Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/821 E. 2022/593 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/821 Esas
KARAR NO : 2022/593

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’nin sigortalısı …’E … plakalı araç tarafından 07.11.2019 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, hasar tespitinin bağımsız eksper tarafından KDV dahil 17.490,46 TL tespit edildiğini, bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacağı miktarının belirlenebilir hale geleceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla 13.11.2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komsiyonu’na başvuruda bulunulmasına rağmen bilirkişi tarafından değerlendirme yapılmadığını, gerçek hasar bedelinin tespit edilmediğini, başvurunun usulden reddine karar verildiğini, TBK 49, SK 22/17 maddelerine atıflar yapılarak bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporların birinci dereceden delil niteliğinde olduğunu, sigorta şirketinin kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, hasar onarım bedelinin tazmin edilmesi gerektiğini, davalıya 22.10.2020 tebliğ tarihli ihtarname gönderilmesine rağmen hasar onarım bedelini ödemediğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi kararına atıf yapılarak ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar onarım alacağı için şimdilik 100,00 TL’sinin kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tazminini, hasar onarım bedelinin tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak Ekspertiz Ücretleri Tarifesi’ne göre belirlenecek ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarka davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; özetle; davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati bulunmadığını, sunulan ekspertiz raporunda hasar tutarının 17.490,46 TL olarak ifade edildiğini, alacağın belirlenebilir olduğunu, ekspertiz masrafının yargılama gideri olarak kabul edilemeyeceğini, alacağın varlığı ve miktarı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmasının belirsiz alacak davası açılması için yeerli olmadığını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin kararına atıf yapıldığını, davacının talebinin zaman aşımına uyğradığını, kazanın 07.11.2019 tarihinde meydana geldiğini, atanan eksper tarafından araç üzerinde inceleme sonucu düzenlenen 02.12.2019 tarihli ekspertiz raporunda hasar bedelinin KDV hariç 4.792,44 TL olduğu tespit edilerek yapılan KDV dahil 5.655,08 TL’lik ödeme sonucunda müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, … tarafından ibranamenin imzalandığını, davacının sunduğu ekspertiz raporunun hem hukuka hem de maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, bağımsız eksper ifadesinin kullanılmasının anlaşılamadığını, 17.490,46 TL tespit edilen hasar tutarının somut olaya aykırı olduğunu, ekspertiz raporunda tespit edilmemiş olan 5.621,63 TL bedelindeki arka kapı ile 2.128,19 TL bedelindeki arka sonlandırma sacının değişmesi gerektiğinin anlaşılamadığını, parça ve işçiliklerin 02.12.2019 tarihli ekspertiz raporundan farklı belirlendiğini, 23.09.2010 tarihinde yayınlanan sektör duyurusunun değer kaybı konusu ile ilgili olduğunu, ZMS Genel Şartlar B.2.1. maddesine atıf yapılarak müvekkilinin aracın anlaşmalı onarım servisinde eşdeğer parça ile onarım bedelinden sorumlu olduğunu, Danıştay 8. Dairesi’nin kararına atıf yapılarak eşdeğer parça ibaresinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğini, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesi gerektiğini, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, limitlerin üstünde bedelin talep edilemeyeceğini, sigortacı yönünden ödeme yükümlülüğünün belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibrazından itibaren 8 iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu tarihler öncesinde faiz sorumluluğu bulunmadığını, faiz başlangıcının ancak dava tarihi olacağını, yasal faiz oranını aşan her türlü talebin reddini, davanın dava dışı araç işleteni …’e ihbarı gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Uyuşmazlık; 07/11/2019 tarihli trafik kazası nedeniyle hasar onarım bedeli alacağının tahsiline yönelik açılmış belirsiz alacak davası isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.
Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir.
Dosya incelenmesinde davadan önce davacının davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, başvuru neticesinde davacıya Sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı, bu ödeme kapsamında 27/11/2019 tarihinde ”teslim ibra ve temlik belgesi” tanzim edildiği ve dosya arasında bulunduğu, huzurdaki davanın tarihinin 14/12/2021 olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununu 111.maddesinin 2.fıkrası uyarınca ilgili ibranamenin iptaline ilişkin hak düşürücü sürenin düzenlendiği görülmüştür.
KTK’nın 111/2. maddesinde yer alan 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi olan 14/02/2021 tarihi itibarıyla KTK’nın 111/2 maddesinde yer alan iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni yazılı gerekçe ile açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/1671 Esas ve 2018/1245 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harçtan başlangıçta peşin alınan 59,30 TL’nin, 37,18 TL ve 1,71 TL ıslah harcının mahsubu ile fazladan alınan 17,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE.
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2. maddesi uyarınca belirlenen 2.276,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, davacı ve e-duruşma ile katılan davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır