Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/304 E. 2023/468 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/304
KARAR NO : 2023/468

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilimiz adına kayıtlı, … plakalı araca, davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait …plakalı aracın çarpması sonucu 24.07.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sebebi ile müvekkile ait aracın SBM kayıtlarında %100 kusurlu bulunduğunu, …LDT ŞTİ’ne yapılan müracaat üzerine düzenlenen Ekspertiz Raporunda; … plakalı araç sürücüsünün KTK 52/1-a maddesini ihlal ederek (%25) kusurlu,… plakalı araç sürücüsünün ise KTK 57/b-4-5 ile 84-h maddesini ihlal ederek (%75) kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu sebeple de dosyanın bilirkişiye tevdi ile kusur yönünden inceleme yapılması ve meydana gelen zararın kusur oranına göre tahsilini talep ettiklerini, müvekkilin aracında meydana gelen toplam hasar tutarının 10.856,00.-TL (KDV dahil) olduğu, kusur oranına göre 2.714-TL hasar bedelinin, yine kusur oranına göre 5.000-TL değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olacağını, Ekspertiz ücreti olarak 354,00-TL, kusur rapor ücreti olarak da 354,00.-TL ödeme yapıldığını, TTK.nun 1426. Maddesi uyarınca sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek, şimdilik değer kaybı için 10,00.-TL, hasar bedeli için 10,00.-TL olmak üzere toplam 20,00.-TL maddi tazminat miktarının yasal faizi ile, 354-TL ekspertiz ücreti ve 354-TL kusur rapor ücreti olmak üzere toplam 708 -TL ekspertiz ücretinin yargılama giderlerinden sayılarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
01.12.2022 tarihli beyan dilekçesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, delillerin tebliğ edilmediğini, sorumluluklarının sigortalılarının kusuru ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların giderilmesi talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Davalı davaya cevap vermediğinden, taraflar arasında uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; kazadaki kusur durumu ve tazminat miktarı konusunda toplanmaktadır.
Olaya ilişkin hasar dosyası, trafik kazasının oluşumuna ilişkin evraklar, hasar dosyası, alınan ekspertiz ve bilirkişi raporları, toplanan sair deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Kusur Yönünden;
SBM Trafik Kaza Değerlendirme Komisyonu meydana gelen trafik kazasında … plakalı aracının sürücüsünü % 100 kusurlu kabul etmiştir. Kayıtlar bu yöndedir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan Uzman Mütalaasında: SBM Trafik Kaza Değerlendirme Komisyonunun meydana gelen trafik kazasında … plakalı aracının sürücüsünü % 100 kusurlu kabul eden görüşünü eleştirerek, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasını tüm yönleriyle etraflıca değerlendirmeden ve kazanın oluşumuna ait tüm delillerin birbirleriyle irtibatını sağlamadan,… plakalı aracının sürücüsünü % 100 kusur atfını doğru bulmamış, kazaya karışan …plakalı aracının sürücüsünün trafik kazasının oluşumunda % 75, …plakalı aracının sürücüsünün ise % 25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; Dava dosyasında kaza şartına ilişkin 24.07.2021 tarihli Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve kaza fotoğrafları dışında belge bulunmadığı, fotoğraflarda yolun asfalt kaplama, kuru zeminli, vaktin gündüz olduğu, mahallin dört yönlü kontrolsüz kavşak olduğu, kaza tutanağı ve mahal fotoğraflarından 951.Cadde’ nin çift çizgi ile bölünmüş yol olduğu tespitlerinde bulunulmuştur. Bu tespitlerden yola çıkılarak, kaza tutanağında anlatıldığı şekilde, 951.Cadde üzerinden kavşağa giren … plakalı aracın 969.Cadde üzerinden kavşağa giren … plakalı araca çarpması şeklinde meydana geldiği kabul edilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun “Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunun Sağlamak” başlığı altında verilen 52/a. Maddesi gereğince; sürücüler, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar. Yine aynı yasanın “Kavşaklarda Geçiş Hakkı” başlıklı 57/a.maddesi gereğince; kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar. aynı maddenin, trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı trafik işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda geçiş hakkını belirleyen “b” fıkrasının 4.bendinde de bölünmüş yola çıkan sürücülerin bu yoldan geçen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olduğu belirtilmiş, “Kazalarında Asli Kusur Sayılan Haller ve Sürücü Kusurlarının Tespiti” başlığı altında verilen 84.maddesinin “h” fıkrasında kavşaklarda geçiş önceliğine uymama asli kusur olarak tanımlanmıştır.
Kaza şartında kavşakta ilk geçiş hakkı …plakalı aracın sürücüsü …’ ye aittir. Olay şartında, bölünmüş yola girmeden önce kavşağa yaklaşan araca ilk geçiş hakkını vermeden kavşağa girerek bu aracın güvenle duramayacağı mesafeden yolunu kesen … plakalı aracın sürücü …’ nun trafik kuralların aykırı ve tedbirsiz davranışlarıyla olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, ilk geçiş hakkına sahip olmakla birlikte, kavşağa mahal şartlarına göre makul olmayan hızla girdiği anlaşılan … plakalı aracın sürücüsü…’ nin tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Buna göre kusur yönünden dava dilekçesine ekli uzman mütalaasındaki kanaat bilirkişi tarafından da isabetli bulunmuştur. Böylece dava konusu trafik kazasının oluşumunda …plakalı aracın sürücüsü ..’nun % 75, … plakalı aracın sürücüsü …’nin % 25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişinin ulaştığı sonuç dosya kapsamına uygundur. Dava dilekçesine ekli “Uzman Mütalaası” ile de uyumludur. Rapora katılmamak için bir neden görülmemiştir. Bu nedenle hükme esas alınmıştır. Her ne kadar davalı vekili hem Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden, hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik fen heyetinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılması gerektiğini ileri sürmüş ise de SGM’nin raporundan sonra dosyaya sunulan uzman görüşü arasındaki çelişki mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile giderildiği ve uzman görüşü doğrulandığı için yeni bir heyet bilirkişi raporu alınmasına dava ve usul ekonomisi gereği gerek duyulmamıştır.
Hasar yönünden;
Bilirkişi, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ve üzerinde sigorta eksperi … kaşesi ile … Ltd. Şti. kaşe ve imzası olan 04.08.2021 tarihli, Hasar Tespit Raporu başlıklı belgede, onarımın sağ ön kapı ve bağlı elemanların değişimi, sağ ön çamurluk, sağ arka kapı, sağ arka çamurluk, sağ marşpiyel sacı, ön tampon, sağ ön kapı iç direk sacı, şase ve rot balans işçiliği ile giderileceği belirtilerek değişmesi gereken parça bedeli 3.380,00 TL, işçilik bedeli 5.820,00 TL olmak üzere toplam tutar KDV hariç 9.200,00 TL, KDV dahil 10.856,00 TL olarak hesaplamıştır. Hasar tespit belgeleri arasında mevcut fark, değişmesi gereken parçalar ile onarım işçiliklerinin farklı olması yanı sıra parça tutarlarının da farklı olmasından kaynaklanmaktadır. 04.08.2021 tarihli, Hasar Tespit Raporu başlıklı belgede, orijinal yeni parça bedelleri üzerinden % 40-45 oranında iskonto değerleri ile hesaplama yapılırken,…tarih, … sayılı ekspertiz raporunda bu oran % 70 mertebesine ulaşmaktadır. Hasar fotoğraflarında görünen hasara göre yapılan hasar tespit karşılaştırması sonucu, 04.08.2021 tarihli, Hasar Tespit Raporu başlıklı belgede yapılan tespitin hasar ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır, denilmek suretiyle hasar konusundaki ekspertiz raporunu doğrulamıştır. Ancak, gerçek zarar hesabında 04.08.2021 tarihli, Hasar Tespit Raporu başlıklı belge esas alınmış, değişen parçaların yeni parça olmaması nedeniyle kıymet kazanma tenzili uygulanmamış, değişen parçaların davacı elinde kaldığı gözetilerek uygulanan hurda ve iade tenzili ile … plakalı aracın gerçek onarım zararı KDV hariç 9.200,00’TL, KDV dahil 10.620,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bu tespite itibar etmemek için herhangi bir neden görülmediği gibi taraflarca da itiraza uğramamıştır. Davalı sigorta vekili ayrıca % 30 iskonto daha uygulanması gerektiğini, zira anlaşmalı servislerine gidilse idi daha az maliyet çıkacağını ileri sürmüş, KDV’den de sorumlu olmadıklarını, hesap yapılırken KDV’nin çıkartılması gerektiğini ileri sürmüş ise de Yargıtay içtihatlarına göre davacının aracını, davalının anlaşmalı servislerini araştırıp buraya götürme gibi bir zorunluluğu yoktur. Kaldı ki davalı ile sigortalısı arasındaki anlaşma, poliçenin tarafı olmayan davacıyı bağlamaz. Bu nedenle davalı vekilinin ayrıca % 30 daha iskonto talebi yerinde görülmemiş, kabul edilmemiştir. KDV açısından ise, davacı tarafından ödenen KDV’nin elbette nihai tüketiciye kadar yansıtılması yasa gereğidir. Bu nedenle KDV’nin çıkartılarak davacı üzerinde bırakılması yasanın amacına aykırıdır. Hesaplama yapılırken KDV üzerinden değerlendirme yapılması zorunluluk olduğundan bu yöndeki itiraz da yerinde görülmemiştir. Hasar bedeli 10.620,00.-TL, kusur oranına göre de davalının sorumluluğu 2.655,00.-TL olarak kabul edilmiştir.
Değer Kaybı Yönünden;
Bilirkişi, dava konusu … plakalı, hasarına ilişkin olarak dava dosyasına sunulan belgelerde yer alan, sağ ön çamurluk, sağ ön kapı, sağ arka kapı, sağ arka çamurluk, sağ marşpiyel sacı onarımları, mükerrer hasar olmamaları durumunda, aracın hasar emarelerini taşımasına yol açmaları nedeniyle değer kaybına neden olacak onarımlardır. Dava konusu aracın;… tarih, … sayılı ekspertiz raporunda yer alan 24.07.2021 tarihli hasar öncesine ilişkin olarak yer alan 11.06.2012, 08.07.2012 (2 Adet), 11.11.2012, 24.112013, 17.12.2013 ve 18.11.2013 tarihli hasarlarına ait, değiştirilen parça ve yapılan işçiliklerin detayını içeren onarım bilgilerinin dava dosyasına sunulmaması nedeniyle; Mükerrer hasar değerlendirmesi, dava konusu hasar öncesi rayiç değerlendirmesi, dava konusu hasar sonrası rayiç değerlendirmesi yapılamadığından değer kaybı hesaplanamamıştır, yönünde görüş bildirmiştir. Davacı vekili bu eksikliğin üzerinde durmadan davasını ıslah etmiştir. Bu nedenle değer kaybına ilişkin iddialar ispatlanamamış durumda olduğundan, bu husustaki talebi kabul edilmemiştir.
Islah Talebi yönünden;
Dava dilekçesinde şimdilik kaydıyla 10,00.-TL değer kaybı, 10,00.-TL hasar bedeli ile 354.-TL ekspertiz ücreti + 354.-TLUzman Mütalaası gideri = 708.-TL yasal faiziyle birlikte talep edilmiştir. Temerrütten veya temerrüt tarihinden bahsedilmemiştir. Bu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olduğu kabul edilmiştir.
Davacının ıslah dilekçesi kısmi ıslah dilekçesidir ve netice-i talebini arttırmaya yöneliktir. Tam ıslah olarak kabul edilemez. Zira tam ıslah, HMK.nun 180.maddesinde tanımlanmış olup, davacı tarafça yeni bir dava dilekçesi verilmemiştir. Ne var ki davanın kısmi ıslahında, yeni alacak kalemleri eklenemez. Dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacak kalemi ıslah yoluyla netice-i talebe ilave edilemez. Aynı şekilde temerrüt faiz başlangıç talebi, avans faizi gibi yeni alacak kalemleri yaratacak şekilde talepler ilave edilemez. Islah yoluyla ancak dava dilekçesindeki alacak kalemlerinin miktarını arttırmak mümkündür. Azaltmak ise feragat hükmündedir (Emsal; Anayasa Mahkemesi, Karar No. 1/33, 20.07.1999 (RG, S.2422004,.12.2000), YHGK 15.2.2017 tarih ve 2015/7-917 E. 2017/265 K. yine YHGK.nun 15.06.2016 tarih ve 2014/4-1193 E. 2016/800 K. yine YHGK.nun 29.06.2011 tarih ve 2011/1-364 E. 453 K.). Bu nedenle Islah dilekçesi ile istenen avans faizi ve temerrüt başlangıç tarihi talepleri yerinde görülmemiş, uygulanması gereken faiz türü yasal faiz, temerrüt başlangıç tarihi de dava tarihi olarak kabul edilmiştir.
Ekspertiz Gideri ve Uzman Mütalaa Gideri Yönünden;
Dava dilekçesi ve eklerinden de anlaşılacağı üzere; Ekspertiz rapor gideri 354.-TL, uzman mütalaası gideri ise 354.-TL olup, davacı tarafından bu masraflar da talep edilmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Eksperleri” başlıklı 22/17.maddesi gereğince; “Maddî hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Kanununun 99 uncu maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir.”
Aynı yasanın 22/19 maddesi gereğince; “Sigorta eksperinin, sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından atanması, eksperin iş kabulü, asgari ücret tarifesinin tespiti de dahil olmak üzere ekspertiz ücretinin belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Birlik ve Sigorta Eksperleri İcra Komitesinin görüşleri alınarak yönetmelikle düzenlenir.” Sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanların eksper ataması ve hasarı tespit ettirebilmesi mümkündür. Buna bağlı olarak, zarar gören kişi, kendi seçtiği ekspere, zararını tespit ettirme hakkına sahiptir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Giderleri Ödeme Borcu” başlıklı 1426. Maddesi gereğince; “Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. Eksik sigortanın yapıldığı hâllerde 1462 nci madde hükmü kıyas yolu ile uygulanır.”
14.05.2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigorta Kapsamı” başlıklı A.3/3 maddesi gereğince; “Meydana gelen bir kazada zararın önlenmesi veya azaltılması amacıyla, sigorta ettirenin yapacağı makul ve zorunlu masraflar teminat limitleri dahilinde sigortacı tarafından karşılanır.” Her ne kadar ekspertiz raporları zararın önlenmesi ve azaltılması amacından ziyade oluşmuş bir zararın tespiti ile ilgili ise de, zararın başlangıçta tespit edilmesi, daha sonra tespitindeki güçlük nedeniyle yapılacak masrafların artma olasılığı, zararın tespit edilememesi gibi sorunlarla karşılaşılmasını önlediğinden, bu yönü itibariyle genel anlamda zararın artmasını önleyen makul ve zorunlu masraflar kapsamında değerlendirmek gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1976 tarih ve 1976/1 E. 1976/1 K.sayılı kararında da delillerin tespiti işleminin davadan önce veya davadan sonra yapılmış olmasına bakılmaksızın davanın bir parçası ve davanın içinde sayılacağı, delil tespiti giderlerinin dava giderlerinden sayılmasının zorunlu olduğuna işaret etmiştir (Benzer şekilde emsal; Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 29/04/2019 tarih ve 2019/287 E. 2019/305 K.ile Yargıtay HGK.nun 01.11.2017 tarih ve 2017/1990 E. 2017/1246 K.ile Yargıtay 17. HD.nin 15.03.2021 tarih ve 2020/868 E. 2021/2695 K.ile 11.10.2018 tarih ve 2018/4429 E. 2018/9019 K.ile 30.03.2016 tarih ve 2015/17995 E. 2016/4039 K.ile 20/11/2014 tarih ve 2014/19873 E., 2014/16461 K.ile İstanbul BAM 8. HD.nin 24.01.2019 tarih ve 2017/1481 E. 2019/135 K.ile 14.02.2019 tarih ve 2017/1516 E. 2019/275 K.vb.). Açıklanan nedenlerle ekspertiz ücreti yargılama gideri olarak kabul edilerek, 354,00.-TL’nin yargılama giderlerine dahil edilmesi gerekmiştir.
Uzman Mütalaası için ise aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Zira uzman mütalaası hukuki bir tartışmasının parçasıdır. Yasada da açıkça yerini almıştır. HMK.nun 293.maddesinde bu husus düzenlenmiş, pek çok Yargıtay içtihadında da bu mütalaaların bilirkişilerce, mahkemenin gerekçeli kararında değerlendirilmesine, görmezden gelinmemesine işaret edilmiştir. Ancak, bu mütalaanın alınması için yapılan masraflar için aynı şey söylenemez. Bu masraflar yargılama giderlerinden sayılamaz. Madde gerekçesinde “…Uzman görüşüne başvuracak tarafın bu konudaki gerekli masrafları kendisinin karşılayacağı doğaldır. Mahkemeden veya karşı taraftan bu giderlerle ilgili herhangi bir talepte bulunulamaz ve bu giderler yargılama giderleri içerisinde sayılmaz….” denilmektedir. Bu nedenle davacının uzman mütalaası için yaptığı masraflar yargılama gideri olarak kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-2.655,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 10,00-TL’sine dava tarihi olan 22/04/2022, 2.645,00-TL’sine ıslah tarihi olan 20/03/2023 tarihinden geçerli yasal faiz UYGULANMASINA,
Fazlaya ilişkin taleplerin (değer kaybı) REDDİNE,
354,00-TL ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine EKLENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 181,36-TL olup, peşin alınan 80,70-TL harç ile 45,16-TL ıslah harcından oluşan 125,86‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 55,50-TL karar ve ilâm harcının DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 122,75-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL toplamı 2.122,75‬-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 1.670,89-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç, ıslah harcı ve 354,00-TL ekspertiz ücreti toplamı) ve 560,56‬-TL’nin toplamı 2.231,45‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 2.655,00-TL vekâlet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 364,00-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 1.391,65-TL’sinin davalıdan, 168,35-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/05/2023

KATİP

HAKİM