Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2023/438 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2023/438

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili hakkında … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla alacak takibi yapıldığını, müvekkilinin takibe konulmuş olan senetlere ilişkin alacağın muhatabı olmadığını, Müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı gibi anılan senete imza atmadığını, söz konusu senedin müvekkilinin gıyabında art niyetli olarak düzenlendiğini ve davalı tarafından müvekkili yerine imza atılmak suretiyle hazırlanarak takibe konulduğunu, … 18. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelendiğinde söz konusu senette yer alan imzanın müvekkilinin sunulan vekaletname suretinde bulunan imzası ile dahi örtüşmediğini, davalının senedi düzenlerken müvekkilinin imzasını taklit bile etmediğini, tamamen karalama usulü bir imza ile müvekkilini borçlu duruma düşürmek istediğini, müvekkilinin imzasının tespiti amacıyla ilgili resmi ve özel kurumlar ile müzekkere yazılarak müvekkilin değişik kurumlarda kullanmış olduğu imzanın tespit edilmesini, böylece senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığının açıkça ortaya çıkacağını, ilgili icra dosyası incelendiğinde davalının asıl alacağa %9 olan yasal faiz yerine haksız ve usulsüz bir şekilde mevduata uygulanan en yüksek faiz olan %24 oranında faiz talep ettiğini, bu durum da davalı yanın kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, Menfi tespit istemine ilişkin talepleri hakkında öncelikle zorunlu olması hasebi ile arabulucuya başvurulduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde tarafların anlaşamadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine ve takibin iptaline, davalının %20 den az olmamak koşuluyla kötüniyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının takibe konulmuş senetlerin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu reddederek, senetlerin müvekkili tarafından kendi yerine imzalanarak takibe konduğunu iddia ettiğini, Bu iddianın kesinlikle gerçek dışı olduğunu, … 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu senet altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağı, yapılacak inceleme sonucu imzanın borçluya ait çıkması halinde, borçlunun takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talebinde bulunduğunu, işbu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, takip alacaklısı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için takibin haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerektiğini, asla kabul anlamına gelmemekle takibe konu senetlerin altındaki imzaların borçluya ait olmasa dahi bunun bilinmesinin müvekkilinden beklemeyeceği, açıklanan nedenlerle yapılacak imza incelemesi neticesinde takibe esas senet altındaki imzaların davacıya ait olması halinde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı borçlunun kötüniyet tazminatı talebinin reddine, dava sonucunda davacı tarafın haksız çıkması halinde davacı aleyhine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 18. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, davaya konu senet asılları, imza örnekleri, karşılaştırmaya elverişli ıslak imzalı tüm belge asılları ve … Arabuluculuk Bürosu …Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, imza incelemesi için Grafoloji ve Sahtecilik Konularında uzman Kriminalistik ve Adli Bilimler Uzmanı Grafolog …’ya edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ve Mukayese Tablo’larıyla da desteklenen olumsuz bulgulara atfen inceleme konuları; 1- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahıs olan, 15.04.2009 düzenlenme ve 15.10.2009 tediye tarihli, “220” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 2- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahıs olan, 15.04,2009 düzenlenme ve 15.11.2009 tediye tarihli, “220” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 3- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahıs olan, 15.04.2009 düzenlenme ve 15.12.2009tediye tarihli, “120” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı,4- Borçlusu “…”, alacaklısı “…” isimli şahıs olan, 15.04.,2009 düzenlenme ve 15.01.2010 tediye tarihli, “120” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 5- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahis olan, 15.04.2009 düzenlenme ve 15.02,2010 tediye tarihli, “120” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 6- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahiıs olan, 15.04,2009 düzenlenme ve 15.03.2010 tediye tarihli, “120” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 7- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahis olan, 15.04.2009 düzenlenme ve 15.04,2010 tediye tarihli, “120” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, 8- Borçlusu “…” alacaklısı “…” isimli şahıs olan, 15.04.2009 düzenlenme ve 15.05.2010 tediye tarihli, “1220” Yeni Türk Lirası / “Yüz yirmi” Yeni TL meblağlı, senet aslı, Ön yüzlerinin düzenlenme tarihleri altında “…” adına atılı borçlu imzalarının, … isimli şahsın dosya içerisindeki mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli şahsın eli mahsulü olmadıkları yönünde kanaat ve sonuca varılmıştır …” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi kök ve ek rapor taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir
Dava, icra takibinden sonra açılan kambiyo evrakı olan takibe konu bonolardaki imza inkarı / sahtelik hukuksal sebebine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
… 18. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; takip alacaklısının davalı, takip borçlusunun ise davacı olduğu, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde toplam 1.185,96 TL alacak üzerinden icra takibine girişildiği, takibe dayanak belgelerin ise 15/10/2009 vade tarihli 120,00 TL, 15/11/2009 vade tarihli 120,00 TL, 15/12/2009 vade tarihli 120,00 TL, 15/01/2010 vade tarihli 120,00 TL, 15/02/2010 vade tarihli 120,00 TL, 15/03/2010 vade tarihli 120,00 TL, 15/04/2010 vade tarihli 120,00 TL, 15/05/2010 vade tarihli 120,00 TL bedelli toplam 8 adet bono olduğu görülmüştür.
İcra takibine dayanak bonoların tamamında, davacı …’ın düzenleyen, davalı …’ün ise lehtar olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, dava konusu bonolardaki düzenleyen imzasının kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı taraf ise imzaların davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın temeli, bonolarda inkar edilen imzanın davacıya ait olup olmadığı, imzanın davacıya ait olmaması halinde sahteliğe dayalı bu definin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
İhtilafın çözümlenmesi amacıya gerekli araştırmalar yapılmış, bu kapsamda Mahkememizce tüm bono asılları getirtilmiş, davacının karşılaştırmaya elverişli tüm ıslak imzalı belge asılları toplanmış, ayrıca davacının bol sayıda imza örnekleri alınmış, akabinde bonolar üzerinde grafolog bilirkişi vasıtasıyla imza incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporu ile bonolardaki imzanın davacı …’ın eli ürünü olmadığı / imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiştir. (Bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığı çıplak gözle yapılan muayenede dahi anlaşılabilmektedir). Böylece; davaya konu bonoların davacı tarafından düzenlenmemesi / imzanın davacıya ait olmaması sebebiyle davacının düzenleyen sıfatıyla dava konusu bonolardan ve icra takibine konu borçtan herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bu aşamada belirtmek gerekir ki, davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunarak yeniden inceleme yapılmasını talep etmiş ise de; rapor içeriğinde yapılan incelemenin ve tartışmanın ayrıntılı olduğu, mukayeseye esas alınan belgelerde tanzim tarihinden önce belgelerin de bulunduğu, raporun 4.sayfasında ve 6.sayfasında bu imzanın “resim 4” ibaresi ile ayrıca gösterildiği, imzaların tablolar halinde tüm dönemler karşılaştırılarak, kapsamlı şekilde açıklandığı, kaldı ki davacının imzasının zaman içerisinde gelişiminin dahi raporda grafoloji bilimi açısından yer verildiği, bu kapsamda raporun gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla yeniden rapor alınması yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Davaya konu bonolardaki sahte imzanın hukuksal nitelendirmesine gelince; bilindiği üzere sahtelik def’i, senet metninden anlaşılan mutlak def’ilerden olduğundan iyiniyetli olsa dahi herkese / hamile karşı ileri sürülebilir. (YARGITAY 19.HD. 2013/18072E. 2014/1981K; YARGITAY 19.HD. 2015/9524E., 2016/526K.). Bu nedenle, dava konusu bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyet tazminatı istemi bakımından yapılan değerlendirmede; davaya konu tüm bonolarda lehtarın davalı, düzenleyenin ise davacı olduğu, takibin de taraflar arasında gerçekleştiği, arada başkaca cirantaların ya da kişilerin olmadığı, bu nedenle davalı lehtarın senelerdeki imzanın davacı düzenleyene ait olmayacağını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu, öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1465 E., 2019/79 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, bir kambiyo evrakı olan bononun lehtar, keşideci ve aval veren arasında hazır bulunmaları esasına göre düzenleneceği, dolayısıyla davalı lehtarın senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığını bilen yahut bilmesi gereken kişi olduğu, bu durumu bilerek icra takibine girişen davalı alacaklının davacı borçlu aleyhine takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu, İİK’nın 72/5. maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatından sorumlu tutulması gerekmekle, davalı aleyhine yasal koşulları oluştuğundan kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
Ancak, davanın açıldığı tarih itibariyle 6102 s. TTK’nın 5/A. maddesi uyarınca ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığından, başka bir anlatımla menfi tespit davalarının dava şartı zorunlu arabulucuğa tabi olmaması nedeniyle (Detaylı bilgi için bkz. YARGITAY 19. HD. 2020/85 E. 2020/454 K.) davacı tarafından dava öncesinde arabuluculuğa başvuru yapılarak masraf yapılmasına davacı kendisi sebebiyet verdiğinden bu yargılama giderinin yapılmasına gereksiz yere sebebiyet veren davacı taraftan tahsiline (YARGITAY 6. HD. 2022/3015 E. 2023/1098 K.) karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
Davanın KABULÜ ile;
1-… 18.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyası ile iş bu icra takibine temel teşkil eden bonolardan dolayı ayrı ayrı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle İİK 72/5.maddesi uyarınca yasal koşullar oluştuğundan takibe konu alacağın ( 1.185,96 TL ) %20’si oranındaki 237,19 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 179,90 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 80,70 TL peşin harç, 448,00 TL posta ve tebligat masrafı ve 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.278,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (1.185,96 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 1.185,96 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığı halde bu yola başvurularak gereksiz yere yargılama gideri yapılmasına sebebiyet verdiğinden davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır