Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/318 E. 2022/702 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/673 Esas
KARAR NO : 2022/704

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.12.2020 tarihinde müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazası meydana geldiğini, … tarafından … plakalı araç sürücüsü davalı …’in %100 kusurlu bulunduğu, … plakalı araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin zararın kusurlu aracın işleteni, sürücüsü ve kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde tazmini zorunluluğu hasıl olduğunu, aracın …Tic. A.Ş.’de KDV dahil 62.531,40 TL tutarındaki fatura ile onarıldığını, aracın piyasa değerinde esaslı bir düşüşe sebebiyet veren maddi hasar meydana geldiği, sigorta eksperi tarafından düzenlenen 20.04.2021 tarihli değer kaybı tespit raporunda 75.000,00 TL tutarında değer kaybı meydana geldiğinin tespit edildiğini, %100 kusurlu … plakalı aracın ZMS sigortasındaki limitlerin tükendiğini, genişletilmiş kasko poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’ye 31.05.2021 tarihli talep yazısı ile 75.000,00 TL değer kaybı ile 705,00 TL ekspertiz ücreti masrafının ödenmesinin talep edildiğini, 01.06.2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 15 gün içinde yazılı cevap verilmemesi sebebiyle arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, bakiye teminat tutarından bahisle 13.08.2021 tarihinde 27.583,60 TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye 48.121,40 TL talep tutarı bakımından anlaşma sağlanamadığını, aracın …. A.Ş. ile … arasında akdedilen uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile …’ya kiralanmış olduğunu, …’nın aracın işleteni konumunda olduğunu, davanın araç sürücüsü, kasko poliçesini düzenleyen … Sigorta ile birlikte …’ya karşı ikame edildiğini, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, diğer hususlarla birlikte belirtilerek … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı ve ekspertiz masrafına istinaden 48.121,40 TL’nin değer kaybı tazminatı olan 47.416,40 TL’nin davalılardan … Sigorta A.Ş. bakımından kasko poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 17.06.2021 temerrüt tarihinden, diğer davalılar bakımından 29.12.2020 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından diğer davalı …’e kiralanan bir araç olduğunu, mevzuat gereğince üçüncü şahsa kiralanan aracın karıştığı kaza ve sebep olduğu hasarlardan dolayı müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin maliki olmadığı araç yönünden öncelikli olarak araç malikine başvurmaksızın açılan davanın reddini talep ettiklerini, bireysel paylaşımlı araç kiralama sözleşmesiyle üçüncü şahıs olan …’e kiralanan … plakalı aracın davalı …’in fiili tasarrufunda bulunduğunu, aracı kendi hesabına ve tehlikeleri kendine ait olarak işlettiğini, bu hususun 31.01.2021 tarihinde imzalanan araç kiralama sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, kusur tespit raporunda …’in %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkili şirket yönünden bir kusur ve sorumluluğunun söz konusu olmadığını, KTK 86. maddesi uyarınca üçüncü üçüncü kişinin ağır kusuru sebebiyle meydana gelen kazada işletenin sorumluluğunun bulunmayacağını, talep edilen değer kaybı bedelinin fahiş olduğunu, piyasadaki rayiçleri incelendiğinde oldukça fazla olduğunu, değer kaybı tespit raporunun denetime elverişli olmadığını, tek yanlı olarak düzenlendiğini, taleplerin tümünün reddine karar verilmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; talebinin müvekkili şirket tarafından kabulünün mümkün olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, tarik teminat limiti tükenmiş olduğundan kasko ihtiyari mali mesuliyet kapsamında arabuluculuk sürecinde değerlendirme yapıldığını, İMM poliçe limitinin 50.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin rücusuna istinaden 28.05.2021 tarihinde … Sigorta A.Ş.’ye 22.416,40 TL ödeme yapıldığını, davacının değer kaybı talebinin bakiye İMM limiti üzerinden değerlendirilebildiğini, davacı tarafa 13.08.2021 tarihinde 27.583,60 TL değer kaybı ödemesi yapılarak 50.000,00 TL teminatın rücu ödemesi ve kısmi değer kaybı ödemesi ile tüketildiğini, poliçeden doğan sorumluluğun sona erdiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 29.12.2020 tarihinde meydana gleen trafik kazasında davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen, kazaya sebebiyet verdiği ve kusurlu olduğu iddia olunan … plakalı araç sebebiyle değer kaybı tazminatının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, husumeti, haksız fiil faili olduğu iddia edlen araç sürücüsü davalı … ile aracın işleteni diğer davalı şirkete ve … plakalı aracın zmm ve genişletilmiş kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketin husumet yönelterek eldeki davayı açmış, davalı Hedef tarafından uzun süreli kira sözleşmesine dayalı olarak husumet itirazında bulunulmuştur.
Davalı şirketin bireysel paylaşımlı araç kiralama sözleşmesiyle üçüncü şahıs olan …’e kiralanan … plakalı aracın davalı …’in fiili tasarrufunda bulunduğunuzun süreli kira sözleşmesine dayalı olarak işleten sıfatının bulunmadığı iddiasına yönelik ayrıca değerlendirme yapılması gerekmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmamak kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. HD 2018/713E. 2019/11923K. sayılı kararı ve benzer nitelikte diğer kararları) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2019/929 Esas, 2020/727 Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamına göre, … A.Ş. tarafından davalı … A.Ş.’ye finansal kiralama yolu kiraya verilmiş, davalı … A.Ş. tarafından da davalı …’e 31.01.2021 tarihinde imzalanan bireysel paylaşımlı araç kiralama sözleşmesi üyeliği kapsamında kaza tarihinde de söz konusu aracın davalı zilyetliğinde olduğu, davalı …’in sürücü konumda olduğu sabittir.
Kaza tarihi ise 29.12.2020 olup, bu noktada davalı kiralama şirketinin işleten sıfatının ortadan kalkması için fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması halinde mümkündür. Bu haliyle kazaya karışan araca yönelik davalı …’e 31.01.2021 tarihinde imzalanan bireysel paylaşımlı araç kiralama sözleşmesi ile kazadan sonra düzenlenen kira sözleşmesinin bulunduğu; bu kira sözleşmesinin de niteliği gereği uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olduğu hususunun ispatlanmamış olduğu değerlendirilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Bu kapsamda yapılan inceleme de; davalı …’in mobil uygulama üzerinden aracı kısa süreliğine kiraladığı, araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlere göre aracın fiili hakimiyeti aldığı şeklinde yorumlanamayacağı; bu davadaki davalı konumunun sürücü olarak bulunması karşısında davalının husumet itirazına itibar edilmemiştir.
Meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumunun ve % (yüzde) olarak kusur oranının belirlenmesi, dosya kapsamında davacının aracında kaza nedeniyle oluşan değer kaybı zararı bulunup bulunmadığı, davalıların işleten ve kullanıcısı olduğu aracın poliçesi kapsamında davacıya ödenen tutarların değer kaybı zararı kapsamında olup olmadığı, davacının davalılardan talep edebileceği bakiye değer kaybı tazminat miktarının tespiti amacıyla Dosya … ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 11.07.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; (K.T.K. Mad. 84/f,g.j), olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki … plaka numaralı otomobil ile yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, hızını ve direksiyon sapma açısını sağa virajlı yolun ve trafiğin icap ve şartlarına, güvenle sevk ve idare edebileceği, kendi seyir şeridinde kalacak seviyelerde ayarlamayan, ani ve kontrolsüz şekilde karşı şeride yönelen, sağından emniyetle duramayacak mesafede nizami yaklaşmış durumdaki diğer otomobili dikkate almayarak üzerlerine doğru tehlike bölgesine yönelip çarpışmaya neden olan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, yönündeki değerlendirmeye denetime açık ve mevzuat hükümlerinin tahlilini içeren rapor uyarınca itibar edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan rapor içeriğine göre de değer kaybı tazminatı yönünden “… plakalı otomobilin KDV dahil 62.531,40 TL tutarındaki onarım bedeli için kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ye rücuen … plakalı otomobilin ZMS (Trafik) sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından azami poliçe limiti olan 41.000,00 TL ödenerek ZMS poliçe limiti tüketildikten sonra kalan 21.531,40 TL’nin kasko sigorta poliçesine bağlı 50.000,00 TL azami limitli İMM klozundan muhtemelen ekspertiz masrafları da dahil 22.416,40 TL olarak … Sigorta A.Ş.’ye 28.05.2021 tarihinde ödenerek (50.000,00 TL-22.416,40 TL) 27.583,60 TL bakiye İMM teminatı kaldığı, arabuluculuk görüşmeleri devam ederken değer kaybı zararı ile ilgili olarak 13.08.2021 tarihinde davacı tarafa yapılan 27.583,60 TL tutarındaki ödeme ile poliçe teminatının tamamen tüketildiği ve herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı,
Değer kaybı zararı ile ilgili olarak yapılan 27.583,60 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile bakiye zararın (50.000,00 TL-27.583,60 TL) 22.416,40 TL olduğu,” tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava değer kaybı tazminatı talebine ilişkin olup, kusurlu aracın davalı sigorta kuruluşu tarafından tanzim edilen İMM poliçe limitinin 50.000,00 TL olduğu, … Sigorta A.Ş. nin rücusuna istinaden 28.05.2021 tarihinde 22.416,40 TL ödeme yapıldığı, davacının değer kaybı talebinin bakiye İMM limiti üzerinden değerlendirilerek dava öncesinde ve davacı tarafa 13.08.2021 tarihinde 27.583,60 TL değer kaybı ödemesi yapılarak 50.000,00 TL teminatın rücu ödemesi ve kısmi değer kaybı ödemesi ile tüketildiği görülmekle; değer kaybı zararı ile ilgil olarak yapılan 27.583,60 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile bakiye zarar olarak belirlenen (50.000,00 TL-27.583,60 TL) 22.416,40-TL kaza tarihinden itibaren davacının tüzel kişi tacir konumu ve işletenin de araç kiralama faaliyeti ile tacir sıfatıyla hareket ettiği gözetilerek, kazaya karışan aracın da işleten adına ticari faaliyetlerde kullanılan araç niteliği uyarınca ticari işlere yönelik avans faizi uygulanmak suretiyle; poliçe limiti tüketen avalılardan … Sigorta A.Ş. Yönünden şartları oluşmadığından tümden reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen KABULÜ ile; 22.416,40-TL değer kaybı zararının kaza tarihi olan 29/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın davalılardan … Sigorta A.Ş. Yönünden şartları oluşmadığından tümden reddine,
2-Diğer davalılar yönünden davanın kısmen KABULÜ ile; 22.416,40-TL değer kaybı zararının kaza tarihi olan 29/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Kabul edilen dava değeri (22.416,40 TL) üzerinden alınması gereken 1.531,26 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 821,80 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 709,46 TL harcın davalılar … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Alınması gerekli ve davacı tarafından yatırılan bakiye 821,80 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 881,10 harca ilişkin yargılama giderinin davalılar … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 239,80 TL posta, tebligat, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.239,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.043,36 TL’sinin davalılar … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … A.Ş. yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’e VERİLMESİNE,
9-6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
a) 745,32 TL’sinin davalılar … ve … A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b) 854,68 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, Davacı vekili ile Davalı … vekili ve davalı …’in yüzlerine karşı, davalı … sigortanın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır