Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/859 E. 2023/802 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/859 Esas
KARAR NO : 2023/802

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından … 33 İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında davacı şirket aleyhinde icra takibine geçilmesi üzerine takip baskısından kurtulmak için olmayan borcun ödendiğini, taraflar arasında güvenlik sistemi hizmeti sunumu için 29.12.2017 tarihinde 24 ay taahhüt süreli paket hizmet sözleşmesi imzalandığını, buna göre sözleşme taahhüt süresinin 29 12.2019 tarihinde sona erdiğini, ancak davalı şirketin taahhüt süresi sonrasında da davacı şirkete fatura kesmeye devam etmesi üzerine, taahhüt süresinin bittiği de belirtilerek faturaların kabul edilmediğinin her fatura gönderiminde ve yasal süre içinde elektronik posta/Wassap yazışmaları yoluyla davalı şirkete bildirilmesine rağmen alınmayan hizmetin faturalandırılmasına devam edildiğini, 23.12.2020 tarihli ödeme emrinde 16.12.2020 tarihli ve 23.12 2020 son ödeme tarihli bir adet fatura borcuna istinaden asıl alacağın 9.757,06 TL olduğunun belirtildiği halde dayanak belge sunulmadığını, süreli hizmet taahhüdüne konu güvenlik sisteminin adrese kurulu bir sistem olduğunu, işin sözleşmesinde belirtilen davacı şirket merkezinin 01.02.2018 tarihinde farklı adrese taşındığına ilişkin ilanın 13.02.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığını, sonrasında da başka bir adrese nakledildiğinin 09.01.2019 tarihti Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde neşredildiğini, keza 2019 yılında gerçekleşen adres değişikliğinin … tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini, buna göre süreli taahhüde konu hizmet davalı şirket tarafından fiilen sunulmadığı halde haksız fatura kesilme uygulamasının sürdürüldüğünü beyanla, olmayan borca karşılık cebri icra takibi üzerine ödenmek zorunda kalınan 12.320,00 TL’nin ödeme tarihi olan 26,01,2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte istirdatına ve atacağı %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında mevcut iki adet sözleşmeye dayalı güvenlik sisteminin tüm unsurlarıyla çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, sözleşmeye İlişkin olarak usule uygun fesih bildirimi yapılmadığı nedeniyle sözleşmenin yenilendiğini, davacı şirketin sözleşmenin 27.12.2019 tarihinde sona erdiğine ilişkin beyanının geçeği yansıtmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesinin” talep edilmiş olduğu belirlenmiştir.
Toplanan Deliller:
… Şirketi’nin 2017-2021 yılları arası ait BA/BS formları,
… A.Ş.’ye ait 2017-2021 yılları arası BA/BS formları,
… 33. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası UYAP kayıtları,
… tarafından hazırlanan 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporu,
… ve … tarafından hazırlanan 09/01/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, güvenlik hizmet sözleşmesi dayanak yapılarak davalı defterinde kayıtlı olan 9.757,06-TL’lik alacak ile ilgili başlatılan … 33.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, takip masrafları ile birlikte 26/01/2021 tarihinde icra tehditi altında ödendiği iddia edilen 12.320,00-TL’nin istirdatı talebinden ibarettir.
Kural olarak takip dayanağı faturaya itiraz edilmemesi akdi ilişkinin varlığının kanıtı değildir. Bu nedenle akdi ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını da kanıtlaması gerekir. Ayrıca taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura sayılmaz ve bu belgeye itiraz edilmemesi de bir sonuç doğurmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19/09/2018 Tarih 2017/19-915; 1338). Bir sözleşmeye dayanarak açılan davada fatura düzenleyen kimsenin sözleşmenin varlığını kanıtlaması gerekir. Akdi ilişki davalı tarafından inkar edildiğine göre, davalı akdin varlığını 6100 sayılı HMK’nın 200 ve sonraki maddeleri uyarınca yöntemine uygun kanıtlamalıdır (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 28/02/1997 Tarih 96-4290/2016, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2021/1077 Esas 2021/1040 Karar). Zira fatura sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesi 2020/409 Esas 2021/219 Karar).
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın … no.lu 29.12.2017 imza tarihli ve 24 ay taahhütlü bir hizmet sözleşmesi içeriğinden kaynaklandığı, davalının takibe konu ettiği ve alacağın dayanağını oluşturan hizmetin davacının sözleşmenin sona erdiği 29.12.2019 tarihi sonrasına ilişkin olduğu, diğer taraftan davalı taraf söz konusu sözleşmenin feshine yönelik olarak davacı tarafça TTK kapsamında bir bildirimin yapılmadığı ve taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin 7.2 maddesine göre aynı şartlarda aynı süre ile devam ettiği iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı ile davacı arasında akdedilen ve davalı tarafından davacıya güvenlik hizmeti verilmesini konu edinen 29.12.2017 tarihli sözleşmeye istinaden, davalının 24 ay boyunca davacıya güvenlik hizmeti vermeyi borçlandığı, davacının da bu hizmetin bedelini aylık olarak ödemeyi borçlandığı davalı her ne kadar taraflar arasında iki adet sözleşmenin akdedildiğini iddia etmişse de, ikinci bir sözleşme örneğinin dosyaya sunulmadığı, ibraz olunan 29.12.2017 tarihli sözleşmenin 24 ay süreli olarak akdedildiği, bu nedenle de, 24 aylık sürenin sonu olan 29.12.2019 tarihi itibariyle kendilinden sona erdiği, sözleşme örneğinde davalının sözünü ettiği 7.2 numaralı madde hükmüne rastlanmadığı, sözleşmenin belirli süreli akdedilmesi sebebiyle feshedilmemesi halinde sözleşmenin devam edeceğine dair bir kanaate ulaşılamadığı, kaldı ki sözleşme süresinin bitiminden itibaren davalı şirket tarafından güvenlik hizmetinin davacıya verildiğine dair bir delil de sunulmadığı, nitekim tanzim edilen bilirkişi raporu ile de aynı yönde kanaatin bildirildiği, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu hususları tespit edilmiştir.
Açıklanan bilgiler ışığında, dosya kapsamında bulunan delillere göre, davacının, icra takibi neticesinde ödemiş olduğu 12.320,00 TL’nin, talebi gibi, ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte iadesi gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
1-12.320,00 TL bedelin ödeme tarihi olan 26/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 841,58-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 210,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 631,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 210,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 4.197,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 12.320,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,6100 sayılı HMK’nın 341/2.maddesi gereği miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.31/10/2023

Katip

Hakim