Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/207 E. 2023/233 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/207
KARAR NO : 2023/233

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat Alacağı)
DAVA TARİHİ : 18/03/2022
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 29.05.2020 tarihinde “İşyerim Paket Sigorta Poliçesi” tanzim edildiğini, davacı müvekkilinin işyerinde 20.01.2021 ve 23.01.2021 tarihlerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, davacı şirkete ait 3 adet salon tipi … marka klima dış ünitesi ve 1 adet … marka ev tipi klima dış ünitesi çalındığını, 42.075,00 TL’nin üzerinde hasar meydana geldiğini, poliçede demirbaşların teminat bedelinin 302.500,00 TL olduğunu, davacı müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığı halde davalı tarafından müvekkile ödeme yapılmadığını, bunun üzerine … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası marifetiyle 26.11.2021 tarihinde icra takibi yapıldığını, takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk girişimlerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında;
Davacının haksız ve mesnetsiz taleplerine karşı cevaplarımız şöyledir; hırsızlık olayının yaşandığı adres, “riziko adresi” olmadığı için davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, davacının, müvekkili şirkete bildirdiği 02.02.2021 tarihli hasar beyanında; “…” adresinde hırsızlık olayının gerçekleştiğini söylediğini, bağımsız eksper tarafından yapılan incelemelerde de hırsızlık olayının sözü edilen adreste gerçekleştiği, ayrıca davacının kolluk ifadesinde hırsızlığın anılan adreste geçekleştiğini beyan ettiğini, ancak taraflar arasında akdedilen 24.05.2020-24.05.2022 vadeli İşyerim Paket Sigorta Poliçesi ile güvence altına alınan riziko adresinin ise “…” adresi olup dava konusu hırsızlığın meydana geldiği adresin riziko adresi olmadığını, davacının da bu hususun farkında olduğunu, zira rizikonun meydana gelişinden sonra 28.01.2021 tarihinde müvekkili şirketle zeyilname imzalayarak hırsızlığın meydana geldiği adresi de sonradan teminat altına aldığını, bu nedenle teminat kapsamında olmayan mahalde gerçekleşen hırsızlık olayından dolayı müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca her halükarda dava konusu hırsızlık olayının meydana geliş şekli itibariyle genel şartların a.1. maddesi gereği teminat dışı olduğunu, çünkü çalındığı iddia edilen demirbaşların hırsızlığın meydana geldiği binanın dışına monte edildiğini, Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.l. maddesinde sigortalanmış kıymetler çalınmasının hangi koşulda teminat dâhilinde olabileceğinin düzenlendiğini, buna göre, kapalı alanlara belirtilen şekillerde girilmek suretiyle kapalı alanlardan çalınan kıymetlerin teminat kapsamında olduğunu, davacının talep ettiği klima ünitelerinin, sigortalı işyerinin dışarısında (zemin katın dışında), kolayca ulaşılabilecek şekilde yere konulduğunu, bu nedenle bulundukları yer ve çalınma şekli itibariyle teminat kapsamında olmadığını, açık alana bırakılan kıymetlerin hırsızlık sigortasına konu olamayacağını, kaldı ki hasar talebine konusu hırsızlık olayının gerçek bir hırsızlık olduğunun ispatlanması gerektiğini, sigortalının rizikonun gerçekleştiğini kanıtlamak zorunda olduğunu, dosya kapsamı incelendiğinde dava konusu rizikonun gerçekleştiğine dair sigortalının kollukta verdiği ifadesi ve bu ifade esas alınarak başlatılan soruşturma dosyası dışında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığını, kendisinden talep edilmiş olmasına rağmen davacının olay yeri kamera görüntülerini sunmaya yanaşmadığını, bu nedenle soruşturma dosyasının ve varsa kovuşturma dosyasının celbinin sağlanarak ve hırsızlık olayının gerçekten meydana gelip gelmediğinin tespiti gerektiğini, iddia edilen hasar tutarının (42.075,00.-TL) fahiş olup gerçek zararı yansıtmadığını, davacının, iç üniteleri çalınmamış olmasına rağmen klima acentesinden aldığı tekliflere iç ünite fiyatlarını da dâhil ettiğini, klima iç ünitesinin çalınmamış olmasına rağmen davalı müvekkili sigorta şirketinden talep edilen tazminata dâhil edilmesini kabul etmediklerini, ayrıca tazminat hesabı yapılırken çalındığı iddia edilen kıymetlerin yıpranma payının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, poliçedeki muafiyet hükümlerinin uygulanması gerektiğini, huzurdaki dava, hırsızlık sigortasından kaynaklanan bir sigorta tazminatı davası olup alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; sigortalının sigortacısına karşı, aralarındaki sigorta poliçesine istinaden iş yerinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle oluşan zararın karşılanmaması üzerine sigorta tazminat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 26/11/2021 tarihinde, davalı aleyhine, sigorta poliçesine dayanarak, 42.075,00.-TL asıl alacak, 5.927,68.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.002,68.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 13/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/12/2021 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 18/03/2022 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 42.075,00.-TL asıl alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Davada faiz talebinde bulunulmamıştır.
Taraflar arasında sigorta poliçesinin ve dolayısıyla ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir. Sigorta poliçesine konu klimaların çalınması vakıası ile de ilgili bir tartışma bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, söz konusu hırsızlık olayı nedeniyle çalınan klimaların sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise hasar miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, hasar dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Taraflar arasında 29.05.2020 tarihinde “İşyerim Paket Sigorta Poliçesi” imzalanmıştır. Davacının iş yerinde (düğün salonu) 20.01.2021 ve 23.01.2021 tarihlerinde hırsızlık olayı meydana gelmiştir. Ekspertiz ve bilirkişi raporunda da belirtilen niteliklere haiz 3 adet salon tipi … marka klimanın dış ünitesi ve 1 adet … marka ev tipi klimanın dış ünitesi çalınmıştır.
Sigorta poliçesindeki riziko adresi: …’dur.
Hırsızlığın meydana geldiği, rizikonun gerçekleştiği adresin ise ekspertiz raporuna göre; …’dur.
Bilirkişi heyeti poliçedeki riziko adresi ile rizikonun gerçekleştiği adres farklı ise de poliçe içeriğinden düğün salonunun teminat altına alındığı, rizikonun da düğün salonunda meydana geldiğini ileri sürerek davalının bu yönde ileri sürdüğü itirazın yerinde olmadığını değerlendirmiştir.
Davacı vekili adreslerdeki bu farklılığın davalı sigorta şirketinin hatasından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Her iki adresteki farklılık bir rakam hatası veya bir kaç harfin yanlış yazılmasından kaynaklanmamaktadır. Her iki adres de aynı mahallede, farklı caddeler üzerinde bulunan, iki farklı binadır. Davacının aynı işi yapıyor olması sonucu değiştirmez. Zira hırsızlığa karşı sigortalarda binanın durumu, korunaklı olup olmadığı vb.pek çok unsur poliçe pirimlerini etkileyen, sözleşmenin kurulumunda önem arz eden bir durumdur. Sadece aynı faaliyet türünün (düğün salonu) icra edildiği yerde rizikonun gerçekleşmesi yeterli değildir. Düğün salonu başka bir ilçede veya başka bir ilde olsa idi nasıl aynı şeyi rahatlıkla savunamıyor isek, farklı caddelerde bulunan binalar için de bu görüşü savunmak imkansızdır. Kaldı ki TTK.nun 18/2.maddesi gereğince basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olan davacının, imza attığı her sözleşmeyi kontrol edip, okuması gerekir. Buradaki hatayı, sorumluluğu karşı tarafa yükleyemez. Riziko adresi ile rizokonun gerçekleştiği adresteki farklılık kabul edilebilir olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki beyanları ile bilirkişi görüşüne itibar etmek mümkün değildir. Nitekim Yargıtay içtihatları da bu yöndedir (Emsal; Yargıtay 11. HD.nin 19/09/2022 tarih ve 2021/5049 E. 2022/6026 K.ile aynı dairenin 05/12/2011 tarih ve 2010/5680 E. 2011/16417 K.ile Yargıtay 17. HD.nin 20.10.2008 tarih ve 2008/2797 E. 2008/4722 K.)
Davaya konu klimalar, hasar dosyası, ekspertiz raporu ve bilirkişi raporunda da fotoğraflarla açıklandığı üzere, binanın dışında ve zemine bitişiktir. Klimaların buradan çalındığı anlaşılmaktadır. Poliçenin 3. sayfasında “Bina Hırsızlık” başlıklı özel şart yer aldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere; Bina yangın teminatı alınmış olması şartıyla binaya ait sabit kıymetlere yapılacak olan hırsızlıklar toplam bina sigorta bedelinin %5’ine kadar Hırsızlık Sigortası Genel Şartları kapsamına dahildir. Bina dışına monte edilmiş klimalar sabit kıymet olarak adlandırılır. Poliçede yer alan bu özel şart gereğince binaya ilişkin yangın teminatı alınmış olması koşulu ile sabit kıymet- klimalar teminat kapsamında kabul edilecektir. Ancak poliçede bina yönünden yangın teminatı alınmamıştır. Özel şart gereğince binaya ilişkin yangın teminatı alınmamış olmaması nedeni ile, binaya ait sabit kıymet olarak nitelendirilen klimalar poliçe teminat kapsamı dışındadır. Bilirkişinin bu tespitine katılmamak mümkün olmadığı gibi ayrıca açıklamaya da muhtaç değildir.
Açıklanan nedenlerde davacının dava konusu yaptığı hasar, poliçe teminatı dışında olduğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 478,53-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 298,63‬-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/03/2023

KATİP

HAKİM