Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 E. 2022/663 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/250
KARAR NO : 2022/663

DAVA : TAZMİNAT (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/04/2022
KARAR TARİHİ : 21/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, …’de faaliyet gösteren … Ltd. Firması ile “…” markalı 105.000 adet (3 palet) steril bebek göz temizleme mendili ürünlerinin alımı konusunda mail yolu ile sipariş verdiğini, söz konusu ithal ürünlerin taşıma işlemi için 07.09.2021 tarihinde davalı şirket ile … Limanından … limanına teslim şeklinde taşıma yapılacağı yönünde e-mail yolu ile mutabakat sağlandığını, buna göre ürünlerin 420 koli 3 palet şeklinde Haifa Limanından … Gümrük sahasına getirilecek ve ithalat işlemlerinin gerçekleştirileceğini, 06.01.2022 tarih ve … sayılı ithalat beyannamesi ile 3 Kap 105.000 adet ürünün … Gümrük sahasına geldiğini, antrepoda ithalat işleminin tamamlanarak ürünlerin müvekkilin deposuna aktarıldığını, depoda yapılan sayımda, 105 adet kolinin eksik olduğunun tespit edildiğini, araştırma sonunda İsrail’de mukim göndericinin paletleri ile yani davalı şirkete teslim ettiği boyutlar ile gümrük sahasındaki paletlerinlerin boyutlarının farkı görüldüğünün tespit edildiğini, ürünlerin palette aktarım yapılırken kaybolması sebebi ile davalı şirketin forwarder firması olan … iletişim kurulmaya çalışıldığını ancak her hangi bir dönüş alınamadığını, bunun üzerine davalı şirkete … 18. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 2.923,125 Euro ürün bedeli ile 39.484 TL gümrük vergisi toplamının iadesinin talep edildiğini, davalı şirketin Beyoğlu 3. Noterliği … tarih ve … Yevmiye sayılı cevabı ihtarnamesi ile 3 palet taşıma yapıldığı içindeki koli sayısını bilmesinin imkanının bulunmadığının beyan edildiğini, gönderici şirketin davalı şirkete 3 büyük palet teslim etmişken davalı tarafından eşyaların 2 büyük 1 küçük palete aktardığını, davalı şirketin forwarder şirketinin eylemlerinden sorumlu olduğunu, zira kendi aralarındaki iç ilişkideki kusurun müvekkili şirketi bağlamayacağını, davalı şirketin hem de yurt dışında bu taşıma işlemini adına yapan forwarder şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, uyuşmazlığın çözümü için … Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını belirterek, 2.953,125 Euro kayıp ürün bedeli ile 39.484,00.-TL ödenmiş gümrük vergisisinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Huzurdaki davanın deniz alacağına ilişkin olduğunu ve denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiğinden, davanın denizcilik ihtisas mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, davacının hasar ve zayi ihbarının süresinde olmadığını, davacı tarafın yükü tam ve eksiksiz olarak teslim aldığını resmi evraklar nezdinde kabul ve ikrar ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; deniz taşımacılığı sözleşmesinden kaynaklanan maddi zararların giderilmesi talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Taraflar arasında yukarıda açıklanan ve taraflar arasında gerçekleşen deniz taşımacılığı anlaşması ve malların … limanından …’a deniz yoluyla taşındığı hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 5136 Sayılı Kanun ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine “iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca bu Kanunun 4. kitabında yeralan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” içerikli fıkra hükmü eklenmiştir. 6762 sayılı TTK’nun 4.maddesi, son fıkra hükmü ile bu kanunun Deniz Ticaret Kitabında düzenlenen uyuşmazlıklardan kaynaklanan hukuk davalarını görmek üzere Deniz İhtisas Mahkemelerinin kurulması hususu düzenlenmiştir.
Bu düzenleme gereği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 01.04.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile “… II-Denizcilik ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde,
a)-Ticaret mahkemesi bulunan yerlerde;
1-Bir ticaret mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemenin,
2-Birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı ticaret mahkemesinde,
b)Ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde;
1)Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemede,
2)Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde, 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinde bakılmasına,…” düzenlemesini içeren ilke kararı yayınlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde Deniz İhtisas Mahkemelerine ilişkin bir düzenleme yer almamakta olup, 6103 sayılı TTK Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8.maddesi ile kanunun yürürlüğe girmesinden sonra TTK’nun, Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıkların hangi mahkemelerde görüleceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
6762 sayılı eski Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi ve 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekline Dair Kanun’un 8. maddesi, aynı yönde ve birbirinin devamı niteliğinde düzenlemeler olmayıp, 6762 sayılı eski TTK’nın 4/son maddesi ve HSK’nın İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin Kurulmasına dair 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararı ve devamında 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen düzenleme, daha sonra alınan 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi şeklinde özelleştirilmiş, diğer bir ifade ile 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen sistem korunmamıştır.
Dolayısıyla 6103 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince HSK’ca İstanbul ve İzmir İllerinde TTK’nın Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli mahkemeler belirlenmiş, bu illerin dışında ise böyle bir görevlendirme yapılmamıştır. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2019/541 Esas, 2019/772 Karar sayılı ilamı)
Bu haliyle 6762 sayılı TTK m.4/3 hükmü ile 6102 sayılı TTK m.5/2 hükmünün birbirinin karşılığı olmadığı açıkça anlaşılmakta olup; aynı finans mahkemelerinde olduğu gibi kanun ile kurulan bir mahkeme olmaksızın 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi ile Deniz İhtisas Mahkemeleri belirlenmiştir.
Deniz İhtisas Mahkemeleri yönünden; 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu da içtihatlarla ile açık hale gelmiştir. Bu kapsamda
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2021/1039 Esas, 2021/1328 Karar sayılı ilamı “…Takibe konu faturalar incelendiğinde itirazın iptali davasına konu edilen faturaların gemi bakımı nedeniyle verilen hizmetten dolayı düzenlendiği ve bu haliyle davaya bakma görevi, 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi uyarınca ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile İstanbul ili mülki hudutları içerisinde Deniz İhtisas Mahkemesi olarak belirlenen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Görev konusu istinaf sebebi yapılmamış ise de, görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olduğundan HMK 355’1 maddesi uyarınca dairemizce res’en inceleme ve değerlendirme yapılmıştır…”;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/633 Esas, 2021/1760 Karar sayılı ilamı “…Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin davaya bakabilmesi için davanın deniz ticaretinden kaynaklanması gerekli ve zorunlu olup, somut olayda uyuşmazlık taraflar arasındaki deniz dibinin taranmasına ilişkin sözleme gereğince hak edilen bedelin ödenmesine ilişkin ilişkindir. Dava konusu alacak madde kapsamında sayılan deniz alacağı niteliğinde olmadığından, tarafların her ikisi de tacir olup, uyuşmazlık da ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğmuştur. Deniz ticaret mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, davaya bakma görevi genel mahkeme niteliğindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir….” şeklinde görev ihtilaflarının çözüldüğü görülmektedir. (Yargı yeri belirlemeye ilişkin bakınız. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2021 tarih 2021/909 Esas 2021/2198 sayılı Kararı)
Bu haliyle; yukarıdaki emsal içtihatlardan da anlaşıldığı üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer aynı derece mahkemeler arasındaki ihtilafların görev ilişkisi olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır
Dosyanın incelenmesinde, davalı vekilinin de işaret ettiği gibi, deniz alacağı 6102 sayılı TTK’nın 1352/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Deniz alacağı; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: ” dedikten sonra 21 bent şeklinde sıralamıştır. Aynı maddenin (h) bendinde “Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar”da deniz alacağı olarak kabul edilmiştir. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir (Emsal; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.11.2007 tarih, 2007/14814-13691 E-K sayıyı merci tayini kararı ile ilgili olarak 11. Hukuk Dairesinin 19/03/2012 tarih ve 2010/12992 E. 2012/4173 K.). Zira deniz alacağı sadece malın taşınması ile sınırlı olmayıp, yükleme boşaltma gibi liman hizmetlerini de kapsamaktadır. Bu nedenle deniz alacağı ile ilgili davalara bakmakla görevli mahkeme İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın deniz ticaret davalarına bakmakla görevli İSTANBUL 17.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/10/2022

KATİP …

HAKİM …