Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2023/580 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/96 Esas
KARAR NO : 2023/580

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil şirket aleyhine …. 12.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Müvekkil şirket tarafından süresi içinde icra dosyasına itiraz edilemediğinden haciz tehdidi altında (311 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğine uygun şekilde icra vekalet ücreti üzerinden %20 oranında gelir vergisi tevfikatını da yapılarak) ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 4.012,70 TL’nin ödeme tarihi olan 01.09.2020 itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte iadesi talebiyle huzurdaki dava açıldığını, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı 18/A maddesinin 2. Fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.” düzenlemesi bulunduğunu, dava ticari dava niteliğinde olduğundan Kanunun amir hükmü gereğince dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davalı şirket uzlaşmaya davet edilmiş ancak bir anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafından iade fatura bedeli talebiyle müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirketin icra takibine konu borcu bulunmadığını, davalı ile müvekkil şirket arasında abonelik sözleşmesi imzalanmış olup, söz konusu sözleşme ve hat alım formu dilekçemiz ekindedir.(EK-2,3) Abonelik sözleşmesine göre; … abone numarasına bağlı 25 adet hat bulunmakta olup, söz konusu hatlar 08.05.2019 tarihinde iptal edildiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete taraflar arasında akdedilen sözleşmenin iptali sebebiyle müvekkili şirkete gönderilen 14.01.2019 tarihli iade faturasından kalan 1.147,50 TL ile 31.03.2019 tarihli iade fatura bedeli 499,49 TL, 11.06.2019 tarihli iade fatura bedeli 1028,52 TL olmak üzere toplamda 2.675,51 TL’nin iadesi talebiyle … 6. Noterliği …tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş, söz konusu ihtarnameye cevap verildiğini, davalı tarafından müvekkil şirket aleyhine… 12.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip haksız ve hukuka aykırı olup, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile haciz tehdidi altında ödenen paranın iadesini talep ettiğini, yapılan incelemelerde ihtarnamede bahsi geçen 2500 TL tutarındaki iadenin 1.352,50 TL olan kısmı 15.03.2019 tarihinde nakit olarak davalının iletmiş olduğu banka iban numarasına ödendiğini, kalan tutar olan 1.147,50 TL ise davalının açıkta olan faturalarından mahsuplaştırıldığını, yine ihtarnamede belirtilen yapılan 499,49 TL, 58,51 TL ve 1028,52 TL tutarındaki iadeler, davalının açıkta olan faturalarından mahsuplaşıldığını, söz konusu fatura bedellerine ilişkin davalıya iade ve mahsup işlemleri yapıldığı halde davalı tarafından haksız olarak müvekkil şirket aleyhine söz konusu fatura bedellerinin iadesi talebiyle icra takibi başlatıldığını açıklanan nedenlerle; … 12. İcra Müdürlüğü’ nün …E. Sayılı takibine ilişkin olarak borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 4.012,70 TL’nin ödeme tarihi olan 01.09.2020 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile Davacı taraf arasında akdedilen “3G yedekleme” projesi Davacı tarafından hayata geçirilemediğini, söz konusu projenin muhteviyatı, müvekkiline ait seçili lokasyonlarda kullanılan internet bağlantısının kopması halinde mobil hatların devreye girerek, internet kullanımının aksamamasına yönelik hizmet amaçlanmaktaydı. Ancak söz konusu hizmet Davacı tarafından verilemediğini, buna istinaden, müvekkili …’ın sabırlı bekleyişinin bir sonuca ulaşamaması nedeniyle sözleşmenin iptali gereği hasıl olduğunu, sözleşme kapsamında hizmetten yararlanılamıyorken, davacı, Müvekkili …’a hizmet faturaları gönderdiğini, Proje iptal edildiğinden, davacının bilgisi dahilinde 14.01.2019 tarihinde 2500-TL’lik iade faturası ilk etapta kesildiğini, müvekkili bu iadenin ödemesini beklerken, Davacının takip eden aylarda çıkan iki faturayı bu bedelden mahsup ettiği anlaşıldığını, 31.03.2019 tarihinde 499,49 TL ve 11.06.2019 tarihinde 1028,52-TL bedelli iade faturaları müvekkili … tarafından kesildiğini, bu süreç sonrasında verdiği bir hizmet olmadığının kabulü anlamına gelecek şekilde Davacı, Müvekkilimiz …’a bir fatura kesememeye başladığını,14.01.2019 tarihinde Müvekkilimiz … tarafından kesilen 2500-TL’lik iade faturasının 1352,50-TL’si Davacı tarafından ödendiğini, kalan 1147,50 TL ve iade faturasına konu olan 499,49 TL – 1028,52 TL’lik tutarlar içinse icra takibine geçme gereği hasıl olmuş ve 2.675, 51 TL asıl alacak olmak üzere işlemiş faizleri ile birlikte Genel Haciz Yolu ile takip başlatıldığını, davacı dilekçesinde zaten kesilen 2500 TL’ lik iadenin 1352,50 TL’ sinin 15.03.2019 tarihinde ödendiğini, kalan 1147,50 TL’ lik kısmın da ocak 2019 Şubat 2019 faturalarına istinaden mahsuplaştırıldığını, bu yönüyle Davacının borcu olmadığı yönündeki menfi tespit taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı kendi ifadeleri ile de açıkça kabul edildiğini, taraflar arasında projenin hayata geçirilememesi nedeniyle ve anlaşma sağlanarak sözleşmenin/projenin iptal edilmesi halinde, dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde müvekkili …’a kullanmadığı bir hizmetin faturaları kesilmiş ve gönderildiğini, vermediği bir hizmet dolayısıyla, herhangi bir gerekçesi ve dayanağı olmadan Davacının iade faturalarına rağmen ya tutarsa saiki ile mahsuplaşma yapması sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu, davacının bu tutumunun, sözleşme ilişkisinin anlaşılarak ve teyitleşilerek sona erdirilmesi ve Müvekkilimiz tarafından buna istinaden iade faturalarını kesmesine rağmen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu takibe başlamakta Müvekkilimiz … gayet haklıdır. Öyle ki asıl alacak ve faizlerle birlikte davacı tarafından ödenen 4.012,70 TL’lik borca ilişkin işlemiş faizler açısından da sorumluluk davacıya ait olduğunu, davacı herhangi bir ihtirazı kayıt koymadan dosya borcunu ödediğini, bu da borcun kabul edildiği anlamına geldiğini açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz usul ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava, davacının icra tehditi altında yapılan ödemelerin iadesi için istemli istirdat davasına ilişkindir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık;taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri kapsamında davacı tarafından -davaya konu edilen faturalar kapsamında-davalıya hizmet verilip verilmediği, bu doğrultuda davalı tarafından davacı aleyhine girişilen icra takibinde tarafların haklılık durumunun tespiti ile … 12. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında davacı tarafından ödenen 4.012,70-TL’nin davacıya iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
İİK’nun 72/7 maddesi “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. İstirdat davasında icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir.
İcra İflas Kanununun 72. maddesinde öngörülen istirdat davası, TBK’nun 77 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat ( sebepsiz zenginleşme) davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır.
Bilindiği gibi; geri alma davası, icra hukukunun bir kavramı olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk yönünden çözümleyen bir yoldur (davadır) Bir ”eda davası” olan bu dava, nitelikçe sebepsiz ” iktisap davası ‘na benzemektedir. Ne var ki, burada borçlu, 6098 sayılı TBK. madde 78’de öngörülen ilke hilafına, ”kendini borçlu sanarak hataen ödeme yaptığını ispatla yükümlü değildir. Bunun nedeni, ödemenin icra zoru ile yapılmış olmasıdır. Geri alma davasının amacı, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazın kaldırılmış olması sebebiyle aleyhine kesinleşen icra kovuşturması dolayısıyla, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri alınmasını sağlamaktır. Çünkü, ödeme emrine zamanında itiraz edilmemesi ya da edilip de itirazın kaldırılması üzerine ödeme emrinde yazılı miktarın ödenmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, sadece icra hukuku yönünden sonuçlanır. Maddi hukuk yönünden ise uyuşmazlık kesin olarak sona ermiş olmaz. Görülüyor ki, maddi hukuk yönünden bir ”eda davası” niteliğindeki bu davanın konusu, öncelikle ödeme emrindeki alacağın, aslında var olmadığı ya da hukuken borçluyu ilzam eder nitelikte bulunmadığı yönlerinin ispatı ile ilgilidir. Şu halde, borçlu alacaklıya karşı hiçbir surette borçlanmadığını bu davada ileri sürebileceği gibi, borçlanmış olsa bile, bunun butlan sebeplerinden biri ile sakatlanmış (malul) olduğunu veya borcun ifa edildiğini ve bu nedenle hukuken sorumlu olmadığı bir parayı ödemiş olduğunu ileri sürebilecektir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.HD 2017/178 Esas, 2017/336 Karar sayılı ilamı)
İcra tehditi altında yapılan ödemelerin iadesi için İİK 72/7.m. uyarınca ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede istirdat davası açılması gerekmekte olup, somut olayda davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı açıktır. Hükümde düzenlenen 1 yıllık süre hak düşürücü süre olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
… 12. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapılan ödemeye ilişkin tahsilat makbuzu yani borçlunun icra dairesine dosya borcunu ödeme tarihi 01.09.2020′ dir. İcra İflas Kanununun 72/7. maddesine göre istirdat istemi ödemeden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Eldeki dava 02.02.2021 tarihinde, 1 yıllık hak düşürücü süre geçilerek açılmıştır.
İstirdat davası İİK 72/7. maddesinde düzenlenmiştir. Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da, itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibi ile ve menfi tespit davası da açmaması sonucu, gerçekte borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalırsa, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir.
İstirdat davasının açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına rağmen itirazın kesin olarak kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, nakten yada malların haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınması, ikinci şart ise, borçlu olunmayan bir paranın cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınmış olmasıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44.HD 2020/322 Esas, 2021/691 Karar sayılı ilamı)
Dosya kapsamı itibariyle istirdat davasına yönelik ilk şart gerçekleşmiş olduğundan ikinci şartın tetkikine davacının ödediği bedel yönünden borçlu olup olmadığının da incelenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında talimat ve esas yoluyla bilirkişi raporları alınmıştır. … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla 1.Asliye Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Davalı … Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen iade faturalarının, davacı…düzenlendiği,
… 12.İcra Md…. E. Sayılı dosyası kapsamında borcun herhangi bir itirazi kayıt konmaksızın ödendiği; davalı … Tic. A.Ş.nin icra takibi başlatmasında haklı olmadığı; davacı … faturalardan ödeme çıkmaması için Davalı … A.Ş.nden kendi düzenlediği faturaların tutarlarını sıfırlayacak şekilde iade fatura düzenlemesini talep ettiği, ödeme emrine konu 14.01.2019 tarihli iade faturasından kalan tutar 1.147,50 TL. İle 31.03.2019 tarihli iade faturası tutarı 499,49 TL ve 11.06.2019 tarihli iade faturası tutarı 1.028,50 TL, davacı … A.Ş.nin düzenlediği fatura tutarlarını karşılamaktadır.
Davacı tarafından iade faturaları, kendi düzenlediği faturalardan mahsup edildiği ve tarafların faturalaşma suretiyle mahsuplaştığı; davacı … A.Ş. tarafından, yaşanılan sorunun çözümlenmemesi nedeniyle, davacının bu şekilde düzenlediği faturalara ödeme talep etmeyip iade faturalarıyla mahsuplaşma yoluna gittiği, Davalı … A.Ş.nin Davacı … A.Ş.nden alacağı olmadığı ve davacı …A.Ş tarafından
… 12.İcra Md…. E. Sayılı dosyasına ödenen 4.012,70 TL.nin davacıya iadesinin gerektiği;” şeklinde rapor tanzim edilmiş; Elektronik ve Haberleşme Mühendisi …’ dan oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi ile, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve tüm dosya kapsamında talimat mahkemesinden alınan rapor içeriğide gözetilerek davacı defterlerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının dava konusu istirdat talebine ilişkin bir alacağının bulunup bulunmadığı hususunda birleştirici mahiyette rapor tanzimi istenmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ; Taraflar arasında 30.10.2017 tarihinde düzenlenmiş … ile 30.10.2017 tarihinde düzenlenmiş HAT ALIM FORMU imzalandığı ve taraflar arasında hizmet ilişkisi olduğu, taraflar arasında 3G YEDEKLEME PROJESİ adlı sözleşmenin akdedildiğine dair belgeye rastlanılmadığı davacı tarafından tanzim edilen 4.012,70 TL fatura bedellerinin HAT ALIM FORMU adlı 25 adet hattın sözleşmesine istinaden düzenlendiği, tarafların faturalaşma suretiyle mahsuplaştığı; davalının iade faturalarına dayanak bir alacağının mahsuplaşma işlemi sonunda bulunmadığı, hizmet veren davacının mahsup amaçlı iade faturası talep ettiği; faturalaşma suretiyle mahsuplaşıldığı hususunun mali bilirkişilerce hem talimat hem esas mahkemesinde alınan raporlar ile sabit olduğu; davacının iade fatura bedellerini kısmen ödediğine dair banka dekontunun dosya kapsamında bulunduğu; bakiye bedellerin ise davalının ödenmeyen hat alımına ilişkin faturalar ile mahsup işleminin yapıldığı, davalı yanca daha önce ödenen ve iade faturaları ile ilişkisi olmayan ödemelerin ise GSM hat alımına ilişkin olduğu dolayısıyla cevap dilekçesinde zikredilen yedekleme projesinden bağımsız bir iletişim hizmetinin de verilmiş olduğu anlaşılmakla dosya kapsamındaki haberleşme uzmanı ve mali bilirkişilerin denetime açık rapor içeriklerine göre davalının iade faturalarından kaynaklı bakiye bir alacağının bulunmadığı kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile,
Davacının … 12. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile 4.012,70 TL’nin 01/09/2020 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri (4.012,70-TL) üzerinden alınması gereken 274,10 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 68,53 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 205,57 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 68,53 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 216,50 TL, bilirkişi ücreti 2.000,00- TL olmak üzere toplam ‭2.344,33‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan 700,00-TLyargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.012,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/07/2023

Katip

Hakim