Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/280 E. 2022/306 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/280
KARAR NO : 2022/306

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

Görülmekte olan menfi tespit davası 13/04/2022 tarihinde Mahkememize tevzi olundu.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkillerinden … ile …’in babası …’in eşi …’in 05/03/2020 tarihinde vefat ettiğini, … 1. Noterliğinin … gün … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi ile müvekkillernin …’in mirasçısı olduğunu, …’in, ölümünden önceki 28-29 yıl boyunca hep …’de yaşamış, son iki yılını da ölümüne neden olan rahatsızlığı nedeniyle yine …’deki evinde ve hastanede geçirdiğini, hiç bir ticari ilişkisi olmayan davalı … isimli kişi tarafından, …’in 05/03/2020 tarihindeki ölümünden önceki bir tarih olan 15/01/2020 keşide tarihli 10.000.000 TL ( on milyon) lık güya …’e ait imzalı çekin tahsili amacıyla … 23 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 27/01/2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, icra takibinin başlatılma tarihi, keşide tarihinden neredeyse bir yıl sonraki tarih olan 27/01/2021 tarihinde gerçekleştirildiğini, söz konusu çekin … tarafından hiç bir ticari veya kişisel bir bağlantısı olmayan … isimli kişiye imzalanarak verilme olanağı bulunmadığını, bu çekin şikayet edilen ve mirastan mal kaçırma gayreti içerisinde olduğu da bilinen … tarafından babasının ölüm öncesi hastalığı sırasında- tıpkı yaptığı benzer diğer işlemler gibi- boş olarak ele geçirilerek haksız kazanç sağlamak amacıyla nitelikli dolandırıcılık yapmak suretiyle … isimli kişiye verdiği iddiası ile … Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma numarası üzerinden soruşturmanın devam ettiğini, … Bankası A.Ş’nin … Şubesine ait … seri numaralı 10.000.000 (10 milyon) TL bedelli çekin bankaya ibrazı sırasında banka kayıtlarında bulunan örnek keşideci imzasının birbirini tutmadığından işlem yapılmadığı hususu çek üzerine şerh olarak düşüldüğünü, diğer taraftan icra takibi uyarınca davalı taraf cebri icra ve haciz işlemlerine işlemlerine … 23 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden devam ederek müvekkilleri adına tescilli tüm taşınır ve taşınmazlar, banka hesapları üzerine haciz şerhleri işlendiğini, müvekkillerinin banka hesaplarına, taşınır ve taşınmaz mal varlıklarına davalı tarafından haciz koydurduğu için dava harcını ödeyemediklerinden dava açma haklarını kullanamadıklarını, … 23. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas numarasında imzaya itiraza yönelik olarak açılan davada mahkemece 05/03/2021 tarihli ara kararı ile % 20 teminat karşılığında tedbiren durdurma kararı verilmiş olmasına rağmen söz konusu harcı ödeyemediklerinden kararın da yürürlüğe giremediğini, anılan davada bilirkişi incelemesi amacıyla ödenmesi gereken bedeli dahi ödeyemediklerini, bu bedelin tarafından ödenmek zorunda kalındığını, müvekkillerinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumlarının tamamen kısıtlandığına ilişkin belgelerin … 23. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas dosyasında yer aldığını, adli yardım taleplerinin kabulü ile davacıların davalıya, … 23 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile bu dosyanın dayanağı 15/01/2020 keşide tarihli 10.000.000 TL ( on milyon) bedelli çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine; İ.İ.K. 72/5 maddesi uyarınca asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Gönderme kararını veren … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi …E. …K.sayılı ilamında;”Dava, kambiyo senetlerine mahsus takibe konu çekten kaynaklı menfi tespit istemine yöneliktir.
TTK’nın 4/1-a maddesinde, “TTK’da öngörülen” hususlardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari davalar arasında sayılmıştır. Kambiyo senetleri, 6102 sayılı TTK’nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 5. maddesi aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlemlerine bakmakla görevlidir hükmünü düzenlemiştir.
Mahkememize açılan menfi tespit davasına konu icra dosyasının dayanağı çek olup davacı taraf keşidecinin imzasını inkar etmektedir. Çek, kambiyo senetlerinden olup, kambiyo senetlerine dair hükümler ve kambiyo senedinin bu vasfı kaybetmesine dair hükümler 6102 sayılı TTK’da düzenlenmiş, anılan kanunun 4. maddesinde taraflardan biri tacir olmasa bile bu kanunda düzenlenen davaların mutlak ticari dava sayıldığı açıkça hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince kambiyo senetlerinden kaynaklanan ihtilafların çözümünde görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle karar vermiştir.
O halde Yargıtay uygulamaları karşısında İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının usul hukuku tekniği anlamında “görevsizlik kararı” niteliğinde olduğu açıktır. Buna göre adı geçen görevsizlik kararı sonrası dava dosyasının mahkememize usule uygun intikal edip etmediği irdelenmelidir.
HMK.m.20 uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine ve yapılan talep sonrası dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi gerekir. Elbette dosyaya yeni bakacak mahkemenin görevinin başlayabilmesi önceki görevsizlik kararının şeklen kesinleşmesi gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında da belirtildiği üzere, kararı kesinleştiren tebligat bilgilendirici ve belgelendirici olup her aşamada ve re’sen ele alınması gereken veya en azından görevli mahkemece değerlendirmesi gereken usuli meseledir. O halde halihazırda bir görevsizlik kararı olduğu anlaşılmakla Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
“Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK’nun 20. maddesi). İki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
(….)Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki açık düzenleme uyarınca somut olayda olduğu üzere görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin, iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Ancak, görevsizlik kararından sonra görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği açıktır. Nitekim, HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu kararın tebliği tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davalı gerçek kişinin mernis adresine gönderilen tebligatın iade olunması üzerine ve TK m.21/f.2 hükmü uyarınca ve beyaz zarf ile gerekçeli kararın tebliğ edilmiş olması karşısında TK m.21/f.2 hükmüne göre yapılan bu tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve bu nedenle görevsizlik kararının usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilip edilmediğinin ele alınması gerekir.
Yargıtay 3.HD 2017/6563E. 2019/3114K.sayılı ilamında “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrası “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama hâlinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü, 21/2.maddesi ise ”Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 16/2.maddesinde; ”Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebliğ zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.” düzenlemesi, yine aynı Yönetmeliğin 79/2. maddesinde de “Bu Yönetmeliğe ekli örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ancak 16 ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfı açık mavi renkte bastırılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut uyuşmazlıkta; dava ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece verilen görevsizlik kararının ve bu karara karşı davacı tarafın sunduğu temyiz dilekçesinin davalı tarafın bildirilen adresine tebliğe çıkartıldığı, tebligatların komşularından alınan beyanlara göre adresten taşındığından iade olunduğu anlaşılmaktadır. Akabinde davalının mernis adresine yeniden tebligat çıkartıldığı tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği; davacılardan Mustafa Genç’e çıkartılan tebligatın ise davacının bilinen adresinden yeni adres bildirmeden ayrıldığından bahisle iade gelmesi üzerine adı geçen davacının adres kayıt sistemindeki adresine tebliğe çıkartıldığı ve muhatabın çarşıya gittiği komşusunun beyanından anlaşılarak Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Buna göre; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin 16/2 maddesine göre, açık mavi renkli bastırılan tebligat zarfında, “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata” yer verilmesi gerekirken, böyle bir meşruhatın olmadığı sadece davalının adı ve soyadının yazılı olduğu yerin hemen altında, (Mernis Adresi) şeklinde bir yazının olduğu ve tebliğ zarfının açık mavi renkli olmadığı görülmüş olup, beyaz renkli zarf üzerindeki “Mernis Adresi” şeklinde kaydın Kanunun ve Yönetmeliğin aradığı şartları karşılamadığı dolayısıyla tebliğin usule aykırı olduğu anlaşılmaktadır” gerekçesiyle TK m.21/f.2 hükmüne göre hazırlanan tebligat zarfının açık mavi renkli zarf olmayıp sadece beyaz renkli zarf olması hali tebliğin usulü uygun olmadığını göstermektedir.
(..)Bu durumda ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir görevsizlik kararının varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Görevsizlik kararı kesinleşmediğinden görevli mahkemede davaya devam edilmesi de mümkün değildir.
O halde; öncelikle görevsizlik kararının davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesinin sağlaması için dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile kararın anılan mahkemece kesinleştirilmesi gerekmektedir. “(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı 2017/1-1237 E. 2019/453 K.sayılı ilamı)” Oysaki henüz görevsizlik kararı niteliğindeki İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/27E. 2022/7K.sayılı ilamın davalı asile usulüne uygun olarak tebliği dahi yapılmamıştır.
Hal böyle olunca yukarıda atıf yapılan Yargıtay HGK ilamı ve Yargıtay 3. HD ilamında belirtildiği üzere davalıya gerekçeli kararın yönetmeliğe uygun açık renkli mavi zarf ile yapılması ve yine daha önce yapıldığı gibi davetiyeye TK m.21/f.2 hükmüyle ilgili açıklayıcı şerhin verilmesi, bu suretle davalı asile gerekçeli kararın tebliğ olunması için dosyanın İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargıtay HGK ilamı ve Yargıtay 3.HD ilamında belirtildiği üzere davalıya gerekçeli kararın yönetmeliğe uygun açık renkli mavi zarf ile yapılması ve yine daha önce yapıldığı gibi davetiyeye TK m.21/f.2 hükmüyle ilgili açıklayıcı şerhin verilmesi, bu suretle davalı asile gerekçeli kararın tebliğ olunması için dosyanın İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesine iadesine,
2-Esas defterindeki ilgili hanenin kapatılmasına,
3-AKABİNDE BU DOSYANIN İSTANBUL 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARAFINDAN HAZIRLANACAK ÜST YAZI İLE DOĞRUDAN MAHKEMEMİZ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNE TESLİMİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın niteliği gereği kesin olarak ve oy birliği ile karar verildi.15/04/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …