Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/693 E. 2022/266 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2022/297

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 2017 yılı içerisinde davalı tarafa 3 defa toplam 94.,000-TL karşılığında faturası kesilerek danışmanlık ve proje hizmeti verildiğini, davalı tarafça iş bu yapılan işler karşılığında bugüne kadat 11.400-TL ödendiği, kalan miktarın ödenmemesi üzerine, davacı tarafından karşı tarafa … 3.Noterliği vasıtasıyla … yevmiye no ile … tarihinde ihtamame keşide edildiğini, devamla ödemenin yapılmaması … 6.İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosya ile ilamsız takiplerde ödeme yoluyla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini tebliğ eden karşı tarafın, işbu takibe itiraz etmesi üzerine, dava türünün mahiyeti itibariye zorunlu arabuluculuğa gidilmesi gerektiğini, davacı tarafından … Arabuluculuk Bürosuna müracaat edildiğini, devamla görüşme sonucunda karşı tarafla anlaşma sağlanamadığını, anlaşma sağlanamaması üzerine, hukuki dayanağı bulunan alacağın alınması adına açılan icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edilmesi üzerine, hukuken alacağa kavuşmak için, Mahkemede iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiş bulunulduğunu, borca haksız olarak itiraz etmiş bulunan davalının haksız itirazının iptalini, takibin takip tarihinden itibaren ödeme gününe kadar yıllık adi kanuni faiz ile devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini, yargılama masrafları ile ücret-i vekaletin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dosyasında davacı vekilinin iddiaz edilen hususların bütünüyle haksız, belgesiz, somutlaştıramadığını, hukuka aykırı olması sebebiyle iş bu cevap dilekçesinin süresi içerisinde Sayın Mahkemeye sunulması zorunlu hale geldiğini, davacının iddialarını asılsız, uydurma, haksız ve mesnetsiz olduğunu, belge olarak iddia ettiği tek şey ihtarnameler olup, incelendiğinde hiçbir cümlesinin birbirini tutmadığını, soyut söylemden ve iftiradan başkaca bir şey ifade etmediğini, kapalı faturalar borcun davalı tarafından ödendiği hususunda karine teşkil edeceğini, aksini ispat külfeti davacıda olduğunu, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğunu, bu faturanın da kapalı fatura olup, ticari örf ve gelenek gereği kapalı faturanın ödenmiş olduğuna dair karine teşkil ettiğini, mevcut karine karşısında alacaklının fatura bedelini tahsil etmediğini kendisinin kanıtlaması gerektiğini izahtan vareste olduğunu, 11.05.2017 tarihlerinde, … firmasına 29.500,00 TL ve … nolu fatura ile, 18.05.2017 tarihinde ise 17,700,00 TL ve … nolu fatura ile 2 adet danışmanlık hizmetleri adı altında kapalı fatura kestiğini, ücretlerini de fatura kestiğinde peşin elden aldığını, dosyaya sunulmuş faturalar fotokopi olup, unvan ve kimin adına kesilen kısımlarının okunaklı olmadığını, bu faturaların orjinallerini dosyaya sunma zorunluluğu olduğunu, faturaların asıllarını sunar ise 25.07.2017 tarihli ve … nolu faturanın … Denetime ait olmadığı görüleceğini, şirketin ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin mevcut olduğunu, usulüne uygun tutulduğunu, bu nedenle ticari defterlerin lehlerine delil teşkil ettiğini, davacı tarafın 2017 ve sonrası defterlerinin usulüne uygün tutulmadığı kanaatinde olduklarını, faturaları arşivden çıkararak, mahkemeye sunulduğunu, davacının 25.08.2020 tarihinde ve … nolu … 3.Noterliğinden şirketlerine çektiği ihtarnamede, 25.07.2017 tarih 47,200,00 TL ve … nolu faturanın şirketlerine ait olmadığını, hayat … adında, kendisinin ve şirketiyle hiçbir organik bağı olmayan başka bir tüzel kişiliğe kestiği fatura olduğunu, ihtarnamedeki tarihinde yanlış olduğunu, ilerleyen günler ve yıllarda da kendisine sunduğu Teknik ve Danışmanlık hizmetleri sonucu 29.01.2020 tarihinden sonra, İlhan Nuhoğlu ile yaptıkları Alacak/Borç ibranamesinde, bu şahsın kendilerine 1.050.092,87 TL borcu olduğu beyan ve taahhüt ettiği ve karşılıklı imza altına aldıklarını, davacı tarafın 2017 yılında iki adet kapalı fatura kestiğini, parasını peşin aldığı halde, 29.01.2020 tarihinden sonra aralarında yapmış oldukları Alacak/Borç mutabakatında şahsına borçlu iken, 4 yıl sonra haksız biçimde parasını peşin aldığı faturaların bedelini ikinci kez istemesi iyi niyet davranışı olmadığını, izah edilen nedenlerle davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacı yandan tahsili ile mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede davalı tüzel kişi şirkete dava dilekçesinin 05/06/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı tarafça cevap dilekçesinin muhabere kanalı ile 11/08/2021 tarihinde gönderildiği görülmekle cevap dilekçesinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 6.İcra Müdürlüğü …Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı ….Ltd.Şti. tarafından 06.10.2020 tarihinde, … 6.İcra Müdürlüğü…Esas sayılı dosyası ile davalı … Ltd.Şti.’ne 83.000,00 TL asıl alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davalı tarafından süresinde itiraz edildiği, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki danışmanlık ve proje hizmet şeklindeki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı alacak iddiasına dayalı olduğundan ticari defterlerin delil niteliği ve tacirler arası fatura tanzim delil niteliği hakkında mevzuat düzenlemeleri uyarınca uyuşmazlığın tahlili gereklidir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222/4).
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “
1-Davacı …Şti.’ne ait 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı görülmüş olup,ilgili yıllar ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceği,
2- Davalı … Ltd.Şti.’ne ail 2017 yilı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı görülmüş olup, ilgili yıllar ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceği,
3-Davacı …Tic.Ltd.Şti. ile davalı … Ltd.Şti.’ne arasında 2017 yılında ticari hizmet alım- satımı ilişkisinin olduğu,
4- Dava dilekçe ekinde sunulan 11.05.2017 tarihli … nolu 29.500,00 TL tutarlı faturanın Üst ve alt kısmında davacı tarafa ait kaşe ve imza olduğu görülmüş olup, 24.12.2021 tarihinde ticari defter incelemesinde davacı tarafından sunuları faturanın üst ve alt kısmında da davacı tarafa ait kaşe ve imza olduğu,
5- Dava dilekçe ekinde sunulan 18.05.2017 tarihli … nolu 17.700,00 TL tutarlı faturanın üst kısımda kaşe olup imza olmadığı ve faturanın alt kısmında ise davacı tarafa ait kaşe ve imza olduğu görülmüş olup, 24.12.2021 tarihinde ticari defter incelemesinde davacı tarafından sunulan faturanın üst ve alt kısmında davacı tarafa ait kaşe ve imza olduğu,
6- Dava dilekçe ekinde sunulan 11.05.2017 tarihli … nolu 29.500,00 TL tutarlı faturanın ve 18,05.2017 tarihli … nolu 17.700,00 TL tutarlı faturanın davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup, davacı tarafından davalı tarafın cari hesabına borç kayıt edildiği, davalı tarafından ise kasadan nakit ödeme olarak işleme alınıp, cari hesabın kapatıldığı,
7- Davacı tarafından dava dilekçe ekinde sunulan, 25.05.2017 tarihli … nolu 47,200,00 TL tutarlı faturanın, dava dışı …Şti. adına düzenlendiği görülmüş olup, davalı tarafa düzenlenmediği, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafın cari hesabına borç kayıt edildiği ve davalı tarafın ticari defterlerinde ise 25.05.2017 tarihli … nolu 47.200,00 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı tespit edildiği,
8- Davacı tarafından dava dışı … Ltd.Şti. adına düzenlenen 25.05.2017 tarihli … nolu 47.200,00 TL tutarlı faturanın, farklı firmaya ait olması nedeniyle, davacı tarafından davalı tarafın cari hesabına borç kayıt edilmemesi gerektiği,
9- Dava dosyasında yapılan incelemelerde, faturaların davalı tarafa tebliğine ve bu faturalara konu hizmetin davalı tarafa teslimine dair kayıt bulunmadığı,
10-Dava dosyası ve ticari defterler üzerinde yapılan incelemelerde, davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafa kısmen yada tamamen ödeme yapılmadığı görülmüş olup, davacı tarafın 2020 yılı ticari defterlerinde ise 29.11.2016 tarihine ait Kuveyttürk hesabına davalı taraftan 11.400,00 TL ödeme geldiğine dair yevmiye maddesi kaydı yapıldığı,
11-Davacı tarafın ticari defterlerinde, 2017 yılı kapanış kayıtlarında, 2018 ve 2019 yalı açılış kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan 94.400,00 TL alacaklı olduğu görülmüş olup, 31.12.2019 tarihli muhasebe kapanış kayıtlarında ise, hesap mutabakatı 2019 yazılarak, 94.400,00 TL alacağın ortaklar hesabı ile kapatıldığı,
12-2020 yılı ticari defter açılış kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan alacağı olmadığı görülmüş olup, 01.01.2020 tarihli … nolu yevmiye maddesi kaydına ise 29.11.2016 tarihinde Kuveyttürk hesabına davalı taraftan 11.400,00 TL ödeme geldiğine dair yevmiye maddesi kaydı yapıldığı, 31.12.2020 tarihli yevmiye maddesi kapanış kayıtlarında ise davalı tarafın davacı tarafları 11.400,00 TL alacaklı olduğu görüldüğü,
13-Davacı tarafından incelemeye sunulan 2021 yılı cari hesap ekstresinde ise 01.01.2021 tarihinde, hesap mutabakatı 2019 yazılarak, 2019 yılı ticari defter kapanış kayıtlarında ortaklar hesabı ile kapatılan 94.400,00 TL tutarlı alacağın, davalı tarafın 120.İSGG1 nolu cari hesabına borç yazıldığı görülmüş olup, 2021 yılı cari hesap ekstresinde davacı tarafın davalı taraftan 83,000,00 TL alacağı olduğu görüldüğü,
14- Davacı tarafından davalı taratfa 83.000,00 TL alacak için, … 3.Noterliğinin … yevmiye no ile … tarihinde ihtarname gönderildiği görülmüş olup, davalı tarafa 31.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği,
15- Davacı … Tic.Ltd.Şti. tarafından davalı … Ltd.Şti.’ne 06.10.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığında, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde, davacı tarafın davalı taraftan alacağı olmadığı görülmüş olup, davacı tarafın 2021 yılı cari hesap ekstresinde ise, davacı tarafın davalı taraftan 83.000,00 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde tespit edilmiştir.
Eldeki dava ilamsız icra yoluyla gönderilen ödeme emrine vak’i itirazın iptali istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 vd. maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacaktır. Bir eda davası mahiyeti taşıyan bu davalar “itirazın hükümden düşürülmesi” ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türüdür.
İtirazın iptali davalarının görülmesi için gereken koşullardan bir tanesi de takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmasıdır. Yine itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilmelidir.
Somut ihtilafta, davacı tarafça sunulan dava konusu faturaların davalı tarafa tebliğine ve bu faturalara konu hizmetin davalı tarafa teslimine dair kayıt bulunmamaktadır. Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 21/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK m. 222 uyarınca ispatlamış olur.
Davacı tarafın ticari defterlerinde, 2017 yılı kapanış kayıtlarında, 2018 ve 2019 yalı açılış kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan 94.400,00 TL alacaklı olduğu görülmüş olup, 31.12.2019 tarihli muhasebe kapanış kayıtlarında ise, hesap mutabakatı 2019 yazılarak, 94.400,00 TL alacağın ortaklar hesabı ile kapatıldığı, 2020 yılı ticari defter açılış kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan alacağı olmadığı görülmektedir.
2021 yılı cari hesap ekstresinde ise 01.01.2021 tarihinde, hesap mutabakatı 2019 yazılarak, 2019 yılı ticari defter kapanış kayıtlarında ortaklar hesabı ile kapatılan 94.400,00 TL tutarlı alacağın, davalı tarafın 120.İSGG1 nolu cari hesabına borç yazıldığı görülmüş olup, 2021 yılı cari hesap ekstresinde davacı tarafın davalı taraftan 83,000,00 TL alacağı olduğu görülmektedir.
Bu haliyle davacı taraf takip tarihinden sonraki 2021 yılı cari hesap ilişkisinden kayden alacaklı görünmektedir.
Alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlayan ve takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek konu, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında takip tarihi itibari ile haklı olup olmadığının belirlenmesidir. Zira genel hükümlere göre açılacak alacak davalarında haklılık durumu dava tarihi itibariyle tespit edilebilirken, İİK’dan doğan itirazın iptali davalarının sonuçları farklılık arz ettiğinden bu davalarda haklılık durumunun takip tarihi itibariyle belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda öncelikle alacak, takip tarihi itibariyle tespit edilmeli ve sonuca gidilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.06.2020 tarih ve 2017/19921 Esas, 2020/493 Karar sayılı ilamı)
Davacı …Şti. tarafından davalı … Ltd.Şti.’ne 06.10.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığında, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde, davacı tarafın davalı taraftan alacağı olmadığı görülmüş olup, davanın reddine dair hüküm tesis edilmiş; davacının icra takibi başlatmak açık kötü niyeti de tespit edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.022,44 TL’nin harcın mahsubu ile fazladan alınan 941,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE.
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 11.590,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı şirket yetkilisi yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır