Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/162 E. 2023/465 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/162
KARAR NO : 2023/465

DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 8. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden 30.01.2016 tanzim, 02.07.2016 vade tarihli 15.000,00 TL’ye bedelli bonoya dayanarak müvekkili aleyhine 13/07/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığını, bononun altında yer alan imzanın davacı …’e ait olmadığını, bononun müvekkilinin imzası taklit edilerek hukuka aykırı bir şekilde davalı … tarafından düzenlendiğini, davalı …’ın vefat ettiğini öğrendiklerini, … 12. Sulh Hukuk Mahkemesi …E … K ve 24.03.2022 tarihli gerekçeli karar ile …’ın mirasçılarının davalılar olduğunun tespit edildiğini belirterek, öncelikle kötü niyetle açılan takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda ise müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyetli ve haksız takip nedeniyle % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların tacir olmadığını, uyuşmazlığın da ticari bir dava olmadığını, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, senet sahte ise kimin tarafından düzenlendiğinin davacı tarafından bilinebilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, kötüniyetli olan davacının İİK.nun 72/4. Maddesi gereğince takip miktarının %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; dava ve takip konusu bonodaki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı olarak, borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır.
2004 sayılı İİK’nın 72.maddesi gereğince; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
Davalının … 8. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 13/07/2016 tarihinde, davacı aleyhine, dava konusu senede dayanarak, 15.000,00.-TL asıl alacak, 29,59.-TL işlemiş faiz, 45,00.-TL Komisyon olmak üzere toplam 15.074,59.-TL üzerinden kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında arasında üzerinde uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davalının dava ve icra takibine konu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Davacı taraf, dava ve icra takibine konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını söylemektedir.
Dava ve takip konusu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığının incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden rapor istenmiş, verilen 12.04.2023 tarihli raporda “…İnceleme konusu senette zatılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’ün eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği…” bildirilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.02.2022 tarih ve 2021/19-659 E. 2022/82 K.sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere: Menfi tespit davası, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir (İİK. Md. 72). Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (md.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu halde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (mesela borcu) sadece inkar etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK. md. 190; TMK. md. 6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukuki ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Emsal; Yargıtay HGK.nun 01.03.2023 tarih ve 2022/221 E. 2023/134 K.ile Yargıtay 11.HD.nin 13.02.2023 tarih ve 2021/6349 E. 2023/814 K. Yargıtay 20. HD.nin 27.05.2019 tarih ve 2019/2494 E. 2019/3652 K.).
Her ne kadar kısa kararda hükmün miktar itibariyle kesin olmasına rağmen sehven istinaf kanun yolunun açık olduğu yazılmış ise de bu hata gerekçeli kararda tashih edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelince; ispat yükü kendisinde olan davalı alacaklı, dava ve icra takibine konu senetteki keşideci imzasının davalıya ait olduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenle şüpheden davacı taraf yararlandırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … 8.İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasına konu 30/01/2016 tanzim, 02/07/2016 vade tarihli, 15.000,00-TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı davalı … olan senetten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davalı icra takibinde kötü niyetli bulunduğundan, dava değeri üzerinden %20 hesabıyla 3.000,00-TL kötü niyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.024,65-TL olup, peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 638,50-TL, ATK bilirkişi ücreti 2.228,00-TL’den oluşan 2.866,5‬0-TL yargılama gideri ile 80,70-TL başvuru harcı, 256,17-TL peşin harç toplamı 3.203,37‬-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK.nun 341/2.maddesi gereğince, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/05/2023

KATİP …

HAKİM …