Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/192 E. 2022/544 K. 02.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/192 Esas
KARAR NO : 2022/544
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 02/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olup davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan; 14.06.2021 tarihli 5.467,57-TL tutarında Fatura bedeli ödenmediğini, davalı şirketin cari hesapta yer alan fatura bedellerini ödememesi sebebiyle faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E. (Eski Dosya Nosu: … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E.) sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen borca ve ferilerine, itiraz ederek borcu olmadığı bahisle icra takibini haksız ve kötü niyetli bir şekilde durdurulduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazlar yerinde olmayıp reddi gerektiğini, müvekkili şirket davalı yan ile aralarında oluşan cari hesap ilişkisine istinaden davalı yana yasa ve uluslararası kurallar çerçevesinde hizmet vermiş ve haklı olarak da verilen hizmetle ilgili olarak oluşan bedelin ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafın yapmış olduğu itirazlar yerinde olmayıp reddi gerekmektedir. 397 sayılı VUK Genel Tebliğ ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak faturalar gönderilmiştir. Yasal süresi içerisinde itiraz edilen/iade edilen fatura söz konusu olmadığından yerleşik Yargıtay kararları ve TTK 21/2 uyarınca davalı tarafça fatura içeriğini kabul etmiş sayılmakla birlikte davalı yana taşıma hizmetinin yapıldığına ilişkin konşimento örneği de dilekçe ekimizde ve delillerimizde sunulmuştur. Davalı tarafa verilen hizmet neticesinde, faturalardan oluşan borcun ödenmemesi üzerine, müvekkil şirketçe takibe konu faturaların ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına ve TTK.21/2.maddesine göre tebliğden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmeyen faturalar kabul edilmiş sayılacağını ve borç tutarı kesinleşeceğini, davalının takip konusu alacağın tamamına, faiz ve ferilerine yapmış olduğu itiraz haksız ve mesnetsiz olduğundan, takibin devamı için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan sebeplerle takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu itiraza uğrayan 5.467,57-TL asıl alacak ve 318,65-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.786,22-TL alacağımızdan dolayı ilgili borca, faiz ve feri’lerine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkil şirket aleyhine açmış olduğu dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket dünyaca ünlü bir golf markasının Türkiye distribütörü olduğunu, İngiltere’ den bu golf ürünlerini ithal ettiğini, müvekkili şirket İngiltere de ki üretici firmadan satın almış olduğu malların Türkiye’ye kargo yolu ile getirmek istediğini, Davacı şirketin İnternet sitesinden kargo bilgilerini girmiş ebat ve ağırlık bilgilerini girildiğini ve … şirket sistemi otomatik olarak taşıma fiyatını sistemde görmüştür ve bu fiyata İngiltere’de Türkiyeye taşıma işlemi için … firması ile İnternet üzerinden dijital teyitleşme yolu ile anlaştığını, … firması İngiltere deki üretici firmaya kargoyu teslim almak için kargo elemanlarını yönlendirdiğini, elemanlar teslim almaya gittiğinde … sistemi ağırlığa göre navlun ücretini belirlediğini, müvekkili şirkette bu bedel üzerine taşıma siparişini verdiğini, ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, … firması ürünü teslim alırken ağırlık değil de ürünün kapladığı alan olan hacime göre fiyatlandırma yapmıştır. Yani dünyaca ünlü kargo taşımacılığı yapan firma ürünü teslim alırken müvekkil şirkete herhangi bir uyarı mail ve/veya bilgilendirme yapmadan ürünü alarak Türkiye’ye getirdiğin, … firması nasıl olsa ürünü teslim aldıktan sonra Türkiye’ye getirdikten sonra ekstra navlun Antrepoda malın kapladığı alan dahil olmak üzere basiretli bir tacire yakışmayacak şekilde fahiş fiyatlar talep ettiğini, müvekkili şirkette bu defacto durumu kabullenemeyeceğini eğer İngiltere de bu malın teslimi anında ağırlık değilde hacime göre fiyatlandırma yapılacağının bildirimi yapılsaydı taşıma işleminden vazgeçeceğini beyan ettiğini, hukuki sorun bundan kaynaklandığını, 400 EURO gibi faiş fiyat farkı istendiğini, ayrıca bu fiyat bilgilendirmesini kargo Türkiye’ye geldikten sonra talep ettiklerini açıklanan sebeplere binaen Müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile birlikte; müvekkil şirketçe İnternet ortamında yapılan tüm işlemlerin LOG kayıtlarının ve onay ID işlemlerinin davacı şirketten istenilmesine karar verilmesini, Gümrük kayıtlarının antrepo kayıtlarının istenilmesine karar verilmesini, … internet sitesi sisteminde hacim ve ağırlığa ilişkin yapılan fiyatlandırmada iddialarımızın tevsik edilmesi için uzman bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini, Haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile birlikte müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak ilamsız takip yapıldığından dolayı % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini yargılama gider ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, uluslararası hava taşıma hizmet ilişkisi nedeniyle dava tarafından davalıya keşide edilen faturalardan kaynaklı ücret alacağının tahsiline yönelik …. İcra Müdürlüğünün 2022/… E.sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan dilekçe ile dava dosyasında taraflarca kararlaştırılan bedel müvekkilime ödenmekle sulh olunduğunu, davacı taraftan vekalet ücreti talep etmediklerini açıklanan sebeplere binaen yokluğumuzda karar verilerek iş bu davanın ortadan kaldırılmasını beyan edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan vekilince sunulan dilekçe ile dava dosyasında taraflarca kararlaştırılan bedel müvekkilime ödenmekle sulh olunduğunu, dava konusuz kaldığından 16/09/2022 tarihinde saat 14:00’da yapılacak olan bilirkişi incelmesinden vazgeçme gereği doğduğunu, Tarafların başkaca yargılama gideri ve ilam vekalet ücreti talepleri bulunmamakla konusuz kalan davanın ortadan kaldırılmasını, kalan gider avansının tarafımıza iadesine karar verilmesini açıklanan ve tarafların uzlaşması sebebiyle davanın ortadan kaldırılmasını, tarafların başkaca yargılama gideri ve ilam vekalet ücreti talebi olmamakla kalan gider avansının tarafımıza iadesini talep edilmiştir.
Sulh sözleşmesi ile taraflar birbirinden karşılıklı olarak ödünlerde (tavizlerde, fedakârlıklarda) bulunarak aralarında mevcut bir hukuki ilişki üzerindeki anlaşmazlığa veya tereddüt (kararsızlık) hâline son veren ve tam iki taraf borç yükleyen bir sözleşmedir (Tandoğan, Haluk; Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. 1, İstanbul, 1988, s. 14).
Uygulamada ve teoride kabul edilmekle birlikte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda yer almayan sulh, ilk defa HMK ile düzenlenmiş ve HMK’nın 313. maddesinde bir kurum olarak yer almıştır. Anılan maddede sulh; “görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme” olarak tanımlanmıştır (HMK m. 313/1).
Hemen belirtilmelidir ki tarafların aralarındaki uyuşmazlığı anlaşarak gidermesi anlamına gelen sulh sözleşmesinin kurulması için tıpkı diğer sözleşmelerde olduğu gibi karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları, yani icap (öneri) ve kabul bulunmalıdır. Bu icap ve kabul açık olabileceği gibi zımni (örtülü) de olabilir. Bu sözleşme ile taraflar dava konusu uyuşmazlığa bir fedakârlık ve özveri göstererek son verirler. Genellikle, davacı talep sonucunun bir bölümünden feragat ederek ve davalı da davacının talep sonucunun kalan bölümünü kabul etmek suretiyle sulh sözleşmesi hukuken vücut bulur. En önemlisi bunun sonucunda uyuşmazlık ortadan kaldırılmış sayılır. Bu nedenle sadece tarafların üzerinde tasarruf yetkisine sahip oldukları davalar bakımından söz konusu olur.
Sulh yapılması kural olarak şekle tabi değildir. Ancak HMK’nın 154/3-ç maddesinde mahkeme huzurunda yapılan sulhlar için bir geçerlilik şartı öngörülmüştür. Buna göre, taraflar mahkeme huzurunda sulh olmak istediklerini bildirdikleri taktirde, bu sözlü beyanlarının tutanağa geçirilerek sulh olan taraflara okunması ve imzalattırılması gerekmektedir. Sulhun yazılı olarak yapılması hâlinde ise tarafların bu konudaki beyanlarını içeren dilekçelerinin tutanağa yazılarak eklenmesi gerekir (HMK m. 154/4). Bu hükümden hareketle sulhun tutanağa geçirilmesinin, taraflara okunmasının, onların onayının alınmasının ve (varsa) itirazlarının da tutanağa geçirilmesinin sulhun sonuç doğurabilmesi için zorunlu şartlar olduğu söylenebilir (Kuru, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. IV, İstanbul, 2001, s. 3753).
Sulhun şekli konusunda üzerinde durulması gereken bir başka husus da mahkeme dışında yapılmış olan sulh sözleşmesinin mahkeme içi sulhe dönüşebilmesi için mahkemeye verilmesi ve mahkeme tarafından tutanağa geçirilmesi, duruşmada taraflara okunması, okunduğunun da duruşma tutanağına yazılması ve ondan sonra tutanağın taraflarca imzalanması gerekmektedir. Burada sulh sözleşmesinin içeriğinin ayrıca duruşma tutanağına geçirilmesine de gerek yoktur. Çünkü duruşma tutanağına eklenen belgeler de tutanak hükmündedir.
Sulhun etkisi HMK’nın 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Şu hâlde mahkeme içi sulh, mahkeme tarafından bir hüküm verilmesine gerek olmaksızın davayı sona erdirir. Tarafların sulh yapmaları durumunda mahkeme sulh sözleşmesine göre karar verecek; taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezlerse “karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek suretiyle yargılamaya son verecektir. Diğer bir deyişle, mahkeme içi sulh davayı kendiliğinden sona erdirdiğinden mahkemenin bu sonucun ortaya çıkmasını sağlamak için ayrıca bir hüküm vermesine de gerek yoktur. Zira sulhun temel işlevi hükmün tamamlayıcısı olmak değil; hüküm yerine geçmektir. Dolayısıyla sulhun bizzat kendisinin ayrıca bir mahkeme hükmü verilmesine gerek olmaksızın doğrudan doğruya davayı sona erdirmesi doğaldır. Bu bakımdan mahkemenin vereceği “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı” davanın sulh nedeniyle konusuz kaldığını tespit ve tevsikten öte bir anlam taşımayacaktır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin 2020/9 Esas, 2020/311 Karar sayılı ilamı) Bu kapsamda taraf vekillerinin beyanları doğrultusunda dava sonrası sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Dava sonrası sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Talep gibi, taraflar aleyhine/lehine yargılama gideri ile vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı davanın başında peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin, sulh olgusu da dikkate alınarak 1/2 oranında olmak üzere 780,00-TL davacıdan, 780,00-TL davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, Tarafların yokluğunda, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/09/2022

Katip …

Hakim …