Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/775 E. 2022/589 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/775 Esas
KARAR NO : 2022/589

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ nin müvekkili aleyhinde 23/12/2019 tarihinde, … 19. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına konu 300.000-TL bedelli, 01/02/2018 düzenleme tarihli, 01/06/2018 vade tarihli bonodan dolayı icra takibine geçildiğini, müvekkili kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmeden e-devlet sistemi üzerinden aleyhinde icra takibi başlatıldığını fark ettiğini, akabinden … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … E.sayılı dosyasıyla borca itiraz ettiğini, müvekkilinin … CBS …Sor. Sayılı dosyasında davalı ve bonoda kefil olarak gözüken dava dışı … (T.C:..) hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bonoda kefil olarak görünen dava dışı Kemal Karagül’ ün müvekkilinin eniştesi olduğunu, dava konusu bonoyu eline geçirdiğini, dava konusu bonoda malen kaydı olup müvekkili ile davalı arasında hiçbir mal alış verişi bulunmadığını açıklanan nedenlerle icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünden tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borcuna karşılık düzenleyerek verdiği senedi ödemediğini, bu konuda tüm ödeme vaatleri de oyalamaya yönelik olduğundan, müvekkilinin alacağını tahsil için cebri icra yoluna başvurmak zorunda kaldığını, borçlu borcunu ödememek için tebligat hilelerine başvurduğunu, … 2. İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosya ile takibin iptali davası açtığını, Cumhuriyet Savcılığına asılsız iddialarla şikayette bulunduğunu, itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, Cumhuriyet Savcılığına müvekkili hakkında yapılan haksız şikayet nedeniyle de … Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma nolu dosyasında kovuşturmaya yer olmadığı karar verildiğini, borçlu senedi imzaladıktan sonra mal varlığını kaçırdığını, davacı borçlunun uyap’ta hakkındaki icra dosyaları sorgulandığında üçüncü şahıslara da yüklü miktarlarda borçlarının olduğunu, borçlunun uhdesinde imzalı boş senetleri bulundurduğu ve bunun tacirler arasında yaygın bir durummuş gibi iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın reddini, borçludan %20 icra inkar tazminatının tahsilini, yargı gideri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, … 19. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı takip dosyasında icra takibine konu, keşidecisi davacı, kefilin dava dışı …, lehdarın davalı olduğu,00.000,00TL. bedelli, 01.02.2018 düzenlenme tarihli, 01.06.2018 vade tarihli bonodan ( bedeli ” malen ” ahzolunmuştur) kaydı taşıyan senedin (bono) imza itirazı içermeksizin üzerindeki yazıların kendisine ait olmadığı iddiasına dayalı, bu senet dolayısıyla borçlu olunmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın davasını 300.000,00-TL üzerinden ikame ettiği ancak dava dilekçesinin netice-i talebinde … 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti talep edildiği, ilgili icra dosyasının takip çıkışın 387.462,33-TL üzerinden olduğu, davanın bono nedeniyle değil takip nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasına dayandığı anlaşılmakla, eksik harcın ikmali yoluna gidilerek harç eksikliği tamamlanmıştır.
Dava; Kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık senedin tarla bedeli için alınıp alınmadığı, ispat yükünün kimde olduğu, senedin kötü niyetli olarak icra işlemine konu olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözülmesi için öncelikle davada ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunun irdelenmesi gereklidir.
Bilindiği üzere ispat hakkı, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olup, yasalarımızda düzenlenmiştir. İspatın konusu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan, tarafların anlaşamadığı ve çekişmeli olan vakıalardır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş olan vakıalar ise, çekişmeli olmadığından ispat konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (Bkz. Y.HGK’nun 12.10.2011 Tarih 2011/19-473 E 607 K 2003/19-781 E 768 K sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/256 Esas, 2021/286 Karar sayılı ilamı)
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olmakla beraber, alacak bir senede bağlanmış ise, bu durumda ispat yükü yer değiştirir. Başka bir ifade ile bu durumda senet nedeniyle borçlu olmadığını idida eden davacı, iddiasını ispat etmek zorunluluğundadır.
Bono vasfındaki dava konusu senette malen düzenleme kaydı bulunduğu da gözetildiğinde, senedin boş kısımlarının taraflar arasında anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönünde HMK 200 md.si anlamında delil bulunmamaktadır. Zira imza inkar edilmediğine göre senedin boş olarak verilmesi ve daha sonra doldurulması mümkündür. Davacının boş imzalı olarak verdiği senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu HMK 200.maddesine uygun yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Davacı bu iddiasını ispatlayamamıştır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2018/814 Esas, 2019/708 Karar sayılı ilamı)
Ayrıca kambiyo senetlerinden olan bonoda seçimlik unsurlardan biri de bedel kaydıdır. Dava konusu senedin malen kaydını içermesi senedin ciro edilmesine daha doğrusu senede konu alacağın sebepten soyut olduğu ilkesine halel getirmeyeceği gibi ispat yükünü de ters çevirmez. Bu manada senetteki malen kaydı ile esasen keşideci borçlu malı aldığını yazılı olarak kabul etmiş olmaktadır. Bu nedenle kaydın aksini yazılı delil ile ispat yükü davacı keşidecidedir. (… – … – … – …, Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul Vedat Yayınları Sayfa 114 ve Tamer Bozkurt, Ticaret Hukuku, İstanbul Kuram Yayınları, 2017, Sayfa 423)
Bedel kaydı, keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat açısından oldukça önemli ve tarafları bağlayıcıdır. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı” olduğu yolundaki soyutluk kuralına dayanamaz. Senetteki borcun nedeni “malen” veya “nakden” olarak belirtilmiş ise tarafların yazılı borç sebebine dayanma hakkı olduğundan, ispat yükü, kaydın aksini ileri süren tarafa aittir. Bu kayıtların aksinin savunulması, senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki böyle bir durumda da ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.(Bkz.19.H.D.’nin 2013/17106-672, 2005/5101-2128, 2005/2959-206, 11.H.D. 2012/11091-2498 sayılı ilamları)
Davalı cevap dilekçesi içeriğinde dava konusu senedin, davacıya verilen altın karşılığı düzenlendiğini savunmaktadır. Bu savunmadan dava konusu senedin teminat senedi ve bedelsiz olduğu sonucu çıkarılamamaktadır. Davalının savunması senetteki malen kaydıyla uyumludur. Senet metni talil edilmiş olmadığından, ispat yükü hala davacı da olup, Yargıtay 19. H.D.nin 27/04/2017 Tarih ve 2016/17238 E- 2017/3418 K sayılı kararında da vurgulandığı gibi senette bulunan kaydın aksini iddia eden, bunu kanıtlamakla yükümlüdür. Davacının bu nitelikte bir delili bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2018/814 Esas, 2019/708 Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı ve içtihatların tetkiki neticesinde; somut uyuşmazlıkta davacının senedin boş kısımlarının taraflar arasında anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönünde HMK 200 md.si anlamında bir delilinin bulunmadığı, keşide edilen bonoda malen kaydının olduğu, davalının mal veya nakden borç verdiğini ispatlaması gerektiği iddia edilmiş ise de, doktrin ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğu ve dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden davacının iddiasını ispatlayacak nitelikte bononun tarafların anlaşmasına aykırı şekilde doldurulduğunu ve davacıların davalıya borçlu olmadığını ispatlayacak nitelikte yazılı delil sunamadığı, kaldı ki cevap dilekçesindeki savunmaların da senet metni ile uyumlu olduğu, dava dilekçesinde de ayrıca yemin deliline dayanılmamış olduğu, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, her ne kadar ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de teminat yatırılmak suretiyle merciinde icra edilmemekle İİK m.72/4 şartları oluşmadığından, davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın reddine,
2-İhtiyati tedbir kararı verilmekle birlikte teminat yatırılmak suretiyle merciinde icra edilmemekle davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 5.123,25 TL peşin harç ve 1.493,63 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla alınan bakiye 6.536,18 TL harcın davacıya İADESİNE
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 35.572,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır