Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/711 E. 2021/798 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/711
KARAR NO : 2021/798

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 22/02/2019
KARAR TARİHİ : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ile … A.Ş. arasında imzalanan Faktoring Sözleşmesine istinaden alınan 21.03.2019 vadeli 42.568,00 TL’lik çekin, 12.04.2019 vadeli 20.000,00 TL’lik çekin, 20.05.2019 vadeli 96.874,00 TL’lik çekin, 22.05.2019 vadeli 112.450,00 TL’lik çekin keşidecisinin davacı şirket olduğunu, sözleşmeye konu çeklerin vadesinde ödenmediğinden bankaya ibraz edildiğini ve karşılığının alınamadığını, …A.Ş’nin … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından 22.02.2019 tarihinde konkordato davası açtığını, mahkemece 27.02.2019 tarihli ara karar ile geçici mühlet, 12.07.2019 tarihi itibariyle de 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, Mahkeme 21.06.2021 tarihli gerekçeli kararında … A.Ş hakkında konkordatoya tabi borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca Temmuz 2021 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik tutarının ilk 12 ayda (Temmuz 2021 – Mayıs 2022) 6 eşit taksitle; %25’lik tutarının ikinci 12 ayda (Temmuz 2022- Mayıs 2023) 6 eşit taksitle; %30’luk tutarının üçüncü 12 ayda (Temmuz 2023- Mayıs 2024) 6 eşit taksitle ve son %30’luk kısmının da dördüncü 12 ayda (Temmuz 2024- Mayıs 2025) 6 eşit taksitle ödenmesine,konkordatoya tabi olan borçlar yönünden yukarıda belirtilen oranlarla tespit edilen 12 aylık periyotlarla yapılacak ödemelerin, alacaklının iskontolu alacak tutarını geçmemek kaydıyla en az 15.000 TL olmasına; bu suretle her bir alacaklıya her 12 aylık periyotta toplamda en az 15.000 TL ödenmesine, alacak tutarının 15.000 TL’den az olması veya kalması halinde ise alacağının tamamının o dönemde ödenmesine karar verdiğini, davacı alacağının 263.772,00TL olarak nisap ve projeye dahil edildiğini. müvekkili şirketin borçludan 21.03.2019 vadeli 42.568,00 TL’lik çek, 12.04.2019 vadeli 20.000,00 TL’lik çek, 20.05.2019 vadeli 96.874,00 TL’lik çek, 22.05.2019 vadeli 112.450,00 TL’lik çeke ilişkin toplam 271.892,00 TL ve işleyen faiz alacağı bulunduğunu, alacağı konkordato komiserliğine bildirdiklerini ve bildirilen alacağın bir kısmının çekişmeli hale gelerek, alacağır 263.772,00 TL kabul edilerek konkordato projesine dahil edildiğini, toplam alacakları üzerinden konkordato projesi kapsamında tenzilat yapılarak %45 indirimli hali olan 145.074,60 TL ödenmesine karar verildiğini, tasdik kararının üzerinden 4 ay geçmesine rağmen taksitlerin düzenli olarak ödenmediğini, eksik ödeme yapıldığını, Eylül ayı taksitini ise hiç ödemediğini, tasdik kararına rağmen alacakların henüz ödenememiş olmasının alacaklıları zarara uğratmakta olduğunu, Konkordato projesine aykırı davranan …A.Ş’nin konkordato tasdik kararının kaldırılması gerektiğini, kayyum raporunda da görüleceği üzere davalının tasdik kararına binaen ödemelerin tamamını yapamamakta olduğunu, davacının, konkordato projesine, tedbirlere ve verilen mühlet kararlarına itiraz ettiğini, konkordato komiseri tarafından alacağın dayanağı olan çeklerin ibrazının istendiğini, ancak söz konusu çeklerin davacı tarafta olmayıp icra dairesinde olduğundan çeklerin ibrazının gerçekleştirilemediğini, taraflarında olmayan çeklerin ibrazı mümkün olmadığını, borçlu şirketin yasaya aykırı bir şekilde ödemenin yapılması için çek asıllarının ibrazını talep etmekte olduğunu, alacağa konu çeklerde borçlu şirket dışında ciranta bulunduğundan icra takibine konu edildiğini, çek asıllarının icra dosyalarına ibraz edildiğini ve icra kasasında olduğunu, İİK 308/e gereği kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklının konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte «konkordatoyu tasdik eden mahkemeye» başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebileceğini, davacının konkordato tasdik projesi oylamasında kabul oyu kullanmadığını beyanla, İİK 308/e uyarınca müvekkili lehine konkordato tasdik kararının kısmen feshi ile tüm tedbirlerin müvekkili lehine kaldırılmasına, dava masraf ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini dava etmiştir.
Gönderme kararını veren … 21.Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas … Karar sayılı kararındaki gerekçede; “Konkordato kararını veren mahkeme … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi olup, …E.sayılı dosyada tasdik ve mühlet kararı verilmiş olup, konkordatonun İİK 308/e maddesi uyarınca kısmen feshi de ancak aynı mahkemeden istenebilecektir. Bu nedenle dosyanın … 2.Asliye Ticaret mahkemesine tevzi edilmek üzere gönderme kararıyla kapatılmak kaydıyla dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” ibareleriyle dosyanın gönderilme nedeni açıklanmıştır.
25/10/2021 tarihi itibariyle yazılan gerekçeli karar sonrası dosya 27/10/2021 tarihi itibariyle tevzi müdürlüğünce mahkememize tevzi olunmuştur.
5235 sayılı Kanunun 5.maddesi 6545 sayılı 45.mad ile değişik gereğince; ” dava değerine bakılmaksızın;1. İflas, (…)(1) iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara,(1) ” heyet halinde bakılacaktır.
İİK geçici 14. Maddesi ne 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. Maddesiyle yapılan değişiklik sonucu; Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin, İhtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, iş bu kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine ” karar verilmiştir.
Dava dosyasında mahkememizin görevli olup olmadığı ele alınmadan önce usule uygun olarak Mahkememize intikal etmiş bir dava dosyasının varlığı gerekir. O halde öncelikle bu husus ele alınacaktır.
Yukarıda açıklanan kanun gereğince konkardota nedeniyle açılan davalarda İstanbul 1,2,3 Asliye Ticaret Mahkemeleri özel görevli mahkeme olarak belirlenmiştir.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “ nun 46. maddesinde , 2004 sayılı Kanuna , geçici 14.maddenin eklendiği belirtilmiş, geçici 14. maddede ise,”Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur. Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında, İflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler “, düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 66/ b bende ki düzenlemeden söz konusu hükümlerin yayım tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) hususlardan kaynaklanan davalara; 1-Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin,2-Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1,2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14.maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kapsamda görülmekte olan davalar bakımından İflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına, mahkemelerin derdest dava dosyalarının bu karara dayanarak anılan mahkemeye göndermeyeceğine, iş bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine karar verildi “ şeklinde karar alınmıştır.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan İstanbul BAM 17. HD. 2019/2106 E.-2019/1721 K.sayılı ilamı ile bir kısım Yargıtay daire uygulamalarına uygun olarak iflas-konkordatodan kaynaklanan davalara bakan asliye ticaret mahkemesi ile iflas-konkordatodan kaynaklanan davalara bakmayan asliye ticaret mahkemeleri arasında verilen “gönderme kararının” usul hukuku tekniği anlamında “görevsizlik kararı” niteliğinde olduğu yönündeki uygulamayı benimsemiştir. Yine iki mahkeme arasındaki görevsizlik kararı olmadığı sürece merci tayin etmeye ilişkin karar vermeyen BAM kararları hukuken eleştiriye açık olsa da somut olaya özgü hallerde merci tayin etmektedir. (İstanbul BAM 37. HD 2019/1839E. 2020/68K.sayılı ilâmı)
Kaldı ki “gönderme kararı” hukukumuzda, 6762 sayılı TTK döneminde iş bölümü itirazı üzerine ve yasal koşulların oluşması durumunda verildiği takdirde ancak bağlayıcılığı olan bir karardır. (…, Hiç Veya Süresinde İlk İtiraz Olmadığı Halde TTK Uyarınca Verilen Gönderme Kararlarının Bağlayıcılığı, Terazi Hukuk Dergisi, Ankara, Temmuz, 2009) Bu nedenle bu noktada nitelik olarak bir gönderme kararı olabilmesi de söz konusu değildir.
O halde Yargıtay ve BAM’ın uygulamaları karşısında İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesi kararının usul hukuku tekniği anlamında “görderme kararı” değil bir görevsizlik kararı niteliğinde olduğu mevcut açıklamalar ile sabittir. Mevcut uygulamaya direnme dahi mümkün olmadığından yargısal uygulamaların gereğinin yerine getirilmesi usulen zorunludur. Buna göre adı geçen görevsizlik kararı sonrası dosyasının mahkememize usule uygun intikal edip etmediği öncelikle irdelenmelidir.
HMK.m.20 uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine ve yapılan talep sonrası dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi gerekir. Elbette dosyaya yeni bakacak mahkemenin görevinin başlayabilmesi önceki görevsizlik kararının şeklen kesinleşmesi gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararlarında da belirtildiği üzere, kararı kesinleştiren tebligat bilgilendirici ve belgelendirici olup her aşamada ve re’sen ele alınması gereken veya en azından görevli mahkemece değerlendirmesi gereken usuli meseledir. O halde halihazırda bir görevsizlik kararı olduğu anlaşılmakla Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
“Bilindiği üzere, görevsizlik kararı veren mahkeme bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden (re’sen) görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK’nun 20. maddesi). İki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
(….)Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki açık düzenleme uyarınca somut olayda olduğu üzere görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin, iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Ancak, görevsizlik kararından sonra görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği açıktır. Nitekim, HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu kararın tebliği tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
(…)Bu durumda ortada usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir görevsizlik kararının varlığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Görevsizlik kararı kesinleşmediğinden görevli mahkemede davaya devam edilmesi de mümkün değildir.
O halde; öncelikle görevsizlik kararının davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesinin sağlaması için dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile kararın anılan mahkemece kesinleştirilmesi gerekmektedir. “(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı 2017/1-1237E. 2019/453 K.sayılı ilamı)” Oysaki henüz görevsizlik kararı niteliğindeki … 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/609 Esas 2021/736 Karar sayılı ilâmının tebliği dahi yapılamamıştır. Halihazırda Mahkememizin ihtisas alanına giren davalara ilişkin bu tip kararların tebliğine ilişkin eksiklik var ise eksiklikler, ilgili asliye ticaret mahkemesi tarafından ve açıklanan şekilde giderildikten sonra yeniden Mahkememize teslim edilmekte, kimi zaman ise diğer asliye ticaret mahkemeleri tarafından davanın niteliği gereği ihtisas mahkemesi olan Mahkememize yönelik zaten görevsizlik kararı verilmekte, verilen kararların tebliğ işlemlerinin ilgili mahkemece tamamlanmasından sonra dosyanın Mahkememize teslimi sağlanmaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda atıf yapılan Yargıtay HGK ilamında da belirtilmiş olduğu üzere İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/609 Esas 2021/736 Karar sayılı ilamı görevsizlik kararı niteliğinde olduğundan dolayı öncelikle taraflara tebliğ olunması için dosyanın İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/609 Esas 2021/736 Karar sayılı ilamı görevsizlik kararı niteliğinde olduğundan dolayı öncelikle taraflara tebliğ olunması için dosyanın İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine,
2-AKABİNDE BU DOSYANIN İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARAFINDAN HAZIRLANACAK ÜST YAZI İLE DOĞRUDAN MAHKEMEMİZ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNE TESLİMİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın niteliği gereği kesin olarak ve oy birliği ile karar verildi. 26/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …