Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2021/979 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/644 Esas
KARAR NO : 2021/979

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketten satın alınan PVC granüllerin davacı şirket tarafından üretilen ayakkabıların taban imalatında kullanıldığını, plastik içinde fitalat ya da ftalat olarak bilinen kimyasalların kullanımının sağlığa zararlı olması nedeniyle ağırlıkça %0.1’den daha yüksek konsantrasyonlarda fitalat içeren ürünlerin piyasaya arzedilmesinin yasaklanmış olduğunu, muhtelif tarihlerde 7 adet faturayla toplam 380.638,05 TL ödenerek davalıdan satın alınan PVC ile üretilen ayakkabıların 13.992 çiftinin alınan sipariş neticesi dava dışı … firmasına toplam 521.359,20 TL bedel karşılığı satıldığını, … tarafından bu ürünlerin kontrolü sonucu fitalat testinden kalır sonuç aldığının tespiti nedeniyle ayakkabıların satın alınmasından vazgeçtiğini, bu nedenle müvekkilinin satış gelirinden mahrum kaldığını, durumun davalıya derhal bildirildiğini ve zayi olan bu ayakkabılar için davalıya ilk olarak 282.711,60 TL tutarında fatura kesildiğini ancak ödenmediğini, arabuluculuk görüşmesinde de sonuç alınamadığını belirterek, davalı şirketin ayıplı ürün teslimi nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nın 227.maddesi uyarınca tüm ürünlerin zayi olması göz önünde bulundurularak davalı şirketten satın alınan ürünler karşılığında ödenen bedelin, 6100 sayılı HMK’nın 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’sinin, ayıplı üründen imal edilen ayakkabıların elde kalmasından dolayı uğranılan zararın HMK’nın 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası koşullarını taşımadığını, bu nedenle hukuki yarar dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, ilgili kanunların yüklediği şekil ve süre şartlarına uymadığını, davacı tarafından hak düşürücü süre niteliğindeki ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, davacı dava konusu ayıplı malların tamamını müvekkilinden tedarik edilen PVC granüller ile imal edildiğini iddia etse de müvekkilinin davacı tarafın tek tedarikçisi olmadığını, müvekkilinin tedarik ettiği PVC granüllerin özel üretim olmayıp herkesin piyasadan rahatlıkla bulabileceği çok kullanılan tedariki çok kolay olan bir ham madde olduğunu, davacının öncelikle müvekkilinden satın aldığı ham madde ile dava konusu ayakkabıları imal ettiğini ispatlaması gerektiğini, davacının ham maddeleri teslim aldığı tarihten aylar sonra aldığı ürünlerde fitalat bulunduğu iddiası ile haksız kazanç temin etme yolunu tercih ettiğini, kanun gereğince hasar ve yararın alıcıya geçmesinden sonra satım konusu şeye ilişkin ayıplardan satıcının sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin kendisinden kaynaklı sebeplerle ayıp olduğunun ispatlanması halinde zarar varsa tazmin etmeye hazır olduğunu bildirdiğini, davacının bu talebe uzun süre sessiz kaldığını, sonra da ayakkabı veya tabanları iade edemeyeceğini beyan ettiğini belirterek, öncelikle usule ilişkin itirazlarının değerlendirilmesine ve davanın esasına girilmeden usulden reddine, kanuna ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddine, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı mal satışı iddiasıyla, mal için ödenen bedelin iadesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin satıcıya karşı açılmış belirsiz alacak davasıdır.
Yargılama sırasında henüz ön inceleme celsesi yapılmadan önce davacı vekilince sunulan 22/12/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini belirterek, davalıdan yargılama gideri vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiş, davalı tarafından sunulan 22/12/2021 tarihli dilekçe ile davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını belirterek feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce oluşturulan 23/12/2021 tarihli ara karar taraf vekillerine tebliğ edilerek, Hazineden ödenen dava şartı arabuluculuk ücretinin ödenmesi konusunda anlaşma olup olmadığını beyan için kesin süre verilmiş, beyanda bulunulmazsa HMK md 307 uyarınca davacıya yükleneceği ihtar edilmiş, verilen kesin sürede bu hususta beyanda bulunulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu dikkate alınarak, basit yargılama usulüne tabi olan davada kesin hüküm oluşturan feragat nedeniyle dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebileceği anlaşılmakla dosya duruşma sırasından çekilerek, aşağıdaki şekilde davanın feragat nedeniyle reddine, talep gibi, taraflar lehine-aleyhine yargılama gideri-vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, HMK md 307-312 gereği dava şartı arabuluculuk ücretinin feragat eden davacı tarafa yüklenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı (Harçlar K md 22 uyarınca maktunun 1/3’ü) 19,77-TL olup, peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 39,53-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi, taraflar lehine-aleyhine yargılama gideri-vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/12/2021

Katip …

Hakim …