Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/268 E. 2023/498 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/268
KARAR NO : 2023/498

DAVA : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/06/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen ALACAK davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında 01/05/2019 tarihinde ülkemizde yapılacak fuarlara katılım için sözleşme imzalandığını, müvekkili firmanın, yoğunlukla tekstil alanında faaliyet göstermekte olup, bu sektör kapsamında firmasının tanıtımı ve iş bağlantılarını genişletmek amacıyla davalı firma tarafından 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında düzenlenmesi kararlaştırılan … Fuarı’na katılmak için sözleşme ve kiralama formu imzalandığını, fuar tarihine günler kala fuarın Mayıs 2022’ye ertelendiğinin bildirildiğini, erteleme sebebi olarak da pandeminin gerekçe gösterildiğini, oysa aynı tarihlerde davalı firma tarafından, 1-4 Eylül 2021 tarihlerinde gıda fuarı, 8-12 Eylül 2021 tarihleri arasında … ve yine belirlenen zamanında … gibi sektörel fuarlarının düzenlendiğini, bu nedenle ertelemenin pandemiye dayanmadığını, fuar katılım ücreti için 18/06/2019 tarihinde davalı firmaya 6.647,84.-TL EFT ile ödeme yapıldığını, toplamda 53.300,00 TL değerinde olmak üzere; 12.500,00 TL’lik … Bankası’nın … tarihli … çek numaralı, 5.800,00 TL’lik … Bankası’nın … tarihli … çek numaralı, 5.000,00 TL’lik … Bankası’nın … tarihli … çek numaralı, 10.000,00 TL’lik Halkbank’ın … tarihli … çek numaralı, 5.000,00 TL’lik …’nin … … çek numaralı, 15.000,00 TL’lik …’ün … tarihli … çek numaralı müşteri çekleri verildiğini, bu çeklere ilişkin olarak da davalı firma tarafından düzenlenmiş olan 01/05/2019 tarihli tahsilat makbuzu ve çek çıkış bordrosu alındığını, ayrıca davalı firmaya toplamda 29.000,00 TL değerinde olmak üzere; 20.000,00 TL’lik …’ın … tarihli … çek numaralı, 4.000,00 TL’lik …’nin … tarihli … çek numaralı, 5.000,00 TL’lik …’ın … tarihli … çek numaralı müşteri çekleri verildiğini, bu çeklere ilişkin olarak davalı firma tarafından düzenlenmiş olan 16/12/2019 tarihli çek çıkış bordrosu alındığını, çeklerin tahsil edildiğini, böylece toplamda 88.947,84 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından …tarihinde … 17. Noterliği … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğü ve davalı tarafa ödenen bedelin müvekkili şirkete iadesinin davalıya ihtar edildiğini, 20-24 Eylül 2021 tarihlerinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılan fuarın tarihlerinin defalarca kez değiştirilmesinden dolayı davalı firmanın tedbirli ve öngörülü bir tacirden beklenen özeni gösterme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kaldı ki, Yargıtay HGK.nun 2015/22-3097 E. 2018/1339 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dönme hakkı, yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek, sözleşmenin feshi ile fuar katılım ücreti olan 88.947,84.-TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak aylık kanuni faiz ile birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında özetle; Müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından erteleme talep edildiğini, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde görülen Covid-19 vakaları ile birlikte başlayan süreçte sokağa çıkma yasakları nedeniyle ülke genelinde tüm toplantı, gösteri, konser vb. organizasyonların yasaklanmasıyla … da müvekkil şirket tarafından yapılamadığını, bu sebeple fuarın 20-24 Eylül 2021 tarihine ertelendiğini, bu tarihte de ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin etkilerinin devam etmesi, Amerika, Avrupa ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin Türkiye’yi kırmızı listeye alması yani Türkiye’ye seyahat kısıtlaması getirmesi, yine pandemi kaynaklı seyahat prosedürlerinin zorlaşması, aşı zorunluluğunun getirilmesi, karantina süreçleri, bu dönemde bilet fiyatlarının fahiş oranda artması gibi sebeplerden dolayı yurt dışından gelecek birçok katılımcının fuara katılamayacağını bildirmesi üzerine durumun fuara katılacak şirketlere bildirildiğini, buna mukabil birçok şirketten, tekstil sektörünün yurt dışına hitap etmesi ve dolayısıyla fuara yurt dışından misafirlerin katılmasının çok önemli olduğu, fuarların yapılış amacın yurt dışından müşteri kazanmak, yurt dışı pazarına açılmak olduğundan yurt dışından misafirlerin gelmemesi halinde fuarın yapılmasının bir anlamı olmayacağı belirtilmiş ve bu nedenle fuarın katılımcısı olan şirketler ve sektör temsilcileri tarafından fuarın ertelenmesinin talep edildiğini, hizmetin ertelenmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu fuarları yapabilmek için fuar alanını en az 1 yıl önceden kiraladığını, bunun için reklam ajanslarıyla anlaşmalar yapıldığını, personel alımı gerçekleştirildiğini, ses ve görüntü sistemleri için anlaşmalar yapıldığını, temizlik şirketleriyle anlaşmalar yapıldığını, bir fuarın organize edilme bedelinin milyon liraları bulduğunu, ayrıca Ticaret Bakanlığı, TOBB, Belediye ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan prosedür gereği izinler alındığını, fuarın Covid-19 kaynaklı nedenlerle yapılamaması müvekkil şirketi de telafisi oldukça zor zararlara uğrattığını, fuarın sanki keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan müvekkil şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edilip, kusur ve kötüniyet hamledilmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin taraflar arasındaki menfaatler dengesini göz önünde bulundurması gerektiğini, ayrıca aynı dönem başka fuarların yapıldığı ancak … fuarının yapılmadığı yönündeki değerlendirmenin yerinde olmadığını, her fuarın dinamiklerinin birbirinden farklı olduğunu, söz konusu … fuarlarının birkaç yıldır düzenlenen fuarlar olup daha çok ulusal nitelikli fuarlar olduğunu, ancak … fuarının 2005 yılından beri toplamda 25 defa düzenlenmiş olan bir fuar olup uluslararası bir fuar olduğunu, diğer fuarlar ile karşılaştırılamayacağını, pandemi sürecindeki uluslararası yasak ve kısıtlamalar, ülkeler arası uçuşların yasaklanması, aşılama politikaları, Türkiye’nin kırmızı listeye alınması gibi sebeplerle milli katılımlar iptal edilmiş, verilen teşviklerir kesildiğini, Yargıtay kararlarında, mücbir sebeple ertelenen fuarlardan organizatör şirketin sorumlu tutulamayacağı, bu sebeple sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesinin istenemeyeceğine hükmedildiğini (Emsal: Yargıtay 23. HD.nin 11.06.2015 tarih ve 2014/4029 E. 2015 /4498 K ile Yargıtay 11. HD.nin 2016/623 E. 2017/1249 K.), yine bu kapsamda fuarın ertelenmesi nedeniyle Ticaret Bakanlığı tarafından müvekkil şirket aleyhine inceleme başlatıldığı ancak herhangi bir müeyyide uygulanmadığını, incelemenin müvekkili şirket lehine sonuçlandığını, müvekkili şirketin, sözleşmenin 2. Maddesi gereğince fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesinin katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkını vermediğini (Emsal; Yargıtay 23.HD.nin 20.06.2016 tarih ve 2015/6213 E. 2016/3754 K.) belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; Fuar katılım sözleşmesi gereğince verilmesi kararlaştırılan hizmetin, sürekli ertelenmesi nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında 01/05/2019 tarihinde, 21-25 Nisan 2020 tarihleri arasında düzenlenecek …’na katılmak için “Fuar Katılım Sözleşmesi” imzalandığı, fuarın önce 20-24 Eylül 2021 tarihine, daha sonra da Mayıs 2022 tarihine ertelendiği, fuar katılımı için davacı tarafça toplamda 88.947,84 TL ödeme yapıldığı hususlarında tartışma yoktur.
Çözümlenmesi gereken sorun; davacının söz konusu ertelemeler nedeniyle sözleşmeyi feshederek, ödediği bedeli talep etme hakkı bulunup bulunmadığı ve 2019 yılı sonlarında başlayıp 2020 yılı ve devamında seyreden COVİD-19 adıyla tanımlanan pandeminin sözleşmeye ve fuarın ertelenmesine olan etkisinin ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu olay yönünden görüş istenmiş, 13/03.2023 tarihli bilirkişi raporunda; “… davacının hazırlıklarının büyük bir bölümünü tamamladığı, … Derneği (…) ile …A.Ş. (CNR) ile yaşanan Ssözleşmesel problemlerin ertelemeye etki etmemesi gerekliliği, yine aynı tarihlerde davalının aynı ay içerisinde 4 ayrı fuar düzenlediği ve bu fuarlardan birinin uluslararası fuar olduğu belirlendiğinden, 20-24 Eylül 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 26. İstanbul Uluslararası …Fuarı (…) fuarının da düzenlenebileceği, … Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi ve belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde takdir yüce mahkemenizin olmak üzere; fuar süresine çok yakın bir süre kala fuar iptal edildiği için yapılan tüm hazırlıkların boşa çıkacağı, davalının aynı tarihlerde uluslararası fuar da olmak üzere çeşitli fuarlar düzenlediği, bu cihetle uzmanlık alanım olmamakla birlikte davacı beyanı neticesinde ödenen 89.196,86 TL’lik bedelin davacıya ödenmesi gerektiği …” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilindiği üzere Fuar, ticareti geliştirmek amacıyla belli bir süre için kurulan bir nevi pazardır. Alıcı ve satıcıların bir araya gelerek iş anlaşmaları yaptıkları bu pazarlar genellikle aynı yerlerde ve düzenli aralıklarla, her yıl aynı tarihte birkaç haftalığına kurulurlar. Ticari bir etkinlik olarak niteleyebileceğimiz fuarlarda sektörel gelişmelerle teknolojik yeniliklerin tanıtımı yapılır, alıcılar ve satıcılar bir araya gelir, ürün ve hizmet geliştirmeleri için yeni iş birlikleri kurulur. Bu açıdan firmalar için önemi net bir şekilde ortaya çıkan fuar etkinlikleri, diğer birçok organizasyon gibi belirli bir takvime bağlı olarak düzenli aralıklarla tekrarlanır. Hemen her sektörün temasını barındıran bir fuar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fuarlarda ürün tanıtımı yaparak iş fırsatları yakalamak, ticari etkinlikleri büyütmek, kültürel tanıtım yaparak faaliyet alanındaki işi büyütmek gibi pak çık amaçlarla yapılan fuarlar, Yöresel, Bölgesel, Ulusal, Uluslararası fuarlar, olmak üzere dört sınıfa ayırmak mümkündür. Adından da anlaşılacağı üzere sözleşmeye konu fuar, uluslararası bir fuardır.
Uluslararası fuarlar adından da anlaşılacağı üzere birden fazla ülkenin katılımı ile gerçekleşen, her ülkenin kendi markalarının, sektörlerine ait işletmelerinin ürünlerinin sergilendiği bir tanıtım etkinliğidir. Pek çok ülkenin, özellikle fuar konusunda ağırlığı olan ülkelerin fuara katılmaması, o etkinliğin gücünü zayıflatarak önemsizleştirmekte, bölgesel bir etkinliğe dönüşmesine neden olmaktadır. Sözleşmeye konu fuar da uluslararası bir fuar olup, 26.kez düzenlenmesi planlanmıştır. Davaya ve sözleşmeye konu fuar da budur ve basında, sözleşmede “…” olarak geçmektedir.
Sözleşmenin 2. Maddesinde; “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak işbu Form’da belirtilen Düzenleyici’nin organize ettiği sergi veya fuara katılmayı kabul eden katılımcı, bu imzadan sonra fuara katılmayı reddetse dahi Katılımcı’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. Katılımcı, fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, Katılımcı’nın fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, unvanı vb. hususlarda, Düzenleyici’nin, sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri (fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir. Katılımcı’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. Katılımcı, ancak Düzenleyici’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. Düzenleyici, Fuardan 3 gün öncesine kadar, hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve Katılımcı’yı fuardan çıkarabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Sözleşmeye göre davacının fuara katılmaması halinde ödediğini geri isteme hakkı yoktur. Fuar tarihini düzenlemek, ertelemek hakkı tamamen davalı firmaya aittir. Bunun da sözleşmenin feshi için haklı bir sebep olarak ileri sürülemeyeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle davacının sözleşmeyi fesh etme hakkı (haklı veya haksız) bulunmakla beraber ödediğini geri isteme hakkı bulunmamaktadır.
Kaldı ki davalının cevap dilekçesinde de beyan ettiği ve sunduğu uzman görüşünde de açıklandığı üzere, fuarların hazırlıklarının çok uzun zaman aldığı, en az 1 yıl öncesinden planlandığı, yer seçimi yapıldığı, personel alımı yapıldığı, özellikle uluslararası fuarlarda yurt dışı firmalarla irtibata geçilerek görüşmeler yapıldığı, afiş, reklam, tanıtım kampanyaları yapıldığı vb.bilinen bir gerçektir. Bu nedenle fuarın bölgesel nitelikte kalmaması için yurt dışı katılımcıların gelmesi çok önemlidir. Basında yapılan açıklamalarından ve dosyaya sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere, Almanya, İspanya, Fas ve Portekiz gibi milli katılım yapan ülkeler ile tekstil konusunda Asya’nın olduğu kadar dünya çapında önemli 2 ülke olan Çin ve Hindistan da fuarda katılımcı olarak yer almayacaklarını bildirmeleri üzerine fuar tarihlerinin sözleşmenin imzalanmasından bu yada ertelendiği anlaşılmaktadır. Bunda COVİD-19 pandemisinin ve arkasından gelen ve giderek büyüyen ekonomik sıkıntıların etkili olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Ortada TBK.nun 136.maddesinde belirtilen ifa imkansızlığından ziyade, ifanın geçici bir süre yerine getirilememesi, ertelenmesi durumu söz konusudur. Bu erteleme de davalının organizasyondaki beceriksizliği veya hatası gibi nedenlere dayanmamaktadır. Zira daha önce 25 kez yapılarak, sektörde kabul görmüş, kendini ispatlamış bir etkinlik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf bir sermaye şirketi olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tacir Olmanın Hükümleri” başlıklı 18.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davacı şirket sözleşmeyi imzalarken kendisinden pandemiyi önceden öngörmesi beklenemese de bir takım siyasi, sosyal, ekonomik vb. nedenlerle fuarın zamanında yapılamama ihtimali bulunduğunu göz ardı etmemesi kendisinden beklenebilir. Bu nedenle aksi görüşteki bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.519,01-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.339,11‬-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 14.231,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/06/2023

KATİP

HAKİM