Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/350 E. 2023/729 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/350 Esas
KARAR NO : 2023/729

DAVA : Çek İstirdat
DAVA TARİHİ : 12/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Çek İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Mah. … Sok. No:… adresinde iş yerinin bulunduğunu, 21.12.2021 tarihinde müvekkilinin işyerinin yakınına aracını parketmiş ve aracın torpido gözünde el çantası içerisinde şimdilik tespit edilebilen 16 adet çek ve 200 TL nakit parasının, banka kartları ile …’nın düzenleyeni olduğu Senet/Bono, müvekkilinin şirketi adına düzenlenmiş … Bankası AŞ. … Şubesine ait boş imzasız kaşesiz çek koçanı 17 adet çek no …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- …- nolu boş imzasız çek yaprağı koçanı ve diğer eşyalar içerisinde olduğu halde el çantasının çalındığını, müvekkilinin 21.12.2021 tarihinde iş yerini iş yeri telefonundan değişik kişi ve kişilerin çekleri sorması bankaya sordurması araması ile anladığını, … Polis Merkezi Amirliğine giderek şikayetçi olduğu ve ifade verdiğini, müvekkilinin müşterilerinden almış olduğu ve meşru hamili olduğu vasıfları belirtilen 16 adet çeki ve diğer eşyalarını hırsızların çaldığını, olaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma Nolu Dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, müvekkilinin aracından çalınan 16 adet müşteri çekinin bir kısmının iptali için … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında çek iptali davası açıldığını, mahkeme tarafından dava konusu çeklerle ilgili ödeme yasağı konularak bankalara bildirildiğini, dava konu çeklerin iptali için gazete ilanı da yapıldığını, davanın henüz derdest olduğu ve karar verilmediğini, müvekkilinin aracından çalınan ve iptalini istedikleri … Bankası A.Ş. …Şubesi’ne ait, keşidecisi … olan, … IBAN numaralı hesaba tanımlı, … çek seri numaralı, 15/04/2022 keşide tarihli, 20.000,00-TL bedelli çekin haksız ve kötü niyetli bir şekilde davalının eline geçtiğini, davalının çek için iptal davasına konu olan dosyaya müdahale talebinde bulunduğunu, davalı çek iktisabında kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin müşterisi … Şirketi kendi müşterisinden aldığı çekin keşidecisi …’tan geçen çeki alacağına karşılık 05.11.2021 tarihinde sattığı mala karşılık çek tahsilat makbuzu ile teslim aldığını, davalı ve diğer paravan kişi/şirketler cirantalar çekte sahtecilikte yaparak müvekkilinin kaşe ve imzası olmamasına rağmen sahte kaşe yaptırarak, sahte imza atılarak çekin piyasaya sürüldüğünü, çekin meşru hamilinin müvekkili olduğu halde çalıntı çeki davalının usulsüz olarak ele geçirdiğini ve icra takibine konu ettiğini, davalı ve diğer paravan şirket ve cirantaların müvekkili adına keşide edilen ve müvekkilinin meşru hamil olduğu çalınan çeki muhtemelen tefecilik yapan kişilere ciro edip iyi niyetli kişi konumunda faydalanmak için sahte gerçek olmayan cirolar ile tahsil etmeye çalıştığını, ciranta olan şirketlerin çeki sordurmuş sonra ise davalı … adına icraya göstermelik olarak konulması için işlem yapıldığını, davalı davaya konu çeki de … Şirketi’nden ciro ile almış olmasına rağmen çek için doğrudan takip yapmak yerine müşterileri zor durumda bırakmak ve oldu bittiye getirerek tahsilat yapmak için ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, her iki talep de kendinden önceki ciranta olan … Şirketi firması hakkında herhangi bir talepte bulunmadığını, kendinden önceki ciranta…Limited Şirketi’nin adresi Şişli olmasına rağmen, davalının kendi adresi de … olmasına rağmen, doğrudan ticaret yaptığı firma hakkında … Adliyesinden takip yapmayarak, …’dan sadece keşideci hakkında ihtiyati hacze başvurmasının, kendinden önceki cirantanın paravan olduğunu ve davalının çekin çalıntı olduğunu bildiğini gösterdiğini, diğer ciranta olan şirketlerin ise 2019-2020 tarihlerinde kurulmuş, yeni bir firma olduğunu, kısa sürede iş yeri nakli meşgale değişikliği ve ortak değişikliği yapılmış paravan bir şirket olduğunu, müvekkilinden çalınan çekin davalının eline geçmiş olmasının tesadüf olamayacağını, davalı ile cirantalar farklı yerde olmasına karşılık cironun da normal görüntüsünde olmadığını, davalı çekleri dikkat edilirse Sicil No … Oda Sicil No … Mersis No … Firma Ünvanı … Şirketi iş adresi … odaya kayıt tarihi 05/03/2020 ana sözleşme tescil tarihi 05/03/2020 sermaye 400.000,00 ₺ meslek grubu … olup 05/03/2020 tarihinde kurulmuş paravan bir firma olduğunu, bu firmaların tek ortaklı firma olduğu, sanal ofis olduğu ve adreste bulunmadığı, herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını, davalı bu çeki … Şirketi’nden ve diğer cirantalardan almış görünse de bu kişi/firma paravan bir firma olduğunu, tarafların ticaretinin olması mümkün olmadığını, davalı ve diğer ciranta olan kişi/şirketlerin defter ve kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, davalı kişi/şirket ile cirantaların defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle tümüyle incelenmesini BA-BS formlarının vergi dairelerinden kayıtların getirtilmesini, davalı ile kendinden önceki ciro sahibi paravan kişi/şirketler ile aralarındaki ticari ilişkinin de incelenmesini, davalı kişinin ve diğer ciranta kişi/ şirketlerin tacir olup olmadığının, 2019-2020-2021-2022 yılında gelir elde edip etmediği yine …’a müzekkere yazılarak remi, gayrı resmi hesap hareketlerinin incelenmesini talep ettiklerini, karşılıksız çıkan her çek için ihtiyati haciz kararı almasının icraya müracaat edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının kendinden önceki ciranta kişi ve …Şirketi ile gerçek bir ticareti olmadığını, dava konusu çeklerin müvekkilinin firmasından çalınmış çekler olması nedeniyle davalının kötü niyetli olduğunu, telafisi mümkün olmayan zarara sebebiyet vermemek açısından davanın devamı süresince takibin durdurularak dosyadaki paranın alacaklıya ödenmemesi/hacze müracaat edilen çekin icraya konmaması/takibe konulması halinde takibin icra takibinin tedbiren durdurulması ile dosyaya yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, dava konusu çekin istirdadı / mümkün olmazsa iptali ile müvekkilin keşideciden/cirantalardan meşru hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin belirtilen çeklerin iyiniyetli meşru hamili olduğunu, çekleri faturalı para alacağına karşılık çekin arkasında cirosu olan …Tic. Ltd. Şti.’den ciroyla aldığını, çeklerde müvekkilinin 6.sırada cirosu bulunduğunu, müvekkilinin çekin kayıp olduğu iddiası ile ilgili hiçbir bilgisi ve sorumluluğu olmadığını, müvekkilinin çeki, faturalı alacağına karşılık aldığını, davacının, müvekkilini suçlayıcı ifadelerini kabul etmediklerini, iddiaları doğru olmadığını, davacının işbu çek hakkında, … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile çek iptali davasını açtığını, çekin taraflarında olduğunu belirterek çek iptali davasına ihbarda bulunduklarını ve verilen ödemeden men yasağının kaldırılmasını talep ettiklerini, davada, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceğini, işbu istirdat davasının Mahkemede açıldığını, davaya konu çekin ihtiyati haciz kararı alınmadan icraya konulduğunu, çek aslının icra dairesinin kasasında olduğunu, çekteki ciro silsilesinin bozulmadığını, kambiyo vasfına haiz olduğunu, iyi niyetli meşru hamil olan müvekkilinin takip yapma yetkisi olduğunu, alacaklının müştereken ve müteselsilen sorumlu olan borçlulara ayrı ayrı veya birlikte takip yapma yetkisi bulunduğunu, müvekkilinin yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu olmadığını, 6102 Sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterli olduğundan, davacının iddialarının ve davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Mahkemenin ödeme yasağı – ihtiyati tedbir kararı nedeniyle banka ve icra dairesi tarafından çekin ödenmediği ve müvekkilinin mağdur olduğunu, davacının kötü niyetli olduğundan işbu istirdat davasının reddine karar verilmesini ve icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmişse kaldırılmasını talep ettiklerini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun; 790.Maddesi hükmü ve 792.Madde hükümlerinin açık olduğunu, benzer uyuşmazlıklara ilişkin olarak; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5363 Esas – 2018/7977 Karar sayılı ve 17/12/2018 tarihli ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/14208 Esas – 2018/5084 Karar sayılı ve 10/09/2018 Tarihli ilamının incelenebileceğini, yine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2366 Esas – 2019/1269 Karar sayılı ve 13/09/2019 tarihli ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 2020/90 Esas – 2020/131 Karar sayılı ve 08/10/2020 tarihli ilamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1146 Esas, 2019/830 Karar sayılı ve 14/06/2019 tarihli ilamınında incelenebileceğini, davacı, kendisinden sonraki ciro dava dışı şirket ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını iddia etmiş ve bu durumun tespiti amacıyla dava dışı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiğini, çekin illetten mücerret olma özelliği de dikkate alındığında davacı ile dava dışı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmaması, davalının davaya konu çeki kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap ettiği anlamına gelmeyeceğini, davacı yanın bu yönde araştırma yapılması talebinin kabul edilmemesini, davacının kanunen üzerinde bulunan ispat külfetini yerine getiremediğini, müvekkilinin fatura ile çeki kendisinden önceki cirodan alacağına karşılık olarak aldığını ispat ettiğini, açıklanan nedenlerle; müvekkilinin dava konusu olan çeki, kötüniyetle veya ağır kusur ile iktisap ettiği ispat edilmediğinden, çekin kayıp olduğu iddiası ile ilgili hiçbir bilgisi ve sorumluluğu olmadığından, çekin illetten mücerret olma özelliği olduğundan, müvekkilinin çeki, faturalı alacağına karşılık olarak, ticari defterlerine işleyerek aldığından, tanık dinlenmesine muvafakatleri olmadığından ve davacının iddiaları gerçeği yansıtmadığından davanın esastan reddine, dava konusu çek ile ilgili konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davacının, davaya konu çekin bedelinin %20 si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyası … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası, dava konusu çek sureti, ticari defter ve belgeler ve tanık beyanları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, Bağımsız Denetçi Mali Müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 06/08/2023 tarihli raporda özet ve sonuç olarak; ”… Tüm dosya kapsamı ve davalı …A.Ş.’nin sunmuş olduğu 2022 yılına ait yasal
ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde yapılan incelemede; Çek üzerinde yer alan cirantalara göre çekin, dava dışı … Şirketi tarafından ciro edilerek davalı … verildiği, Ancak, davaya konu …Bankası …şubesine ait keşidecisi … olan … seri numaralı 15.04.2022 keşide tarihli 20.000 TL bedelli çekin, davalı …’in ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı kanaatine varılmıştır …” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, çekin istirdadı istemine ilişkindir.
… 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı kıymetli evrakın iptali davasında; davacının …Ltd. Şti. olduğu, hasımsız olarak davanın ikame edildiği, …Bankası A.Ş., … şubesine ait, … seri numaralı, 15/04/2022 keşide tarihli ve 20.000,00 TL çek hakkında bu çekin yasal hamili olduğunu iddia eden davacının çeki kaybettiğini ileri sürerek iptalini istediği, ancak davalı… A.Ş. çekin zayi olmadığını, elinde bulunduğunu ileri sürüp itiraz ettiği ve müdahale talebinde bulunulduğu, bunun üzerine … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davacıya, çeki elinde bulunduran davalıya karşı istirdat davası açmak üzere süre verildiği, bu suretle eldeki çek istirdat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu …Bankası A.Ş., …şubesine ait, … seri numaralı, 15/04/2022 keşide tarihli ve 20.000,00 TL çek incelendiğinde; keşidecisinin …olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, çekin arka yüzünde sırasıyla …Ltd. Şti., … Ltd. Şti., …Şti., .. Ltd. Şti., …. Ltd. Şti.’ye ait cirolarının bulunduğu, hamilin davalı …A.Ş. olduğu, davalı hamil tarafından 15/04/2022 tarihinde ödenmek üzere çekin bankaya ibraz edildiği, ancak … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı kararı sebebiyle çekin ödenmediği anlaşılmıştır.
Akabinde davalı hamil …A.Ş. tarafından çekte imzası bulunan keşideci ve cirantaların tamamı hakkında … 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçildiği tespit edilmiştir.
Davaya konu çek yukarıda değinilen ciro zinciri yönünden incelendiğinde; davalı hamil … A.Ş.’nin TTK 790. madde hükmü uyarınca hak sahipliğini ispat ettiği, ciro zincirinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı ve şeklen düzgün bir ciro silsilesinin bulunduğu görülmüştür.
Dolayısıyla, çekin istirdadına karar verilebilmesi için davacının, çekin elinden rızası dışında çıktığı ve ayrıca davalı hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir (TTK 792).
Davacı, dava konusu çekin hamili olduğunu ancak 21/12/2021 tarihinde aracının torpido gözünde bulunan eşyalarının ve çekin hırsızlanması neticesinde rızası dışında elinden çıktığını, davalı hamilin çekin iktisabında kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu vakıasına dayanarak çekin istirdadını talep etmiştir.
Davalı, iyi niyetli ve meşru hamil olduğunu, dava konusu çeki kendisinden önceki cirantadan ciro yoluyla iktisap ettiğini, çekin kayıp yahut çalıntı olduğuna ilişkin bilgisinin olmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, davalı hamilin çekin iktisabında kötü niyeli ya da ağır kusurlu olup olmadığı, bu bağlamda 6102 s. TTK 792. Maddesi hükmü uyarınca çekin istirdadına yönelik yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yasal düzenlemeye bakıldığında:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” denilmiştir.
O halde, çek istirdat davalarında davacı çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası dışında elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldıracaktır.
Dava konusu çekte ciro silsilesi düzgündür. Bu nedenle, şeklen düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap eden davalının 6102 s. TTK 790. maddesi hükmü uyarınca meşru ve yetkili hamil olduğu anlaşılmıştır. Davalı hamilin ciro zincirinin şeklen düzgün olması dışında, çek üzerinde imzası bulunan kişilerin imzasını sıhhatini araştırma yükümlülüğü yoktur. Zira, çek kambiyo senedi olup, piyasa güvenine mazhar olan ve sebepten soyut şekilde düzenlenen kıymetli evraktır.
Davacı sahte imza ve kaşe kullanılmak suretiyle ayrıca paravan şirketler vasıtasıyla sahtecilik yapılarak davalının çeki iktisap ettiğini ileri sürmüş ise de; davalı hamilin cirosundan önce çek üzerinde başka cirantalara ait ciroların yer aldığı, bu nedenle davalı hamilin davacının imzasının sahte olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, esasen az önce açıklandığı üzere dava konusu çekte ciro zinciri düzgün olduğundan davalı hamilin imzaların sıhhatini araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Öte yandan; davalı hamilin diğer cirantalarla birlikte hareket ettiğine ilişkin davacının soyut iddiası dışında, dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından bu husus davacı tarafından ispat edilememiştir.
Davalı hamilin ödenmeyen çek sebebiyle ve müracaat hakkı kapsamında çekte imzası bulunan herkese başvurma hakkı vardır. Dolayısıyla, dava konusu çek bedelini isterse yalnızca keşideciden isterse imzası bulunan tüm lehtar ve cirantalardan talep edebilir. Bu kapsamda, davalı hamilin keşideci ve ilk cirantaya karşı ihtiyati haciz kararı talep etmesi, diğerlerine ise başvurmaması kötü niyet olarak kabul edilemez. Davacının bu sebeple davalı hamilin çekin çalıntı olduğunu bildiği iddiası yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, davalı hamil çekte imzası bulunan tüm sorumlulara karşı icra takibi yapmıştır.
Öte yandan çek, bir kambiyo senedi olup temeldeki ticari ilişkiden bağımsız olduğundan istirdat davasında çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti dahi bulunmamaktadır. Bu itibarla, şeklen düzgün ciro silsilesine göre çeki elinde bulunduran iyi niyetli hamile karşı taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, hatta bu noktada ticari defterlerin incelenmesi gerektiği iddiası dahi ileri sürülemez / dinlenmez. (İSTANBUL BAM 43 H.D. 2020/90 E., 2020/131 K.).
Diğer taraftan, davalı hamilin çek hakkında ihtiyati haciz kararı alması ve uygulaması alacağının tahsiline yönelik yasal bir girişimdir. Yasal takip hakkının kullanan davalı hamilin, ihtiyati haciz kararı alması ve uygulaması çek borçlularını zor durumda bırakmak yahut çekin iktisabında kötü niyet olarak kabulü de mümkün görülmemiştir.
Davacı şirket vekilinin şikayeti üzerine başlatılan … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çekler hakkında yürütülen hırsızlık suçuna yönelik; yapılan tüm araştırmalara rağmen şüphelilerin tespit edilemediği, bu nedenle 19/04/2022 tarihinde daimi arama kararı verildiği belirlenmiştir. O halde, dava konusu çekin hırsızlanmasına yönelik olarak davalı hamilin hırsızlık suçuyla bağı ortaya konulamadığı gibi, şüpheliler dahi tespit edilemediğinden davalının çekin hırsızlandığını biliyor (kötü niyetli) ya da hal ve şartlara bilebilecek durumda (ağır kusur) olması ve bu suretle çeki iktisap etmesinden de bahsedilemez.
Mahkememizce eksik tahkikat yapılmaması adına, davacının talebi uyarınca davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmış, çekin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirlenmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, çekin davalı defterlerinde kayıtlı olmaması, davalının çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğunu göstermez / ispatlamaz. Zira, kambiyo evrakı olan çekin geçerli olabilmesi için, ticari defterlere kaydı zorunlu değildir. Nitekim; YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 2021/4947 E. 2022/6731 K. “…dava konusu çek kambiyo senedi olup ticari defterlere kaydı zorunlu olmadığından ticari defter deliline itibar edilmediği, çekteki ciro silsilesi düzgün olup davacının çekin iradesi dışında elinden çıktığını ve çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ispat edemediği, davalının çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğuna dair delil bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”, İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ 2020/1106 E, 2023/916 K. “…Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, davanın tarafları ile cirosu bulunanlar arasında taraf ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, davacı vekilinin davalı ile çeki ciro yoluyla aldığı önceki cirantasının ticari defterlerinde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir…” , İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ 2020/1381E. 2023/501 K. “…6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Dosya kapsamı ve davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin incelenmesi neticesinde, çek suretinin tetkikinde ciro silsilesi uyarınca davalının hamil olduğu, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk olmadığı, çekte davalı tarafın ciro yoluyla çeki aldığı, davalı ticari defterlerinin incelenmesinin davanın ispatı açısından sonuca etkili olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmasının, çekin ticari defterlerde kayıtlı olup olmamasının davalı şirketin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispata yeterli olmayacağı, ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça davalının kötüniyetli ya da iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispatlanamamış olduğu,…” şeklinde bu durum vurgulanmaktadır.
Mahkememizce ispat noktasında, davacı tarafından bildirilen tanıklar da dinlenmiştir. Ancak, tanık anlatımlarında davalının çekin iktisabında kötü niyetli yahut ağır kusurlu olduğunu ortaya koyan / ispatlayan bir beyanda bulunulmamıştır. Hatta, tanıkların görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığı tespit edilmiştir. Hasılı, davalı hamilin çeklin hırsızlandığını bildiği, bu suretle çeki iktisap ettiği, diğer cirantalarla birlikte hareket ederek sahtecilik yaptığı ve çeki eline geçirdiği, dolayısıyla iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu tanık beyanlarıyla da davacı tarafından ispat edilememiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında; çek istirdat davalarında davacı çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası dışında elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ispatlamak durumunda olduğu, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğu, ancak somut olayda davalı hamil …A.Ş.’nin çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğu davacı tarafından ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş, ayrıca 6102 s. TTK uyarınca çek istirdat davalarında tazminata ilişkin yasal düzenleme bulunmaması, diğer taraftan dava dosyasında mahkememizce verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından 2004 s. İİK kapsamında tazminat koşullarının esasen oluşmaması sebebiyle davalının tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulların oluşmaması sebebiyle reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 71,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (20.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 17.900,,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır