Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/858 E. 2023/446 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/858
KARAR NO : 2023/446

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Taşıma Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/05/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, cari hesap alacağının tahsili amacıyla borçlu/davalı aleyhine … 27. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını, borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığını, talepler zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında elektronik posta ile spot taşıma işi yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma gereğince tasfiye sürecinde olan (dava dışı) … S.A. firmasının… adresindeki üretim hattına ait satın aldıkları makinalarının Türkiye’ye ithalatı için 17.03.2017 tarihinde taşıma ve navlun ücreti konusunda anlaşma sağlandığını, taşımaya konu ithalat işlemi için müvekkili şirketin …Şube Müdürü …ile birlikte 3 teknisyen çalışanlarının …, …, …) makinaların sökülmesi ve vinçler ile yüklenmelerinin sağlıklı yapılması için İspanya’daki yükleme adresinde hazır bulunduklarını, davacının taahhüt ettiği araç sağlama yükümlülüğüne uymadığını, süresi içerisinde araçları yükleme yerinde hazır etmediğini, bu nedenle satıcı tarafından ilave günlük kira, ilave güvenlik ücreti, ilave vinç ücreti gibi masrafların müvekkiline fatura edildiğini, ayrıca İspanya’da bulunan personel için ekstra masraflar (konaklama- yeme içme masrafları) ortaya çıktığını, defaatle verilen yükleme sürelerine uyulmadığından İspanya’da bulunan 4 personelden 3’ünün yurda dönmek zorunda kaldığını, geç yükleme için İspanya’dan personel temin edilmek zorunda kalındığını, davacının yükleme yerinde getirdiği araçlardan … plakalı aracın manevra esnasında yükleme alanının kapısına hasar verdiğini, oluşan bu hasar nedeniyle 600 Euro tamir ücretinin müvekkiline fatura edildiğini, davacının yükleme tarihlerine uymaması nedeniyle oluşan müvekkili şirket zararının 6.248,99 Euro olduğunu, bu tutara dair müvekkili şirketçe davacıya 20.04.2017 tarihli fatura gönderildiğini, davacı tarafından kötü niyetli olarak böyle bir borcu olmadığı gerekçesiyle faturaya itiraz edildiğini belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacının %40 tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari hizmet (Nakliye) ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 27. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 23/05/2017 tarihinde, davalı aleyhine, cari hesaba dayanarak, 6.248,99.-EUR asıl alacak (x4,0336=25.205,93.-TL) üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 30/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 31/05/2017 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 27/12/2021 tarihinde 6.248,99.-EUR asıl alacak (x13,340,28=83.340,28.-TL) üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Hak Düşürücü Süre İtirazları Yönünden;
İcra takibine konu borca İtiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edildiğine dair bir belgeye icra dosyasında rastlanmadığından davanın 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir. Bu yönde yani borca itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine dair icra dosyasında bir karar, kayıt vb. Yoktur. UYAP kayıtlarında da böyle bir işlem yapıldığına dair kayıt bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Bir yıllık hak düşürücü süre öğrenme ile değil, tebliğ ile başlamaktadır. Yargıtay’ın kabulü bu yöndedir (Emsal: Yargıtay 11.HD.nin 23/11/2022 tarih ve 2021/7606 E. 2022/8258 K.ile 07/03/2022 tarih ve 2020/7345 E. 2022/1585 K. ve Yargıtay 3.HD.nin 10/10/2022 tarih ve 2022/4437 E. 2022/7530 K.ile 26/05/2022 tarih ve 2022/3381 E. 2022/5119 K.ile 05/04/2022 tarih ve 2022/620 E. 2022/3140 K.ile 18/11/2021 tarih ve2021/6500 E. 2021/11683 K.ve Yargıtay 19.HD.nin 02/06/2020 tarih ve 2018/1745 E. 2020/730 K.ve Yargıtay 13.HD.nin 05.12.2019 tarih ve 2016/26669 E. 2019/12168 K. Vb). Bu nedenle davalı vekilinin söz konusu itirazı yerinde görülmemiştir.
Zamanaşımı Def’i Yönünden;
Uyuşmazlığa konu taşıma işi 2017 yılında gerçekleştirilmiştir. TBK.nun 146.maddesi gereğince dava konusu uyuşmazlıkta zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden;
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacı tarafından yerine getirilen taşıma hizmetinin kusurlu olarak yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Dosyaya sunulan deliller ve taraflar arasında elektronik ortamda mail yoluyla yapılan yazışmaların içeriğinden davanın dayanağının taşıma işlerine ilişkin anlaşmadan kaynaklandığı görülmektedir. Bu taşıma sözleşmesine (anlaşmasına) göre davalı şirketin İspanya’dan ithal ettiği bir takım kullanılmış emtianın, satıcı (ihracatçı yabancı firma) ile alıcı (ithalatçı davalı şirket) arasında kararlaştırılan zaman periyoduna uygun olarak davalı şirket tarafından talep edilecek araçların, davacı şirket tarafından yüklemeye hazır edilmesi ve istendiği anda taşıma işinin başlatılması kararlaştırılmıştır. Yazışmalardan taraflar arasında bu zamanlamanın önemli olduğu görülmektedir. Zira bu yazışmalar tek tek bilirkişi raporuna yansıtılmıştır. Davacı şirket çalışanı da bu programlamaya uygun hareket edeceklerini açıkça ifade etmiştir.
Davacının sunmuş olduğu navlun faturalarına (16 adet) göre 38.300,00 Euro navlun bedelinin oluştuğu (kararlaştırılan navlun bedeline uygun) ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin bulunduğu davalı şirket tarafından itiraza uğrayan bir husus olmadığı bilirkişi tarafından da tespit edilmiştir. Zaten mahkememizin kabulü de bu yöndedir.
Sorun; Davalının cevap dilekçesinde savunduğu ve iddia ettiği üzere, davacının nakliye hizmetini geciktirmesinden kaynaklı olarak yapılan masraflar ile dava dışı satıcı şirketin kendisinden tahsil ettiği bedelleri (yükleme sırasında verilen hasar) davacı şirkete yansıtarak, davacı şirketin alacağından mahsup edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bilirkişi raporunda; rapor içeriğine alınan mail yazışmalarında, davacı şirkete ilk baştan bir yükleme programı verildiği, bu programa uyulması gerektiği konusunda uyarıldığı ancak davacı şirketin bu programa uygun araç teminini zamanında yapamadığı, yükleme programını zamanında yerine getiremediği gibi davalı şirket ile dava dışı İspanya Firması arasındaki programı da aşarak taşımaları ifa edebildiği, bu nedenle davalı şirketin, dava dışı İspanya firmasına bazı ilave bedeller ödediği ve kendi personeli için de bu gecikme nedeni ile ilave harcamalar yapmak zorunda kaldığı, bunları talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Bu görüş dosya kapsamına uygundur. İtibar etmemek için bir neden olmadığından hükme esas almıştır. Zira, bu husus dinlenen tanık beyanları ile doğrulanan dava dilekçesine ekli harcama belgeleri ile de sabittir. Bu nedenle davalının, zararını talep etme hakkının olduğu kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporunda zararın hesabı ile ilgili olarak; yansıtma faturalarına (iki adet) göre 01-04.04.2017 tarihlerinde araç kiralama bedeli 660,59 Euro, Bina güvenlik kapı hasarı 1.800,40 EURO, kiralanan eleman gideri 3.388,00 Euro, Şaban bey harcaması (günlük 100 EURO x 4=) 400,00 Euro açıklamalı belge olmak üzere toplam 6.248,99 Euro talep edildiği, bu faturaya dayanak oluşturan harcamalardan ilk üç kalemin dayanaklarına göre yerinde olduğu, toplamda 5.188,40 Euro’yu davacı şirketin alacağından mahsup talep edebileceği, ancak Şaban bey harcaması olarak talep edilen günlük 100 Euro’dan dört gün için toplam 400,00 Euro’nun ise belgelerin İspanyolca olmasından kaynaklanan çekince saklı olmak üzere anlaşılabildiği kadarıyla otel bedelinin ve otelde kalma süresince yeme içme gibi giderlerin ayrıca faturalandırılmış olmasından dolayı yerinde görünmediği, her ne kadar otel dışında da bazı harcamalar olabileceği düşünülse bile makuliyet denetimine tabi olduğu ve TBK.nun 51-52.maddesi gereği tazminat miktarında takdiri indirim yapılabileceğinin değerlendirildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Cevap dilekçesine ekli satış fişlerinin gözden geçirilmesinde, bazı fişlerde alkol (61 Eur viski, 4,90 Eur şampanya vb.), çikolata, tahıl suyu, beyaz vazo gibi günlük zorunlu ihtiyaçları aşan, kişisel zevk ve tercihleri içeren harcamalar olduğu göze çarpmaktadır. Bu harcamaları da davacının karşılaması beklenemez. …bölgesindeki otellerin fiyatları ile ilgili olarak hayat tecrübesi ve bilgisi, dosyaya sunulan fatura ve fişlerdeki rakamlar dikkate alındığında günlük konaklama bedeli de dikkate alınarak, yapılan bu 400 Eurodan TBK.nun 51-52.maddesi gereğince % 50 indirim yapmanın hakkaniyetli olacağı kabul edilerek, davacı şirketin cari hesap alacağı olarak talep ettiği 6.248,99 Eurodan yukarıda belirtilen toplam 5.188,40.-Euro + 200,00.-Euro olmak üzere neticeten 5.388,40.-Euronun mahsubu ile davacının 860,59 Euro davacı şirketin alacağının bulunduğu, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de davalının yaptığı harcama ve masrafların kabul edilip edilmeyeceği yapılan yargılama sonunda ortaya çıktığı, diğer bir anlatımla icra takibine ve davaya konu faturaların likit (belirlenebilir) olmadığı düşünüldüğünden icra inkar tazminatı talebi ile davacının kötü niyetli takip yaptığı ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının … 27. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
Takibin 860,59-EURO asıl alacak üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 4/a.Maddesi gereğince devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına değişken oranlarda ödediği en yüksek faiz UYGULANMASINA,
Takip talebindeki alacak likit olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebi ile davacının kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi nedeniyle kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 671,79-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.298,24-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 626,45‬-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 79,50-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00-TL toplamı 1.579,50-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 217,52-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç toplamı) 1.357,54‬-TL’nin toplamı 1.575,06‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 9.200,00-TL maktu vekâlet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 9.852,24-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 181,79-TL’sinin davalıdan, 1.138,21‬-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/05/2023

KATİP

HAKİM