Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/335 E. 2023/969 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/335 Esas
KARAR NO : 2023/969

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2022
KARAR TARİHİ : 19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında … abone numaralı ve … sözleşme hesap numaralı elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeye bağlı olarak davalı ticarethanesinde elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğunu, davalı, sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlükleri gereği gibi ifa etmemiş olduğunu, taraflar arasında akdedikleri sözleşme çerçevesinde kullanmış olduğu enerji tüketim bedellerinin ödemediğini ve ödenmeyen fatura bedellerinin toplamının gecikme faiziyle birlikte toplamı 26.371,99-TL olduğu, borcun tahsili amacıyla Merkezi Takip Sistemi … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatılarak ödeme bildiriminde bulunulduğunu, davalı her ne kadar borcu olmadığını iddia etse de müvekkili şirket nezdinde yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde belirtilen borç miktarının tahakkuk ettirilmiş olduğunu, davalının iddialarının aksine herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığını, söz konusu borçluya ait faturalarda eski borç olarak da belirtilmek üzere tüketim bedellerinin ödenmediğinin sabit olduğunu, elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abonenin, sözleşme iptal edilmediği sürece elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceğinin, 6098 sayılı TBK 77.maddenin, “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün özellikle zenginteşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” hükmünü emretmekte olduğunu, davalı borçlu herhangi bir bedel ödemeden elektrik enerjisi tükettiği için sebepsiz zenginleştiğini, dolayısıyla abonenin hiçbir ücret ödemeden kullandığı enerji bedelinin tahsil edilmesinin esas olduğunu, tüm bu açıklamalar kapsamında Merkezi Takip Sistemi … Esas sayılı icra dosyası ile başlatıları takibe davalıların yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına ve işbu haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir borcu olmamasına karşın davacının hukuki bir zemini olmayan araştırmalar sonucu müvekkilinin borcu olduğunu iddia ettiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin fiili kullanıcı olmadığından elektrik kullanımı yapmadığını, bu nedenle müvekkilinin kullanılan elektrik bedelinden sorumlu tutulamayacağının aşikar olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı kurumun müvekkili şirkete tahakkuk ettiğini iddia ettiği fatura bedelinin gerçek kullanım bedelini yansıtmadığını, tahakkuk ettirildiği iddia edilen dönemde müvekkili şirket boş olarak durmuş yani kullanılmamış olduğunu, davacı kurum tarafından belirtilen borç miktarının kullanılmayan bir yer için fahiş bir miktar olduğunu ve tespit edilen bu borcun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iddialarının doğruluğu alınacak bilirkişi raporuyla ve tanık beyanlarıyla da sabit hale geleceğini, bir başka hususun da elektrik sayaçlarının borç dönemi sırasında arızalı olabileceği olduğunu, bu durumda müvekkiline yöneltilen borç miktarının haksız ve hukuka aykırı olacağını, elektrik sayaçlarının söz konusu dönemde arızalı olup olmadığı hususunun bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişi marifetiyle dava konusu sayaçların borç dönemi içerisinde arızalı olduğu takdirde, Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği 6/1.maddesine göre sayaç arızalı olduğu halde usulsuz şekilde o sayaca göre borç tespit eden kurum müvekkilinden borç miktarım talep edemeyeceğini, müvekkili şirket aleyhine açılan işbu hukuka ayrı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Merkezi Takip Sistemi’nin …Esas sayılı takip dosyasının UYAP kayıtları,
… numaralı elektrik enerjisi satış sözleşmesi nüshası,
… tarafından hazırlanan 14/02/2023 tarihli bilirkişi raporu,
… tarafından hazırlanan 27/09/2023 tarihli bilirkişi ek raporu, ayrı ayrı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura edelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için:
1-İlamsız takip yapılmış olması,
2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3-Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra mahkemesine başvurmaması,
4-İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran, itirazla duran takibin devamınını amaçlayan bir dava olup yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır.
Somut olayda, Merkezi Takip Sistemi’nin …Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından borçlusu davalı aleyhine, toplam 26.371,99-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının abonelik sözleşmesinden kaynaklanan faturalar olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yasal süresinde olan 25/06/2021 tarihli itirazı ile takibin durduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, itirazın MTS dosyasına yüklendiği tarihi izleyen beşinci günün sonunda alacaklı avukatına tebliğ edilmiş sayılacağı (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yönetmelik m.11/4), hal böyle olunca eldeki itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde olan 06/05/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında takibe konu faturalar öncesinde elektrik enerjisi satış sözleşmesi tanzim edildiği, uyuşmazlığın, anılan sözleşmeye istinaden düzenlenen 6 adet normal fatura tahakkuku toplamına tekabül eden 24.511,65-TL fatura bedelinden kaynaklandığı, faturaya konu adresin, davalı tarafından ticari faaliyetin yürütüldüğü “…” adresi olduğu, dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi kök ve ek raporu ile, davacı tarafın taahhüt edilen %5 indirimi uyguladığı, davacı şirket görevli tedarik şirketi olmayıp, tedarik şirketi olduğu ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği davacının elektrik kesme yükümlülüğü bulunmadığından müterafik kusur indirimi yapılmasının mümkün olmadığı, takibin 6 ayrı fatura için; 24.511,65-TL (fatura asıl alacak bedeli), 1.576,56-TL (işlemiş faiz), 283,78-TL (faiz KDV’si) olmak üzere toplam 26.371,99-TL üzerinden davalı … Tic.Ltd.Şti. adına devam edebileceği yönünde kanaat bildirildiği, tanzim edilen raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bunlarla birlikte takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/6380 Esas, 2022/5655 Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturalara dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine yürütülen Merkezi Takip Sistemi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİNE, takibin 24.511,65-TL asıl alacak, 1.576,56-TL işlemiş faiz ve 283,78-TL faiz KDVsi olmak üzere toplam 26.371,99-TL üzerinden DEVAMINA,
2-İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (26.371,99-TL) üzerinden %20 oranında hesaplanan 5.274,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.801,47-TL harçtan peşin alınan 450,37-TL’nin mahsubu ile 1.351,10-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 450,37-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 2.394,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2023

Katip …

Hakim …