Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/846 E. 2022/343 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/846 Esas
KARAR NO : 2022/343

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın harç ve cezalardan muaf olduğunu, Davalı …’ün, müvekkili banka bünyesinde birleşen … A.Ş. … Şubesi mudilerinden olduğunu, hesabında usulsüzlük yapıldığı iddiası ile bankaya şikayette bulunduğunu ve şikayeti nedeniyle, müvekkili banka bünyesinde birleşen … A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın … tarih … numaralı Teftiş Raporu düzenlendiğini, Banka Teftiş Raporu ile Banka çalışanı …’in usulsüzlük yaptığı, … hesabından zimmetine para geçirdiği, 28.06.2000 tarihi itibariyle 69.684,68 USD ve 1.854,00 TL zimmete geçirdiği, …’ün aynı zamanda …’in teyzesi olduğunun tespit edildiğini, bu tespitler kapsamında …’e banka tarafından mevduat alacağı ödendiğini, … hakkında ise suç duyurusunda bulunulduğunu ve … 3. İş Mahkemesi … E. sayılı dosyadan alacak davası açıldığını,… 3. İş Mahkemesi … E. sayılı dosyadan düzenlenen bilirkişi raporunda; … hesabına yatan 2.670,00 USD ile ilgili olarak Teftiş Raporu’nda “… … tarafından yatırıldığı düşünülmektedir…” ifadesi yer aldığından bahisle, 2.670,00 USD ve bu tutar için hesaplanan 365 USD faiz eksik olarak zimmet tutarı hesaplamaya dahil edilmediğini, bu kapsamda, müvekkili bankaca bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, ancak … 3. İş Mahkemesi …E. …K. ve 15.03.2007 tarihli kararında, banka alacağı ile ilgili olarak 3.035,00 USD eksik olarak hüküm kurduğunu ve kararın kesinleştiğini, karar kapsamında … aleyhine takip başlatıldığını, … 1. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyadan takibin sürdüğünü, kesinleşen işbu mahkeme kararı ile 2.670 USD’nin … tarafından yatırıldığı, … tarafından yapılmış ödeme olmadığı belirtildiğinden, bu tutarın …’den tahsili mümkün olmadığını, ancak, iş bu tutar …’e ödenmiş olup davalı tarafından haksız ve fazla olarak -tahsil edilen işbu tutarın- müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini, işbu tutarın tahsili için müvekkili banka tarafından davalı aleyhine, … 11. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve 2.670,00 USD asıl alacak 4365,00 USD Mahkeme kararı ile tespit edilen faiz 2.399,72 USD ( İşlemiş faiz 12.07.1999-04.05.2016 tarihleri arasında ) 4138,24 USD (BMV) olmak üzere toplam 5.572,96 USD alacağın, ana parasına 04.05.2016 tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek olan T.C.Merkez Bankasına bildirilen bir yıl vadeli mevduat hesabına değişen oranlarda uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak ve ödeme tarihinde toplam borcun T.C. Merkez Bankasına Efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak ve bunun % 5 gider vergisi ve doğacak BSMV ile sair atacak fer’ileri uygulamak kaydıyla, icra masraf, icra vekalet ücreti, gider vergisinin ve sair alacaklar ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile birlikte tahsili talep edildiğini, davalının, ödeme emrini 14.01.2021 tarihine tebliğ aldığını ve 15.01.2021 tarihinde borca itiraz davalı/ borçlu itiraz dilekçesinde, icra takibi dayanağı Mahkeme kararı ve alacak/borç konusunun muhatabı olmadığını iddia ettiğini, davalının, işbu kararın tarafı olmasa da söz konusu mahkeme kararı ile müvekkili bankaca davalı /borçluya fazladan ödeme yapıldığının tespit edildiğini, söz konusu davanın, …’e bankaca ödenen ve aslında …’in zimmetine geçirdiği tutarların tahsili için açılmış bir dava olduğunu, kesinleşen mahkeme kararı ile 2.670,00 USD’nin … tarafından yatırıldığı, … tarafından yapılmış ödeme olmadığı belirtildiğinden, bu tutarın …’den tahsiline karar verilmediğini, iş bu tutar ise …’e ödenmiş olup davalı tarafından haksız ve fazla olarak tahsil edilen işbu tutarın müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini, ayrıca, davalı/borçlu, borcun zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de, işbu iddiasının tamamen kanuna ve usule aykırı olduğunu, dava konusu alacağın kesinlikle zamanaşımına uğramadığını, davalı borçluya, yasal süreler içerinde 04.05.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığını, kaldı ki; 5411 sayılı kanunun 141. maddesi “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.” şeklinde olup müvekkili banka’nın hisslerinin tamamı …’una ait olduğundan dava konusu alacak için zamanaşımı süresi 20 yıl olduğunu, 5411 Sayılı kanunun 141. Maddesinin açık hükmü karşısında aksi yönde zamanaşımı süresi öngörülemeyeceğine ilişkin emsal nitelikte çok sayıda yargı kararı bulunduğunu, borçlunun/davalının borcun olmadığına ilişkin yapmış olduğu tüm itirazlar gerçeğe aykırı olup, tamamen borcun ödenmemesine yönelik iddialar olduğunu, … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri ekine hesap tablosunun eklendiğini, Teftiş raporu, mahkeme kararı, bilirkişi raporları, ödeme dekontu vs banka kayıtlarından anlaşılacağı üzere, Müvekkili Banka alacağı likit ve belli olduğunu, bu nedenle davalı/borçlu hakkında dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak, … 3. İş Mahkemesi …E. …K. sayılı dosya kapsamı ile 2.670USD’nin … tarafından yatırıldığı, … tarafından yapılmış ödeme olmadığı belirtildiğinden, bu tutarın …’den tahsili mümkün olmadığından ve işbu tutar müvekkili banka tarafından …’e ödenmiş olduğundan, müvekkili banka alacağının tahsili için haklı olarak icra takibi başlatılmış olup, borçlunun itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu, itirazın iptali davasının kabulü gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacaklarına ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, … 11. İcra Müdürlüğü’nün …E. ( Eski:…. E.) sayılı dosyasına davalı/borçlu tarafından yapılan itirazlarının iptali ile 04.05.2016 tarihi itibari ile 5.572,96-USD alacağın (faiz ve masraflar hariç) bakımından takibin devamına, davalı/borçlunun dava konusu alacağın %20’sindan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, 02.07.2002 tarih 4 numaralı Teftiş Raporu, … 3. İş Mahkemesi…E. …K. sayılı dava dosyası, hesaplama tablosu, hesap ekstreleri, ödeme makbuzları celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, dava dışı banka görevlisinin davalının hesabında usulsüz işlemler yapması sebebiyle öncesinde davalının zararını karşılayan davacı bankanın, davalı tarafa fazladan yaptığı ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın esasının incelenmesine geçilmeden evvel, öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması zorunludur.
Dava dilekçesindeki anlatımlardan; davalı …’ün davacı banka bünyesinde devren birleştirilen … A.Ş. … Şubesi mudilerinden / müşterilerinden olduğu, dava dışı banka çalışanın davalının vadeli mevduat hesaplarında usulsüz para çekme işlemlerinde bulunduğu, davalının şikayeti üzerine davacı bankanın teftiş kurulu vasıtasıyla yaptığı inceleme sonucunda davalının zararını ödediği, ancak ödeme yapılan tutar içinde bir kısım miktarın fazladan ve yersiz olarak ödendiğinin daha sonradan … 3. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasından alınan bilirkişi raporu ile anlaşıldığından banka tarafından fazla yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davaya konu somut olay bakımından; davacı banka (devren birleştirilen … A.Ş.) ile davalı … arasında herhangi bir kredi ilişkisi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi ya da ticari kredi sözleşmesi ilişkisi yoktur. Aksine, taraflar arasında mevduat hesabı yani banka – mudi ilişkisi vardır. Ancak, davalı … ticari kredili müşteri / mudi değildir. Davacı banka, mudisinden öncesinde fazladan yaptığı ödemeyi geri talep etmektedir. Bu kapsamda dosyaya sunulan belge ve kayıtlarda, davalı …’ ün … A.Ş. … şubesinin mudisi olduğu, ilgili hesaplar incelendiğinde davalının vadeli mevduat hesabının bulunduğu, davalı … ile davacı banka arasında bireysel bankacılık (vadeli mevduat hesabı açma) işleminin söz konusu olduğu, mevcut bireysel bankacılık işleminin ise tüketici işlemi olduğu açıktır. Dolayısıyla, davacı bankanın kendi müşterisi olan tüketiciden fazladan ve yersiz ödediği miktarın iadesini talep ettiği bu davada, aralarındaki ilişki tüketici işlemi mahiyetinde olduğundan davaya Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekmektedir. Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi ya da başkaca hiçbir ticari sözleşmesel ilişkisi yoktur, Bu bakımdan, davanın ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülme imkanı da bulunmamaktadır. Davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın ticari olmadığı, hukuki ilişkinin ticari ilişki olmadığı somut olay bakımından Mahkememiz görevli değildir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, anılan yasanın 87. maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Eldeki dava, 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra 22/12/2021 tarihinde ikame edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne amir olup. ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davalının davacı banka nezdinde vadeli mevduat hesabının bulunduğu, davacı banka ile davalı arasında mevduat hesabından ötürü bireysel bankacılık ilişkisinin bulunduğu, bu kapsamda davalının tüketici sıfatına sahip olduğu, aralarındaki işlemin ise 6502 sayılı Kanunun 3.maddesi uyarınca tüketici işlemi mahiyetinde olduğu, davalının tacir olmadığı, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi ya da ticari kredi sözleşmesi yahut başkaca bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, uyuşmazlık ticari dava olmadığından eldeki dava için Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin taraflar arasında tüketici işlemi bulunduğundan ve davalının tüketici olması sebebiyle Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğunda davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-…nın 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL (NÖBETÇİ) TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/04/2022

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *