Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/826 E. 2023/340 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/826
KARAR NO : 2023/340

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/04/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi mevcut olduğunu, Cari Hesap Ekstresi (EK:1) ve 28.02.2020 tarihli, … no’lu 29.03.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin davacı müvekkil şirkete 9.271,41.-TL borcu bulunduğunu 01.10.2020 tarihinde … 7. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını; işbu icra takibine davalı taraf tarafından itiraz edilmesi üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu ancak uzlaşma sağlanamadığını, Davalı tarafça icra takibine haksız ve mesnetsiz bir şekilde kötüniyetli olarak borca itiraz edildiğini ancak itirazına dayanak hiçbir delil sunulmadığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamı ve borçlunun haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle İİK.nun 68 uyarınca % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Dava yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu yetkili mahkeme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 6. Maddesi uyarınca davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan … Ticaret Mahkemeleri olduğunu; İcra takibinin yapıldığı yer mahkemesi |HMK m.6 vd) hükümlerine göre yetkili değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamayacağını, bu nedenle, icra takibi yetkisiz bir icra dairesinde yapılmış olup da, borçlu, ödeme emrine itiraz ederken ayrıca yetki itirazında bulunmamışsa, bununla icra dairesinin ve icra mahkemesinin yetkisini kabul etmiş sayılır ise de,bunun mahkemenin yetkisine bir etkisi olmadığını, taraflar arasında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89-101.Maddeleri uyarınca geçerli bir cari hesap ilişkisinin olmadığını, davacı takip alacaklısı ve müvekkili takip borçlusu arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin olmadığını, dolayısıyla davacı tarafın cari hesap sözleşmesine ilişkin hükümlerden faydalanması için taraflar arasında usulüne uygun imzalanmış yazılı bir cari hesap sözleşmesi gerektiğini, cari hesap sözleşmesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89 ila 101.maddeleri arasında düzenlemiş olup buna ek olarak Türk Ticaret Kanunu hükümlerine genel hüküm teşkil edecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 134.Maddesinde cari hesap müessesesine ilişkin düzenlemeler görüldüğünü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. Maddesinin ilk fıkrasında cari hesap sözleşmesinin tanımı yapılmışken kanun koyucu tarafından aynı maddenin ikinci fıkrasında “Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.” denildiğini. Kanun koyucu yapmış olduğu bu açık ve net düzenleme ile cari hesap sözleşmesine şekil şartı koymuş olup bu şart “yazılılık” tır. Kanunda açıkça ifade edildiği üzere cari hesap sözleşmesi yazılı yapılmadıkça geçerlilik kazanamayacağını ve hukuki sonuç doğuramayacağını, takip alacaklısı tarafından, taraflar arasında kararlaştırılan mal ve hizmet verilmediği gibi alacaklı olduğu iddiası ile vekil eden aleyhine kötü niyetli olarak takibe geçildiğini, takip alacaklısı tarafından, taraflar arasında kararlaştırılan mal ve hizmet verilmediği gibi alacaklı olduğu iddiası ile … 7.icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya tahtında vekil eden aleyhine takibe geçmiş bilahare yapılan itiraz doğrultusunda da huzurdaki haksız ve mesnetsiz dava ile haklı vaki itirazın refi konulu davayı ikame edildiğini, müvekkil davalı takip borçlusu, uyuşmazlık konusu fatura alacağının dayanağı olan mal ve hizmeti almadığını, dolayısıyla almadığı mal ve hizmetten dolayı herhangi bir borcu da olmadığını belirterek, davacı takip alacaklısı tarafından haksız ve mesnetsiz suretle ikame edilen davanın reddine, davacı takip alacaklısının İİK’nun 67 /Il.maddesi uyarınca % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari mal satım ilişkisine dayalı cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının …. 7. İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyası ile 01/10/2020 tarihinde, davalı aleyhine, faturaya dayanarak, 9.274,41.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 09/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16/10/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 15/12/2021 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı kabul edilmiştir.
Davalı taraf süresinde verdiği cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir. TBK.nun İfa yeri başlıklı 89.maddesi gereğince; Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, ifa edilir, hükmü gereğince, davacının ikamet adresi Arnavutköy/İSTANBUL olması karşısında mahkememizin yetkili olduğu kabul edilmiş, itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf cari hesap ilişkini ve malların teslimi olgusunu kabul etmemektedir. Taraflar arasında üzerinde uzlaşılan bir husus bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, var ise malların teslim edilip edilmediği, edilmiş ise davacının alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Davacı taraf dava dilekçesinde cari hesaptan kaynaklı alacağını istemiş ise de, icra takibinin dayanağı faturadır. Fatura alacağı talep edilmiştir. Bu nedenle cari hesap incelemesi yapılmamış, 9.274,41.-TL bedelli faturadan kaynaklı malların teslimi ve alacağın bulunup bulunmadığı inceleme konusu yapılmıştır.
Tarafların ibraz ettiği defter ve belgeler incelendiğinde, 2015 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı, e-defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, beratların zamanında alındığı bilirkişiler tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahipleri lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu kabul edilmiştir.
Davacının defter ve kayıtları ile talimat yoluyla davalının defter ve kayıtlarının SMM bilirkişiler tarafından incelenmesi sonucu alınan her iki bilirkişi raporunda da, dava dilekçesine ekli, davacı tarafından düzenlenen 28.02.2020 tarihli, … no’lu, 9.274,41.-TL bedelli faturanın davacı ile davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının BA formu ile faturayı vergi dairesine bildirdiği, karşılığında bir ödeme yapmadığı, davacıya 9.274,41.-TL borçlu göründüğü tespit edilmiştir. Buna göre davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olduğu anlaşılan faturalara dayalı olduğundan, asıl alacak üzerinden davalının haksız itirazı nedeniyle takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının … 7. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin 9.274,41-TL üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizi UYGULANMASINA,
İcra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan ve likit (belirlenebilir) hüküm altına alınan alacak (9.274,41-TL) üzerinden % 20 hesabıyla 1.854,88-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 633,53-TL olup, peşin alınan 112,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 521,51-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 277,00-TL, bilirkişi ücreti 2.100‬,00-TL’den oluşan 2.377,00-TL yargılama gideri ile 59,30-TL başvuru harcı, 112,02-TL peşin harç toplamı 2.548,32‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.274,41-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK m.341/2 hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.17/04/2023

KATİP …

HAKİM …