Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/852 E. 2022/796 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/852
KARAR NO : 2022/796

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Umman’da ikamet etmekte olup, …’da faal bulunan şirketinin sahibi olduğunu, İngiltere ülke kodlu telefondan arandığını, arayan kişilerin kendisine “İngiltere’de yatırım faaliyetleri yürüten bir Türk Şirketi olduklarını, kendilerine yatırım amacı ile para göndermeleri halinde, bu miktarların iki üç katı gelir elde edeceklerini, bu yatırımların firmaya ait internet sitesinden takip edebileceklerini” beyan ederek, müvekkili kendi internet sitelerine üye yaptıklarını, ödeme yapması için şüpheli … Tic. Ltd. Şti. Hesap numaralarını bildirdiklerini, müvekkilinin farklı tarihlerde bu şirket hesabına, kendi firmasına ait hesaplardan dolar olarak müteakip kereler toplamda 250.000 dolar ödeme yaptığını, kendisine açılan internet sitesinde yatırmış olduğu miktarları takip ettiğini, her gün internet sitesinde bulunan online hesapta bulunan miktarların katlanarak arttığını gördüğünü, akabinde müvekkilinin birikimlerini bu şirket hesabına yatırmaya devam ettiğini, tüm birikimini bu sisteme güvenerek yatırdığını, kendisine sanal olarak internet sitesinde açıılan hesapta görünen miktarları geri almak istediğinde müvekkile bu ödemeyi şimdi alamayacağı eğer parayı şimdi geri almak istiyorsa 75.000 dolar daha ödeme yapması gerektiği söylendiğinde dolandırıldığını anladığını, müvekkilinin parasının ilk olarak 03/02/2021 tarihinde kendisine ait banka hesabından davalı/borçlu şirkete ait …bak … Iban numaralı hesaba yatırmış olduğu 12.500 Amerikan Dolarının tahsili için … 34. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz edildiğini, Arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile, davalı aleyhinde takip çıkışının %20 sinde aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi olmadığından huzurda bulunan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini gerektiğini, ödeme emrinde takip konusu alacağın “Türk Lirası” karşılığının gösterilmediğini (Emsal; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. HD.nin 30.12.2021 tarih ve 2021/2153 E. 2021/1638 K.), davacı şirket tarafından teminat yatırılmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile yetki sözleşmesi yapılarak yabancı ülke hukuku ve mahkemeleri yetkili kılındığını, 01.11.2020 tarihli sözleşmenin 9.maddesi gereğince MÖHUK 47. Maddesi kapsamında İngiliz Hukuku’nun uygulancağı ve İngiliz Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, davacı tarafından yapılan ödemelerin ticari iş kapsamında yapılmış olup davacının iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, beyanların tamamen kurmaca ve hayal ürünü olup gerçeklerle bağdaşmadığını, davacıya verilen hizmet kapsamı; internet üzerinden çeşitli platformlarda “…,…, …, vs.” kullanılmak üzere bakiye, oyun, ödeme kartları, Bulut Depolama Hizmeti, Google Kampanyalarına Katılım, Arama Motorları Optimizasyonu ve çeşitli hizmetlere aracılık ve tedariki olup, tüm bu hususlar taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer aldığı gibi müvekkili şirket tarafından davacıya karşı tanzim edilen faturalardan da anlaşıldığını, keza teslim belgelerinden de işbu hizmetlerin ücret karşılığında teslim edildiği hususunun sabit olduğunu, dilekçe ekinde sundukları faturalar incelendiğinde görüleceği üzere, mal hizmet açıklamaları “… – … – …” şeklinde belirtilerek davacıya verilen hizmetler karşılığında işbu faturalar usulüne uygun şekilde tanzim edilmiş ve davacı tarafından faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacı tarafından sunulan dekontlarda dahi işbu ödemelerin ticari iş ödemesi olduğunun açıkça göründüğünü, davacı tarafından sunulan dekontlarda, işbu ödemelerin ticari işe istinaden yapılan “İş Ödemeleri” olduğunun açıkça belirtilmiş olup, buradan da davacının iddialarının mesnetsiz ve gerçeklerle bağdaşmadığının açıkça ortada olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacının asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; haksız fiilden kaynaklanan zararın istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 34. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 18/08/2021 tarihinde, davalı aleyhine, dayanak belge sunulmadan, 12.500,00.-USD asıl alacak, 601,03.-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.101,03.-USD üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 02/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/09/2021 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 23/12/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde 13.101,03.-USD (163.693,43.-TL) toplam alacak üzerinden huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının dava ve icra takibine konu ettiği alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi olmadığından huzurda bulunan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini gerektiğini, ödeme emrinde takip konusu alacağın “Türk Lirası” karşılığının gösterilmediğini ileri sürerek usuli itirazda bulunmuştur. Öncelikle bu itirazın tartışılmasından sonra esasa girmek gerekmektedir.
İcra takibinde alacak miktarı yabancı para birimi (USD) üzerinden istenmiş, takip bu para birimi (USD) üzerinden başlatılmıştır.
İİK.nun 58/3.maddesi gereğince; Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmesi zorunludur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.05.2021 tarih ve 2021/437 E. 2021/5050 K. Sayılı ilamlarında da işaret edildiği ve yukarıdaki yasa maddesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinin 3. fıkrasında, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise, alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Takip talebindeki ve ödeme emrindeki bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, mahkemece de, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır (Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.1999 tarih ve 99/12-271 Esas, 99/301 Karar sayılı kararı). Bu nedenle, İcra takibi usulüne uygun bir takip talebi ve ödeme emri ile başlatılmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın İİK.nun 58.maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.242,49-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.161,79-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 58,00-TL yargılama gideri ile 59,30-TL başvuru harcı, 80,70-TL peşin harç toplamı 198,00-TL yargılama giderinin, 6325 sayılı HUAK 18/A maddesinin 11.fıkrası uyarınca davalı taraf sorumlu olduğundan DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin, 6325 sayılı HUAK 18/A maddesinin 11.fıkrası uyarınca davalı taraf sorumlu olduğundan KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı HUAK 18/A maddesinin 11.fıkrası uyarınca davalı taraf sorumlu olduğundan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/12/2022

KATİP – … HAKİM – …