Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/203 E. 2022/719 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/203
KARAR NO : 2022/719

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; öncelikle müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmesi ve mal varlığının korunabilmesi için İİK’nın 287, 288, 294 ve 295.maddeleri gereğince, İİK’nın 206/1.sırasındaki haklar hariç olmak üzere, tedbir tarihinden itibaren 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce başlayan takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz kararlarının ve e-haciz kararının uygulanmamasına, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkilleri aleyhine yeni takip yapılmamasına, alacaklılar arasında eşitliğin korunması ve firmaların faaliyetlerinin devamı açısından hayati önem arz eden bankalarda bulunan hesaplarına gelecek olan paraların hesabın bulunduğu banka tarafından alıkonulmasının, alacağına mahsup edilmesinin ve/veya blokaj konulmasının önlenmesine, blokaj koyulmuş olup kullandırılmayan hesapların blokesinin kaldırılarak kullandırılmasına, müvekilleri hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, müvekkillerinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3.kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının müvekkillerine ödenmesine, geçici mühlet kararı ile birlikte mühlet içinde alacaklılar tarafından yapılabilecek rehin, takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesine ve başka bir nedenle alıkonulmasının önlenmesine, takip borçlusu olduğu takiplerde, kendisi aleyhine veya 3.şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, şirketlerin faaliyetlerinin devamı ve konkordato projesinin gerçekleştirilebilmesi için zorunluluk arz ettiğinden müvekkillerine ait mallar üzerindeki mevcut muhafaza işlemlerinin hacizler baki kalmak kaydıyla kaldırılarak yedieminde bulunan malların şirkete yed-i emin olarak teslimine, bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması zımnında yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve şirkete komiser tayinine, açılacak banka hesabının veya mevcut banka hesaplarının koruma altına alınmasına, bu hesaba gönderilecek hacizlerin geri çevrilmesi yönünde tedbir kararı verilmesine, müvekkillerinin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesine, konkordato talebinin kabulü ile öncelikle İİK.nın 287.maddesi gereğince üç aylık geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görülmesi halinde işbu müddetin iki ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının İİK’nın 288.maddesi çerçevesinde ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine, İİK.’nın 289.maddesi gereğince kesin mühlet karar verilmesine, İİK 305 ve 306 maddeleri gereği kesin mühlet sonrası konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK m.286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanmakta olan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacılar lehine geçici mühlet, akabinde ise kesin mühlet kararı verilmiştir.
Kesin mühletin devam ettiği aşamada davacılar vekili şirketin borca batık olmadığını, feragat nedeniyle davanın nedeniyle reddini talep etmiş, ayrıca 11/11/2022 tarihli duruşmada her iki davacı yönünden davadan feragat ettiklerini açıklamış ve beyanının altını imzalamıştır.
Öncelikle davacılar vekilinin talebi İİK m.292/f.2- bend (d) hükmüne dayanmaktadır. Aynı hükmün 2. fıkrasına göre ise “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. ”
Konkordato kurumunu düzenleyen İİK m.285 ve devamından sonra yer alan 12. BAP’ da yer aldığı, bu itibarla adı geçen hükümlerin özel hüküm niteliğinde olduğu, buna mukabil 6100 sayılı HMK’nın ikinci bölümünde yer alan ve yargılamaya hakim olan ilkelerden m.30 hükmünün ise genel nitelikte bir usul hükmü olduğu dikkate alındığında öncelikle özel hükmün uygulanması gerektiği yorum bilimi (hermenötik) açısından zorunludur. O halde HMK m.30 hükmünde yer alan düzenlemenin bu açıdan dikkate alınabilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle uyuşmazlık ile ilgili pozitif hukukta özel düzenleme olduğu sürece genel düzenlemelerin uygulanması düşünülemez. Gerek yargısal uygulama gerek doktrin bu konuda uyum içindedir.
Yukarıda açıklanan İİK m.291/f.2 ve İİK m.292/f.2 hükmünün emredici nitelikte olduğu, nitekim kanun koyucunun somut olayda olduğu üzere sebebi ne olursa olsun konkordato talebinden feragat edilmesi durumunda mahkemenin duruşma günü açması gerektiğini açıkça düzenlediği sabittir. Bu noktada mahkemeye herhangi bir nedenle takdir alanı ise kesin olarak bırakılmamıştır.
Mahkeme hükmünün yorum gerektirmeyecek derecede açık ve kesin olması halinde yapılacak şey kanunun emredici hükmünün yerine getirilmesidir. Mecelle’deki ifade ile ” Mevrid-i nasta içtihata mesağ yoktur.” Elbette açık hükmün içeriği sert görülse de yine Roma Hukukunda kabul edilen ifade ile ” Kanun serttir, fakat kanundur” ( Dura lex sed lex ).
Nitekim mehaz niteliğindeki İsviçre İcra İflas Kanunun m.296 b nin bu yönde bir hüküm içermemekle birlikte, 2013 değişikliğinden önceki düzenlemede olduğu gibi mahkemenin yer, gün ve saati belirleyerek duruşma açması ve borçlu ile alacakları dinlemesi, hatta İsviçre İİK ( eski) m. 295 f.5, ( eski) m.308′ e de yollama yaptığından, duruşmanın gün, yer ve saatini ilan etmesi gerektiği kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Alican Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato Hukuku, Ankara-2009 ikinci baskı sayfa 315 te atıf yapılan kaynak KUKO SchKG- Hunkeler, m. 296b, no. 13, Gilleron, Commentaire, m. 295, no. 24, s.373,)
Hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK m. 307 hükmünde düzenlenen davadan feragat beyanı, batıklık sebebine dayanan iflasa göre karar verilmesi halini de içinde barındıran konkordato talepleri açısından sıradan bir feragat beyanı olarak nitelendirilemez. Zira talep ile ilgili olan alacaklıların hüküm verilmeden önce feragat talebinde bulunan şirketin batık olup olmadığı noktasında beyanda bulunma haklarının kısıtlanmaması gerekir. Esasen duruşma açılmasının asıl amaçlarından biri de bu nedendir. Zaten kanun koyucu da en azından bu nedenle konkordato talebinden feragat olsa dahi duruşma açılması noktasında emredici düzenleme getirmiştir.
Duruşma gün ve saatinin takdir edilmesi sonrası ve duruşma günü icra edilmeden önce davacılar vekilinin dilekçesinin öncelikle komiser heyetine bildirilmesine, konkordato komiser heyetinin İİK gereği her türlü resmi ve özel kurum ile muhabere etme, tebligat yapma ve bu çerçevede görevini yerine getirmek adına, gerekli belgeleri temin etme hak ve yükümlülüğünün bulunduğunun dahi dikkate alınmak suretiyle, konkordato talebinden feragat eden davacıların halihazırda güncel ve fiili rayiç değerler gözetildiğinde borca batık olup olmadığının araştırılmasına, bu konuda gerekçeli ve denetime elverişli şekilde ve güncel raporun sunulması hususunda komiser heyetinin görevlendirilmesine dair karar verilmiştir.
Komiser heyeti raporlarında davacıların borca batık olmadığını, davacıların ticari faaliyetlerinin halihazırda devam ettiğini, çalışma kabiliyetine sahip olduğunu, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde açıklamışlardır.
Ayrıca davacıların borca batık olup olmadığı noktasında Mahkememizce 03/10/2022 tarihi itibariyle ara karar oluşturulmuş, bilirkişi kurulu yapmış olduğu araştırma neticesinde sunmuş olduğu raporlarında şirketin halihazırda borca batık olmadığına dair gerekçeli ve denetime elverişli raporlarını ayrıntılı şekilde sunmuşlardır.
Bu şekilde gerek konkordato komiser heyeti gerek bilirkişi kurulu davacılar açısından borca batıklık durumu olmadığını açıkça ifade etmişlerdir. Bu suretle İİK m.291 hükmünde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı dahi araştırılmıştır.
Alınan konkordato komiser heyeti rapor içeriğine, mevcut dosya kapsamına göre iflasa tabi davacı şirket yönünden konkordato talebinden feragat edilmiş ise de şirketin borca batık olmadığı, bu nedenle şirket hakkında İİK m.292 hükmü çerçevesinde iflas kararı verilmesinin şartının oluşmadığı ortaya çıkmıştır.
Bu arada davacı gerçek kişi sermaye şirketi olmadığından dolayı borca batıklığa dayalı olarak iflasa tabi değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davacılar vekili konkordato talebinden feragat etmiş olup, vekilin ise feragat yetkisi bulunmaktadır. Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Bu durumda mevcut feragat beyanı çerçevesinde ve yukarıda yapılan araştırmalar sonucunda iflasa tabi olan davacılar hakkındaki konkordato talebinin sadece feragat nedeniyle reddi gerekir.
Yapılan açıklamalar karşısında … T.C. kimlik numaralı davacı … ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı … LİMİTED ŞİRKETİ yönünden davacıların davadan feragat beyanı karşısında davacıların konkordato talebinin feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacılar vekilinin 06/10/2022 tarihli feragat beyanı karşısında, davacılar lehine verilmiş olan kesin mühletin ve tüm tedbir kararlarının 06/10/2022 günü saat 16:00 itibariyle kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, konkordato komiserinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacılar hakkındaki konkordato talebinin feragat nedeniyle ret olunduğunun, geçici ve kesin mühlet kararlarının kararının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine, iflas şartları oluşmadığından davacılar hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… T.C. kimlik numaralı davacı … ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı … LİMİTED ŞİRKETİ yönünden davacıların davadan feragat beyanı karşısında davacıların konkordato talebinin feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine,
2-Davacılar vekilinin 06/10/2022 tarihli feragat beyanı karşısında, davacılar lehine verilmiş olan kesin mühletin ve tüm tedbir kararlarının 06/10/2022 günü saat 16:00 itibariyle kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Konkordato komiserinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
4-Davacılar hakkındaki konkordato talebinin feragat nedeniyle ret olunduğunun, geçici ve kesin mühlet kararlarının kararının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine,
5-İflas şartları oluşmadığından davacılar hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
6-Bu dava nedeniyle alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
7-Davacılar tarafından harcanan giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan tüm avansların iadesine,
Dair; davacılar vekili ve bir kısım alacaklılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on günlük yasal süre içinde ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip