Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/75 E. 2023/543 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/75 Esas
KARAR NO : 2023/543

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24.09.2017 günü meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin çocuğu ve kız kardeşi olan …’un karşıdan karşıya geçmek istediği esnada …’in çarpması neticesinde vefat ettiği, kaza nedeniyle savcılığın soruşturma başlattığı, ceza mahkemesinin kararı ile … kusurlu kabul edilerek cezalandırıldığı, kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, müvekkillerinin gerek maddi gerekse manevi olarak zarar gördüğü, zarara sebebiyet veren kazada … plakalı aracın … Sigorta A.Ş.’ye ZMS poliçesi ile sigortalı olduğu, 02.05.2018 tarihinde dilekçe ile başvurulduğu ve hasar dosyası açıldığı, hiçbir ödeme alınmadığı, talebin reddedildiği, 37 yaşında hayatını yitiren …’un vefatının annesi … ve kardeşi …’yı derinden etkilediği, acılarının hafiflemediği, hem destekten yoksun kalma hem de manevi zararların karşılanması gerektiği, manevi zararın yanında destekten yoksun kalma zararlarının hesaplatılarak davalı sigorta şirketi tarafından poliçe limitleri dahilinde davacıya ödenmesini talep etme zarureti hasıl olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … ve … lehine destekten yoksun kalma maddi tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı sigorta şirket yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalı yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … lehine 30.000,00 TL, … lehine 20.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu trafik kazasının 24.09.2017 tarihinde meydana geldiğini, davanın 26.01.2021 tarihinde açıldığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı … tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığı, müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığı, başvuru sırasında sunulması gereken belgelerin sunulmadığı, eksik evrak ile başvuru yaptığı, … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMM poliçesi ile sigortalı, maddi zarardan azami limit ve kusur oranında sorumlu olduğu, kusur raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınmasını talep ettikleri, KTK 68. ve KTY 138. maddelerine atıf yapılarak yaya …’un asli kusurlu olduğu, tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığı’na kayıtlı aktüerler tarafından yapılmasını talep ettikleri, SGK’dan gelir sağlayıp sağlamadığının tespiti gerektiği, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği, eksik evrak ile başvuru tarihinden itibaren faiz istenmesinin yasaya aykırı olduğu, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi ve yasal faiz olması gerektiği, manevi tazminata ilişkin sorumluluğu bulunmadığı, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı, Sigorta Tahkim Komisyonu kararının kesinleşmediği, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e ve vasisine dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Davacılar vekili 12.07.2021 tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; HMK 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın 500,00 TL’sinin …, 500,00 TL’sinin … için talep ettikleri diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Davacıların ve müteveffanın aile nüfus kayıt örnekleri, müteveffaya ait mirasçılık belgesi, …. 56.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ceza dava dosyası, Kaza Tespit Tutanağı, Sigorta Şirketi başvurusu, ZMMS Poliçesi, Hasar Dosyası, Sigorta tahkim Komisyonu Başkanlığının … E. Sayılı dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yazıları, arabuluculuk son tutanağı celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi ve maddi tazminatın hesaplanması amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi … ile Aktüerya Uzmanı …’tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 1- KUSUR YÖNÜNDEN; … plaka numaralı hususi otomobilin sürücüsü davalı …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında asli kusurlu olduğu, Davacıların desteği müteveffa yaya …’un %30 (yüzde otuz) oranında tali kusurlu olduğu, Hadisenin meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, tespit, sonuç, görüş ve kanaatine varılmıştır.
2- TALEP EDİLEBİLECEK MADDİ ZARAR YÖNÜNDEN; 24.09.2017 tarihinde …’un vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan;
– Davacı müteveffanın annesi …’nın, muhtemel bakiye ömür sınırının olan 08.12.2034 tarihine kadar toplam destekten yoksun kalma zararının 181.191,71 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 30 Kusurunun bulunduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, talep edebileceği destek zararının 126.834,20 TL olduğu, Davacı müteveffanın kardeşi …’nın, ablasını kaybettiği tarihte 32 yaşında 14.10.2012 tarihinden itibaren evli olduğu ve davacı vekilinin kardeşinin sürekli desteğinde olduğunu ispatlar herhangi bir belge sunmadığının tespiti ile, davacı … işçin destek yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılamayacağı, ancak, Sayın Mahkemenin hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır….” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, dava dışı eş ve çocuk yönünden yapılan destekten yoksun kalma tazminat ödemelerine ilişin … Hesabının yazı cevabı ve banka dekontu celp edildikten sonra davalı sigorta şirketinin itirazlarının karşılanması amacıyla ek rapor alınması için İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi … ile Aktüerya Uzmanı …’tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 22/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 1- KUSUR YÖNÜNDEN; … plaka numaralı hususi otomobilin sürücüsü davalı …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında asli kusurlu olduğu, Davacıların desteği müteveffa yaya …’un %30 (yüzde otuz) oranında tali kusurlu
olduğu, Hadisenin meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, tespit, sonuç, görüş ve kanaatine varılmıştır. 2- TALEP EDİLEBİLECEK MADDİ ZARAR YÖNÜNDEN; 22.03.2023 Ek Rapor/ hesap tarihi dikkate alındığında; 24/09/2017 tarihinde destekçi …’un vefatı sonrasında; Annesi …’ nın; toplam DYK zararının 239.266,97 TL olduğu, davalı tarafın olayın oluşumunda % 70 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda davalılardan 167.486,88 TL talep edebileceği, dava dışı eş ve oğlu …’a yapılan (… Hesabı tarafından) ödemeler sonrası teminat bakiye limiti 237.454,00 TL içinde bulunduğu, Davacı müteveffanın kardeşi …’nın, ablasını kaybettiği tarihte 32 yaşında 14.10.2012 tarihinden itibaren evli olduğu ve davacı vekilinin kardeşinin sürekli desteğinde olduğunu ispatlar herhangi bir belge sunmadığının tespiti ile, davacı … işçin destek yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılamayacağı, (her bir davacı için ayrı ayrı–fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edildiği-12.07.2021 tarihli beyan) Dosyada bulunan belgelerde davacı anne için 22.08.2019 tarihinde tazminat talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulduğu, alınan kararda usulden red edildiği görülmekle, yapılan 22.08.2019 başvuru tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin (26.01.2021 dava tarihi) ve yasal faiz talep edebileceğinin (sigortalı araç hususidir/ talep yasal faiz) huhuki takdiri elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır
…” şeklinde tespit edilmiştir.
Davacı vekili 25/04/2023 tarihli talep arttırım dilekçesinde; müvekkili …’nın; toplam DYK zararının 239.266,97 TL olduğu, davalı tarafın olayın oluşumunda % 70 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda davalılardan 167.486,88 TL talep edebileceği, dava dışı eş ve oğlu …’a yapılan (… Hesabı tarafından) ödemeler sonrası teminat bakiye limiti 237.454,00 TL içinde bulunduğunun hesap edildiğini, diğer davacı … yönünden hesaplama yapılmadığını, işbu rapor ile birlikte davacı … yönünden, istenen 500 TL tutarındaki maddi tazminat talebini 167.486,88 TL’ye arttırdıklarını, anılan bedelin olay tarihinden itibaren işlemiş yasal faiz ile birlikte müvekkili lehine tazmin edilmesini, diğer davacı … yönünden raporda bir hesaplama yapılmadığından bahisle bu konuda bir talep arttırımının söz konusu olmadığını, arttırmaya esas harç miktarınca eksik olan harcını tamamladıklarını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, eldeki davanın açıldığı 26/01/2021 tarihi itibariyle anılan yasa hükmü uyarınca trafik kazasından doğan tazminat talepleri hakkında sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmasının dava şartı olduğu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde geçerli bir trafik sigorta poliçesi bulunduğundan davacı tarafından dava açılmadan önce … Sigorta A.Ş.’ye yazılı olarak başvuru yapıldığı, ancak davalının celp edilen hasar dosyasından da görüleceği üzere eksik belge olduğu gerekçesiyle başvuruyu sürüncemede bıraktığı ve herhangi bir tazminat ödemesinde bulunmadığı, bu halde davacının dava öncesinde sigorta şirketine yazılı başvuru şartını yerine getirdiği tespit edilmekle, davalının dava şartı yokluğuna ilişkin itirazları kabul edilmemiş, bu konuda usuli bir eksiklik bulunmadığından tespit edilmiştir.
Davacı … destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi noktasında davalı sigorta şirketine yaptığı yazılı başvurudan sonuç alamaması üzerine 22/08/2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti 2019/74595E. 2019/106136K. sayılı dosyasında davacının başvurusunun usulden reddine karar vermiştir. Dolayısıyla eldeki dava dosyası bakımından derdestlik ve kesin hükmün yasal şartları oluşmadığından davalı vekilinin bu yöndeki usuli itirazları da yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında 2918 sayılı KTK’ nın 109/2. maddesi hükmü uyarınca eylem aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğmuşsa uzamış ceza zaman aşımı süreleri geçerli olacaktır. Davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün müteveffa yayaya çarpması sebebiyle yaya … vefat ettiğinden eylemin aynı zamanda cezayı gerektirir fiilden doğduğu, bu itibarla TCK 85/1, 66/1-e. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin 15 yıl olduğu (Y.4.HD. 2021/9945 E. 2023/494K.), dava konusu trafik kazasının tarihi 24/09/2017 olup uzamış ceza zaman aşımı süresi eklendiğinde 24/09/2032 tarihinde zaman aşımı süresinin dolacağı, eldeki davanın 26/01/2021 tarihinde açılması karşısında zaman aşımı süresi dolmadığı açık olduğundan davalının zaman aşımı itirazlarının da reddine karar verilmiş, davanı esasının incelenmesine geçilmiştir.
… ili … ilçesinde 24/09/2017 tarihinde saat 22:50 sıralarında, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın davalı sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı aracın .. köprü istikametinden Soyak … istikametine doğru seyir halinde iken … Caddesi mevkisine geldiğinde, bu sırada müteveffa …’un Sancar sokak istikametine doğru yolun karşı tarafına geçmek istediği esnada davalı sürücünün müteveffa yaya …’a çarparak trafik kazasının meydana geldiği, davalı sürücünün kaza mahallinde durmayıp aracı ile yoluna devam ettiği ve bu suretle kaza mahallinde ayrıldığı, bahse konu trafik kazası nedeniyle …’un vefat ettiği anlaşılmıştır.
Trafik kazasında vefat eden …’un annesi davacı … olup, diğer davacı … (…yoğlu) ise müteveffanın kardeşidir.
Davaya konu trafik kazasının ölümle sonuçlanması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma da yürütülmüş, … 56. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ceza dava dosyasında davalı / sanık … hakkında TCK’ nın 85/1. maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, Ceza Mahkemesince trafik kazasına yönelik tüm delillerin toplandığı ve kusur raporu alındığı, buna göre suça konu trafik kazasında sanık araç sürücüsünün hızını mahal şartlarına uydurmamak, alkollü araç kullanmak, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sebebiyle asli kusurlu olduğu, müteveffa …’un ise yaklaşan aracın hızını ve mesafesini dikkate almadan taşıt yoluna girdiğinden yayaların uyacağı kuralları ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu kabul edilerek; davalı / sanık …’in TCK 85/1. maddesi uyarınca neticeten 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına/ mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır. İşbu kararın sanık ve katılan tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi Başkanlığı 2020/4597 Esas, 2021/1390 Karar sayılı ilamı ile, ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, bu suretle ilk derece mahkemesinin kararınını onamış ve ceza mahkemesinin kararı kesinleşmiştir.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsü davalı …’in meskun mahal şartlarında aracının hızını yol ve görüşe ilişkin trafik şartlarına uydurmadığı, ilerisinde bulunan kavşağa yavaşlamadan hızlı ve tedbirsizce seyrini sürdürdüğü, bu nedenle zamanında etkili manevra ve fren tedbirlerini uygulamadığından kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu; müteveffa yaya …’un ise yaklaşan otomobilin mesafesini dikkate almadığı, yolun karşısına geçmek için emniyetli bir süre beklemediği, bu suretle tehlikeden kendini sakınamadığı, tedbirsizce taşıt yoluna girerek kendi can güvenliğini tehlikeye attığından tali kusurlu mahkememizce olduğu kabul edilmiştir.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazaları kusur uzman İ.T.Ü. Makine Fakültesi Fakültesinde Öğretim Üyesi ve Yüksek Makina Mühendisi …’e tevdi edilmiştir. Bahse konu raporda belirtildiği üzere, davalı sürücü …’in aracının hızını teknik özelliğine ve görüş durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak, kavşak noktasına yavaşlamadan ilerlemek, gece vakti meskun mahalde ve kavşak noktasında yayaların her an yola çıkma tehlikesini öngörmemek, alkollü, hızlı ve tedbirsiz araç kullanımı sebebiyle zamanında etkili fren, korna ve direksiyon manevra tedbirlerine başvurması sebebiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/c,d, 52/a,b, 57/a, 74, 109/d maddelerinin ihlal ettiğinden %70 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’un ise yaklaşan otomobilin mesafesini dikkate almadığı, yolun karşısına geçmek için emniyetli bir süre beklemediği, bu suretle tehlikeden kendini sakınamadığı, tedbirsizce taşıt yoluna girerek kendi can güvenliğini tehlikeye attığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/d, 68/a,b,c, 94/c, 138/b,d, maddelerinin ihlal ettiğinden %30 oranında kusurlu olduğu doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve tayin edilmiştir.
Bu aşamada belirtmek gerekir ki, tarafların kusur raporuna karşı gerekçeli ve somut bir itirazları yoktur. Eksik tahkikat yapılmaması adına soyut itirazları yine de inceletilmiş, bilirkişiden ek mütalaa alınmıştır. Ancak, uzman bilirkişi tarafından kök rapordaki kusur oranlarında ısrar edildiği, tarafların soyut itirazlarının sonuca etkili olmadığı gerekçesi ve nedenleri ile açıklanmıştır.
Nihayetinde, Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 17/06/2022 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, davalı sürücünün ve davacı yayanın ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna / oranlara gerekçeli ve denetime açık olduğundan ve ayrıca raporun içeriği de denetlenerek itibar edilmiş, hükme esas alınmıştır.
A- MADDİ TAZMİNAT
Davacılardan … / kızının, … kız kardeşinin trafik kazasında vefat etmesi sebebiyle 12/07/2021 tarihli talep açıklama dilekçesi ile HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ayrı ayrı 500,00 TL’den toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve diğer tüm deliller celp edildikten sonra dosya, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması amacıyla aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’a tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi hükme esas alınan 22/03/2023 tarihli ek raporunda, davacı … için destekten yoksun kalma maddi tazminatı 167.486,88 TL olarak hesaplamış; davacı … için müteveffanın sürekli desteğinde bulunduğunu ispatlar bilgi ve belge sunulmadığından bu davacının destekten yoksun kalma maddi tazminatı isteyemeyeceğini mütalaa olarak bildirmiştir.
Aktüer ek raporun detaylı, gerekçeli ve denetime elverişli olması, davacılar ve dava dışı eş ve çocuk için dahi müteveffanın tüm destek paylarının yerleşik içtihatlara uygun şekilde hesap edilmesi ve dağıtılması, davacı … / kardeş yönünden yapılan bilimsel tespitlerin ve açıklamaların Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairelerinin uygulamalarına bu daire kararlarına atıf da yapılarak uygun nitelikte olması, özellikle 24/09/2017 kaza tarihi itibariyle yapılan hesaplamada güncel içtihatların dahi takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından ek rapor hüküm kurmaya elverişlidir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. aktüer kök raporuna yönelik itirazlarının aynısını bu sefer ek rapora karşı yeniden ileri sürmüş olup kısaca bu itirazlara cevap verilmesi ve değinilmesi zorunludur. Bilirkişi kök raporunun 17.syf. 5.2.maddesi ile asgari geçim indiriminde yerleşik içtihatlar uyarınca fiilen çalışılacak aktif dönem gelirleri hesabında AGİ’ nin hesaplamaya dahil edileceği, pasif devre zararında ise dikkate alınmayacağı (Y.17. HD. 2013/5369 E. 2014/5163K.) isabetli olarak belirtilmiştir. Öte yandan; davalı vekili müteveffanın kaza tarihinden iki sene sonra ikinci çocuğunun dünyaya geleceğini, bu nedenle davacıların destek paylarının daha da azalacağını söyleyerek itirazda bulunmuştur. Bilirkişi mütalaasında müteveffanın kaza tarihinde 38 yaşında olduğunu ve 11 yaşında çocuğunun bulunduğunu, kaza tarihinden iki sene sonra müteveffanın 40 yaşında olacağını, bu sırada tüm dünya genelinde pandeminin yaşandığını, ilk çocuktan 13 yıl sonra ikinci çocuğun dünyaya gelmesi ihtimalinin değinilen sebeplerle yerinde görülmediğinden kök rapordaki görüşünü muhafaza etmiştir. Mahkememizce aktüer bilirkişinin mütalaasına ve nedenlerine ilave gerekçe olarak iştirak edilmiştir. Ancak, bilindiği üzere, gerçek durum ortada iken varsayıma dayalı tazminat hesabı yapılamaz. Başka bir anlatımla, müteveffanın kaza tarihi itibariyle geride yalnızca bir çocuğu bulunduğundan gerçek duruma göre destek paylarının belirlenmesi ve tazminatı hesabı yapılması isabetlidir. Bu nedenle, davalının muhtemel ikinci çocuk ve destek paylarına ilişkin varsayıma dayalı itirazları yerinde görülmemiştir (Bu hususta birebir emsal için bkz. Ankara BAM 26. HD. 2020/1175E. 2022/2096 K.). Davalı vekili, destekten yoksun kalma maddi tazminat hesabında ayrıca 1,8 teknik faiz hesabı yapılarak maddi tazminatın belirlenmesi gerektiğini ifade etmiş ise de; 24/09/2017 kaza tarihi itibariyle 1,8 teknik faiz hesabına yönelik hesaplama yönteminin Anayasa Mahkemesinin Genel Şartlar hakkında verdiği iptal kararı neticesinde somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, zira 1,8 teknik faiz hesaplama yönteminin Genel Şartlardaki cetvellerle getirildiği ve genel şartların iptaliyle birlikte 1,8 teknik faiz hesabına göre maddi tazminatın belirlenmesinin mümkün olmadığı, bilindiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dava dosyaları hakkında uygulanmasının zorunlu olduğu, aynı yönde olmak üzere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında bu hususun vurguladığı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel içtihat ve uygulamalarında anılan gerekçeyi destekler mahiyette tazminat hesabında TRH 2010 yaşam tablosu ve prograssivve rant (devre başı rant) formülünün uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden davalının bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiş, az yukarıda ifade edildiği üzere ek rapor içeriği de denetlenerek hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekili, aktüerya bilirkişisinin 22/03/2023 tarihli ek raporu doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş, davacı … için 500,00 TL’lik maddi tazminat talebini 167.486,88 TL’ye artırmış, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiş, bedel artırım dilekçesinin bir sureti davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bu aşamada vurgulanmalıdır ki, aktüer bilirkişi kök ve ek raporunda müteveffanın davacı …’nun kız kardeşi olup, davacının müteveffanın sürekli desteğinde bulunduğunu ispatlar bilgi ve belge sunulmadığından bu davacının destekten yoksun kalma maddi tazminatı isteyemeyeceği belirtilmiştir.
Gerçekten de; kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır (Y. 17. HD. 2016/1539 E. 2018/393 K.). Ne var ki, somut olayda davacı, müteveffa kardeşinin kendisine eylemli sürekli ve düzenli olarak yardım ettiğini ispatlayamamıştır. Aksine, davacının, müteveffanın ölüm tarihi itibariyle 32 yaşında destek yaşını geçtiği, 14/10/2012 tarihinden itibaren evli olduğu, ayrıca davacı hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacının danışmanlık yapması sebebiyle aylık 8.000,00 TL kazancının bulunduğu, bu itibarla müteveffa kardeşinin desteği olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında; davacı …’nun destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmiştir.
Davaya konu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsü davalı …’in kusurlu olması nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş.’ nin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde zarardan diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu, bu bağlamda aktüer bilirkişinin 22/03/2023 tarihli ek raporunda hesap edilen 167.486,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava dışı eş ve çocuk için dava dışı … Hesabı tarafından yapılan ödeme tutarı dahi mahsup edildiğinde ZMMS poliçe limitleri dahilinde kaldığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesi doğrultusunda davacı … için 147.486,88 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 22/08/2019 tarihinden itibaren (Davacı … tarafından destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için dava öncesinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmış ise de, bu başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, işbu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi noktasında davalı sigorta şirketi temerrüte düştüğü kabul edilerek Sİgorta Tahkim Komisyonuna başvuru tarihi temerrüt başlangıç tarihi olarak esas alınmıştır.) davalı … için kaza tarihi olan 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (davacılar vekilinin faiz türüne ilişkin talebiyle bağlı kalınarak) ile birlikte maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
B-MANEVİ TAZMİNAT
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminat yönünden, davacıların murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vefatından dolayı manevi olarak elem ve ızdırap duyacakları, zarar uğrayacağı muhakkaktır. Ancak, manevi tazminatın amacı, istemde bulunanın manevi zararlarını uygun bir miktarda karşılamak olduğu kadar, sebepsiz zenginleşmesine de yer vermemektir.
Davacı …’nın 30.000,00 TL manevi tazminat, davacı …’nun 20.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunduğu belirlenmiştir.
Bilindiği üzere, bir kimsenin ölümü ona en çok en yakın eş, anne- baba ve çocukların manevi olarak elem ve üzüntü duymasına yol açmaktadır. Hayatın olağan akışı da bu şekilde cereyan etmektedir. Ancak, manevi tazminat takdir edilirken bu duyguyu karşılayacak oranda bir tazminata hükmedilmesi, yaşanan acının bir nebze olsun azaltılması önemli olduğu kadar, tazminat isteminin mamelek hukukuna yönelik bir cezalandırma olarak görülmemesi ve sebepsiz zenginleşmeye neden olunmaması gerekir.
Mahkememizce, yukarıda açıklanan ilkeler ve az önce değinilen hususlar nazara alınarak müteveffanın kaza tarihindeki yaşı, kazanın oluş şekli, özellikle davalı sürücünün asli düzeydeki kusuru, müteveffa yayanın ise tali düzeyde kusurlu olması, davacıların ayrı ayrı müteveffaya yakınlık durumları, olay tarihinde paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı sürücünün kaza gerçekleştikten sonra olay mahallinden ayrılması ve hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı anne … için 20.00,00 TL, davacı kardeş … için 10.00,00 TL manevi tazminat takdir edilmiş, fazlaya ilişkin manevi tazminat talepleri yerinde görülmeyerek manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu suretle Mahkememizdeki vicdani kanıya göre hükmedilen tutarların adalet duygusunu pekiştirecek, bir nebze olsun davaya konu trafik kazası sebebiyle duyulan elem ve üzüntüyü dindirecek ve tatmin edecek düzeyde olduğu ve ayrıca tarafların zenginleşmesine – fakirleşmesine mahal vermeyeceği değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
I.MADDİ TAZMİNAT
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 167.486,88 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 22/08/2019 tarihinden itibaren, davalı … için kaza tarihi olan 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı …’nın destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin tümden REDDİNE,
II.MANEVİ TAZMİNAT
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
III.HARÇ
Davanın başında maddi ve manevi tazminat isteminin toplamı olan 51.000,00 TL üzerinden toplam 174,20TL peşin harç yatırıldığı, maddi tazminat istemi olan 1.000,00 TL’ye isabet eden peşin harç tutarının 3,42 TL ; manevi tazminat istemi olan 50.000,00 TL’ ye isabet eden peşin harç tutarının 170,78 TL olduğu anlaşılmakla; ( 3,42 TL + 170,78 TL = 174,20 TL ) ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekmiştir.
3.1. Maddi tazminat yönünden kabul edilen dava değeri (167.486,88 TL) üzerinden alınması alınması gereken 11.441,02 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 3,42 TL’nin ve 1.990,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 9.447,60 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3.2. Manevi tazminat yönünden kabul edilen dava değeri (30.000,00 TL) üzerinden alınması gereken 2.049,30 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.878,52 TL harcın davalı …’ten alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
IV.YARGILAMA GİDERİ
Maddi ve manevi tazminat istemlerinin hepsi yönünden tahkikat bir arada yürütülmüş, birlikte yargılama gideri yapılmıştır. Bu nedenle, ortak yargılama gideri yapıldığından tarafların haklılık durumlarına göre oranlama yapılmak suretiyle yargılama giderleri paylaştırılmıştır.
4.1.Davacılar tarafından yapılan 174,20 TL peşin harç, 1.990,00 TL tamamlama harcı, 367,70 TL posta ve tebligat masrafı ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.531,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.105,70 TL’sinin davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden manevi tazminat isteminde bulunulmadığından davalı … Sigorta Sigorta A.Ş.’nin bu yargılama giderinin 3.482,01 TL’sinden sınırlı ve birlikte sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4.2.Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 5.95 TL’sinin davacılardan (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden manevi tazminat isteminde bulunulmadığından ve sadece maddi tazminat üzerinden hesaplama yapılarak ) müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş. üzerinde BIRAKILMASINA,
V.VEKALET ÜCRETİ
5.1.Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri (167.486,88 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 26.123,03 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
5.2.Davalı … Sigorta A.Ş. yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından reddedilen dava değeri (…’nun 500,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat davası) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 500,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye VERİLMESİNE,
5.3.Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri (20.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
5.4.Davacı … yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından kabul edilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.1 maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’ten alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
VI.ARABULUCULUK ÜCRETİ
6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
6.1.) 1.195,86 TL’sinin davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden manevi tazminat istemi bulunmadığından davalı … Sigorta Sigorta A.Ş.’nin arabuluculuk ücretinin 1.014,20 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6.2.) 124,14 TL’nin davacılardan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
VII.HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yasal temsilcisinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır