Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/99 E. 2021/427 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/99 Esas
KARAR NO : 2021/427

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirketle hiçbir bağlantısı bulunmayan borçlu …’ ye karşı başlatılan icra takibi kapsamında; 17/11/2019 tarihinde müvekkili şirketin yine mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan bir önceki faaliyet adresi olan ”…” adresine hacze gelindiğini, müvekkili şirket ile … arasında herhangi bir bağlantı bulunmadığı ifade edilmesine ve müvekkili şirket vekilince 2016 yılına ait müvekkili şirket iştiraklerinden … A.Ş. ile … arasındaki cari hesap kaydının ”0” olduğu gösterilmesine rağmen müvekkili şirkete ait menkul mallar üzerinde haciz işlemi yapılarak söz konusu malların yed-i emin olarak bırakıldığını, icra memuru tarafından borçlunun bulunmadığı ve borçlu ile hiçbir ilişkisi olmayan müvekkili şirket adresinde haciz yapılmış olması nedeniyle alacaklı vekiline söz konusu 3.kişi konumundaki müvekkili şirket adresindeki malların borçluya ait olduğunun ispatı konusunda İİK 99. maddesi gereğince süre verilmesi gerekirken sehven sanki haciz borçlunun yedinde ya da adresinde yapılıyormuş gibi ve söz konusu menkul malların da borçlu yedindeymiş de müvekkili şirketin bunlara karşı istihkak iddiasında bulunuyormuş gibi dosyanın İcra Mahkemesine gönderildiği ve mahkeme tarafından da takibin devamına karar verilmiş olup, anılan karar uyarınca karşı taraf şirket tarafından 20/12/2019 tarihinde müvekkili şirketin faaliyet adresine gelinerek bu defa muhafaza yapılacağı tehdit ve baskısı uygulanması üzerine müvekkili şirket tarafından ihtiraz- i kayıtla dosyaya borcu olan 152.613,05 TL ödendiğini ve ödeme ile paralel şekilde … 6. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında tedbir talepli istihkak davası açılmış ise de, mahkeme tarafından tedbir talebinin değerledirilmesi aşamasında davalı tarafça icra dosyasının müdürlüğe indirilerek ihtiraz- i kayıtla ödenen 152.613,05 TL’ nin müvekkili şirketin herhangi bir alakasının bulunmadığı icra dosyasında alacaklı konumunda olan … A.Ş. tarafından tahsil edildiğini, tedbir kararının ise tahsilattan sonra verildiğini, bu nedenlerle … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili şirkete ait menkul mallar üzerinde yapılan haciz işleminin önlenmesi için ihtiraz-i kayıtla ödenen ve İcra Müdürlüğüne de mahkeme tarafından tedbir kararı verilmesinden önce davalı şirkete ödenen 152.613,05 TL’ nin ödeme tarihi olan 20/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını, davacının dosya borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açmasının gerektiğini, çünkü davacı 3.kişinin icra dosyasına borcunu ödemesi nedeniyle dosya borçlularının borçtan kurtuldukları ve sebepsiz zenginleştiklerinin açık olduğunu, alacaklının ise gerçek bir borca dayanan alacağını tahsil ettiği ve bu tahsilatı İİK’ nın ve TTK’ nın kendisine tanıdığı talep ve müracaat haklarını kullanarak ve mahkeme kararına dayanarak sağladığı ve dolayısıyla sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığının ortada olduğunu, bu nedenlerle davacının icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmadığından İİK md. 72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ilişkin ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğinden bu eksikliğin aktif husumet yokluğu sebebi teşkil ettiğinden HMK md. 115 gereğince açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi halde açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından dolayı ödemiş olduğu 152.613,05 TL’ nin istirdadı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları ve mevcut delilleri ile birlikte dosya içerisinde mevcut tüm belgeler değerlendirildiğinde;
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalı alacaklı şirketin dava dışı borçludan alacaklı olması nedeni ile dava dışı borçlu hakkında icra takibi yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket bu takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 9 ve devamı maddelerine göre icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2015/16289 Esas 2016/3744 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalı …Ş.’den geri isteme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 2.606,25 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.546,95 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2021

Katip …

Hakim …