Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2022/420 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/16 Esas
KARAR NO : 2022/420

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2010
KARAR TARİHİ : 30/05/2022

Mahkememizin 2010/494 E 2012/282 K sayılı kararının Yargıtay (Kapatılan) 19.HD’nin 2017/1623 Esas 2019/544 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine Mahkememizin 2022/16 Esasına kaydedilen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı (temlik eden )vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, borcun ödenmemesi üzerine davalılara 30.10.2007 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarname sonuç vermeyince … 12.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, bu takip nedeniyle icra dosyasına kısmi ödeme yapılıp kalan kısma itiraz edildiğini, itiraz edilen kısımla ilgili … 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında devam eden itirazın iptali davası bulunduğunu, teminat mektubu komisyonları yönünden oluşan alacak için ise işbu davanın konusu olan … 13.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından ayrı bir icra takibi başlatıldığını, bu icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini öne sürerek, itirazın iptali ile davalılar aleyhine % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 12/03/2008 tarihine kadar olan taleplerin … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası ile hüküm altına alındığını, buradaki talebin bundan sonrası için olması gerektiğini, alacağın fazlası ile ödenmiş olacağını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi alacak talebiyle, asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 13.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. Davalılar hakkında 8.491,20.TL ‘nin , 5.199,70.TL ‘lik kısmına 23.11.2009 ‘dan itibaren işletilecek % 87,5 temerrüt faizi ve faizin gider vergisi ile birlikte tahsili için takip başlatıldığı, davalıların yasal süresi içerisinde borca itirazları ile takibin durduğu, davalıların itirazlarından daha önce … 12.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından yapılan takip nedeniyle borcun fazlası ile ödendiğinin belirtildiği, itiraz ve takibin durması üzerine itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalıların delil olarak gösterdiği … 12.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası, dosyada yapılan tüm tahsilatların ve en son kapak hesabını gösterir şekilde getirtilerek dosyamıza eklenmiştir. Sözkonusu dosyada, daha sonraki icra takibini etkileyecek şekilde herhangi bir fazla tahsilatın yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2010/494 E dosyasıyla açılan davada yapılan yargılama sırasında, davacı vekilince alacağa dayanak Genel Kredi Sözleşmesi, teminat mektubu fotokopisi, davalılara gönderilen ihtarname ve tebliğ şerhleri ile faiz talebine ilişkin belgeler dosyaya sunulmuş ve incelenmiş, dosya kapsamı ile banka kayıtları üzerinde bankacılık finans uzmanı bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır.
Mahkememizin 2010/494 E 2012/282 K sayılı kararıyla;
“Dosya kapsamı ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak 05.07.2011 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapora davacı vekili ile davalı … vekilinin itirazları nedeniyle ve raporun dosya kapsamına uygun düşmemesi nedeniyle mahkememizin 09.12.2011 tarihli ek ara kararı doğrultusunda, daha önceki icra takibinde Kasım 2017 tarihine kadar teminat mektubu devre komisyonları da talep edilmiş olduğu gözetilerek, sonraki dönem için devre komisyonları ve faizlerinin denetime elverişli hesabı yönünden 10.02.2012 tarihli ek rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere; davacı banka ile davalı şirket arasında 20.06.1995 tarihli 2.500,00.TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup, diğer davalılar da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarından borçtan sorumludurlar. Bu sözleşme nedeniyle davalı şirkete 01.04.1994 tarihinde muhatabı … olan 210,00.TL bedelli teminat mektubu verilerek kullandırılmıştır. Teminat mektubu 12.05.2010 tarihi itibariyle iade edilmiştir.
Teminat mektubunun işi bittiğinde çıkış işlemlerini ve bankaya iadesini gerçekleştirme sorumluluğu krediyi kullanan borçluya aittir. Teminat mektupları garanti akdi niteliğinde olup, teminat mektubunu düzenleyen banka, lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkinin dışındadır. Teminat mektuplarının mer’i olduğu dönemlere ilişkin davacı bankanın sözleşme kapsamında davalıdan komisyon talep etme hakkı mevcuttur.
Başlatılan icra takibinde sözkonusu teminat mektubunun 01.01.2003 ile 29.12.2009 tarihleri arasında işlemiş teminat mektubu komisyonları, taahhuk tarihlerinden itibaren işlemiş faizleri , ihtiyati haciz masrafı ve vekalet ücretinin talep edildiği görülmektedir. Oysa daha önce … 12.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında Kasım 2007’e kadar taahhuk etmiş teminat mektubu komisyonlarının talep edildiği anlaşıldığına göre, uyuşmazlığa konu icra takibinde ancak Kasım 2007’den sonraki dönemde tahakkuk etmiş bulunan teminat mektubu komisyonları ile teminat mektubu komisyonlarının gecikme faizleri istenebilir.
Düzenlenen 10.02.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda bir kısım hesaplamalar yapılmış ise de, bu hesaplamalarında kısmen hatalı olduğu görülmekle mahkememizce resen hesaplamalar yapılmıştır. 21.11.2007 tarihinden sonraki dönemde 8 adet devre komisyonu talep edilmesi mümkün olup, hesaplanan devre komisyon tutarı 294,00.TL ‘dir. Bu miktar ayrıca takip tarihi itibariyle asıl alacağı da teşkil etmektedir. Zira sonraki dönem devre komisyonları için ayrıca temerrüt ihtarnamesi gönderilmemiştir. Ancak davalıların daha önce gönderilen 30.10.2007 tarihli ihtarname nedeniyle temerrüt durumu devam etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 41 ve 45.maddeleri gereğince davacının % 70 cari faizin % 25 fazlası oranında olmak üzere yıllık % 87,50 oranında temerrüt faizi talep etmesi mümkündür. Her bir devre komisyonu taahhuk tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi tutarı 291,95.TL ve faizin % 5 BSMV’si 14,59.TL olarak hesaplanmış olup, davacının icra takip tarihi itibariyle toplam alacağı 600,54.TL’ dir. Davacının ikinci icra takibinde bunun dışında herhangi bir bakiye alacak veya ihtiyati haciz masrafı altında ayrıca ek taleplerde bulunması haksız bulunmuştur. ” gerekçeleriyle hüküm kurularak, TBK md 88 ile md 120 gereği takip sonrası asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi oranının avans faizi oranının iki katıyla sınırlandırılması gerektiği gerekçesiyle birlikte;
“1-Tahsilde tekerrür etmemek üzere davalıların … 13.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibine itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 600,54.TL üzerinden devamına, asıl alacak 294,00.TL’ye takip tarihi 29.12.2009 tarihinden itibaren yıllık % 87,50 temerrüt faizi ve faize % 5 gider vergisi uygulanmasına,
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanununun 120.maddesi gereğince ticari işlerde işletilecek temerrüt faizi üst sınırı avans faizinin iki katı olarak sınırlandırıldığından , 01.07.2012 tarihinden avans faizi oranının iki katı aşılmamak suretiyle temerrüt faizi ve faize % 5 gider vergisi uygulanmasına,
2-Kabul edilen alacak belirli ve likid bulunduğundan % 40 icra inkar tazminatı tutarı 240,21.TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Koşulları bulunmadığından reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yerolmadığına” karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/1623 Esas 2019/544 Karar sayılı ilamıyla davacı vekilinin temyiz istemi kabul edilerek;
“Dava, teminat mektubu komisyon alacağına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişiden asıl ve ek rapor alınmasına rağmen, bilahare bunlar hükme dayanak yapılmaya elverişli bulunmayarak, resen yapılan hesaplama sonucunda yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmiş ise de, mahkeme gerekçesinde yapılan hesap yöntemi, denetime elverişli değildir. Konu bankacılık dalında uzman bilirkişi tarafından değerlendirilebileceğinden, uzman bilirkişiden rapor alınarak, mahkemece raporun benimsenmemesi halinde oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak sureti ile uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde denetime elverişsiz olarak karar verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası dosya Mahkememizin 2022/16 E sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya Yargıtay’da temyiz aşamasındayken, davacı … AŞ tarafından tüm alacağın … AŞ’ye temlik edilmiş olduğu beyan edilerek devir protokolü ve ekleri dosyaya sunulmuş, dava konusu alacağın temlik edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamının taraflara tebliği aşamasında, davalı şirketin ticaret sicil kaydının dava derdest iken 2013 yılında tasfiye üzerine terkin edilmiş olduğu tespit edildiğinden, usule uygun taraf teşkili sağlanıp tebligat yapılabilmesi için davacı temlik alan vekiline ara kararla süre verilerek ihya davası açıp Mahkememize bildirmesi gerektiği ihtar edilmiş, davacı vekilince … 2.ATM … Esas dosyasında açılan ihya davasında davalı şirketin, mahkememiz dosyasıyla sınırlı olmak üzere ek tasfiye suretiyle ihyasına dair karar verilmiş olduğu, davada müteselsil kefil sıfatıyla davalı olan …’nın şirkete tasfiye memuru olarak Mahkemece atandığı, kararın kesinleştiği hususları dosyanın Uyap kayıtları getirtilerek tespit edilmiş, usule uygun tebligatlar tamamlandıktan sonra bozma ilamına uyup uymama hususunda taraf beyanları alınmış, usul ve hukuka uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, gider avansı eksiği davacı vekiline tamamlatılmıştır.
Davacı vekilince Mahkememize sunulan 31/03/2022 tarihli mazeret bildirim dilekçesinde “dava konusu borcun dava dışı … tarafından ödendiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, yokluğunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettikleri, davalıların kendilerinden yargılama gideri-vekalet ücreti talep etmemeleri halinde, davalılardan vekalet ücreti-yargılama gideri talepleri bulunmadığı” beyan edilmiş, bu beyan üzerine davalı … vekillerince, müteselsil kefil sıfatıyla asaleten ve davalı şirketi temsilen tasfiye memuru sıfatıyla davacıdan vekalet ücreti-yargılama gideri talepleri bulunmadığı beyan edilmiş, diğer davalılara beyanda bulunmaları için çıkarılan tebligatlar iade gelmişse de, vekilleri ve yaptıkları yargılama gideri bulunmamakla, sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; takip ve dava konusu borcun tamamen ödendiği davacı temlik alan vekilince beyan edildiğinden, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, talep gibi yargılama giderlerinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına ve tarafların lehine/aleyhine vekalet ücreti-yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Aynı sebeple icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı talep edenlerin bu talepleri hakkında da karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına, tarafların lehine/aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davalılardan … vekillerinin yüzüne karşı, davacı vekili ve diğer davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır