Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2023/191 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/29 Esas
KARAR NO : 2023/191

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı müvekkilinin davalı şirket ile … sözleşmesi imzaladığını, Bayi tarafından yapılan alışverişler sonucu müvekkili şirket tarafından, 15.06.2021 tarihli … numaralı 8.593,00-TL tutarında fatura tanzim edildiği, davalının bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine 17.09.2021 tarihinde … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun süresinde itiraz ettiğinden takibin durduğunu ifade ederek, İtirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin adına olan ve …’da faaliyet gösteren teknoloji mağazası müşteri potansiyeli ve cirosu bakımından hatırı sayılır nitelikte bir iş yeri olup, 8.593,00-TL bir bakiyeyi ödememiş olması söz konusu olamayacağı müvekkilinin iş yerinde satışını yapmak için davacı firmadan almış olduğu tüm siparişlerin bedelini banka kanalları ile ödediğini ancak kendisine teslim edilmeyen siparişlerin bedelini ödemekten imtina ettiği, taraflar arasında gerçekleşen ticarete ilişkin sipariş formları, teslime ilişkin irsaliyeler ve banka hareketleri incelendiğinde müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının anlaşılacağını ifade ederek, davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, icra takibine dayanak … numaralı fatura, cari hesap dökümleri, bayilik sözleşmesi, dekontlar, mail kayıtları, taraflara ait … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, arabuluculuk tutanağı celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, SMMM Bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Taraflar arasında TTK. 89 md. hükmü gereğince 24.11.2016 tarihli 1 yıl süreli … Sözleşmesi akdi bir cari hesap sözleşmesi ile ticari ilişkinin bulunduğu, davacının e-fatura sistemine kayıtlı ve faturaları TEMEL e-fatura ile müşterilerine gönderdiğini, Temel e-fatura senaryosunda düzenlenen faturaların alıcısına kesin olarak tebliğ edildikleri, tebliğ edilmiş faturaya davalı tarafça Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edilebilmesinin mümkün olduğu, Davalı tarafın Türk Ticaret Kanununun 21’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine içerisinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığından e-faturaların ve içeriklerinin davalı alıcı tarafından kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurduğunu, Davacının, davalıdan … 18. İcra Müdürlüğü…E Sayılı Dosyası ile; 7.265,98 TL asıl alacak, 653,94 TL takip öncesi işlemiş faiz 7.919,92 TL alacağının, asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek aylık %3 akdi faizi oranı ile tahsilini talep ettiği, Yapılan incelemede davacının davalıdan 7.265,98 TL asıl alacak, 523,15 TL takip öncesi işlemiş faiz 7.789,13TL alacak hesap edilmiştir. Davacının 7.265,98 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren aylık %3 oranında akdi faiz işletilmesi gerekeceğini, Davacının 130,79 TL takip öncesi işlemiş faiz hesabının fazla ve yersiz talep olduğundan reddinin gerekeceği …” şeklinde tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dosya, talimat yoluyla Mali Müşavir Bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 21/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Davalı yan yasal defterleri üzerinde yerinde yapılan incelemelere göre; Davalı yanın dava konusu dönemde yasal defterlerini elektronik ortamda tutulduğu, davalı yan yasal defterlerden yalnızca envanter defterinin noter tasdiki mecburiyeti bulunmakta olduğu ve ilgili defterin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı tespit edilmiştir. Davalı tarafından sunulan defterlerin e-defter olduğu 13.12.2011 tarih 28141 sayılı resmi gazetede, elektronik ortamda defter tutulmasına imkân sağlayan Elektronik Defter Genel Tebliğinin Yayınlanmış Olduğu, elektronik defter tutanlar için hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınmasının ise kapanış onayı yerine geçtiği, davacının yevmiye ve kebir defterinin beratlarını zamanında yapmış olduğundan ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalıya 2021 hesap döneminde dava konusu edilen 15.06.2021 tarih ve … nolu ve 8.593,00.-TL tutarlı fatura da olmak üzere 15 adet fatura ile toplam 170.966,01.-TL mal/hizmet satışının gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Yasal defterler üzerinde yapılan incelemede davacı tarafından davalıya düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından davalıya ödenmiş olarak kaydedildiği ve yasal defterlere göre davalının davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Bu çerçevede davacı tarafından dava konusu edilen 15.06.2021 tarih ve … nolu ve 8.593,00.-TL tutarlı fatura bedelinin de davalı tarafından davacıya ödenmiş olarak yasal defterlere kaydedildiği ve yasal defterlere göre davalının davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Ancak dosya kapsamında ve yerinde yapılan incelemede ilgili fatura karşılığında herhangi bir ödeme belgesine rastlanmamıştır…” şeklinde tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, ticari satıma dayalı ve açık hesap usulü işleyen cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari satıma dayalı açık hesap usulü işleyen cari hesap ilişkinin bulunduğu, davacının faturaya konu malları davalı tarafa teslim ettiği halde, davalının cari hesaptan ve fatura bedellerinden kaynaklanan bakiye tutarı ödemediği, bu amaçla davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının davacı tarafa borcu olmadığını bildirerek itirazda bulunduğu, ödeme emrine itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve duran takibe devam edilmesi amacıyla itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile fatura bedelinin banka havalesi kanalıyla ödendiğini savunmuştur.
Bilindiği üzere, ticari satım ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkta satılan malların teslim edildiğini ispat yükü davacı satıcıya; mal bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalı alıcıya aittir.
Öyleyse, öncelikle ispat külfeti olup davacı tarafta olup, davacı icra takibinin dayandığı fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiğini ispatlamak zorundadır.
Ticari satıma dayalı ilişki kapsamında, davacının sattığı ürünlerin bedeline yönelik icra takibine konu cari hesaptan doğan faturayı düzenlendiği, dosya kapsamında bulunan faturalar incelendiğinde faturaların e-fatura şeklinde tanzim edildiği, dolayısıyla bu faturaların davalıya tebliğ edildiği hususunda duraksama bulunmadığı, davalının faturaları tebliğ almasına rağmen yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, yine bu faturaları davacı tarafa iade de etmediği, bu bağlamda davacının edimini yerine getirdiği ve malları teslim ettiği anlaşılmıştır. Öte yandan; davalı cevap dilekçesi ile birlikte fatura bedelini banka kanalıyla ödendiğini savunmakla, malların teslim edildiğinin kabul edilmelidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/7819 Esas 2017/2738 Karar sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğini ispat külfeti davacıya aittir. Ancak takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. H.D. 2018/2293 Esas, 2019/4962 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacağı değerlendirilmelidir.” Aynı şekilde karalar için bakınız. Yargıtay 19. H.D. 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve Y. 19. H.D. 2014/11846 E., 2014/15110 K. sayılı kararları da bu yöndedir.). Bu amaçla Mahkememizce tarafların BA-BS formları celp edilmiştir. Davalının Sorgun Vergi Dairesi Müdürlüğünden temin edilen BA formlarında davacı tarafından düzenlenen davaya konu faturaların tamamının dönem formlarında kayıtlara alınması için Vergi Dairesi Müdürlüğüne bildirdiği / beyan edildiği belirlenmiştir. Ayrıca, tarafların BA- BS formları karşılıklı olarak birbirini teyit etmektedir. Davalının, davacı tarafından düzenlenen faturalara karşı yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu faturaları iade de etmediği, tam aksine bu faturaları kabul ederek ticari defter ve kayıtlarına işlenmesi için Vergi Dairesi Başkanlığına BA formu olarak bildirmesi karşısında malların davalıya teslim edildiğinin kabulü zorunludur.
Ticari satım ilişkisinde fatura konusu malın davacı tarafından teslim edildiği ispatlandığına göre, cari hesaba konu fatura bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı taraf üzerindedir. Nitekim, davalı, fatura bedelinin banka havalesi yoluyla ödendiğini ileri sürdüğüne göre, bu savunmasını TMK 6. ve HMK 190. maddesi uyarınca ispatla yükümlüdür.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde mali bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılmıştır. İcra takibine ve davaya konu 15/06/2021 tarihli ve 8.593,00 TL bedelli faturanın davalı defter ve kayıtlarında yer aldığı ve işbu fatura bedelinin ödendiği kayıt edilmiştir. Mali bilirkişi tarafından ödemeye ilişkin kayıtlar incelendiğinde; herhangi bir ödeme belgesine bulunmadığı, fatura bedelinin “kasadan nakit ödeme” şeklinde deftere kaydedildiği anlaşılmıştır. Görüleceği üzere, davalı savunmalarının aksine fatura bedelinin banka havalesi yoluyla gerçekleştirilmediği aşikardır. Esasen muhasebe işleminin fiktif bir işlem olmadığı, yalnızca muhasebesel olarak borç kaydının kapatılmak üzere hesabın sıfırlandığı, gerçek bir ödemenin bulunmadığı belirlenmiştir. Kaldı ki, “kasadan nakit ödeme” muhasebe işleminin ödemeyi kanıtlayan bir belgesi de yoktur. Açıklanan nedenle, davalı ödeme savunmalarını ispatlayamamıştır.
Davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/06/2021 tarihli ve 8.593,00 TL bedelli faturaya ilişkin herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, açık hesap usulü işleyen cari hesap ve faturalar sebebiyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.265,98 TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
SMMM – Bağımsız Denetçi bilirkişi 18/07/2022 tarihli raporunda; takip öncesi işlemiş faiz hesabı yapmıştır. Ancak, bilirkişi raporunda takip öncesi işlemiş faiz hesabına yönelik kısma Mahkememizce itibar edilmemiş, rapordan kısmen ve sadece bu yönden ayrılmak zorunda kalınmıştır. Şöyle ki, davacının icra takibinde davalıdan işlemiş faiz talebinde bulunması için davalının takip öncesinde temerrüte düşürülmesi gerekmektedir. Ancak, takip öncesinde davalının temerrüte düşürüldüğü noktasında dosya kapsamında hiç bir delil bulunmamaktadır. Dolayısıyla, davalı borçlu bakımından temerrüt, icra takibiyle birlikte gerçekleşmiştir. O halde, davalı icra takibiyle birlikte temerrüte düştüğünden, icra takibinde davalı borçludan işlemiş faiz talebinde bulunulması mümkün görülmemiştir. Bu itibarla, Mahkememize davacının takip öncesi işlemiş faize yönelik talebinin (ayrıca aynı yöndeki bilirkişi raporundaki tespitlerin) reddine karar verilmiştir.
Mali Bilirkişinin 18/07/2022 tarihli raporu (işlemiş faize yönelik kısım hariç olmak üzere) gerekçeli, ayrıntılı, tarafların ve mahkemenin denetimine açık olması, muhasebe bilimi yönünden isabetli tespit ve değerlendirmeler içermesi sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Nitekim, bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, esasen taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır.
Ticari satım sözleşmelerinde, az yukarıda açıklandığı üzere, bedelin tümüyle ödendiğini ispat yükü davalıya aittir. Ancak, davalı icra dosyasında borca itiraz dilekçesinde, davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmakla birlikte cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcun ödendiğini / borcun sona erdiğini / itfa edildiğini yahut herhangi bir nedenle borcun son bulduğunu ispatlayamamıştır.
Nihayetinde, 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporunun asıl alacak miktarı bakımından denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan tespitler neticesinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.265,98 TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan (takip öncesi işlemiş faiz kısmı hariç olmak üzere) rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının … 18.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin 7.265,98 TL asıl alacak üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, davacının icra takibindeki işlemiş faiz alacak kalemine yönelik talebinin takip öncesi temerrüt durumu söz konusu olmadığından yukarıda açıklandığı üzere işlemiş faiz talebinin reddine, ayrıca icra inkar tazminatı talebi bakımından, asıl alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla İİK 67.maddesindeki icra inkar tazminatına yönelik yasal koşulların oluştuğu görüldüğünden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davalının … 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin 7.265,98 TL Asıl Alacak üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın ( 7.265,98 TL ) %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri ( 7.265,98 TL ) üzerinden alınması gereken 496,33 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 135,26 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 361,07 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 135,26 TL peşin harç, 138,50 TL posta ve tebligat, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.173,76 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.994,27 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 7.265,98 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 653,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan ve tarafların haklılık durumlarına göre;
a) 1.211,00 TL’sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b) 109,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır