerinden 80,70-TL başvurma harcı ile 12.004,42-TL peşin harç olmak üzere toplam 12.085,11-TL harcı ikmal etmek üzere davalı karşı davacı vekiline 4 haftalık kesin süre ve imkan verildiği, aksi halde Harçlar Kanunu 30-32 madde hükümleri uyarınca yargılama harçları tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamayacağından davaya devam edilmesi mümkün olmadığından karşı davanın işbu dosyadan tefrik edilerek işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği, ancak verilen kesin süreye rağmen eksik harcın tamamlanmadığı, ayrıca Mahkememizin 11/05/2022 tarihli 4.celsesinde karşı davacı vekilinin ” “karşı dava yönünden ..harçları ikmal edemedik, bu yüzden karşı dava yönünden dosyanın tefrik edilmesini davaya yalnızca asıl dosya üzerinden devam edilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu, akabinde Mahkememizin 11/05/2022 tarihli duruşmanın (1) nolu ara kararı gereği Karşı davanın Mahkememizin 3.celse 1 nolu ara kararı uyarınca işbu dava dosyandan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, yargılama harçları yatırılmadığı için tefrik edilecek karşı davanın ve dosyanın 492 sayılı Harçlar Kanunu 30 ve 32 maddeleri ile HMK 150 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Nitekim dosyanın tefrik edilerek 2022/365 Esas sayılı sırasına kaydedildiği, 07/06/2022 tarihli ara kararı uyarınca 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. 32. madde hükümleri ve HMK 150.maddesi uyarınca dosyanın 07/06/2022 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 150. maddesi “…işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Mahkememizce işlemden kaldırılmasına karar verilen işbu dava dosyası (tefrik edilen karşı dava) için yasal üç aylık yenileme süresi içinde taraflarca herhangi bir yenileme talebinde bulunulmamıştır. Yine, üç aylık yasal yenileme süresi içinde karşı davacı veya vekili tarafından duruşma tutanağında belirtilen eksik harç da ikmal edilmemiştir. Dolayısıyla, üç aylık yasal sürenin dolduğu tarih itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği aşikardır.
Açıklanan nedenler karşısında; Mahkememizin 07/06/2022 tarihli ara kararında 492 sayılı Harçlar Kanunu 30. ve 32. maddeleri uyarınca harçlar ikmal edilmeden anılan yasa hükümleri uyarınca müteakip işlemlerin yapılması ve mahkememizce yargılamaya devam edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle HMK 150. maddesi hükmü gözetilerek dosyanın işlemden kaldırıldığı, HMK 150. maddesi uyarınca 07/06/2022 tarihinden itibaren yasal üç aylık yenileme süresinin 07/09/2022 tarihi itibariyle sona erdiği ve bu yasal yenileme süresi içinde dosyanın taraflarca yenilenmediği gibi davacı veya vekili tarafından eksik harçların da bu süre içinde ikmal edilmediği, bu halde HMK 150. maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyasında tefrik edilen işbu esas kaydedilen karşı davanın yasal yenileme süresinin dolduğu 07/09/2022 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Mahkememizin 2021/309 Esas sayılı asıl dava dosyasından tefrik edilen ve bu tefrik sonucunda Mahkememizin işbu 2022/365 Esas sayılı sırasına kaydedilen Karşı Davanın 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. ve 32. maddeleri atfı ile HMK 150. maddesi gereğince 07/09/2022 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereklen 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. ve 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/10/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *