Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/831 E. 2023/539 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/831 Esas
KARAR NO : 2023/539

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/04/2016 günü … plakalı aracın ters yönden giderek davacının yönetimindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacının ağır ve kalıcı bir şekilde yaralandığını, davalının sorumluluğundaki araç sürücüsünün tam kusurlu olup, davacının kusurunun bulunmadığını, davacının vücudunda kemik kırıkları oluştuğunu, bu sebeple 500,00-TL bakıcı gideri, 500,00-TL geçici iş göremezlik, 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik şeklindeki toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen ve kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil şirkete 14/12/2015 – 2016 tarihleri arası geçerli olmak üzere kara yolları ZMMS poliçesi ile sigortalı olup, kişi başı teminat limitinin 310.000,00-TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında bulunmadığı, avans faizi talebinin yerinde olmadığı, bu nedenle dava tarihinden itibaren temerrüte düşen müvekkil yönünden yasal faiz hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 14/03/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacı için 82.823,37 TL’nin (77.882,37 TL işgücü kaybı ve 4941,00 TL bakıcı gideri tazminatının bilirkişi raporu doğrultusunda davalı sigorta şirketinin teminatı uyarınca dava değerini artırdığından 14.07.2016 temerrüt tarihinden itibaren (davalıya başvurudan 8 gün sonrasından) işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 25/04/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla ıslah dilekçelerinin kabulüyle davalının sorumluluğu uyarınca dava değerini 136.649,96TL arttırarak (davacı için 500,00-TL bakıcı gideri, 500,00-TL geçici iş göremezlik, 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik şeklindeki toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili talep edilmişse de bilirkişi raporu doğrultusunda davalının sorumluluğu uyarınca dava değerini tekraren 136.649,96 TL arttırarak davalarını ıslah ettiğinden, 17/01/2018 tarihinde taraflarına yapılan 5.000,00 TL’lik ön ödemenin raporda düşümü irdelenmişse de ıslah harcının ödenebilmesi açısından da mahkemelerce ön ödemeler düşüm yapılmadan infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulmakta olduğundan, kararda da ön ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulması talebi ile, (205.928,47 TL daimi işgöremezlik ve 1.647,00 TL geçici bakıcı zararı ile 11.897,86 TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 219.473,33 TL- toplam maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren (işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, davalı şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk (ZMSS) Sigortası poliçesi ile sigortaladığı … plakalı aracın ters yöne girerek müvekkili davacının yönetimindeki … plakalı araca çarparak, müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde 500,00 TL bakıcı gideri, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14/03/2018 günü sunduğu dilekçeyle sürekli sakatlık tazminatını 77.882,37 TL’ye, bakıcı gideri tazminatını ise 4.941,00 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkememizin 19/07/2018 tarih ve 2016/791 Esas 2018/810 sayılı kararı Davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesinin 40. Hukuk Dairesinin’nin 13/10/2021 tarih 2019/2353 Esas 2021/1400 sayılı kararı ile kaza tarihine göre maluliyet oranın tespitine ilişkin yönetmelik uyarınca kaldırılarak yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 97’inci maddesi uyarınca; zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyası içinde yer alan davacı vekiline atfen imzalı 29/06/2016 tarihli dilekçe de davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı zararın ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen dava şartı niteliğindeki “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Bedensel zarara neden olan trafik kazasının meydana geldiği tarih itibarıyla sürekli sakatlık nedeniyle oluşan zararın hesaplanmasında, Yargıtay’ın süreklilik kazanan uygulamalarına göre TRH 2010 Yaşam Tablosunun kullanılması gerekirken, Fransa’dan alınan 1931 tarihli PMF 1931 yaşam tablosu kullanılmış ise de; nüfus kaydına göre de 1982 doğumlu olup kazanın meydana geldiği 18/04/2016 günü 33 yaşını doldurduğu anlaşılan davacının TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre bakiye ömrünün 41,58 olduğu, PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre bakiye ömrünün 35,10 olduğu, böylece daha az yaşam süresini ön gören PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamaya davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş, yüksek mahkemece hukuki yarar yokluğundan reddedilmiştir.
Kaldırma ilamı ve dosya kapsamı gereğince sürücüsü dava dışı …’in %100 oranında kusuruyla kazaya neden olan … plakalı otomobilin ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ’nin geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talebi yönünden sorumluluğunun devam ettiği ise sabittir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan mağdurun uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan iş göremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı) Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca “kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki tespitler dikkate alındığında dosya kapsamında bulunan ve somut uyuşmazlıktaki kaza tarihi de dikkate alınarak maluliyet tespiti yapılmalıdır.
İstanbul BAM 40. HD’nin kaldırma kararı gereğince Mahkememiz dosyasının Adli Tıp Kurumu Başkanlığına tevdi ile meydana gelen yaralamalı trafik kazasının 18/04/2016 tarihi olması da göz önünde bulundurularak çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden meydana gelen trafik kazası ile arasındaki illiyet bağının belirlenmesi davacının bakıcı gideri talebinin olduğu da gözetilerek başkasının bakımına muhtaç hale gelip gelmediği varsa muhtaçlık süresi yönündeki hususlarında adli tıp raporu tanzim edilmesinin istenilmesine, adli tıp kurumuna yazılacak müzekkere içeriğine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca , 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümleri gereği rapor tanzimi istenmiştir.
Kaldırma sonrası dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na tevdi edildiği, Adli Tıp Kurum Başkanlığı tarafından dosyaya sunulan 15/09/2022 tarihli ATK raporunda özetle ve sonuç olarak;
Mevcut belgelere göre; Seyfettin ve Kızbes oğlu, 24/09/1982 doğumlu, Engin Babur’un 18/04/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının;
1) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas- İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, tablo 3.5’e göre balthazard formülüne göre alt ekstremite özürlülük oranı %13 olup tablo 3.2’e göre;
Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %7 (YÜZDEYEDİ) olduğu,
2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (DOKUZ) aya kadar uzayabileceği,
3) Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (BİR) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Maluliyet rapor tanziminden sonra dosyanın re’sen seçilecek trafik bilirkişi ve aktüerya bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi ile; meydana gelen yaralamalı trafik kazasındaki tarafların kusur durumu, davacının, davacının bu kaza nedeniyle uğramış olduğu bedensel zararların ve bu kapsamda talep konusu ettiği sürekli/geçici iş göremezlik zararının hesaplanması için) ve tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmasına, aktüerya bilirkişisinden davacı tarafın aktüer hesap tablosuna itirazı olmaması ve davalı tarafın istinaf isteminin hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi de nazara alınarak dosya kapsamındaki istinaf ilamı uyarınca PMF 1931 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılmasının istenmiş; bilirkişiler … ve …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 11/02/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak;
Davacının 18/04/2016 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası;
– 9 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 12.325,98 TL olduğu, SGK tarafından davacıya ödenen 428,07 TL geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile davalı sigorta şirketinden 11.897,86 TL talep edilebileceği,
– %7 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 46.194,93 TL olduğu, davacıya yargılama sırasında ödenen 5.000,00 TL’nin tenzili ile talep edebileceği (bakiye) sürekli maluliyet zararının 41.194,93 TL olabileceği,
– 1 ay süre ile geçici bakıcı zararının 1.647,00 TL olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Rapora karşı davacı vekili tarafından hesaplamanın karar tarihine en yakın ölçütlerin esas alınması gerektiğinden güncel asgari ücret tarifesi uyarınca ek rapor alınmasına yönelik talep edilmiş, Davacı vekilinin ek rapor talebinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/05/1991 tarih 1991/9-102 E., 1991/267 K. sayılı kararında “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesi olarak adlandırılan tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmasının nedeni tazminatların hesaplanma yöntemiyle ilgili olup tazminat miktarının belirlenmesi ileriye dönük varsayımsal hesaplamaları gerektirmesi ve gerçek belli iken varsayıma dayalı hesaplama yapılıp buna göre karar verilmesinin mümkün olmaması esasına dayalı olduğundan Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğinden kabul edilerek ek rapor tanzimi istenmiştir.
Bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 19/04/2023 tarihli bilirkişi ek heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; Davacının 18/04/2016 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası;
– 9 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 12.325,98 TL olduğu, SGK tarafından davacıya ödenen 428,07 TL geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile davalı sigorta şirketinden 11.897,86 TL talep edilebileceği,
– %7 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 205.928,47 TL olduğu, davacıya yargılama sırasında ödenen 5.000,00 TL’nin tenzili ile talep edebileceği (bakiye) sürekli maluliyet zararının 200.928,47 TL olabileceği,
– 1 ay süre ile geçici bakıcı zararının 1.647,00 TL olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir. Dosya kapsamına sunulan rapor denetime açık ve yapılan hesaplamaların içeriği ise mevcut içtihatlara uygun olduğundan hükme esas alınması gerekmiştir.
Ek rapora karşı davacı vekili tarafından 25/04/2023 tarihli ıslah dilekçesinin sunulmuş olup, kaldırma ilamından önce 14/03/2018 tarihinde belirsiz alacak davası şeklinde açılan davaya yönelik bedel arttırım dilekçesinin sunulduğu, 25/04/2023 tarihinde ise ıslah dilekçesinin sunulduğu sabittir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1.fıkrasında da taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2.fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, yasanın 177.maddesinde de ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar sözlü ya da yazılı olarak yapılabileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde davanın HMK.107.maddesi kapsamında açılmış belirsiz alacak davası olduğu yolunda açıkça belirtilmesi ve dava dilekçesindeki anlatım şekli ve davanın niteliği gözetildiğinde, davanın HMK 107.maddesi gereğince açılmış belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu belirgindir. Hal böyle olunca, mahkemece 14/03/2018 günlü dilekçenin HMK’nun 107/2.maddesi kapsamında bedel arttırım dilekçesi olarak değerlendirilmesi gerekmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2932 Esas, 2020/3888 Karar sayılı ilamı)
Haksız bir fiil sonucunda zarara uğranıldığı iddiasıyla talepte bulunulması halinde oluşan zarara ilişkin olarak faiz başlangıcı, haksız eylem sorumluları bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu an, yani olay tarihi ise de, sigorta şirketleri bakımından temerrüt tarihidir. Dava açılmadan önce sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunulmamış ise sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin dava tarihinde oluşacağı açıktır. Bundan ayrı zarar gören uğradığı zararın tamamı bakımından gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem/ dava tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2020 gün 2019/5263 Esas – 2020/8614 Karar sayılı ilamı) Görülmekte olan davada ise davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olduğu belirlenen … plakalı … Tic. Ltd. Şirketi adına kayıtlı otomobil ticari araç sınıfında olduğundan hükmedilen tazminatlara temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmetmek gerekmiş, nihayeten 205.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatından 20/12/2017 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 5.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 200.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.897,86-TL geçici iş görememezlik tazminatı ve 1.647,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 214.473,33-TL şeklindeki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın ve ıslah dilekçesinin kabulü ile,
205.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatından 20/12/2017 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 5.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 200.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.897,86 TL geçici iş görememezlik tazminatı ve 1.647,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 214.473,33-TL şeklindeki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen dava değeri (214.473,33 TL) üzerinden alınması gereken 14.650,67 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 29,20 TL harç ile 1.021,06 TL ıslah harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 13.629,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Mahkemece kaldırma kararı öncesi 24/11/2020 tarihli 2020/386 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşıldığından harç tahsil edilmişse yeniden harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına, fazla tahsil edilen harç var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesi için müzekkere yazılmasına)
3-Alınması gerekli ve davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı ve 1.021,06 TL ıslah harcı olmak üzere 1.079,46 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kaldırma öncesi davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 317,80-TL ve bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 1.717,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kaldırma sonrası davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 68,00 TL, bilirkişi ücreti 4.000,00 TL ve ATK ücreti 1.360,00 TL olmak üzere toplam 5.428,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 148,50 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 33.026,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/06/2023

Katip Hakim

TASHİH ŞERHİ

6100 sayılı HMK m.304 “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” hükmünü içermektedir.
HÜKÜM:
Mahkememizin yukarıda esas ve karar numarası yazılı dava dosyasından verilen 13/06/2023 tarihli hüküm fıkrasında temerrüt tarihinin 14/07/2016 olmasına rağmen açık yazım hatası ile 14/06/2017 şeklinde yazıldığı anlaşılmakla; HMK m.304 gereği resen ele alınmakla;
”1-Davanın ve ıslah dilekçesinin kabulü ile,
205.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatından 20/12/2017 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 5.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 200.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.897,86 TL geçici iş görememezlik tazminatı ve 1.647,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 214.473,33-TL şeklindeki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şeklindeki hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin
”1-Davanın ve ıslah dilekçesinin kabulü ile,
205.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatından 20/12/2017 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 5.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 200.928,47-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.897,86 TL geçici iş görememezlik tazminatı ve 1.647,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 214.473,33-TL şeklindeki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” Şeklinde tashihine,
Mahkememiz kararının bu şekilde tashihine, tashih şerhinin gerekçeli karar arkasına yazılmasına, HMK m. 304 hükümlerine göre karar verildi. 13/06/2023

Katip Hakim