Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/759 E. 2022/528 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/759
KARAR NO : 2022/528

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK m.206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı müvekkilleri aleyhine yeni takip yapılmamasını, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, tedbir tarihinden sonra uygulanan haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasını, davacı müvekkiller hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulmasını, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacı müvekkillerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3.kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı müvekkillere ödenmesini, davacı müvekkillerin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı müvekkillere iadesini, davacılara ait olup haczedilen araçların kayıtlarına konulan yakalama şerhlerinin kaldırılmasını dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, işbu karar tarihinden sonra alacaklı bankalarda davacılara ait hesaplara gelecek paralar ile ilgili, ilan tarihinden önce muaccel hale gelmiş kredi ve başkaca alacaklar için yapacakları rehin, takas uygulamalarının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK 200.maddesinin 1., 2. ve 3. fıkrası kapsam ve şartlarında tedbiren durdurulmasını, davacıların bankalardaki hesaplarına yatırılan paralara bankalarca rehin veya takas hükmünde olmak üzere konulan ve uygulanan blokajların kaldırılmasını ve blokaja tabi tutulan bedellerin davacıların ilgili banka hesabına davacıların kullanımına sunulmak üzere iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacılar tarafından banka ve finans kuruluşlarına tahsil, takas ve teminat olarak verilmiş olan çek, senet ve her türlü kıymetli evrakın davacılara iadesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı müvekkillerin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3.şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, davacı müvekkillere ait çeklerin arkasının karşılıksızdır olarak yazılmasının önlenmesi, senetlerin protesto edilmesinin önlenmesini, davacı müvekkillerin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkillere komiser tayinini, İcra ve İflas Kanunu’nun 287.maddesi gereğince üç aylık geçici mühlet verilmesini ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin iki ay daha uzatılmasını, geçici İİK 285.maddesi çerçevisinde geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesini ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının altı ay daha uzatılmasını, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, İİK m.285 ve devamına dayalı konkordato talebine ilişkin olup talep niteliği itibariyle çekişmesiz yargı hükümleri çerçevesinde ele alınacaktır.
6100 sayılı HMK m.385 hükmüne göre ise “Çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır.”
Mahkememizde davanın açılmış olduğu 19/11/2021 tarihinden önce ise aynı davacıların, dava dosyamızda yazılı aynı vakıalara dayalı, aynı talepler çerçevesinde … 5.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ve 25/03/2020 tarihi itibariyle dava açtığı, bu davanın…E.sayılı dosyasına istinaden görüldüğü, bu davada geçici mühlet kararı verildiği, akabinde davacılar borçlular hakkında bir yıllık kesin mühlet kararının verildiği, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 07/08/2021 tarih ve 568 sayılı kararı ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçtiği, bunun üzerine mahkemenin dava dosyasının … Asliye Ticaret Mahkemesine devrine dair karar vererek dosyadan el çektiği, ne var ki bu aşamada karara karşı istinaf yoluna gidildiği, istinaf incelemesi sonrasında Sakarya BAM 7.HD’nin 2022/675E. 2022/934K.sayılı kararına istinaden ve 26/04/2022 tarihli kararı ile … 5.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırıldığı, bu kaldırma kararı sonrasında ise dosyanın yeniden … 5.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, … 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin …E.sayılı dosyasına istinaden yargılamaya devam olunduğu, nitekim adı geçen dosyanın 10/06/2022 tarihli duruşmasına istinaden davacı şirket, davacı …, … hakkında üç ay süre ile kesin mühlet kararının uzatıldığı, halihazırda konkordatoya dahil diğer tüm işlemlere devam olunduğu kayden tartışmasızdır.
Ne var ki bu arada Mahkememizde aynı davacıların, aynı vakıalara ve aynı taleplere dayalı olarak 19/11/2021 tarihinde dahi talepte bulunduğu, yine aynı davacılar ile ilgili Mahkememizin 22/11/2021 tarihli kararı üzerine üç aylık geçici mühlet verildiği, verilen geçici mühletin 15/04/2022 tarihi sonrası ise bir yıl olarak uzatıldığı, halihazırda Mahkememizde aynı davacılar hakkında konkordato talebinin görülmekte olduğu ise açıktır.
Bu durumda öncelikle somut olayda bu davanın görülebilmesi açısından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmekte olup zaten bu amaçla duruşma açılarak hukuki durum dahi değerlendirilmiştir.
Hal böyle olunca her iki mahkemede görülen her iki talep açısından dayanılan maddi vakıaların (dava sebebinin) aynı olması, davacıların aynı olması, taleplerin dahi aynı olması karşısında derdestlik durumunun tartışılması gerekmektedir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK m.114/1-ı hükmü gereğince “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartıdır.
Aynı dava tarafları, dava sebebi ve talep sonuçları aynı olan davalardır (Yargıtay 11.HD 2019/5348 E, 2020/2524 K). Dava sebebi ise dava konusunun temelini oluşturan hayat olayları, yani maddi vakıalardır (Yargıtay HGK 2017/(22)9-1293 E, 2020/588 K).
Söz konusu talep çekişmesiz yargı niteliğinde olmakla karşı taraf bulunmasa dahi yukarıda açıklandığı üzere HMK m.385 hükmüne göre basit yargılama usulüne dair tüm usul hükümleri uygulanacaktır. Nitekim doktrinde de talep çekişmesiz yargı niteliğinde olsa dahi dava şartlarının varlığının kıyasen uygulanması gerektiği genel olarak kabul olunmaktadır. Görev, kesin yetki, taraf-dava ehliyeti ve benzeri dava şartların çekişmesiz yargıda uygulanması karşısında derdestlik dava şartının kıyasen uygulanmasına dahi engel bir yasal hüküm bulunmadığı gibi kıyasen uygulanmasında gereklilik dahi vardır.
Kaldı ki derdestlik ile ilgili 6100 sayılı HMK m.114 hükmünün gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, “derdestliğe ilişkin dava şartı karşısında aynı davacının aynı vakıaya dair talebini bir başka mahkeme önüne getirmesinde güncel hukuki yararı yoktur.” Derdestlik itirazının korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır. O halde çekişmesiz yargı niteliğindeki konkordato talepleri açısından, HMK m.385/f.1 hükmü gereği uygulanan basit yargılama usulünde derdestlik halinin dikkate alınması gerekir.
Nitekim yargı uygulamasında kabul olunduğu üzere “HMK’nın 388. maddesi, sadece çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini düzenlemiştir. Bu hüküm dava şartına (HMK m.114/1-i) ilişkin değildir. Ancak burada çekişmesiz yargı işlerinde HMK’nın 114/1-i hükmünde düzenlenen dava şartının uygulanmayacağı sonucuna varılmaktadır. HMK m.388’de HMK m.114/1-i hükmünün uygulanmayacağı dahi doğrudan düzenlenmemişken, bunun HMK m.114/1-ı hükmünün uygulanmayacağı şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Dolayısıyla HMK’nın 388. maddesindeki düzenlemeden hareketle çekişmesiz yargı işlerinde derdestlik dava şartının (HMK m.114/1-ı) aranmayacağı söylenemez. (…) Davalı borçlu tarafından açılmış ve henüz sonuçlanmamış bir konkordato başvurusu karşısında aynı taleple ikinci kez başvuru yapılmasında borçlunun korunmaya değer hukuki yararının olmadığı anlaşılmıştır. Bu durum HMK’nın 385/1 hükmü gereğince uygulanması gereken HMK’nın 114/1-ı hükmüne aykırı olup ilk derece mahkemesince verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir…” (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 31.01.2022 tarih ve 2021/2585 Esas 2022/365 Karar sayılı İlamı ile onanan Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 15.01.2021 tarih ve 2021/9 Esas 2021/59 Karar sayılı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2234 Esas 2022/472 Karar sayılı kararı)” şeklindeki açıklamalar dahi gözetildiğinde konkordato başvurusu açısından derdestlik bulunması halinde 6100 sayılı HMK m.114/f.1 bend (ı) hükmü uyarınca derdestlik nedeniyle talebin reddi mümkündür.
Hal böyle olunca Mahkememizde görülmekte olan ve sonradan açılan, davacıları, dayanılan vakıaları ve ileri sürülen talepleri aynı olan konkordato talebinin Mahkememiz nezdinde yeniden ileri sürülmesi derdestlik dava şartı nedeniyle ve usulen mümkün değildir.
Yapılan açıklamalar karşısında … T.C. kimlik numaralı davacı …, … T.C. kimlik numaralı davacı … ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı … ŞİRKETİ’nin Mahkememizde açmış olduğu konkordato talebinin, 6100 sayılı HMK m.114/f.1 bend (ı) maddesi uyarınca ve derdestlik nedenine dayalı dava şartı yokluğundan usulden ayrı ayrı reddine, davacılar lehine verilen tüm geçici mühlet ve kesin mühlet kararlarının, tüm tedbir kararlarının hükmün verildiği 30/06/2022 günü saat:15:15’den geçerli olmak üzere tümden kaldırılmasına ve mahkememizce atanan konkordato komiserlerinin görevine son verilmiş olduğunun bildirilmesine, konkordato komiserinin görevine son verildiğinin … Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacılar hakkındaki konkordato talebinin dava şartı yokluğundan usulden ayrı ayrı ret olunduğunun, Mahkememizce verilen geçici ve kesin mühlet kararlarının tamamının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… T.C. kimlik numaralı davacı …, … T.C. kimlik numaralı davacı … ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı …ANONİM ŞİRKETİ’nin Mahkememizde açmış olduğu konkordato talebinin, 6100 sayılı HMK m.114/f.1 bend (ı) hükmü uyarınca ve derdestlik nedenine dayalı dava şartı yokluğundan usulden ayrı ayrı reddine,
2-Davacılar lehine verilen tüm geçici mühlet ve kesin mühlet kararlarının, tüm tedbir kararlarının hükmün verildiği 30/06/2022 günü saat:15:15’den geçerli olmak üzere tümden kaldırılmasına ve mahkememizce atanan konkordato komiserlerinin görevine son verilmiş olduğunun bildirilmesine,
3-Konkordato komiserinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
4-Davacılar hakkındaki konkordato talebinin dava şartı yokluğundan usulden ayrı ayrı ret olunduğunun, Mahkememizce verilen geçici ve kesin mühlet kararlarının tamamının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsup edilerek bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacılar vekili ve bir kısım alacaklılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın davacılar vekiline tebliğ tarihinden itibaren alacaklılar yönünden ise ilan tarihinden itibaren on günlük yasal süre içinde ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip